Sudan iç savaşı kanser hastalarının acılarını artırıyor

Çatışmalar, Vad Medeni’ye kadar uzandı ve ana ilaç deposuna erişim engellendi.

Sudan’ın el-Cezire eyaletinde bulunan Ulusal Kanser Tedavi Enstitüsü’nün, geçen Aralık ayında çalışmayı durdurmadan önceki merkezi   (Facebook)
Sudan’ın el-Cezire eyaletinde bulunan Ulusal Kanser Tedavi Enstitüsü’nün, geçen Aralık ayında çalışmayı durdurmadan önceki merkezi   (Facebook)
TT

Sudan iç savaşı kanser hastalarının acılarını artırıyor

Sudan’ın el-Cezire eyaletinde bulunan Ulusal Kanser Tedavi Enstitüsü’nün, geçen Aralık ayında çalışmayı durdurmadan önceki merkezi   (Facebook)
Sudan’ın el-Cezire eyaletinde bulunan Ulusal Kanser Tedavi Enstitüsü’nün, geçen Aralık ayında çalışmayı durdurmadan önceki merkezi   (Facebook)

50’li yaşlarında kanserle mücadele eden Sudanlı Semira Ahmed, yatağında uzanırken gücünü kaybetmiş durumda çünkü art arda iki kez tedavisini alamadı ve acılarıyla başa çıkabilmesine kısmen yardımcı olacak olan tedavisinden mahrum kaldı.

Sudan’da Ordu ile Hızlı Destek Kuvveleri (HDK) arasında yaklaşık 9 aydır devam eden savaş, kanser hastalarını yıkılan ve çalışmaları durdurulan hastanelere erişimden mahrum bıraktı. Semira, Sudan’da sınırlı ve bazen imkansız tedavi olanaklarıyla karşı karşıya kalan kanser hastalığıyla boğuşan tek kişi değil. Kanser hastalarına yönelik hayat her geçen gün zorlaşırken, geçtiğimiz Aralık ayından bu yana HDK’nın kontrolünde olan El Cezire Eyaleti'nin başkenti (ülkenin merkezi) Vad Medeni kentindeki büyük bir ilaç deposunun tedarik hatları kesildi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Semira, Vad Medeni şehrinde oturduğunu, kendisine hastalığının teşhisinin iki yıl önce konulduğunu, ancak kentteki çatışmaların artması nedeniyle kocasıyla birlikte tedavi olmak için el-Kadarif Eyaleti'ne (doğu) seyahat etmek zorunda kaldığını söyledi.

Semira, “Bu savaşçılar, acılarımızı dindirecek hastaneleri bulmayı umursamadan mücadelelerini sürdürürken ölümümüzü hızlandırdılar ” dedi. 

Vad Medeni'deki Ulusal Kanser Enstitüsü Müdürü Dafaullah Ebu İdris ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, savaş sırasında birçok kanser hastasının tedavi göremediğini ifade etti.

Kanser Enstitüsü, şehirdeki çatışmaların şiddetlenmesi nedeniyle geçtiğimiz Aralık ayında Vad Medeni'deki diğer hastanelerle çalışmayı durdurdu. Ebu İdris, “Kanser hastaları için sağlanan ilaçlar Vad Medeni şehrinde bir depoda. Ancak şehir, ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında hastalara erişimi engelleyen çatışmalara tanık oluyor” dedi.

Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, ‘savaşın El-Cezire Eyaletine yayılmasının ülkeyi büyük bir insani felaketle karşı karşıya bıraktığı’ uyarısında bulundu. Bu kapsamda kanser, böbrek hastaları ve diğer bazı sağlık sorunları çeken insanlar için bir sığınak olarak kabul edilen Vad Medeni şehri, savaşın başlamasından sonra geçtiğimiz Aralık ayına kadar ülkenin sağlık hizmetlerinin yüzde 90'ını karşılayabiliyordu.

Ebu İdris'e göre radyoterapiye ihtiyaç duyan kanser hastalarının sayısı 12 bin.
Bu hastalar, fiyatı 120 ile 750 bin Sudan lirası (yaklaşık 800 dolar) arasında değişen dozu bulmakta zorlanıyor.

Sağlık yetkilisi, dozların hastadan hastaya değiştiğini ve bazı hastaların 3 haftada bir doza ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, “Ama artık radyoterapide büyük bir boşluk var” dedi.

Bir radyoterapi cihazı ise ülkenin merkezine yaklaşık 500 kilometre uzaklıktaki Meroe (Sudan’ın kuzeyinde) şehrinde bulunuyor. Savaştan önce Sudan'da başkent Hartum, el-Cezire Eyaleti ve Meravi şehirlerinde toplam 5 radyoterapi cihazı vardı.
Ancak bu bölgelerde savaşın patlak vermesinden sonra Sudan halkı bu cihazlara eşirimi kaybetti ve Meravi'de yalnızca bir tane cihaz kaldı.

Ebu İdris, kuruluşları ve ortakları hastalara tedavi imkanı oluşturmaya çağırarak, sağlık, mali ve güvenlik açısından tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduklarını ifade etti.

Şarku'l Avsat'a açıklama yapan Onkoloji uzmanı Ali Ahmed ise hasta çocukların çektiği acıların bir başka boyutuna dikkat çekerek, bu çocuklarının sayısının tahminen 3 bin olduğunu, bunların yaklaşık yarısının lösemiden mustarip olduğunu ve Sudan dışında tedaviye ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Ahmed "Hasta çocukların ailelerinin içinde bulunduğu kriz, tedavi arayışı içinde bir eyaletten diğerine geçtikçe daha da zorlaşıyor. Bu da çoğu ailenin karşılayamayacağı maliyetlerle, asfaltsız ve güvensiz yollarda yapılan zorlu yolculuklar nedeniyle sağlıklarının bozulmasına yol açtı” dedi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.