Mevcut sorunlar açısından somut ilerleme beklenmeyen Astana toplantısında ateşkesin sağlanmasına odaklanılıyor

Moskova üçlü koordinasyonu geliştirmeye çalışırken, Suriye muhalefeti 3 acil konuyu vurguladı

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız (soldan üçüncü) ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev (sağdan üçüncü) 21. yüksek düzeyli Astana toplantısında (AA)
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız (soldan üçüncü) ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev (sağdan üçüncü) 21. yüksek düzeyli Astana toplantısında (AA)
TT

Mevcut sorunlar açısından somut ilerleme beklenmeyen Astana toplantısında ateşkesin sağlanmasına odaklanılıyor

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız (soldan üçüncü) ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev (sağdan üçüncü) 21. yüksek düzeyli Astana toplantısında (AA)
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız (soldan üçüncü) ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev (sağdan üçüncü) 21. yüksek düzeyli Astana toplantısında (AA)

Türkiye, Rusya, Suriye ve İran heyetlerinin katıldığı Suriye konulu 21. yüksek düzeyli Astana toplantısı, Kazakistan’ın başkenti Astana’da başladı.

Toplantıda, özellikle Anayasa Komitesi’nin çalışmalarını yeniden başlatma çabaları veya tutuklular ve kayıp kişiler konusunun çözüme kavuşturulması gibi önceki müzakere turları sırasında öne çıkan bazı insani meselelerin çözümü başta olmak üzere, eldeki sorunlar açısından atılım veya somut ilerlemeler elde edilmesi beklenmiyor.

Odak noktasının önceki ateşkes kararlarını sağlamlaştırma ve Suriye’yi çevreleyen gergin bölgesel ve uluslararası koşullara rağmen ‘Astana hattının’ korunmasını teyit etmeye yönelik olduğu görülüyor.

CXDF
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in 8 Haziran’da Moskova’daki görüşmesi (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in girişimiyle düzenlenen, Moskova’nın büyük bir heyecan duymadığı yeni tur çalışmaları, katılan heyetler arasında ikili görüşmelerin düzenlenmesiyle başladı.

Diyalog turlarında ülkesinin heyetine başkanlık eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bessam Sabbah başkanlığındaki Suriye hükümeti heyetiyle görüşmelerde bulundu.

Türk ve İran heyetleri de ayrı ayrı görüştü.

Bu sabah (Perşembe) da Suriyeli muhalif heyetle görüşüleceği öğrenildi.

FDVRTGB
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev (Sputnik)

Aleksandr Lavrentyev, Kazakistan’ın başkentindeki faaliyetine, Ortadoğu bölgesinde kötüleşen gerilim ışığında, ‘Suriye’de çözüm için Astana formülünün önemini’ vurgulayarak başladı.

Lavrentyev konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

Dünyada yaşanan rahatsız edici olaylar ve Ortadoğu’da gerilimin tırmanması nedeniyle, Astana formatındaki toplantıların önemi daha da artıyor. Dünya Gazze Şeridi’nde yaşanan trajediyi, Filistin-İsrail çatışmasının derinleşmesini ve Yemen’in çevresini izliyor. İngiltere-ABD koalisyonunun Yemen topraklarına yönelik saldırılarına, İsrail-Lübnan sınırındaki çalkantılı duruma tanık olduk. Bu nedenle Suriye konusunda uluslararası bir toplantı yapılmasının önemi artık artıyor. Yalnızca sponsor ülkeler arasında değil, aynı zamanda krizle ilgilenen herkes arasında derinlemesine ikili ve üçlü müzakereler yapılması konusunda büyük bir fikir birliği var.

Astana Platformu’nun sürdürülmesinin, garantör ülkelerin çözüm sürecini ilerletme kararlılığına bağlı olduğunu vurgulayan Lavrentyev şöyle devam etti;

Bu tur aynı zamanda Suriye-Ürdün ve Suriye-Irak sınırlarında yaşanan gerilim ve özellikle terör örgütü DEAŞ’ın yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte bir dizi konuyu müzakere etmek için de bir fırsat.

Lavrentyev, özellikle Ortadoğu’daki mevcut koşullar göz önüne alındığında, Suriye’deki yasa dışı ABD askeri varlığının çözümü engellediğini de vurguladı.

Gazze ve Suriye

Filistin konusunda değinen Lavrentyev, Rusya’nın Gazze’de derhal ve kapsamlı bir ateşkes sağlanması, iki devletli çözüm yoluna geri dönülmesi ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına bağlılığını vurguladı.

Lavrentyev, “Gazze Şeridi’ndeki durum, özellikle İsrail’in İran’ın çıkarlarını hedef almak için Suriye topraklarına yönelik devam eden saldırıları, Suriye çözümünün gidişatını etkiliyor. Bu saldırılar derhal durdurulmalı” ifadelerini kullandı.

SDEFR
Toplantı yapan heyetler (Russia Today)

Şarku’l Avsat’a konuşan bir Rus diplomat ise bu toplantı turunun, Suriye konusuna siyasi ve medya düzeyinde ilginin azaldığı, dünyanın Gazze savaşındaki gelişmelerle meşgul olduğu ve çatışmanın yayılmasından korku duyulduğu bir dönemde yapıldığına dikkat çekti.

Diplomat, “Suriye’deki mevcut durum koşullarında, Anayasa Komitesi çalışmalarının başlaması, Türkiye-Suriye ilişkilerinde somut ilerleme sağlanması, tutuklu ve kayıp kişiler konusu ve İdlib’in genel durumu açısından hiçbir konuda ilerleme sağlanamayacağı açık” dedi.

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sekteye uğradı

Bu turun ilk gününde yapılan çalışmalar sırasında, Moskova’nın ilerletmeyi umduğu ‘dörtlü’ formülünün (üç garantör taraf ve Suriye hükümeti heyeti) çalışmalarına yeniden başlamanın zorluğuna ilişkin göstergeler ortaya çıktı.

Astana’daki kaynaklara göre iç sorunlar, özellikle de hükümet heyetinin Türkiye’ye yönelik katı tutumu, bu formülün işleyişini engellemeye katkıda bulundu.

XSCDVRFG
Suriye’deki Rus kuvvetleri (Arşiv)

Şarku’l Avsat’a konuşan Rus diplomat açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Şu anda Suriye müzakerelerinde ilerleme sağlamadaki zorluk, tüm bu konuların ister Şam rejimi ister Suriye muhalefetiyle olsun, öncelikle Suriyelilerin kendisiyle bağlantılı olmasından kaynaklanıyor. Şu ana kadar Suriye iç faktörünün yeterince olgunlaşmadığı açık. Bu durum, Suriyeliler arasındaki çatışmaların durdurulması ve Suriye topraklarının çoğunda hakim olan sükunetin sürdürülmesi açısından mevcut Astana toplantısının önemini doğruluyor. Ancak şu anda bu toplantının en büyük önemi Suriye devletinin egemenliği, toprak bütünlüğü ve varlığının korunmasıdır.”

Çok mütevazı atılım beklentilerine rağmen ‘Astana ekseninde’ çalışmaya devam etmenin önemine vurgu yapan diplomat, “Suriye’deki koşulları bu grubun çabaları olmadan hayal etmek zorundayız” dedi.

Rus diplomat konuya ilişkin ayrıca şu ifadeleri kullandı;

İç savaş yeniden çıkabilir ve eninde sonunda Suriye’nin bölünmesine ve yıkılmasına yol açabilir. Bu nedenle tekrar ediyorum, Suriye’yi ve halkını kurtaran Astana sürecinin kendisidir. Toplantıların devamı bir başarıdır ve 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ve BM’nin Suriyelilerin içinde bulundukları krizi aşmalarına yardımcı olmadaki rolünün garantörüdür. Ancak o zaman, bugün Suriye topraklarında bulunan tüm yabancı güçlerin çıkışını kolaylaştırmak da dahil olmak üzere, eldeki tüm konularla ilgili tüm engeller kaldırılabilir.

Öncelikli konu İdlib

Şarku’l Avsat’a açıklama yapan, Suriye Muhalefet Koalisyonu Siyasi Komitesi Üyesi ve Astana Heyeti Başkanı Ahmet Tohme, “Heyet, bu turda üç temel konu üzerinde yoğunlaştı. Bunlardan ilki, ateşkesin sağlanması ve İdlib bölgesinde rejim ve İran tarafının devam eden ihlallerinin önlenmesi meselesi” dedi.

FRT
16 Ocak gecesi geç saatlerde Suriye’nin İdlib kırsalındaki Talita köyünde bir tıbbi tesis İran’ın füze saldırısına maruz kaldı (AP)

Tohme, rejimin müttefiği İran ile birlikte İdlib’e yönelik saldırıyı genişletmek için hazırlık yaptığını gösteren işaretler bağlamında bu konunun önemine dikkat çekerek, heyetle yapılan görüşmelerin bu yönde güven verici işaretler taşıdığını vurguladı.

İkinci konuya değinen Tohme şunları söyledi;

İkinci konu ise Anayasa Komitesi’nin çalışmalarına yeniden başlaması için baskı yapıp, rejimin koyduğu engelleri ortadan kaldırmaya çalışarak askeri gerçekliğin tamamen dondurulmasına odaklanıyor. Değerlendirmemiz, engelleyici faktörlerin azalması nedeniyle koşulların şu anda daha iyi olduğu yönünde.

Üçüncü konunun insani durum ve tutuklular meselesiyle ilgili olduğunu dile getiren Tohme, “Rejim bu konuyu çalışma komitesi çerçevesinde tartışmaktan kaçınmaya devam ediyor. Bu durum, Uluslararası Kızılhaç ile koordineli olarak bu tur sırasında tutukluların eşzamanlı olarak serbest bırakılmasını amaçlayan çabaları engelledi” dedi.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.