Savaştan sonra Gazze halkını nasıl bir gelecek bekliyor?

İsrailli, Amerikalı ve Filistinli yetkililer Gazze Şeridi yönetimini Filistinlilere devretmek için ciddi şekilde çalışıyor

(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Savaştan sonra Gazze halkını nasıl bir gelecek bekliyor?

(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
(Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

İsrail, Amerika ve Filistin Yönetimi, savaştan sonra Gazze Şeridi yönetimini Filistin yönetimine devretmek için ciddi görüşmelerde bulunuyor.

Gazzeliler, bu haberi umut ile alay arasında çelişkili duygularla karşıladı.

Durmasını umdukları savaş sırasında, kendilerini kimin yönettiğini pek umursamayacak durumları olmadı.

Gazzeliler arasında çelişkili duygular oluştu ve bu konuya hiç dikkat edilmedi.

Bu konuda bir vizyona ulaşılamaması, savaşın sona erdirilmesi ve süresinin uzatılması yönünde anlaşmaya varma çabalarını da sekteye uğratıyor.

Düşünmeye zaman yok

Gazzeliler, bu savaşta katliam ve sömürü açısından en büyük bedeli ödemiş olmalarına rağmen, tüm tarafların Gazze Şeridi yönetmek için çabaladığını düşünerek bu konuyla alay ederken, hiç kimse onların siyasi geleceğine dair fikrini almıyor.

Bölgede yaşayanlar arasında umut duygusu büyürken, savaş sonrasına yönelik planlar yapmanın, savaşın bitip Gazze'ye dönüş tarihini ortaya çıkarabileceği düşünüldüğünde, ki bu da onların sadece hayalini kurduğu bir durum olsa, hatta iyimser insanlar bile yeni hükümetin biçimine ilgi göstermiyor.

Gazzeli Tamer, "Gazze halkının siyasi meseleleri düşünecek vakti yok. Bu lüks bir şey. Kişisel olarak Hamas'ın iktidarda kalması ya da otoritenin geri dönmesi beni pek ilgilendirmiyor. Bu, alay konusu bir konudur. Her iki durumda da Gazze yerle bir edilmiştir. Artık eskisi gibi değil. Kimsenin yöneteceği bir şey kalmadı. Gazze halkının istediği şey basit ve açık: Sivil olarak bizlere zarar veren savaşın durması ve insanların sömürülmesinin sona ermesi. Sonra savaştan önceki hayatımızdan farklı bir yeniden yapılanma, sonra iş imkanlarıyla insana yakışır bir yaşam sürmemiz., her an yuttuğumuz acıdan başka bir şey değil" dedi.

Taraflar arasında Gazze'nin yönetimi konusunda çatışma

Hamas hareketi iktidarda kalmak isterken tüm taraflar Gazze'nin geleceği konusunda mücadele ediyor ve bu iki kez ortaya çıktı;

İlki, Hamas Siyasi Bürosu başkan yardımcısı Halil el-Hayya'nın, "Hamas hareketi savaşın ertesi gününün zafer olduğunu düşünüyor" sözleriyle;

İkincisi ise, Hamas’ın birkaç gün önce, "İsrail ordu güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini ve rehinelerin serbest bırakılması karşılığında kendi yönetimini sürdürmeye yönelik uluslararası garantileri" de içeren ateşkese ulaşma vizyonunu sunduğunda gerçekleşti.

Ancak Savaş Konseyi üyesi Bakan Gideon Sa'ar'ın "Elbette kabul etmeyeceğiz çünkü uzun yıllar sürse bile bölgede Hamas'sız hayata dönmek zorundayız" sözleriyle açıkladığı gibi, bu teklif İsrail'in reddiyle karşılık buldu.

Filistin Yönetimi de Başkan Mahmud Abbas'ın açıkça belirttiği şartlar; çatışmaların durdurulması, insani yardım kapılarının açılması ve sorumlulukların üstlenilmesi, Gazze'de ve Filistin topraklarının geri kalanında Filistinlilerin anavatanları dışına göçünün engellenmesi karşılığında Gazze’ye dönmek istiyor.

Gazzeliler İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki güvenlik kontrolüne hep birlikte karşı çıkıyorlar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazzeliler İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki güvenlik kontrolüne hep birlikte karşı çıkıyorlar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

İsrail ise Gazze'nin geleceği konusunda afallamış gibi görünüyor. Başbakan Binyamin Netanyahu kimi zaman güvenliğin kontrolünü istediğini, kimi zaman da İsrail'in Gazze Şeridi'ni aşiretlere teslim etmek istediğini söylüyor.

Bakanları Hamas'la çözüm bulma zorunluluğu arasında bölünmüşken, bir grup Filistinli taraflarla anlaşmaya varmayı, bir grup Gazze'yi yetkililere teslim etmeyi, üçüncü grup ise burayı işgal etmek istiyor.

ABD de Gazze'nin kontrolünü ele geçirmek için Filistin Otoritesini güçlendirmekten bahsediyordu ve ardından Hamas'ın yönetime katılmasını istemeye başladı ancak tutumu sabit kaldı ve ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vedant Patel'in ifadesiyle, "Gazze Filistin toprağı olarak kalmalı, Filistin halkı tarafından yönetilmelidir."

İsrail yönetimi reddedildi

Hiçbir tarafın Gazze'nin yönetimi ve geleceği konusunda net bir vizyonu olmasa da, Gazze sakinleri ilk etapta bu siyasi meseleden hayal kırıklığına uğradı, ancak hepsi çatışmalar durduktan sonra İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki hakimiyetini reddetme konusunda anlaştılar.

Vatandaş Zeyn, "Gazze'nin geleceğini sorduğunda güldüm. Nasıl bir gelecek bizi bekliyor? Yönetim biçimini düşünmeye gerek yok. Önemli olan sorumlu tarafın bize iyi bir ortam sağlamaya çalışmasıdır. İster Filistin Yönetimi, ister Hamas, hatta uluslararası güçler olsun. Savaştan sonra bunun bir çatışmaya dönüşmemesi için Hamas ve Filistin Yönetimi'nin ortak bir hükümet üzerinde anlaşması gerekiyor. Benim için önemli olan hayata ve umuda yeniden dönebilmemiz için bu kurumun, savaşta yaşadığımız sömürüye karşılık olarak günlük gıdamızı ücretsiz sağlamasıdır" dedi.

Savaş dönemini sona erdirme arzusu

Dünya isimli kadın, Hamas'ın iktidarda kalmasını istemiyor ve aynı zamanda Filistin Yönetimi'nin Gazze'ye dönüşünü de istemiyor, ancak iş adamlarından oluşan bir hükümeti veya teknokratik hükümeti destekliyor.

Çünkü o kadın, 17 yılı aşkın süredir savaşlar ve kuşatmalarla yaşadığı politikadan umudunu kesti.

Nedrine de dünya ile aynı fikirde, çünkü kendisi de siyasi anlaşmazlıkların olmadığı düzgün bir yaşam istiyor ve şöyle dedi:

Hamas iktidarda kalsa umurumda değil, ancak onun yönetiminin doğasını değiştirmesi şartı var. Eğer yönetim Gazze'nin kontrolünü ele geçirirse benim için bir şey değişmeyecek, ancak daha iyi bir yaşam sağlamak için çalışmak gerekiyor. Daha fazla savaş istemiyorum. Çatışmaların sona ermesini ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Sözlerimin anlamını anlamalısınız ve Gazze’de geleceğin yönetim şekline dair arzumun ne olduğunu kendiniz anlamalısınız.

Muhammed el-Ğalban, Gazze halkının düşüncesinde yaşananları, "Hamas, savaş öncesindeki haliyle Gazze'yi yönetemeyecek. Bu bizim direnişe karşı olduğumuz anlamına gelmiyor. İnsanlar hâlâ mücadele seçeneğini destekliyor ancak siyasi durum ve direniş seçeneklerinin vatandaşların yaşamlarının iyileştirilmesine ve maliyetli savaşlara girilmemesine uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Hamas liderliği Gazze halkını nasıl koruyacağını düşünüyorsa iktidardan vazgeçmeli ve siyasi bir parti olarak kalmalı. Düzgün bir hayata ulaşmak olarak özetlenebilecek Gazze halkının taleplerini yerine getirebilecek, yönetebilecek kapasitede bir yapının olması gerekiyor" ifadeleriyle özetledi.

Ayrıca, Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridini yönetmesi gerektiğine, çünkü burayı yeniden inşa etme ve nüfusun yaşam koşullarını iyileştirme kapasitesine sahip olduğunu, uluslararası destekten yararlandığını ve bir Filistin devleti kurma projesi olduğunu belirten  Ğalban, "Sıradan vatandaşlar olarak biz de bunu istiyoruz" dedi.

Independent Arabia - Independent Türkçe



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.