Mısır’da yeni hükümete yönelik spekülasyonlar tartışma yaratıyor

Mısır’da Başbakan adayları arasında Ulaştırma Bakanı Kamil el-Vezir ve Uluslararası Para Fonu İcra Direktörü Mahmud Muhdiddin’in adı geçiyor

Sisi, Medbuli ile önceki görüşmesinde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Medbuli ile önceki görüşmesinde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır’da yeni hükümete yönelik spekülasyonlar tartışma yaratıyor

Sisi, Medbuli ile önceki görüşmesinde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Medbuli ile önceki görüşmesinde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır’da geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin yeni dönem için zaferinin duyurulmasının ardından yeni bir hükümetin kurulması beklenirken, bir sonraki başbakanın kim olacağına yönelik adaylar konuşulmaya başlandı. Haziran 2018’den bu yana hükümete başkanlık eden mevcut Başbakan Mustafa Medbuli’nin yerini kimin alacağına dair spekülasyonlar arttı.

Beklentiler ikiye bölündü. Bir grup, görevi devralmak üzere Mısır’ın uluslararası ekonomi uzmanlarından birinin seçilmesini desteklerken, bir başka grup ise mevcut hükümetteki bakanların isimlerini öne sürerek devletin stratejisi hakkında daha bilgili olduklarını iddia etti.

Bunun üzerine bazı isimler öne çıktı. Söz konusu isimler arasında mevcut Ulaştırma Bakanı Kamil el-Vezir, Uluslararası Para Fonu İcra Direktörü ve Sürdürülebilir Kalkınma 2030 Gündemi Finansmanı Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Dr. Mahmoud Muhiddin’in yanı sıra Cambridge Üniversitesi Queen’s College Başkanı Dr. Muhammed el-Erian ve mevcut hükümetin Planlama ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Dr. Hala el-Said de yer alıyordu.

Cumhurbaşkanının anayasa yemini etmesinin ardından hükümetin istifasını sunması gerekiyor. Mısır Anayasasına göre Cumhurbaşkanı Sisi’nin yeni dönemi 3 Nisan’da başlayacak ve Temsilciler Meclisi önünde yemin etmeden yeni dönemde görevini yerine getiremeyecek. Bununla birlikte görev süresinin biteceği 2 Nisan’dan önce yemin etme hakkı da bulunuyor.

Mısır Parlamento üyesi Mustafa Bekri, cumhurbaşkanının yemin etmesinden sonra hükümetin yapacaklarının anayasa tarafından belirlendiğine dikkat çekerek Şarku’l Avsat’a “Söz konusu maddede Cumhurbaşkanının hükümeti kurmak üzere bir Başbakan ataması öngörülüyor. Dolayısıyla, anayasada açıkça belirtilmese bile, önceki hükümetin istifasını sunması gereken yeni bir adaylıkla karşı karşıyayız” dedi.

Ayrıca “İki seçenekle karşı karşıyayız. Ya Cumhurbaşkanının yeni bir başbakan atayıp ardından geniş bir bakanlık değişikliği yapacak ya da Medbuli’yi yeniden başbakanlığa atayarak hükümeti yeniden şekillendirecek” ifadelerine yer verdi.

Bekri, hükümetin son yıllardaki çabalarını takdir etse de “Mısır halkının değişim arzu ettiğini düşünüyorum” dedi.

Bir sonraki hükümete liderlik etmek üzere aday gösterilen isimlerle ilgili olarak Bekri, Mahmud Muhiddin’in adaylar arasında olma olasılığını reddederek “Muhiddin’in Uluslararası Para Fonu’nda bir işi var ve dolayısıyla bunun Mısır’a şu ya da bu şekilde faydası olacaktır” dedi.

Mısırlı bir parlamenter ise, başbakanın Medbuli hükümetindeki yetkililerden biri olma ihtimalini göz önünde bulundurarak “Artan baskılara rağmen Sisi’nin, hükümet sistemini bilen ve on yıl önce başlatılan inşaat stratejisine katılan bir başbakanı getirmesini bekliyorum” dedi. Ancak belirli bir isim vermedi.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada, Muhiddin’in Mayıs ayında verdiği röportajda başbakanlık görevini yapması için daha önce teklif geldiğine yönündeki haberleri onaylamaktan veya yalanlamaktan kaçınarak “Yanıt vermeme hakkımı kullanıyorum” dediği görüntüler yayıldı.

Muhiddin, merhum Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek döneminde Yatırım Bakanlığı yapmıştı.

Kamil el-Vezir’in adı da X platformunda defalarca yapılan paylaşımlarda dikkat çekici bir şekilde anıldı ve ‘Kamil el-Vezir Başbakan oldu’ diye bir hashtag başlatıldı.

Gözlemciler Mısır’ın bir sonraki Başbakanı’nın deneyimlerinin Mısır’ın mevcut aşamada karşı karşıya olduğu sıcak sorunlarla orantılı olan uluslararası bir ekonomik altyapıya sahip olması bekleniyor. Söz konusu soruların başında, Mısır lirasının dolara karşı kuru ve Mısır Merkez Bankası’ndan yapılan resmi açıklamaya göre Ekim ayında yüzde 38,1’e ulaşan yüksek enflasyon oranlarının yanı sıra dış borçların ödenmesi ve yatırım fırsatlarını arttırılması yer alıyor.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı Dr. Amr eş-Şubaki, bir sonraki başbakana yönelik seçenekler hakkında “Ekonomik bir reform yolu ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. Ardından “Belirli isimleri anmadan, Başbakanın siyasi uzlaşmaya açık reformist bir ekonomik vizyona sahip olması ve yalnızca bir ekonomi uzmanı olmaması koşuluyla, önceki hükümetin dışından yankı uyandıran ekonomik isimlere ihtiyacımız olduğunu söyleyen eğilime katılıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Sisi, geçen yıl düzenlenen bir ekonomi konferansında halka açık bir konuşmada “Uluslararası üne sahip -adını vermediği- Mısırlı ekonomi uzmanlarından bakanlık portföyleriyle hükümete katılmalarını istendi, ancak onlar reddetti” ifadelerine yer vermişti.

Şubaki “Bu sorun, reform yolu siyasi projeden farklı olsa bile, hükümeti yönetenlerin çalışmalarını yürütmesine ve kısıtlama ya da müdahale olmaksızın reform yollarını belirleme konusunda anlaşmaya varılmasın izin veren siyasi liderlik garantileri sağlanarak çözülebilir” ifadelerini kullandı.



Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.

Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.

Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.

jukıo
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)

Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.

SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.

vdfghyju
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)

Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.

Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.