Gazzeli kadınların altınları askerlerin elinde parlıyor... Hagari: Soruşturmanın sorumlusu biziz

İsrail tarafından yapılan açıklamalarda çelişki: İbrani gazeteleri Gazze Şeridi'nde 5 milyon dolar değerinde mücevher ele geçirildiğini söylerken ordu bunu reddediyor ve bir kez daha sorumluluk kabul etmediğini söylüyor

Gazzeliler İsrail ordusunu evlerindeki altın takılarını çalmakla suçluyor (Meryem Ebu Dakka Independent Arabia)
Gazzeliler İsrail ordusunu evlerindeki altın takılarını çalmakla suçluyor (Meryem Ebu Dakka Independent Arabia)
TT

Gazzeli kadınların altınları askerlerin elinde parlıyor... Hagari: Soruşturmanın sorumlusu biziz

Gazzeliler İsrail ordusunu evlerindeki altın takılarını çalmakla suçluyor (Meryem Ebu Dakka Independent Arabia)
Gazzeliler İsrail ordusunu evlerindeki altın takılarını çalmakla suçluyor (Meryem Ebu Dakka Independent Arabia)

İsrail ordusu askerleri Gazze şehrinin doğusunda yer alan Şucaiyye semtindeki evine baskın düzenlediğinde Ranin'in boynunda altın bir zincir vardı.

Oturma odasındaki İsrail güçlerini görünce taktığı kolyeyi hemen sakladı ama içlerinden biri onu gördü ve alaycı bir şekilde güldü.

Ranin'in kafası karışmıştı, bu yüzden kolyenin bulunduğu elini indirip pantolonunun cebine koydu.

Asker hemen zorla kolyeyi elinden kaptı ve ona "Ne kadar?" diye sordu.

Ranin, kolyesine göz dikmemesi için cevap vermeyi reddetti ama asker, "Tamam, eşime vereceğim" dedi.

Ardından Ranin'in eşi ve küçük oğlu tutuklandı.

Yılların yorgunluğu

Ranin, İsrail ordusunun zorla güney Gazze'ye doğru ilerlemesi yönündeki emirlerine uymayı reddetti.

Halen Şeridi'nin kuzey kesiminde yaşıyor ve oradayken yağmalanmaya maruz kalıyor.

Ranin, "Askerin ele geçirdiği mücevherler, 10 yıl boyunca inşaat işinde çalışan ve 8 bin 800 dolara 160 gram altın alabilen kocamın tüm birikimiydi. Ağır bir kolyeydi ve onu savaştan önce de ara sıra takardım, sonra da güvenli bir yerde saklardım" dedi.

Ranin ellerini çırparak, "Kocam tutuklandı ve birikimleri gözleri önünde yağmalandı. Mücevherleri geri vermesi için askere yalvarmaya çalıştım ama o silahıyla bana vurdu ve beni kalbimden vurmakla tehdit etti" ifadelerini kullandı.

Hırsızlıklar

Ranin'in yaşadıkları, İsrail ordusunun Gazze'ye kara harekâtı sırasında gerçekleştirdiği yağma ve gasp operasyonlarının bir parçası.

Bu bağlamda hükümetin Gazze'deki medya ofisi, Tel Aviv güçlerinin Şerit'ten yaklaşık 25 milyon dolar değerinde altın takı çaldığını bildirdi.

Gazze sakinlerinin birikimlerinin çalınmasını takip eden tek taraf Gazze hükümeti değil. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail askerlerinin Filistin fonları ve mallarına yönelik sistematik hırsızlık olaylarına karıştığını ortaya koyan birçok vakayı belgeledi.

Buna göre altın, bir miktar para, cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlar da dahil olmak üzere çalınan eşyaların toplamının on milyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Konuyla ilgili Independent Arabia'ya konuşan bir başka isim Seher Nassar.

Seher'in açıklamasına göre, yerinden edilenlerin Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru kullandığı güvenli koridor olan Selahaddin Caddesi'ndeki askeri kontrol noktasında konuşlanan İsrail askerleri, altın takılarına el koydu.

Seher, sözlerine şöyle devam etti:

Askeri kontrol noktasından geçerken asker üzerimdeki metal eşyaları çıkarmamı istedi ve ben de onun emrini yerine getirdim. Eşyalarımın arasında altın bilezikler de vardı ve bunları yere koydum ve kontrol noktasından geçtim. Bir askerin oturduğu yerden inip altına doğru gittiğini ve onu aldığını gördüm. Bir an inceleyip bana geri vereceğini düşündüm. Ancak inceleme bittikten sonra içlerinden birine altın bilezikleri sordum ama o bana el konulduğunu bildirdi ve yoluma devam etmemi emretti.

Seher, "Ona, yerinden edilmiş hayatlarımızı desteklemek için bu altını satacağımızı anlatmaya çalıştım ama o bunu geri vermeyi reddetti ve benimle dalga geçti." Dedi. Seher hanım yaklaşık 12 bin dolar tutarındaki birikimi için üzülüyordu.

Sistematik uygulamalar

Uluslararası insancıl hukukta, çatışma sırasında veya çatışma dışındaki güçlerin sivil mülklere el koyması yasak.

İsrail yasaları da bu operasyonları, savaş ganimeti olarak değil, sistematik yağma operasyonları olarak değerlendirdikleri için cezalandırıyor.

Hükümetin Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail el-Sevabta, "İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği hırsızlıklar birden fazla yolla gerçekleşti. Bunlar arasında, evlere yapılan baskınlar ve aramalar sırasında bölge sakinlerinin ellerindeki mücevherlere zorla el konulması veya mülklerinin çalınması da yer alıyor" açıklamasında bulundu.

Sevabta, açıklamalarına şöyle devam etti:

Bunlar Gazze halkının parasının sistematik olarak çalınmasıdır. Ordu liderliğinin Gazze'deki askerleri etik olmayan uygulamalara girişmek üzere serbest bıraktığına dair açık göstergeler var. Ancak önemli soru şu: Bu insanların birikim yapmak için harcadıkları yılların yorgunluğunu nasıl telafi edecekler?

"Yoruma 'Siz hırsızsınız' yazdım ama asker videoyu hemen sildi"

Aslında İsrail askerleri bizzat kendileri, Gazzelilerin eşyalarına el koyduklarını belgeledi.

Şöyle ki, bazı askerler Gazze'nin kuzeyinde, özellikle Beyt Lahya bölgesinde yaşayan bazı kişilerin evlerinde altın takılar ele geçirirken hatıra fotoğrafları ve video klipler çekti ve bunları, çoğu TikTok'ta olmak üzere sosyal medya platformlarında yayımladı.

Videolardan birinde İsrailli bir asker, üzerinde "Gazze'de üretilmiştir" yazan bir kolye ve kristal bir taş sergiliyordu.

Asker onu ele geçirdiğini söyleyerek övünüyor ve klibin sonunda gerçek olup olmadığını kontrol etmek için dişleriyle ısırıyor.

Ancak askerlerin gösterdiği bu video kliplerin çoğu, bu eylemlerin İsrail ordusunun değerlerini ve ahlakını temsil etmediğini kısa sürede duyuran resmi İsrail çevrelerinde bile tartışmalara yol açtıktan sonra silindi.

Başka bir videoda ise yılan şeklinde altın bir bilezik taşıyan bir İsrail askeri görülüyor.

Bileziği tanıyan Aliye el-Neccar, "Aceleyle yerimizden edilmemiz nedeniyle değerli bileziklerim de dahil olmak üzere pek çok eşyamızı evlerimizde bıraktık" dedi.

Aliye, "Askerlerin yayınladığı videolardan birinde sakladığım bazı mücevherlerimi gördüm. 24 ayar yaprak şeklinde tasarlanan özel mücevherlerimi tanıdım. İsrail askeri bunu anneme ait olan ve içine diğer altın parçalarını ve değerli eşyalarını koyduğu kumaş bir çantanın içinde sergiledi" ifadelerini kullandı.

Aliye şöyle devam etti:

Mücevherlerimi, annemin yıllardır eşyalarını sakladığı bez çantadan tanıyordum. Mücevherim olduğundan emin olunca Google Çeviri'yi kullanarak videoya yorum yaptım ve 'Siz hırsızsınız' yazdım ama asker videoyu hemen sildi.

"İsrail ordusu 5 milyon şekeli ele geçirdi"

Ynet gazetesinin bir ordunun Gazze Şeridi'nde 5 milyon dolar değerinde mücevher ele geçirdiğini ve askerlerin bunları İsrail ordusunun teknoloji ve lojistik bölümündeki ganimet birimine teslim ettiğini bildirmesiyle, Gazze'den mücevher hırsızlığı olayı İbrani medyasında yayıldı.

Yedioth Aharonot gazetesi ayrıca şunları yazdı:

Gazze Şeridi'ne kara saldırısının başlamasından bu yana İsrail ordusu 5 milyon şekeli (1,5 milyon dolar) ele geçirdi ve bunları Savunma Bakanlığı'nın maliye dairesine devretti.

Ancak gazete, el koyma işlemlerinin Hamas hareketinin kalelerinden ve üyelerinin evlerinden yapıldığını kaydetti.

İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari konuyla ilgili açıklamasında, "Ülkemizdeki güçler dünyadaki en yüksek ahlaka sahiptir ve bu tür operasyonlar yapamazlar. Bu kabul edilemez" dedi.

Hagari, açıklamasına şöyle devam etti:

Böyle bir şey olursa araştırırız, kanıtlanırsa sorumsuz bir davranıştır. Bu durumda askerleri disipline etmek için de çalışacağız. Biz en yüksek ahlaka sahibiz ve uluslararası hukuka ve savaş kurallarına uyacağımız bir savaş yürütüyoruz.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.