İsrail medyası: Hamas, esir takası anlaşmasına 3 Filistinli liderin dahil edilmesinde ısrarcı

İsrail medyasına göre Hamas, İsrail ile yapılması muhtemel esir takası anlaşmasının yıllardır İsrail hapishanelerinde tutulan 3 Filistinli liderin serbest bırakılmasını kapsaması konusunda ısrar ediyor

Müebbet hapis cezasına çarptırılan Fetih Hareketi liderlerinden Mervan Bergusi (AA)
Müebbet hapis cezasına çarptırılan Fetih Hareketi liderlerinden Mervan Bergusi (AA)
TT

İsrail medyası: Hamas, esir takası anlaşmasına 3 Filistinli liderin dahil edilmesinde ısrarcı

Müebbet hapis cezasına çarptırılan Fetih Hareketi liderlerinden Mervan Bergusi (AA)
Müebbet hapis cezasına çarptırılan Fetih Hareketi liderlerinden Mervan Bergusi (AA)

İsrailli Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre Hamas, İsrail ile esir takası anlaşmasında Fetih Hareketi Merkez Komite Üyesi Mervan Bergusi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Genel Sekreteri Ahmed Saadat ve Hamas yöneticilerinden Abdullah Bergusi’nin serbest bırakılmasını istiyor.

Filistin’deki kamuoyu araştırmalarında, 64 yaşındaki Mervan Bergusi, Fetih liderleri arasında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’tan sonraki isim olarak öne çıkıyor.

Hakkında 5 müebbet ile 40 yıl hapis cezası bulunan Bergusi, 2002’den bu yana İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunuyor.

İsrailli gazete, “Bergusi’nin serbest bırakılmasının Filistin yönetiminin çehresini değiştirebileceğini” savunuyor.

Hamas’ın ısrarla serbest bırakılmasını istediği, İsrail’in, 2001’deki eski İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’nin öldürülmesine karışmakla suçladığı FHKC Genel Sekreteri Ahmed Saadat, Aralık 2008’de gözaltına alınmış ve hakkında 30 yıl hapis cezası verilmişti.

Hamas’ın önde gelen yöneticilerinden Abdullah el-Bergusi ise 67 müebbet hapis cezasıyla İsrail mahkemeleri tarihinde benzeri görülmemiş bir hüküm ile cezaevinde tutuluyor.

İsrail, mühendis Abdullah el-Bergusi’yi 66 İsraillinin ölümüne 500’ünün de yaralanmasına neden olan saldırıların patlayıcılarını yapmakla suçluyor.

İsrail, Hamas ile 2011’de yaptığı esir takası anlaşmasında 3 Filistinli liderin anlaşmaya dahil edilmesini reddetmişti.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, 20 Aralık’ta İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarındaki gelişmelerle ilgili ülke yetkilileriyle görüşmelerde bulunmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'ye gitmişti.

İsrail medyası, 18 Aralık’ta Mısır ve Katar arabuluculuğunda İsrail ile Hamas arasında yeni bir esir takası anlaşmasına varmak üzere görüşmelerin yapıldığını belirtmişti.

İsrail basını dün de Tel Aviv yönetiminin yeni esir takası anlaşmasında İsrail hapishanelerindeki Filistinli liderlerin esir takası anlaşmasına dahil edilmesi yönünde istekli olduğunu yazmıştı.

İsrail'in Hamas ile yaptığı 2011'deki esir takası anlaşması

Hamas'ın Mısır aracılığıyla İsrail ile 11 Ekim 2011'de yaptığı esir takası anlaşması çerçevesinde, İsrail askeri Gilad Şalit karşılığında hapishanelerdeki 1027 Filistinli tutuklu serbest bırakılmıştı.

Ancak İsrail, serbest bırakılan Filistinlilerden bazılarını yeniden tutuklamış ve haklarında daha önce verilen cezaları yeniden uygulamaya koymuştu.



Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
TT

Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)

Irak'taki Ketaib Hizbullah, Lübnan'daki Hizbullah’ın direnişin silahsızlandırılmasını reddetme kararını savundu ve modern ve gelişmiş bir silah cephanesi ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Iraklı siyasetçiler ise bölgede olası bir çatışmaya hazırlık olarak, vekil güçler arasında ‘birlikteliği’ yeniden canlandırmak için İran'ın bir planı olduğunu ifade ettiler.

Ketaib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el-Hamidavi, herhangi bir tehditle yüzleşmek için ‘direnişin cephaneliğini’ gelişmiş silahlarla destekleme ve teknik kapasitesini güçlendirme çağrısında bulundu. Bu, Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik çabaları sürerken gerçekleşti.

El-Hamidavi yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Suriye'deki rejimin düşüşü, ABD ve İsrail'in Yemen halkına yönelik saldırısı, İran'a karşı haince yürütülen savaş ve sistematik uluslararası baskı gibi son gelişmeler, halkları boyun eğdirmek ve iradelerini elinden almak için yapılan girişimlerden başka bir şey değil.”

El-Hamidavi, “İşgalcilere direnmek ve saldırganları caydırmak, yasalar ve şeriat tarafından güvence altına alınmış meşru bir haktır. Halkların silahları, namuslarını, kutsallarını ve topraklarını savunmak için bir kalkan olmaya devam edecektir. Bu nedenle, direnişin cephaneliğini gelişmiş silahlarla desteklemek, teknik kapasitesini güçlendirmek, savunma ve imha kabiliyetini artırmak, en yüksek hazırlık düzeyine ulaşmak ve her türlü tehdide karşı koymak için gerekli” ifadelerini kullandı.

İran destekli Iraklı örgütün bu tutumu, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın ‘direnişin silahlarını teslim etmeyi’ reddettiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ı silahsızlandırma’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)

Arenaların birliği

Iraklı gözlemciler, Ketaib Hizbullah’ın Hizbullah ile uyumlu tutumunun, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin geçen hafta iki ülkeye yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Gözlemciler, nispeten sakin bir dönemin ardından ortaya çıkan bu yeni tutumları, İran'ın bölgedeki temsilcileri arasında ‘arenaların birliği’ ilkesini yeniden tesis etme girişimi olarak değerlendirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Iraklı siyasetçi, Laricani'nin ziyaretinin sadece iki ülke arasında bir mutabakat zaptı imzalamak amacıyla yapılmadığını, bunun ülkesinin ABD ile gelecekte karşılaşabileceği endişelerini teyit etmek için bir bahane olduğunu ve Irak'ın bu konudaki tutumunu öğrenmek istediğini söyledi.

Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani arasında bir güvenlik mutabakat zaptının imza törenine katıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, mutabakatı reddettiğini açıklayarak, ABD'nin hedefleriyle çelişen ve Irak'taki mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına aykırı olan her türlü adıma karşı olduğunu vurguladı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)

İran'ın endişeleri

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı siyasetçi, “Söz konusu mutabakat zaptıyla İran, Amerikalılara Bağdat ile ilişkilerinin hiçbir koşulda gerilemeyeceğini ima etmek istiyor” dedi.

Iraklı siyasetçi şöyle devam etti: “Mutabakat zaptının imzalanma nedeni, Tahran'ın ABD'nin İsrail hava desteğiyle karadan işgal etme olasılığından korkması olabilir. Bu da Tahran'ın, düşündüğü olasılıklar arasında yer alan bu karadan işgali önlemek için mutabakat zaptını imzalamasına neden oldu.”

Iraklı siyasetçiler, İran'ın Halk Seferberlik Güçleri’ni (Haşdi Şabi) korumadaki ısrarının bu endişelerle bağlantılı olduğunu yaygın olarak tartışıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesinin Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararını reddettiğini doğruladı. Velayeti, Irak'taki Haşdi Şabi’nin Lübnan'daki Hizbullah’ın rolünü üstlendiğini belirterek, “Haşdi Şabi olmasaydı, Amerikalılar Irak'ı yutardı” dedi.