Husiler: Yemen'in çıkarlarına zarar verecek her türlü girişim savaş ilanı olarak değerlendirilecek

Yemen’deki Husiler (Ensarullah Hareketi), Yemen'in çıkarlarına zarar verecek her türlü girişimin "savaş ilanı" olarak değerlendirileceği ve İsrail gemilerine uygulanan engelleme eylemlerinin kapsamının genişletilmesine yol açacağı uyarısında bulundu

(AA)
(AA)
TT

Husiler: Yemen'in çıkarlarına zarar verecek her türlü girişim savaş ilanı olarak değerlendirilecek

(AA)
(AA)

Husilerin sözde Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin el-İzzi, X sosyal medya platformundan yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin Husileri "yabancı terör örgütleri" listesine dahil etmesini değerlendirdi.

İzzi, "Yemen'in çıkarlarına zarar verecek her türlü girişim savaş ilanı olarak değerlendirilecek. İsrail gemilerinin geçişine uygulanan engelleme eylemleri Bab'ul Mendeb ile sınırlı kalmayacak, bu gemileri başka rotalardan da engelleyecek olanlar var." ifadesini kullandı.

İsrail gemilerinin başka rotalarda da engelleneceğini ifade eden İzzi, "Bu konuda ileri düzeyde bir koordinasyon olduğunu" söyledi.

Husiler: İsrail gemilerini engellemeye devam edeceğiz

Husilerin siyasi büro üyesi Ali el-Kahhum da, ABD'nin kendi grubunu "terör örgütü" olarak tanımlamasının, Filistin'i destekleme ve Kızıldeniz üzerinden İsrail'e giden gemilerin geçişini önleme konusundaki tutumunu değiştirmeyeceğini söyledi.

Kahhum, AA'ya yaptığı açıklamada, "Bu tanımlama (terör örgütü), Yemen'in Filistin meselesine yönelik onurlu tutumu karşısında İsrail'e hizmet etmek üzere yapıldı." dedi.

ABD'nin terör tanımını kendi çıkarları ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda kullandığını belirten Kahhum, "Bu tanımlama yalnızca İsrail'e, devam eden katliamlarına ve vahşetine hizmet etmek ve desteklemek için yapıldı. Böylece İsrail, Filistin halkını herhangi bir karşılık veya baskı olmadan öldürmeye devam edecek." ifadelerini kullandı.

Kahhum, Husilerin Filistin'e destek vermeye devam edeceklerine dikkati çekerek, "Bizim, Filistin'i destekleme ve İsrail'e giden gemilerin Kızıldeniz, Umman Denizi ve Bab'ul Mendeb'den geçmesini engelleme yönündeki beyan edilmiş tutumumuz değişmeyecektir." şeklinde konuştu.

ABD'nin bu kararla, bir grubu, tarafı veya yapıyı hedef almadığını belirten Kahhum, ABD'nin tüm Yemen halkını, bölge halkını ve dünyanın tüm özgür halklarını hedef aldığını kaydetti.

Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam da, Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna verdiği demeçte, "ABD’nin terörist olarak sınıflandırması bizi Filistin'i ve Filistin halkını desteklemekten alıkoymayacak." açıklamasında bulundu.

Abdusselam, ABD’nin Husileri terör örgütleri listesine alma kararının sahada bir geçerliliğinin olmayacağını ve Husilerin Filistin’e desteğini güçlendirmekten başka bir şeye yaramayacağını söyledi.

ABD yönetimi, Yemen'de Husiler olarak bilinen Ensarullah Hareketini, Kızıldeniz'deki saldırıları nedeniyle yeniden "yabancı terör örgütleri" listesine almıştı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Husilerin terör listesine eklenmesiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Husilerin Kızıldeniz'deki gemi ticaretini aksatan saldırılarının Amerikan personelini de tehlikeye attığını ve hem ABD yönetiminin hem de uluslararası kamuoyunun bu saldırılara ortak tepki verdiğini ifade etmişti.



İsrail-İran gerginliği ‘Gazze savaşının’ sona erdirilmesi taleplerini güçlendiriyor

Bu ayın başlarında Gazze'de gıda yardımı almaya giderken İsrail ateşiyle öldürülen genç bir adamın cenazesi başında ağlayan yakınları (AFP)
Bu ayın başlarında Gazze'de gıda yardımı almaya giderken İsrail ateşiyle öldürülen genç bir adamın cenazesi başında ağlayan yakınları (AFP)
TT

İsrail-İran gerginliği ‘Gazze savaşının’ sona erdirilmesi taleplerini güçlendiriyor

Bu ayın başlarında Gazze'de gıda yardımı almaya giderken İsrail ateşiyle öldürülen genç bir adamın cenazesi başında ağlayan yakınları (AFP)
Bu ayın başlarında Gazze'de gıda yardımı almaya giderken İsrail ateşiyle öldürülen genç bir adamın cenazesi başında ağlayan yakınları (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesine yönelik uluslararası talepler, İsrail ile İran arasındaki benzeri görülmemiş gerilim ve İsrail saldırılarının henüz durmadığı Gazze Şeridi'nde giderek kötüleşen insani kriz nedeniyle artıyor.

İsrail'in Gazze ateşkes müzakerelerine ev sahipliği yapması için Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentini önermesinin ardından gelen bu talepler, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, ‘İran'la savaşın ABD'nin iradesi ve İsrail koşullarıyla durdurulması’ halinde mümkün olduğunu görüyor. Uzmanlar en yakın ihtimalin ‘Hamas'ın kabul etmesi ve ileride yapılacak görüşmeler için garantileri biraz aşması halinde yakın zamanda kapsamlı değil, kısmi bir anlaşma görmek’ mümkün olduğunu belirttiler.

Mısırlı arabulucunun Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için yaptığı çağrılar, büyük ölçüde İsrail ile Hamas arasındaki gerilimin azaltılmasına odaklanmıştı. Dün Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile Çinli mevkidaşı Wang Yi, Suudi Arabistanlı mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin ve Bahreynli mevkidaşı Abdullatif ez-Zayani arasında görüşmeler yapıldı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre görüşmelerde ‘İsrail ile İran arasındaki askeri gerilim, gerilimi kontrol altına almanın yolları, İran'ın nükleer programı konusunda sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolu olarak derhal ateşkese varılması ve müzakere yoluna geri dönülmesi için gayret ve çaba sarf edilmesinin önemi’ ele alındı.

Abdulati ayrıca salı günü ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ‘İran'ın nükleer programı konusunda sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolu olarak derhal ateşkes sağlanması ve müzakere yoluna geri dönülmesi için çalışılması gerektiğini’ görüştü.

Bu durum, Arap ve Batı ülkelerinin ‘Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi, iki devletli çözümün uygulanması yoluyla Filistin meselesinin adil ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması ve bölgedeki tüm ülkeler için istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik tüm çabalara desteklerinin devam ettiğini’ yineledikleri bir döneme denk geldi. Ülkeler, İsrail ve İran arasında yaşanan olaylar ışığında ‘bölgedeki durumun kırılgan olduğunu ve sükûnetin yeniden tesis edilmesi, uluslararası hukuka saygı gösterilmesi ve diplomatik eylemlerin güçlendirilmesine acil ihtiyaç duyulduğunu’ vurguladı.

Söz konusu teyitler, Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözüm için Üst Düzey Uluslararası Konferans eş başkanları Fransa ve Suudi Arabistan ile Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, Türkiye, Birleşik Krallık, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği'nden oluşan Konferans çalışma gruplarının başkanları tarafından yapılan ortak açıklamada yer aldı.

ıo9p
Cibaliye'nin batısında un çuvalları taşıyan Filistinliler (AFP)

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari salı günü düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin ve bölge ülkelerinin ‘İsrail ile İran arasındaki çatışmayı sona erdirmek için bölge içindeki ve dışındaki çeşitli dost ve ortaklarla günlük temas halinde olduğunu’ söyledi. El-Ensari, “Gazze Şeridi'nde ateşkes için arabuluculuk çabaları devam ediyor, ancak İsrail ile İran arasında artan gerginlik ışığında henüz olumlu bir işaret yok” dedi.

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail meseleleri konusunda uzman akademisyen Dr. Ahmed Fuad Enver, Batılı ve Arap ülkelerin Gazze savaşını ana ikilem olarak gördüklerini ve durdurulması halinde bölgedeki gerilimin azalacağını düşündüklerini ifade etti. Enver, bu tutum ve temasların, özellikle Netanyahu'nun iç cephesinin biraz sakinleşmesini ya da üzerindeki baskıların sona ermesini istediği için İsrail-İran gerginliğinin arttığı şu dönemde nihai olmasa da kısmi bir durdurma konusunda anlaşmaya varma şansını arttırdığına dikkat çekti.

7ı8
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava, Gazze Şeridi'ndeki savaşın İran'daki savaşla birlikte sona ereceğini, ancak Netanyahu'nun özellikle Gazze Şeridi'nde kendi koşullarını dayatacağını, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İran'la krizi sona erdirdikten sonra Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeyi isteyeceğini, ancak koşulların yanı sıra yöntemin de farklı olacağını düşünüyor.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamada, ‘Gazze Şeridi yakınlarındaki sekiz bölge ve topluluk hariç ülkenin tüm bölgelerinde temel faaliyetten sınırlı faaliyete geçileceğini’ duyurması bu beklentiyi güçlendirdi. Jerusalem Post, ABD, Mısır ve Katar'ın İsrail'den Gazze ateşkes anlaşması müzakerelerini yeniden başlatmak üzere Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentine bir müzakere ekibi göndermesini istediğini bildirdi. Haberde, “Uçuşlardaki mevcut kısıtlamalar nedeniyle, Şarm eş-Şeyh müzakereler için alternatif bir mekân olarak önerildi” denildi.

Enver, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki zor yaşam koşullarını göz önünde bulundurarak ve arabulucuların mevcut çabalarını takdir ederek, gelecekte ateşkesi de içeren kısmi bir anlaşmayı kabul etmesini bekliyor. Gazze müzakerelerindeki mevcut krizin her iki tarafın da ertesi günün düzenlemelerini dayatmak istemesi olduğunu vurgulayan Mutava, “Hamas kalmak istiyor ve İsrail bunu reddediyor. Bu nedenle her iki taraf da uzlaşmaya istekli ve Hamas taviz verirse sınırlı bir anlaşma görebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.