Netanyahu ve Hamas cehennemin "ertesi günü"nü hayal ediyor

İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze yönetiminin aşiretlere verilmesini teklif ediyor, hareket ise "birlik hükümeti" kurulması için çalışıyor, Filistin Yönetimi de bu öneriyi onaylıyor

Netanyahu'nun teklifi, İsrail ordusunun savaşın ivmesini sonlandırıp çatışmanın üçüncü aşamasına geçmeye hazırlandığı bir dönemde geldi (AFP)
Netanyahu'nun teklifi, İsrail ordusunun savaşın ivmesini sonlandırıp çatışmanın üçüncü aşamasına geçmeye hazırlandığı bir dönemde geldi (AFP)
TT

Netanyahu ve Hamas cehennemin "ertesi günü"nü hayal ediyor

Netanyahu'nun teklifi, İsrail ordusunun savaşın ivmesini sonlandırıp çatışmanın üçüncü aşamasına geçmeye hazırlandığı bir dönemde geldi (AFP)
Netanyahu'nun teklifi, İsrail ordusunun savaşın ivmesini sonlandırıp çatışmanın üçüncü aşamasına geçmeye hazırlandığı bir dönemde geldi (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, her ne kadar son "savaş kabinesi" toplantısında Gazze savaşının ertesi günü konusunu tartışmayı reddetmiş olsa da yönetimindeki siyasi ve güvenlik kademelerine bu konuyla ilgili öneri ve çözümlerin görüşülmesi için yeşil ışık yaktı.

Güvenlik düzeyinde Netanyahu, Gazze'nin yönetimine ilişkin görüşünü sundu. İsrail Kamu Yayın Kurumu (KAN), Netanyahu'nun "silahlı ve Tel Aviv ile işbirliği yapmayı kabul eden yerel bir güç oluşturulması" önerisini içeren ayrıntıları bildirdi.

Netanyahu'nun önerisine göre, bu yerel güç "Şeridi sivil açıdan kontrol edip yönetebilir, güvenlik konusunda da güvenlik görevlerini yerine getirmekle görevlendirilecek olan orduyla işbirliği yapabilir."

KAN'ın bildirdiğine göre, Netanyahu, güvenlik kademesinden kendi görüşünün uygulanabilir olup olmadığını incelemesini istedi, ancak bu görüşün bağlayıcı olmadığını belirtti. İsrail başbakanı, Hamas'ın iktidardan uzaklaştırılmasını sağlayacak her türlü çözümü kabul edebileceğini vurguladı.

Aşiretler ve aileler

Netanyahu'nun talebi ve önerisi, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki savaşın momentumunu durdurup çatışmanın üçüncü aşamasına geçmeye hazırlandığı bir döneme denk geldi.

Bu durum ayrıca Mısırlı arabulucunun savaşı sona erdirmeye yönelik bir taslak sunmasıyla aynı zamana rastladı.

İkinci aşama için ordu planı, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde oluşturulan tampon bölgede yeniden konuşlandırılmasını ve kuzey sakinlerinin kimlik kartı ve askeri kontrol noktası üzerinden dönüşüne izin verilmesini içeriyor.

Bu aşamada hava saldırıları veya sınırlı kara girişi gibi istihbarat bilgilerine dayalı yöntemlerin kullanılması öngörülüyor.

Hükümetin stratejik planlarını hazırlayan araştırmacı Emin Fayek, "Orduyu yeniden konuşlandırma ve bölge sakinlerinin geri dönmesine izin verme planı, bölge sakinlerinin yaşamlarını denetlemekten sorumlu idari organların varlığını gerektiriyor. Bu nedenle Netanyahu yerel güçlerle işbirliğinin incelenmesini talep etti" dedi.

Fayek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Netanyahu'nun Gazze için bir idari yapı oluşturmayı amaçladığı açık, ancak bunu başarmak zor çünkü İsrail 2005'te Gazze Şeridi'ni terk etti. İsrail Şeritteki her bireyin istihbarat bilgisine sahip olmasına rağmen kimseye güvenmiyor.

İbrani gazetesi Yedioth Ahronoth'un haberine göre, Netanyahu'nun bu dosyada bahsettiği taraflar arasında konumunu güçlendirilebilecek ve böylece Gazze Şeridi'nin bir kısmını kontrol edebilecek silahlı aşiretler de var.

İsrail'in Gazze'de silah sahibi büyük ailelerle işbirliğini araştırdığını söyleyen Fayek, Hamas'ın bu ailelerle her zaman savaştığını ve onları büyük ölçüde zayıflattığını kaydetti.

Fayek, "Bu durum, Netanyahu'nun teklifini etkiliyor çünkü bu ailelerin sahip olduğu silah ve güç az ve nispeten zayıf. Gazze Şeridi bu ailelerle yönetilemez" ifadelerini kullandı.

Sivil toplum

Fayek, İsrail güvenlik tarafının incelemesi halinde aşiretler ve ailelerle işbirliği fikrinin işe yaramayacağına, ayrıca Tel Aviv ile işbirliğinin Filistin topraklarında vatana ihanet sayılması ve kanunen cezalandırılması nedeniyle bu tarafların İsrail'in teklifini reddedeceğine inanıyor.

Fayek'e göre bu öneri, sivil toplum kuruluşları ve kurumlarıyla işbirliğini de kapsayacak şekilde değiştirilebilir.

Ancak bu da bu tarafların tepkisinin boyutuna, Gazze halkının onlara duyduğu saygıya ve kendilerine verilen görevleri yerine getirme becerilerine bağlıdır.

İsrailli siyasi ilişkiler araştırmacısı Nadaf Eyal, Netanyahu'nun fikrinin gerçekleştirilmesinin zor olduğuna inanıyor.

Gazze Şeridi'nde Hamas'tan olmayan ve güç kullanabilecek silahlı kimselerin yokluğunun Başbakan'ın planının başarısız olması anlamına geldiğini söyleyen Eyal, "Gazze Şeridi ile ilgili söylem eylemden daha kolaydır. Söylem oradaki yönetimsel sorunları çözmez" dedi.

Hamas'ın çekilmesi

İsrail Gazze yönetimi dosyasına ilişkin planını hazırlarken Hamas da Filistinli gruplarla bir araya gelerek savaşın sona erdirilmesine yönelik bir vizyon ortaya koydu.

Hareket, iktidardan çekilmeyi ve teknokrat hükümet yerine ulusal birlik hükümeti kurmayı önererek bir çözüm yolu tuttu.

Teknokrat hükümet fikri Mısır tarafından Filistin anlaşmazlığını sona erdirme vizyonu bağlamında önerilmişti.

Hamas lideri Usame Hamdan'a göre hareket, Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin tüm fikirlere açık ve hepsini inceliyor.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesiyle sona ermesi gereken savaşı bitirmek için herkesin katılımını sağlayacak bir ulusal birlik hükümetinin en iyi çözüm olduğuna inanan Hamdan, "Bu ulusal bir çözüm, ancak ateşkes ve her türlü saldırı eyleminin nihai olarak son bulması ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi gerekiyor" dedi.

Hamdan, "Daha önceki ulusal diyalog toplantılarında mutabakata varılan hususları uygulamak için Fetih hareketi de dahil olmak üzere tüm tarafların yer aldığı kapsayıcı ve bağlayıcı bir ulusal toplantı düzenleyeceğiz. Bu toplantı, Gazze ve Batı Şeria'yı yönetecek bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasını da içerecek. Hamas, Filistin siyasi sisteminin demokratik temelde geliştirilmesi ve güçlendirilmesini ve bir süre sonra nisbi temsil sistemine göre seçimlere gidilmesini talep ediyor. Bu durum ulusal koalisyon ve ulusal ortaklık temelleri ve ilkeleri üzerinde iç ilişkileri yeniden inşa edecek" şeklinde konuştu.

"Fetih'in" düşünceleri

Hamas'ın ulusal birlik hükümeti kurma planı İslami Cihad hareketi tarafından onaylandı. Hareketin Uluslararası İlişkiler Sekreteri Heysem Ebu el-Gazlan, "Savaş sonrası dönemde Gazze'nin yeniden inşasından sorumlu geçiş hükümeti olacak bir ulusal birlik hükümetinin kurulması konusunda mutabakata varıldı. Bu senaryoya ilişkin olarak Filistin Yönetimi ve El-Fetih hareketiyle istişarelerde bulunma sürecindeyiz. Hükümetin vizyonunu tamamlamak için 24 saat süren toplantılar yapılıyor ve bu vizyon olgunlaştığında Mısırlılara ileteceğiz" dedi.

El-Fetih hareketi liderlerinden Münir el-Cagub şunları söyledi:

Hamas'ın dış gündemlerle hiçbir bağlantısı olmayan bir ulusal kurtuluş hareketi temelinde FKÖ'ye katılması iyidir. Filistin Yönetimi de ulusal bir fikir birliği hükümetine katılacaktır, çünkü Filistin halkının koruyucusu ve gözeticisidir. Gazze'ye geçiş ancak Filistin coğrafyasının birliğine dayanan ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşını durduracak, orduyu Şeritten çekecek ve ablukayı kaldıracak ulusal bir uzlaşı ile gerçekleşecektir.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)

Tunus cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal’in avukatı, Cendube Mahkemesi’nin dün (Çarşamba) Zemal'i bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdığını ve bunun muhalefetin Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeniden seçilmesini amaçlayan adil olmayan seçimlere ilişkin korkularını güçlendiren son hamle olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 6 Ekim'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ay üç önemli adayı diskalifiye etmesinin ardından tansiyon yükseldi. Bu hareket bir eleştiri seline yol açtı.

Binlerce Tunuslu geçen hafta muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla sokaklara dökülerek Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalifleri ve adayları baskı altına almamasını talep etti.

Seçim Kurulu sadece Said, Zuheyr el-Mağzavi ve el-Ayaşi Zemal'in adaylıklarını onaylayarak seçim anlaşmazlıklarını karara bağlayan en yüksek yargı organı olan İdare Mahkemesi'nin kararına meydan okudu.

Dün alınan kararı yorumlayan Zemal'in avukatı Abdussettar el-Mesudi Reuters'e şunları söyledi: “Karar siyasi amaçlıdır; adil değildir. Zemal’in cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını baltalamayı ve onu Tunuslulara dürüst olmayan biri olarak göstermeyi amaçlamaktadır.”

Zemal iki hafta önce ‘belge uydurmak ve halk desteğini tahrif etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Said'in muhalifleri, üyelerini kendisinin atadığı Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nu rekabeti bastırmak ve adayları sindirmek suretiyle yeniden seçilmesini sağlamak için kullandığını söylüyor.

Said ise hainlerle, paralı askerlerle, yolsuzluk yapanlarla savaştığını ve diktatör olmayacağını söyleyerek suçlamaları reddediyor.

Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musi kamu güvenliğine zarar vermek suçlamasıyla geçen yıldan bu yana hapiste. Önde gelen siyasetçi Lutfi el-Merahi de 2019 seçimlerinde hile yapmak suçlamasıyla bu yıl hapse atıldı.

Her iki isim de seçimlere katılma niyetlerini açıklamış, ancak hapsedilmiş ve adaylıklarını sunmaları engellenmişti.

Geçtiğimiz ay bir başka mahkeme de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan dört siyasetçiyi hapis cezasına çarptırdı ve ömür boyu adaylıktan menetti.

Said 2019 yılında demokratik yollarla seçildi. Ancak zamanla iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve 2021 yılında muhalefetin ‘darbe’ olarak nitelendirdiği bir kararname yayınladı. Söz konusu kararnameyle Said yasama yetkisini kendisine devrederek ülkeyi yönetmeye başladı.