Sudan, Guterres ile Hamideti arasındaki görüşmeyi onaylamadığını BM’ye bildirdi

Burhan bu ayın başında Vad Medeni kentine yaptığı ziyarette (Egemenlik Konseyi Medyası)
Burhan bu ayın başında Vad Medeni kentine yaptığı ziyarette (Egemenlik Konseyi Medyası)
TT

Sudan, Guterres ile Hamideti arasındaki görüşmeyi onaylamadığını BM’ye bildirdi

Burhan bu ayın başında Vad Medeni kentine yaptığı ziyarette (Egemenlik Konseyi Medyası)
Burhan bu ayın başında Vad Medeni kentine yaptığı ziyarette (Egemenlik Konseyi Medyası)

Sudan Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Sudan’daki Özel Temsilcisi Ramtan Lamamra’ya, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “isyancı” biri olarak Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile yaptığı telefon görüşmesini onaylamadığını bildirdi.

Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık, dün basına yaptığı açıklamada, “Bazı BM kurumları ve uluslararası toplumun çoğunluğu tarafından kınanan korkunç ihlallere imza atan bir hareketin lideriyle böyle bir temas kurulmasını kabul etmiyoruz” dedi. Sadık, Lamamra’ya “BM Genel Sekreteri ve HDK Komutanı arasındaki görüşmeyi Sudan halkının onaylamadığını ve halkın tepkisini çektiğini” bildirdi.

ytj6uk
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Kurulu’nun bir toplantısında konuşurken (AFP)

Geçen kasım ayında, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Cezayirli Ramtan Lamamra’yı Sudan’daki özel temsilcisi olarak atamıştı. Bu, BM Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) Başkanı ve BM Temsilcisi Volker Peretz’in geçen eylül ayında Sudan hükümeti tarafından ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesiyle istifasını sunmasının ardından yapılmıştı.

Sudan resmi haber ajansı SUNA’nın aktardığına göre, Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık, “Ramtan Lamamra’ya savaşın çıkmasına yol açan nedenleri, bundan önceki atmosferi, çerçeve anlaşmasının etkisini ve HDK’nin hareketlerini açıkladım” dedi.

Sadık “isyanın” -HDK’yi kastediyor- iktidarı devirmeyi ve ele geçirmeyi amaçladığını, başarısız olduğunda da devlete, vatandaşlara ve onların mülklerine karşı kapsamlı bir savaşa başvurduğunu söyledi.

Sadık, şu anda Port Sudan’da bulunan BM temsilcisine, hükümetinin Cidde Anlaşması’nda belirtildiği gibi müzakere yoluyla bir çözüme ulaşmaya hazır olduğu konusunda güvence vererek, “Temsilciye insani durumu anlattık. Kendisinden BM’ye ve bağışçılara insani yardım sağlanması için çağrıda bulunmasını istedik” dedi.

dvfr
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Sudan’daki Özel Temsilcisi Cezayirli Ramtan Lamamra (AP)

Lamamra, göreve atanmasından bu yana ülkeye yaptığı ilk ziyarette, Geçici Egemenlik Konseyi’nden istifa eden Aişe Musa’nın liderliğini yaptığı Ulusal Mekanizma olarak bilinen siyasi grupla bir araya geldi. Musa, Lamamra’ya Sudan krizini çözme, demokratik sivil dönüşüm yolunu yeniden tesis etme, savaşı durdurma ve ülkenin yönetimine dair anayasal çerçeveye ilişkin projesi hakkında bilgi verdi.

Ulusal Mekanizma tarafından yapılan ayrı bir açıklamada, Lamamra’nın mekanizmanın savaşın sona ermesine katkıda bulunacak çaba ve önerilerinin yanı sıra istikrarı tesis edip, devleti yeniden inşa edecek şekilde kapsamlı ulusal dönüşüme ilişkin genel düzenleme ve prosedürlerini övdüğü bildirildi.

Geçen hafta düzenlediği basın toplantısında Sudan’daki savaşı durdurma vizyonunu açıklayan Ulusal Mekanizma, hiçbir tarafa karşı önyargılı olmadığını ve yalnızca Sudan halkının çıkarlarını önemsediğini vurgulamıştı.

Lamamra ayrıca, siyasi aktivist Eş-Şefii Hadır ile de bir araya gelerek ‘ateşkes’ meselesini görüştü. Lamamra, Sudan Ordu Komutanı ile HDK Komutanı arasında doğrudan bir görüşme sağlanması, siviller arasında siyasi konuların tartışılmasına hazırlık amacıyla bir ateşkes yapılması ve buna uyulması yönünde gösterilen çabalara dikkat çekti.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.