Esed rejimiyle bağlantılı milisler Dera’ya saldırılarını arttırdı

Dera, büyük güvenlik boşluğu sebebiyle sayıları giderek artan cinayet olaylarına tanık oluyor

Yadude beldesinde rejimle uzlaşıya varan muhalif grupların üyeleri (Ahrar Havran Topluluğu)
Yadude beldesinde rejimle uzlaşıya varan muhalif grupların üyeleri (Ahrar Havran Topluluğu)
TT

Esed rejimiyle bağlantılı milisler Dera’ya saldırılarını arttırdı

Yadude beldesinde rejimle uzlaşıya varan muhalif grupların üyeleri (Ahrar Havran Topluluğu)
Yadude beldesinde rejimle uzlaşıya varan muhalif grupların üyeleri (Ahrar Havran Topluluğu)

Suriye'nin güneyindeki Dera ili, 2018 yılında öncesinde muhalifken Rusya'nın himayesinde Suriye rejimiyle uzlaşı anlaşmaları imzalayan milislerin gerçekleştirdiği askeri saldırılara tanık oluyor. 8. Tugay’a ve Merkezi Müzakere Komitesi’ne bağlı gruplar, dün sabah Dera’nın batı kırsalındaki Yadude beldesine saldırı başlattı. Yerel aktivistlere göre saldırı, bölgedeki suikast tehdidiyle mücadele amacıyla başlatıldı.

Ahrar Havran Topluluğu internet sitesi HoranFree, dün sabah Merkezi Müzakere Komitesi ve 8. Tugay grupları ile Muhammed Cadallah ez-Zubi grubu arasında hafif ve orta silahların kullanıldığı şiddetli çatışmalar yaşandığını aktardı.

Şarku’l Avsat’ın HoranFree’den aktardığı habere göre çatışmalarda Zubi grubunun iki üyesi, 8. Tugay gruplarının bir üyesi öldü, bazı üyeleri yaralandı. Ayrıca aralarında çocukların da bulunduğu 7 sivil de yaralandı. Muhammed Cadallah ez-Zubi grubu, 18 Aralık’ta Dera'daki Merkezi Müzakere Komitesi kurucularından ve bölgenin ileri gelenlerinden biri olan Razi el-Haşiş'e suikast düzenlemekle suçlanıyor.

8. Tugay gruplarından oluşan bir askeri konvoy, (Busra Press)
8. Tugay gruplarından oluşan bir askeri konvoy, (Busra Press)

Suikastlarda artış

Şarku'l Avsat'a konuşan Dera’nın batı kırsalındaki Merkezi Müzakere Komitesi’ne yakın kaynaklar, Dera’da suikast ve cinayet olaylarının arttığını, bölgede saldırıların düzenlenmesini ve kaosun yayılmasını kolaylaştıran büyük bir güvenlik boşluğunun olduğunu söylediler. Aynı kaynaklar, Merkezi Müzakere Komitesi ve 8. Tugay gruplarının, suikastlar düzenleyen ve Merkez Müzakere Komitesi liderlerini, üyelerini ve hatta sivilleri hedef alan gruplara karşı bölgenin güvenliğinin ve istikrarın sağlanması amacıyla askeri operasyonlar gerçekleştirdiğini belirttiler.

Kaynaklar, Yadude beldesinde suikastlar gerçekleştirerek bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden bir grup tespit edildiğini, ardından 8.Tugay’a bağlı yerel gruplarla Merkezi Müzakere Komitesi’ne bağlı yerel gruplar arasında suikastçılarla mücadele etmek ve bölgeyi bunlardan temizlemek amacıyla müzakereler başladığını aktardılar. Kaynaklardan biri, Suriye rejimi güçlerinin rejimle uzlaşıya varan muhalif grupların son dönemde gerçekleştirdiği askeri operasyonlara katılmadıklarını ekledi.

Milis grup lideri Muhammed Cadallah ez-Zubi'nin evindeki yangın (Daraa 24)
Milis grup lideri Muhammed Cadallah ez-Zubi'nin evindeki yangın (Daraa 24)

Ev baskını

Yerel aktivistler, rejimle uzlaşan muhalif grupların, bölgede gerçekleşen suikastlardan sorumlu tutulan milis grubun lideri Muhammed Cadallah ez-Zubi'nin evine baskın düzenlediklerini, Zubi’nin milis grubun karargahına dönüştürüldüğü düşünülen evinde öldürüldüğünü ve suikastları gerçekleştirmekle suçlanan grubun bazı üyelerinin kaçtığını aktardılar.

Daraa 24 haber sitesi, Muhammed Cadallah ez-Zubi'nin, Suriye rejimi tarafından yıllardır Suriye'nin güneyindeki muhalif gruplarla uzlaşı yapılan bölgelerden Suriye'nin kuzeyine sınır dışı edilmek üzere arananlardan biri olduğunu bildirdi. Suriye'nin güneyindeki muhalif gruplarla yapılan uzlaşı anlaşması, Suriye ordusunun batı bölgesine saldırı girişimi öncesinde Suriye rejimine bağlı Güvenlik Komitesi yetkilileri ve Dera Askeri Güvenlik Şube Başkanı Tuğgeneral Luay el-Ali arasında gerçekleşen toplantıların ardından gerçekleşmişti. Merkezi Müzakere Komitesi, Muhammed Cadallah ez-Zubi’yi, Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) ve DEAŞ gibi radikal gruplara üye olmanın yanı sıra DEAŞ üyelerine yardım yataklık yapmak ve batı bölgesindeki Merkezi Müzakere Komitesi liderlerine yönelik suikastlara karışmakla suçluyordu.

Merkezi Müzakere Komitesi liderlerinden Razi el-Haşiş (Ahrar Horan Topluluğu)
Merkezi Müzakere Komitesi liderlerinden Razi el-Haşiş (Ahrar Horan Topluluğu)

“Suikastların arkasında sadece bir grup yok”

Şarku'l Avsat'a konuşan yerel aktivist Mahmud el-Abdullah, Dera’da devam eden, bölgeye yayılan ve giderek artan suikastların arkasında sadece bir grubun ya da bir merciinin olmadığını belirterek “Suikastlar, bu suça karışan bir kişinin ortadan kaldırılmasıyla sona eremez. Ancak güvenlik faaliyetlerinin ortak hale getirilmesi ve yoğunlaştırılmasının yanı sıra bölgede tek bir askeri güvenlik gücü oluşturulmasıyla önüne geçilebilir. Suikastlarla mücadele için her şehirde ve ilçede birtakım güvenlik kararları ve tedbirleri alınması gerekiyor” yorumunda bulundu.

Suikastların Dera sakinlerine büyük zarar verdiğini söyleyen Abdullah, sözlerine şöyle devam etti:

“Rejimle uzlaşan muhalif gruplar ve Merkezi Müzakere Komitesi grupları, suikastlara karışan grupları radikal örgütlere bağlı olmakla ve suikast düzenlemekle suçlarken, söz konusu gruplar da muhalif grupları ve Merkezi Müzakere Komitesi gruplarını, Suriye rejiminin taleplerini yerine getirmekle suçluyor. Taraflar arasında çıkan çatışmalarda ise onlarca kişi öldürülüyor.”

Dera’da yeni yılın başlarından beri suikast ve cinayet olaylarında bir artış söz konusu. Suriye rejimi ile muhalif gruplar arasında Rusya'nın himayesinde 2018 yılında bir uzlaşıya varılan Dera’da geçtiğimiz günlerde 5 suikast gerçekleşti. Suriye rejimi güçlerinin, muhalif grupların eski üyelerinin ve liderlerinin, uyuşturucu kaçakçılarının ve sivillerin hedef alındığı ve neredeyse her gün düzenlenen suikastlar, Dera’da bir güvenlik kaosuna ve istikrarsızlık haline yol açtı.



Gazze Şeridi'nde 50 fırından sadece 4'ü faaliyet gösteriyor

Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)
Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nde 50 fırından sadece 4'ü faaliyet gösteriyor

Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)
Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki Fırın Sahipleri Derneği Başkanı Abdunnasır el-Acrami bugün yaptığı açıklamada, Dünya Gıda Programı (WFP) ile anlaşmalı 25 fırından sadece 4'ünün faaliyette olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre el-Acrami dört fırının Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah'ta işletildiğini söyledi. El-Acrami, ‘işgalin, bölge sakinlerini buraları terk etmeye zorlaması ve bölgeyi ‘kırmızı bölge’ olarak sınıflandırması nedeniyle bazı bölgelerdeki büyük fırınların çalışmasını engellediğine’ dikkat çekti.

Deyr el-Belah'ta bulunan bir fırının içindeki un çuvalları (AFP)Deyr el-Belah'ta bulunan bir fırının içindeki un çuvalları (AFP)

Han Yunus vilayetinde güvenlik durumunun zorluğu, sürekli bombardıman ve bölge halkının yerlerinden edilmesi nedeniyle hiçbir fırının faaliyet gösteremediğini belirten el-Acrami, “İşgal, vilayetteki ana el-Kalaa fırınının ya da başka bir fırının faaliyet göstermesini engelliyor” dedi.

İsrail'in sınırlı miktarda insani yardımın Filistin topraklarına girmesine izin vermesinin ardından Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan bir fırındaki çalışanlar (AFP)İsrail'in sınırlı miktarda insani yardımın Filistin topraklarına girmesine izin vermesinin ardından Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan bir fırındaki çalışanlar (AFP)

El-Acrami, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan bir fırının bir günlüğüne çalıştırıldığını, daha sonra açlıktan fırına akın eden insan kalabalığını fırının karşılayamaması ve yaşanan kaos nedeniyle tekrar kapatıldığını anlattı.

El-Acrami, Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki fırının, malzemeleri WFP’ye iade etmek zorunda kaldığını söyledi. El-Acrami, aylardır süren kıtlığın ardından bir nebze olsun gıda güvencesi hissedebilmeleri için vatandaşlara un dağıtılmadıkça ve fırınlara yapılan baskınlar ve kapasitelerini aşan sayılar hafifletilmedikçe bu koşullar altında çalışamayacaklarını vurguladı.

​​​​​​​Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Deyr el-Belah'taki bir fırının çalışanları ekmek torbalarını dolduruyor. (AFP)

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Deyr el-Belah'taki bir fırının çalışanları ekmek torbalarını dolduruyor. (AFP)

Kuzey Gazze Şeridi'ne gelince el-Acrami, buradaki fırınların çoğunun hedef alındığını ve kalanların da yoğun imha savaşı ve sürekli bombardıman altında çalışamadığını belirtti.

El-Acrami, “Un miktarları çok az ve çoğu vilayete ulaşamadı. Çünkü işgal ordusu kamyonların hareketini kontrol ediyor ve çeteler Han Yunus vilayetinde bazılarını çaldı” dedi.

Şarku'l Safa Haber Ajansı'ndan aktardığına göre bombalanan 140 fırından geriye sadece 50 fırın kaldı ve  bu fırınlardan 25'inin WFP ile anlaşmalı olduğu biliniyor, diğer 25 fırının akıbetinin ise geçen mart ayından bu yana bilinmiyor..

Ajansa göre İsrail yetkilileri salı günü Bakanlar Kurulu kararıyla Gazze Şeridi'ne az miktarda un soktu, ancak bu unlar ‘soykırım ve katliamların yoğunlaşmasıyla birlikte’ Gazze Şeridi'nin asgari ihtiyaçları için yeterli değil.