Dera'daki yerleşim grupları batı kırsalındaki uyuşturucu satıcılarına saldırıyor

Yerleşim grupları tarafından dün bulunan uyuşturucu örnekleri
Yerleşim grupları tarafından dün bulunan uyuşturucu örnekleri
TT

Dera'daki yerleşim grupları batı kırsalındaki uyuşturucu satıcılarına saldırıyor

Yerleşim grupları tarafından dün bulunan uyuşturucu örnekleri
Yerleşim grupları tarafından dün bulunan uyuşturucu örnekleri

Dera'nın batı kırsalındaki merkez komitelere bağlı yerleşim grupları, dün Tafas, Atman ve Dael kasabaları arasındaki es-Saade bölgesinde bulunan çiftliklerden birine baskın düzenledi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), merkez komitelerin Dera'nın batı kırsalındaki Dael’de düzenlediği baskında bir uyuşturucu satıcısının öldürüldüğünü, üç kişinin de gözaltına alındığını bildirdi. İki tarafın karşılıklı ateş açtığı baskında, büyük miktarda uyuşturucu ele geçirildi. Gözaltına alınanlar, akıbetleri bilinmeden rejim hapishanelerinden birine götürüldü.

Bölgedeki yerel kaynaklar, Şarku'l Avsat'a, dün sabah Dera'nın batı kırsalındaki Tafas ile Dael arasındaki es-Saade bölgesinde bulunan çiftliklerde çatışma seslerinin duyulduğunu bildirdi. Merkez komitelerin grupları çiftliklere saldırmaya, orada bulunanlar da operasyonu püskürtmeye çalıştı.

t6um7k
Uyuşturucu taciri Rafi er-Ruveys'in internet sitelerinde dolaşan fotoğrafı

Kaynaklar, es-Saade bölgesinin Suriye rejimine ait askeri noktalara ve birliklere yakın ve hâkim bölgelerden biri olduğuna dikkat çekti. 27 Haziran'da tarım arazilerini hedef alan bilinmeyen bir hava saldırısına maruz kalınmış, herhangi bir can kaybı yaşanmamıştı. Uyuşturucu taciri Rafi er-Ruveys'in kardeşinin yıllardır o bölgede yaşadığının bilindiği ve söz konusu saldırının ona yönelik gerçekleştirildiği ifade ediliyor.

Suriye muhalefetinin Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, çatışmaların genç Abdullah Gazi er-Ruveys'in öldürülmesiyle sonuçlandığını ve Dael yakınlarındaki es-Saade çiftliklerinden üç kişinin daha gözaltına alındığını bildirdi. Gözaltına alınanlar arasında uyuşturucu taciri Rafi er-Ruveys'in kardeşi de bulunuyor. Site, Rafi er-Ruveys’in 17 yaşındaki oğlu Abdullah Rafi er-Ruveys’den geçtiğimiz perşembe günü gözaltına alındığı sırada elde edilen bilgiler üzerine merkez komite gruplarının çiftliklere baskın düzenlediğine dikkat çekti. Abdullah, bölgede çok sayıda kişinin uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını itiraf etti.

sc
Uyuşturucu taciri Meri er-Remsan'ın internet sitelerinde dolaşan fotoğrafı

Basında çıkan haberlere göre, Rafi er-Ruveys, Dera vilayetindeki en büyük uyuşturucu satıcılarından ve kaçakçılarından biri olarak kabul ediliyor. Suveyda'daki tanınmış uyuşturucu satıcısı Mari er-Remsan, geçen mayıs ayında bir hava saldırısıyla hedef alındıktan sonra bölgeden uzaktaydı. Dera vilayetinden haberler yayınlayan medya platformu Dera 24 haber sitesine göre, o sırada güvenlik servislerinden oluşan ortak bir devriye, Dera vilayetinin doğu kırsalındaki Maaraba kasabası yakınlarındaki Rafi er-Ruveys çiftliğine baskın düzenledi.

serg
Yerleşimci grupların dün (salı) Dera'nın batı kırsalında yürüttükleri operasyonda buldukları uyuşturucular

Bedevi kabilelerinden gelen er-Ruveys, uyuşturucu ticareti alanında çalışmakla suçlanıyor ve bu çiftliği de üretim tesisi veya depo olarak kullandığından şüpheleniliyordu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesinde, 2018 yılında Suriye rejimiyle Rusya destekli yerleşim anlaşması imzalayan eski muhalif gruplardan olan Dera'nın batı kırsalındaki merkez komitelere bağlı yerleşim grupları hakkında yayın yapıldı. Ayrıca, Dera'nın batı kırsalındaki es-Saade bölgesindeki çiftliklere yapılan baskında bulunduğu söylenen büyük miktarlarda uyuşturucu ve gece görüş cihazının fotoğrafları paylaşıldı.

7ıöı7
2018'de Dera'daki Tafas'a giren Rus kuvvetleri (arşiv)

Dera vilayeti, yerleşimci grupların uyuşturucu ticareti ve kaçakçılıkla suçlanan gruplar ile DEAŞ'la bağlantılı diğer gruplara karşı gerçekleştirdiği çok sayıda askeri operasyona tanık oldu. Söz konusu operasyonların sonuncusu, bu ayın başında örgüte üye olmakla suçlanan bir grubun Dera'nın batı kırsalındaki el-Yadude kasabasına saldırmasıydı.

Yerleşim grupları daha önce de Mart 2023’te Nasib ve Ummu’l Meyazin kasabalarında uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık yapan gruplara saldırmıştı.



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.