Lübnan: Mahkeme, Carlos Ghosn'un bir villasını boşaltması yönündeki kararı durdurdu

Şirket sahibi onu özel mülke izinsiz girmekle suçluyor

Carlos Ghosn bir basın röportajı sırasında (AP)
Carlos Ghosn bir basın röportajı sırasında (AP)
TT

Lübnan: Mahkeme, Carlos Ghosn'un bir villasını boşaltması yönündeki kararı durdurdu

Carlos Ghosn bir basın röportajı sırasında (AP)
Carlos Ghosn bir basın röportajı sırasında (AP)

Yargıç Habib Mezher başkanlığındaki Beyrut Temyiz Mahkemesi, Beyrut Acil İşler Yargıcı tarafından verilen ve Nissan-Renault grubunun eski CEO'su Carlos Ghosn'u Beyrut'un Eşrefiyye bölgesinde ikamet ettiği villayı boşaltmaya ve sahibi olan Funes şirketine teslim etmeye zorlayan kararın uygulanmasını durdurma kararı aldı.

16 Ekim'de Acil İşler Hakimi Yargıç Hala Naja, Ghosn’un Japonya'dan Lübnan'a kaçtıktan sonra ‘Funes şirketi tarafından 2019'un sonlarında açılan bir davaya dayanarak, ailesiyle birlikte ikamet ettiği villayı bir ayı aşmayan bir süre içinde boşaltmasını’ emreden bir karar yayınladı.

Beyrut Temyiz Mahkemesi tarafından verilen karar Ghosn için geçici bir zafer olarak değerlendiriliyor ancak bir yargı kaynağı Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada acil konular hakiminin kararının uygulanmasının durdurulmasının sadece geçici bir önlem olduğunu, Ghosn'un ikamet ettiği villanın gerçekten sahibi olup olmadığını gösterecek olan kararın ilk etapta verilmesini beklediklerini söyledi. Kaynak, Temyiz Mahkemesi'nin ‘Ghosn'un dava konusu villaya izinsiz girip girmediği ve orada hakkı olmadan mı ikamet ettiği yoksa yasal olarak mı ikamet ettiği konusunda kararını vermek için bir zaman sınırlamasına bağlı olmadığını’ da söyledi.

Ghosn tarafından temyiz edilen el-Ecla mahkemesi kararında, ‘Lübnanlı iş adamının yaşadığı 19 milyon dolar değerindeki villanın, Ghosn'u özel mülke izinsiz girmek ve yasal gerekçe olmaksızın villada yaşamakla suçlayan Lübnanlı Funes şirketi adına kayıtlı olduğu’ belirtildi. Kaynak, "Evi davacının onayı ile ve Ghosn ile Nissan arasındaki sözleşme ilişkisine dayanarak işgal etti" dedi.

Carlos Ghosn'un Tokyo'dan Beyrut'a filmlere konu olacak bir şekilde kaçışının hemen ardından hakkında kovuşturma başlatıldı. Interpol, 2020 yılında Ghosn hakkında tutuklama emri çıkarmış ve Lübnan'a Ghosn'un Japonya'da adaletten kaçtığını ve Tokyo makamları tarafından yargılanmak üzere arandığını, ancak Japon makamlarının Lübnan yargısına Ghosn'un adli dosyasını ve yargılandığı delilleri teslim etmediğini ve Ghosn'un iadesi için bir talepte bulunmadığını, Lübnan makamlarının da iki ülke arasında aranan kişilerin iadesine ilişkin herhangi bir anlaşma olmadığı için Ghosn'u tutuklama kararı almadığını bildirmişti.

Fransız yargısının da Ghosn hakkında dava açması ve Beyrut'a bir yargı ekibi göndermesi dikkat çekti. Ghosn, ‘Renault’a ait fonları şirketin çıkarlarına uygun olmayan sözleşmeler yoluyla dağıtmakla’ ilgili birden fazla davada sorgulandı ve hakkında Interpol tarafından tutuklama emri çıkarıldı. Ghosn'un Lübnan topraklarını terk etmesinin yasaklandığı açıklanmıştı.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.