Gazze'nin kuzeyindeki çocuklar aşısız ve felç riskiyle karşı karşıya

UNICEF ve Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı yalnızca güneye aşı tedarik edebildi

İsrail, aşıların Gazze'nin kuzeyine girişini engelledi (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
İsrail, aşıların Gazze'nin kuzeyine girişini engelledi (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Gazze'nin kuzeyindeki çocuklar aşısız ve felç riskiyle karşı karşıya

İsrail, aşıların Gazze'nin kuzeyine girişini engelledi (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
İsrail, aşıların Gazze'nin kuzeyine girişini engelledi (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Koşup oynayan Rakan adlı çocuk, bir anda yere düşerek zorlukla ayağa kalkabildi.

Annesi Faten, onun sağlık durumunun kötü olduğunu hemen fark etti.

Zira küçük çocuğu zayıflıyor ve normal şekilde yürüyemiyordu.

Anne Faten, 1 buçuk yaşını dolduran çocuğu için endişe duyduğunu belirterek, "Rakan, ağızdan çocuk felci aşısını olmadı. Aşılamanın Gazze Şeridi'ndeki savaşın ilk haftasında yapılması planlanmıştı. Bu gecikmenin sağlık sorunlarına yol açtığını düşünüyorum. Felç olacağından endişeleniyorum" dedi.

Bakım merkezleri kapatıldı

Faten, bebeğini çocuk felci aşısı yaptırmak için Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ne götürdü, ancak aşı orada yoktu.

Umutsuzluğa kapılmadı ve oğlunu kurtarmak için Gazze Şehri'ndeki El-Şifa Hastanesi'ne kadar on kilometre yürüdü, ancak zorlu yolculuğu boşa çıktı.

Faten, çocuğuna aşı yaptırmak için hastaneleri ziyaret etmeye çalıştı ama bu tesisler bu hizmeti vermiyordu.

Annenin aşı ve aşı hizmeti veren birinci basamak sağlık merkezlerinden birine gitmesi gerekirdi ama buralara gitmeyi düşünse bile bu yerler ya kapalı ya da yıkılmış haldeydi.

Faten, ailesiyle birlikte Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde yaşıyor. Burada aile, İsrail ordusunun kendi bölgelerinde dağıttığı, sivil halkın Gazze’nin güneyindeki Refah şehrine doğru hareket etmesi talebini de içeren tahliye emirlerine uymayı reddetti. 

İsrail kara operasyonunun başlangıcında ordu, Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere iki parçaya böldü.

Birinci bölümü çok sıkı kuşatma altına alarak insani yardımın ulaşmasını engelledi, sağlık tesislerine de şiddetli saldırılar düzenledi.

Bu saldırılar sonucunda tüm hastaneler ve birinci basamak sağlık ocakları hizmet dışı kaldı. Çalışan sağlık ekipleri ise çoğunlukla güneye doğru kaydırılırken, kuzeyde sınırlı sayıda sağlık çalışanı kaldı.

16 bin çocuğun rutin aşılarını zamanında yaptıramaması bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden oldu (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
16 bin çocuğun rutin aşılarını zamanında yaptıramaması bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden oldu (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Hastalıklar yayıldı. Bu faktörler, özellikle de herhangi bir hizmetin bulunmadığı barınaklarda yaşayan Faten'in, çocuğunun sağlığıyla ilgili endişesini daha da artırdı.

Anne Faten, "Günümüzde hastalıklar hızla yayılıyor, bu nedenle aşı yaptırmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi. 

Faten, çocuğu Rakan için dehşete kapılarak onun çocuklarla oynamasını engelledi. Ona sağlıklı bir ortam sağlamaya çalıştı ancak bunda başarısız olduğunu, bağışıklığının zayıf olması ve barınma merkezlerindeki insani durumun kötü olması nedeniyle çocuğun başka hastalıklara yakalanmasından korktuğunu ifade etti. 

Faten, hayat kurtaran aşıların bulunmamasından duyduğu korkuyu, hala Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde bulunan tüm annelerle paylaşıyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) güneydeki Refah ve Deyr el-Balah vilayetlerine aşı ulaştırmayı başarmasının ardından bu endişenin Gazze'nin güneyinde daha az olduğu görülüyor.

Yalnızca güneye yönelik aşılar

Filistin Sağlık Bakanı Mai el-Kaila, "Yaklaşık 600 bin doz aşı satın almayı başardık ve bunları Gazze Şeridi'nin güneyine ulaştırdık. Kuzeyde ise İsrail, sağlık sisteminin işleyişini bozmaya devam ediyor. Gazze Şeridi'nin o kısmına ilaç, sarf malzemesi ve tıbbi malzeme girişini engelliyor. Gazze'deki tüm çocuklara aşılar zamanında yapılamadı. Aşıdan mahrum kalan 60 bin çocuk var. Bunların 16 bini Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde. Çok sayıda aşının kullanıma sunulması, bunların hepsinin mevcut olduğu anlamına gelmiyor. Çocuk felci ve kızamık aşıları gibi birçoğu hala mevcut değil" dedi.

El-Kaila, "Kuzey Gazze'de aşı eksikliğinin, çocukların sağlığı ve özellikle aşırı kalabalık barınak merkezlerinde yerlerinden edilmiş kişiler arasında hastalıkların yayılması üzerinde feci sağlık etkileri olduğunu" açıkladı.

Kaila, "Burası çocukların aşı olmadan karşı koyamayacağı bulaşıcı hastalıkların yayılması için verimli bir ortam" diye ekledi.

Sağlık belirtileri

Hatta Gazze Şeridi'nin kuzeyinde çocukların belirli aralıklarla olması gereken aşıların bulunmaması da hayatlarını tehdit eden bir başka tehlike oluşturuyor.

Toplumun en savunmasız kesimi olarak sınıflandırılıyorlar ve bu aşıların bulunmamasından kaynaklanan sağlık komplikasyonları ve enfeksiyonlar geliştirmeye başladılar. 

İkiz çocuk annesi Sahar ise iki çocuğunun 6 aylıkken yapılması planlanan periyodik aşıları yaptıramadığından şikayet ederek, "Bu aşıları nasıl yaptıracağımı bilmiyorum. İki çocuk da yüksek ateşin yanı sıra kusma ve ishalden şikayetçi. Doktorlar geçici ilaçlar yazıyor, ancak bunlar hastanede mevcut değil ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde faaliyet gösteren eczaneler yok. Tanıdığım çocukların çoğunluğu aynı sağlık semptomlarını yaşıyor ve sağlık çalışanları bunların aşı eksikliğinden kaynaklandığını doğruluyor" dedi.

Kamal Advan Hastanesi müdürü Husam Ebu Safiye ise şunları söyledi:

Aşı eksikliği, Gazze'nin kuzeyindeki çocuklar arasında hastalıkların alevlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Yerinden edilen insanların bölgelerde birikmesi, enfeksiyonun hızla yayılması için koşullar yaratıyor. Çocuk departmanında aşıları zamanında yapılmış olsalardı iyileşebilecek çok sayıda vaka yer alıyor.

UNICEF: Aşılar bağışıklığı kurtarır

Kuzey Gazze'de, Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı ve UNRWA tarafından işletilen 159 birinci basamak sağlık merkezi vardı, ancak bunların hepsi tamamen çalışmayı durdurdu.

Yalnızca tek tıbbi tesis olan Kamal Advan Hastanesi kaldı. Eş-Şifa Tıp Kompleksi ise birinci basamak sağlık merkezine dönüştürüldü.

Geçen yıl 7 Ekim'den önce Filistin, yüzde 99 oranında aşı kapsamına ulaşarak çocuk sağlığının iyileştirilmesinde ilerleme kaydetmişti. Ancak savaş, rutin aşılama sürecini ve hastalıkların yayılmasını izlemeye yönelik sistemleri sekteye uğrattı.

UNICEF Filistin Toprakları Direktörü Jason Lee, "Sağlık sistemi çöktü ve Birleşmiş Milletler ile yardım kuruluşları, ülke içinde yerinden edilmenin barınaklarda aşırı kalabalığa neden olduğu Gazze'de bulaşıcı hastalıkların yayılması konusunda alarma geçti" dedi.

Lee ayrıca "Ateşkese ulaşamamanın bedelini Gazze'deki çocuklar ağır ödedi. Bu da çocukların periyodik aşılarını zamanında yaptıramamasına neden oldu. Aşıları yaptırmış olsalardı zayıf bağışıklık vakalarını tespit etmeyecektik. Bebeklerin vücutları, aşıyla önlenebilecek hastalıklarla baş edebilecek durumdaydı" ifadelerini kullandı.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Avukat Mesut Özer: Selahattin Demirtaş önümüzdeki ay tahliye edilebilir

Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)
Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)
TT

Avukat Mesut Özer: Selahattin Demirtaş önümüzdeki ay tahliye edilebilir

Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)
Selahattin Demirtaş (Twitter hesabından)

Avukat Mesut Özer, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın önümüzdeki ay tahliye edilebileceğini söyledi. Demirtaş için yapılan son tahliye talebi geçen ay reddedilmişti. Avukat Özer , PKK’nın silahsızlandırılması için yasal zemin hazırlayacak bir parlamento komisyonunun çalışmaları sayesinde eylül ayında Demirtaş'ın serbest bırakılma olasılığının olduğunu belirtti.   Demirtaş'ın avukatlarından Ramazan Demir ise bu açıklamanın Mesut Özer'in ''kendi beklentisinden ibaret olduğunu' belirtti.

Demirtaş'ın avukatı Ramazan Demir ise Mesut Özer'in açıklamalarına ilişkin X hesabından şöyle dedi:

"Av. Mesut Özer Sn. Demirtaş’ı temsile yetkili avukatlardan değildir. Mesut Bey kendi görüşünü ve beklentisini açıklamıştır. Meslektaşlarımızı ve gazeteci arkadaşlarımızı bu konuda daha hassas davranmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda, Türk yetkililer, ülkenin güneydoğusundaki Şırnak ilinde, PKK militanlarının faaliyetleriyle bilinen 5 bölgeye güvenlik kısıtlamaları getirildiğini ve “önceden izin alınmadıkça” vatandaşların bu bölgelere girişinin 8 gün süreyle yasaklandığını duyurdu.

Beklenen bir gelişme

Özer, yaptığı açıklamada, Demirtaş’ın gelecek ay serbest bırakılma olasılığı" olduğunu söyledi. Özer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin PKK’nın silahsızlandırması için hukuki zemin hazırlamak üzere kurduğu komitenin (Terörsüz Türkiye Komitesi) müvekkilinin serbest bırakılmasının önünü açabileceğini ifade etti.

Özer açıklamasında, “Komisyon, Demirtaş'ın serbest bırakılması için parlamentoya bir öneri sunabilir ve bunun kabul edilmesi için milletvekillerinin 301'inin lehte oy kullanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

fthy
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ (Türk medyası)

Bir Türk mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AHİM) 8 Temmuz'da verdiği karar uyarınca, Demokratik ve Eşitlik Partisi'nin önde gelen Kürt siyasetçilerinin başta Demirtaş olmak üzere, serbest bırakılması talebini reddetti. AHİM, “Kobani olayları” olarak bilinen davada verilen kararların siyasi saiklerle verildiğini ve sanıkların haklarının ihlal edildiğini belirtti.

Yargıtay 22. Dairesi, Demokratik Halk Partisi eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile diğer tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılmasını talep eden başvuruyu reddederken, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı kesin değildir” gerekçesini gösterdi.

Strasbourg merkezli AHİM verdiği üçüncü kararında, Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi gerekçelere dayandığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiği sonucuna varıldı.

2014 yılında terör örgütü DEAŞ'ın Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı Kobani kasabasını kuşatması birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 ilde başlayan gösterilerde 37 kişinin hayatını kaybetmesi ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmıştı. AİHM, Kobani protestolarına atıfta bulunarak, Demirtaş'ın savunma ve dosya erişim haklarının ihlal edildiğini, tutukluluğuna ilişkin yeterli hukuki gerekçenin sunulmadığını ve bu süreçte yargı bağımsızlığı konusunda ciddi endişeler olduğunu belirtti.