İsrail’in gözaltına aldığı Gazzeliler yaşadıkları korkunç deneyimi Şarku’l Avsat’a anlattı

Filistinli tutuklular 8 Aralık’ta sorgulanmak üzere gözleri bağlı ve çıplak şekilde Gazze Şeridi’ne götürülürken (AP)
Filistinli tutuklular 8 Aralık’ta sorgulanmak üzere gözleri bağlı ve çıplak şekilde Gazze Şeridi’ne götürülürken (AP)
TT

İsrail’in gözaltına aldığı Gazzeliler yaşadıkları korkunç deneyimi Şarku’l Avsat’a anlattı

Filistinli tutuklular 8 Aralık’ta sorgulanmak üzere gözleri bağlı ve çıplak şekilde Gazze Şeridi’ne götürülürken (AP)
Filistinli tutuklular 8 Aralık’ta sorgulanmak üzere gözleri bağlı ve çıplak şekilde Gazze Şeridi’ne götürülürken (AP)

Gazze Şeridi, İsrail saldırılarının 80 gün önce başlamasından bu yana, sorguları sırasında hakaret ve işkencelere maruz kaldıklarından şikayetçi olan çocuk, kadın ve yaşlılar da dahil Filistinlileri hedef alan aralıksız gözaltı kampanyalarına sahne oldu.

Kendi tanımladıkları şekliyle bu ‘korkunç deneyim’, Gazzelilerin alışık olduğu bir şey değildi. Bütün bir nesil, 2005’te tamamen geri çekilen İsrail ordusuyla ilk kez yüz yüze gelmişti.

İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana, İsrail’de bulunan binlerce Gazzeli işçiyi bir gözaltı tesisine yerleştirdi, diğerlerini Batı Şeria’da takip etti, gözaltına aldı ve benzeri görülmemiş zor koşullara maruz bıraktı.

Bu süreç, daha sonra Gazzelilerin gözaltına alınması sırasında da devam eden sert sorgulama, işkence ve çıplak bırakma gibi sadist uygulamaları içeriyor.

Bu, en azından İsrail ordusunun şiddetli soğukta neredeyse çıplak halde tutuklu bulunan yüzlerce Filistinliyi gösteren fotoğrafları kasıtlı olarak servis etmesinden açıkça görülüyor.

Şarku’l Avsat, İsrail tarafından gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan üç Filistinlinin, gözaltı süresince yaşadığı dehşeti anlatan ifadeleri belgeledi.

FOTO: 25 Aralık’ta Gazze Şeridi sınırına yakın İsrail araçları (EPA)
25 Aralık’ta Gazze Şeridi sınırına yakın İsrail araçları (EPA)

2 Aralık’ta gözaltına alınan Şucaiyye mahallesi sakini Said Dahnun, Gazze’nin batısındaki Filistin Stadyumu’na yakın bir bölgede yerinden edilenlerin kaldığı bir okulda yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:

“Kaba ve sert muameleye, birçok dayağa maruz kaldım. Bizden neredeyse tamamen soyunmamızı istediler ve bizi soğuk havada birkaç saat yarı çıplak tuttular. Kadınları ve çocukları ayırdılar, sonra hepimizi yüz tanıma cihazına götürdüler, eğer kırmızı bir ışık verirse, o kişi sonsuza kadar yok olurdu.”

Mavi Kurt

Dahnun, İsrail ordusunun Batı Şeria ve Kudüs’te yüzleri tanımak için kullandığı ve sahadaki askerlere gözaltına almak istedikleri kişiler hakkında istihbarat bilgisi sağlayan ‘Mavi Kurt’ adlı bir uygulamadan bahsetti.

Dahnun yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:

“Uygulama aracılığıyla arandığı tespit edilen kişiler, hızlı bir soruşturma için bilinmeyen bir yere götürülürken, diğer tutuklular ise saha soruşturmasına tabi tutuldu. Ama hemen değil, bizi saatlerce, bazen günlerce perişan halde tutarlar, sonra da kendi ruh hallerine ve arzularına göre sorguya çekerlerdi.”

Neyse ki Dahnun, sadece iki gün gözaltında tutuldu.

Ancak bunlar sırasında çıplaklığa, alaylara, her türlü dayağa, küfür içeren hakaretlere ve aralıksız ölüm tehditlerine maruz kaldığını söyledi.

Yaşadıklarının ‘korkunç bir deneyim’ olduğunu vurgulayan Dahnun, acı deneyimi şöyle sürdürdü:

“Çok ağır saatlerdi. Ölüm çok yakın görünüyordu. Neredeyse çıplaktık, hava çok soğuktu ve iki gün boyunca hiçbir şey yememize izin verilmedi ve bize sadece her 10 saatte bir bardak su verdiler.”

Askerler, gözaltına alınanlardan Hamas’la ilişkileri, hareket üyelerinin nerede olduğu, tünelleri ve 7 Ekim saldırısına katılanlarla ilgili her türlü bilgiyi istedi.

Dahnun, iki gün sonra neredeyse çıplak halde serbest bırakıldı. Ancak İsrailliler, onu İsrail bayrağı taşıyan bir tişört giymeye zorladı, Gazze Şehri’ndeki Nasr mahallesi yakınında açık bir alana bıraktı ve kendisine, bulunduğu yerin yakınındaki Rimal mahallesine gitmesini söylediler.

Şarku’l-Avsat tarafından dinlenen ifadelere göre, serbest bırakılanların büyük bir kısmı fotoğraflarda yer aldı.

İsrail ordusu, söz konusu kişilerin Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın elit üyeleri olduğunu iddia etti.

FOTO: İsrail askerleri ile Filistinli gruplar arasında 22 Aralık’ta Gazze’de yaşanan çatışmalar (İsrail Ordusu-AFP)
 İsrail askerleri ile Filistinli gruplar arasında 22 Aralık’ta Gazze’de yaşanan çatışmalar (İsrail Ordusu-AFP)

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahya kasabasında yaşayan genç Hüseyin Razina, İsrailliler tarafından paylaşılan videoda, İsrail’in teslim olanların Hamas üyesi olduğunu iddia ettiği yüzlerce kişiyle birlikte göründü.

Şarku’l Avsat’a konuşan Razina şunları anlattı:

“Gözaltına alınmamızı büyük bir zafermiş gibi göstermek istediler. Ellerimizi, ayaklarımızı ve gözlerimizi bağladılar ve bizi yakınlardaki Şeyh Zayed binalarının bulunduğu meydana, ardından da bilmediğimiz bir yere, açık bir meydana götürdüler. Orada bizi yüz tanıma cihazına soktular ve tek tek sorgulamaya başladılar. Ciddi dayaklara, sürekli sözlü ve fiziksel hakaretlere maruz kaldık. Askerler bundan keyif alıyor, gülüyor, bizimle dalga geçiyor ve fotoğrafımızı çekiyordu.”

Kendisini sorgulayan askerlerin Filistin, Lübnan ve Suriye lehçeleriyle akıcı Arapça konuştuğunu ve bazılarının İbranice ve Rusça konuştuğunu söyleyen Razina, şöyle devam etti;

“Başlangıçta bizim 7 Ekim saldırısına katılımımıza odaklandılar, ardından Hamas, aktif savaş liderleri, yerleri ve hareketin yetenekleriyle ilgili her şey hakkında bilgi almaya çalıştılar. Açık alanda neredeyse çıplak olarak 6 gün geçirdim. Bu süre boyunca her 6 saatte bir yalnızca iki öğün yemek yedim ve bir bardak su içtim.”

Diğerleri gibi Razina da çıplak olarak serbest bırakıldı ve İsrail bayrağını taşıyan bir tişört giymeye zorlandı.

Kasım ayının son günlerinde gözaltına alınan, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye sakini Ahmed Hamuda’nın durumu da diğerlerinden farklı değil.

Hamuda, her türlü işkenceye maruz kaldı ve çıplak bırakıldı. Askerlerden biri onu öldüreceğini söyledi.

Tokat, tekme ve küfür

Şarku’l-Avsat’a konuşan Hamuda, işgal askerlerinin evine baskın yaptığını, eşinin ve çocuklarının önünde kendisinden tüm kıyafetlerini çıkarmasını istediğini, eşini ve ailesini başka bir odada tecrit etmeden önce kendisini dövdüğünü söyledi.

Hamuda, yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:

“Çok acı çektim. Sürekli dayak, tehdit ve hakaretlerle, en korkunç şekilde ölüme doğru gittiğinizi hissediyorsunuz. Yiyecek ve su vermediler ve beni öldüreceklerini söylediler.”

FOTO: İsrail askerleri, 8 Aralık’ta gözaltına alınan Filistinlileri sorguya götürüyor (Reuters)
İsrail askerleri, 8 Aralık’ta gözaltına alınan Filistinlileri sorguya götürüyor (Reuters)

İsrailli askerler, Cibaliye’deki Hamas faaliyetleriyle bağlantılı olduğunu iddia ederek Hamuda’nın kardeşini aradı.

Hamuda, birkaç gün sonra serbest bırakılmadan önce sürekli tokatlandığını, tekmelendiğini, aşağılandığını, müstehcen ve kışkırtıcı hakaretlere maruz kaldığını söyledi.

Gazze’de gözaltına alınanların kesin sayısı henüz bilinmiyor.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Ağı (EMHRN), uluslararası topluma ‘zorla kaçırma’ durumuna son vermesi için İsrail’e baskı uygulama çağrısında bulundu.

EMHRN, bunun Gazze Şeridi’nde aralarında küçük çocukların da bulunduğu yaklaşık 3 bin erkek ve kadın tutukluyu kapsadığını bildirdi.

Ağ tarafından dün yapılan açıklamaya göre, İsrail ordusu geçtiğimiz günlerde Gazze’deki Şeyh Rıdvan mahallesinde yüzlerce Filistinliyi gözaltına aldı.

Aralarında bulunan onlarca kadın, Yermük Stadyumu’na götürüldü ve başörtüleri çıkarılıp arandı.

Kadın tutuklular taciz, dayak ve istismara maruz kaldıklarından şikayetçi oldu.

10 yaşından küçük çocuklar da dahil olmak üzere erkekler de iç çamaşırları dışında tamamen çıplak kalmaya zorlandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 700’den fazla ‘terör örgütü üyesinin’ Gazze Şeridi’nden İsrail’e sorgulanmak üzere götürüldüğünü söyledi.

Adraee, İsrail ordusunun geçen hafta Şin Bet’le işbirliği içinde, Gazze Şeridi’ndeki ‘terörist faaliyetlere’ karıştığından şüphelenilen yüzlerce şüpheliyi gözaltına aldığını bildirdi.

Bunların 200’den fazlasının Hamas ve İslami Cihad üyesi olduğunu iddia eden Adraee, söz konusu kişilerin soruşturma için İsrail’e götürüldüğünü ekledi.



Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas’a yakın kaynak: Doha'da gerçekçi yaklaşımlar tartışılıyor ve anlaşma Washington'un elinde

Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas’a yakın kaynak: Doha'da gerçekçi yaklaşımlar tartışılıyor ve anlaşma Washington'un elinde

Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)

Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir Hamas kaynağı dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ateşkes müzakerelerinde şu anda önerilen gerçekçi yaklaşımlar var, ancak anlaşma esas olarak İsrail'e baskı yapma araçlarına sahip olan ABD'nin tutumuna bağlı” dedi.

Kaynak, “İsrail tarafından sunulan ve Morag Koridoru’yla ilgili önceki haritalardan geri adım atılmasını içeren yeni haritaların olumlu bir adım olduğunu ve bir anlaşmaya varmak için siyasi ortamın hazırlanmasına katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Ancak halen birçok ayrıntı ve koşulun öne sürüldüğü hassas bir müzakere aşamasında olduğumuza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “Hamas saldırganlığı sona erdirmek ve soykırımı durdurmakla ilgileniyor. Bu aşamada on kişiyle başlayabilecek bir takas anlaşmasında bir dizi esirin serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir anlaşmaya doğru giden net bir vizyona sahip ve bu anlaşmanın başarılı olması için çok çalışıyor… Herhangi bir gerçek ilerleme İsrail'in Gazze Şeridi'nden net bir şekilde çekilmesine dayanmalıdır ve bu atlanamayacak bir ön koşuldur. Gerçekçi yaklaşımlar var ve bir anlaşmaya yakın olabiliriz, ancak bu esas olarak İsrail işgaline baskı yapma araçlarına sahip olan ABD'nin tutumuna bağlı.”

Doha bir haftadan uzun bir süredir, üçüncü bir ateşkes anlaşmasına (ilki Aralık 2023, ikincisi Ocak 2025) varmak üzere Mısır, Katar ve ABD'nin arabuluculuğunda Hamas ve İsrail arasında dolaylı görüşmelere sahne oluyor.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalının salı günü bildirdiğine göre, insani yardımların Gazze Şeridi'ne girişi, hastaların çıkışı ve mahsur kalanların geri dönüşüyle ilgili ayrıntıları görüşmek üzere Kahire'de yapılan Mısır-Katar-İsrail görüşmelerinde ilerleme kaydedildi. Kanal, Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Mahmud Reşad'ın Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Filistin ve İsrail taraflarından heyetlerle anlaşmanın önündeki ‘engellerin aşılması’ için görüşmeler yaptığını bildirdi.

İsrail daha önce kuvvetlerinin Refah kenti yakınlarındaki Mısır sınırı boyunca uzanan üç kilometre genişliğindeki tampon bölge ve Refah'ı Gazze Şeridi'nin ikinci büyük kenti olan Han Yunus'tan ayıran Morag Koridoru da dâhil olmak üzere nispeten geniş bir alanda kalmasında ısrar etmişti.

Filistin ve İsrail basınında yer alan haberlere göre Hamas, İsrail güçlerinin Mart ayındaki son ateşkesin çökmesinden önce konuşlandıkları mevzilere geri çekilmesini talep ediyor. Bu mevziler, İsrail’in son dönemde kontrol ettiği yeni bölgeleri ve ‘insani yardım şehri’ olarak bilinen, Gazze Şeridi’nin yaklaşık 365 kilometrekarelik toplam alanının yüzde 40’ını kapsayan izole edilmiş bölgeyi kapsamıyor. Söz konusu bölgenin yaklaşık 600 bin Gazzeliyi barındırması öngörülüyor, ayrıca ileride daha fazla kişiyi yerinden etmeye uygun şekilde planlanmış. Bu şehir, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki coğrafi bağlantıyı da ortadan kaldırıyor.