İsrail'in Filistin devleti kurma planının ayrıntıları neler?

Savunma Bakanı Yoav Gallant, Tel Aviv'in şu anda Batı Şeria'yı yönettiği gibi Gazze'yi de yönetmesini öneriyor

Planın içeriği, İsrail'in gelecekte önereceği herhangi bir çözümde Batı Şeria'daki mevcut yerleşim yerlerinden çekilmeyeceği anlamına geliyor (AFP)
Planın içeriği, İsrail'in gelecekte önereceği herhangi bir çözümde Batı Şeria'daki mevcut yerleşim yerlerinden çekilmeyeceği anlamına geliyor (AFP)
TT

İsrail'in Filistin devleti kurma planının ayrıntıları neler?

Planın içeriği, İsrail'in gelecekte önereceği herhangi bir çözümde Batı Şeria'daki mevcut yerleşim yerlerinden çekilmeyeceği anlamına geliyor (AFP)
Planın içeriği, İsrail'in gelecekte önereceği herhangi bir çözümde Batı Şeria'daki mevcut yerleşim yerlerinden çekilmeyeceği anlamına geliyor (AFP)

Savaşın doğası, sürekliliği ve bitiminden sonra Gazze'yi kimin yöneteceği konusunda İsrail'deki siyasi ve askeri liderlik arasında anlaşmazlık, çatışma ve çekişmeler zirvede.

Sağın Gazze'nin yeniden işgali ve yerleşimi çağrısında bulunduğu yerleşim konferansından sonra durum daha da kötüleşti.

Konferans İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, en yakın arkadaşı, Stratejik İşler Bakanı ve Askeri Kabine üyesi Ron Dermer'e emanet ettiği bir planını ortaya çıkardı.

Ayrıca Dermer'in çarşamba günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Washington'da görüşmesi bekleniyor.

Açıklandığı üzere Dermer, Washington'la "esir anlaşması, koordinasyon ve mutabakat" konularını görüşmek için yola çıktı.

Ancak belirtilmeyen bir husus, esir anlaşmasının -ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in hafta sonundaki Tel Aviv ziyaretinden önce İsrail'in, Gazze savaşının sona ermesinin ertesi günü için- Washington'un temel talebi olan bir plan geliştirme yönündeki engelleri aşma çabaları kapsamında yapılmış olmasıdır.

Dermer'in planını Sullivan'la görüşmesi bekleniyor.

Açığa çıkan bilgilere göre bu plan birkaç aşamada uygulanacak ve Hamas'la hiçbir ilişkisi olmayan ve Mahmud Abbas'ın otoritesine yakın olmayan Filistinliler tarafından yönetilecek askerden arındırılmış bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacak.

Planın aşamaları

Bu planın ilk aşaması, Gazze'de, belirli bir süre için, geçiş aşamasında insani yardımın taşınmasından ve sivil halkın bakımından sorumlu olacak tam bir İsrail askeri yönetiminin kurulmasını içeriyor.

Paralel olarak uygulanacak ikinci aşamada ise Arap ülkelerinin katılacağı uluslararası bir koalisyon oluşturulacak.

Bu koalisyonun misyonu, planın hazırlayıcılarının Hamas'a ait olmayan ve doğrudan Mahmud Abbas'ın otoritesiyle özdeşleşmeyen yetkililer ve kişileri içeren "yeni Filistin Yönetimi"ni kurmak olacak.

Planın ayrıntılarını yayınlayan İsrailli siyaset uzmanı Ben Caspit'e göre bu yönetim, Gazze'nin sorumluluğunu İsrail'den alacak ve bu aşamada askeri yönetim ilga edilecek.

Ordu Gazze Şeridi'nden tamamen çekilecek ancak Tel Aviv, tıpkı bugün Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze Şeridi'nde de güvenlik güçlerini görevlendirme hakkını saklı tutacak.

Gazze Şeridi'ndeki durumun istikrarı ve yeni Filistin Yönetimi'nin başarısı sağlandıktan sonra, ki bu tahminlere göre iki ila dört yıl sürecek, Batı Şeria'da kapsamlı bir reform gerçekleştirilecek.

Bildirilenlere göre Filistin Yönetimi ve İsrail, Filistin eğitim sistemi ve İsraillilerin "terörizmle mücadele" olarak adlandırdığı alanda eğitim materyallerini temin etmeye istekli olacak.

Şartlı onay

Bu planın bu aşamasının başarılı olması durumunda, sadece İsrail, Filistin Devleti'ni, Filistin Otoritesi'nin kontrolündeki silahsız bölgelerde tanımaya razı olacak.

Ayrıca, günümüzde kendi egemenliği altındaki bölgelerin yerleşim birimleri boşaltılmadığı sürece Filistin'e devredilme olasılığını da düşünecek.  

Plan, İsrail'in gelecekteki herhangi bir çözümde Batı Şeria'daki var olan yerleşimlerden çekilmeyeceği anlamına geliyor.

Bu, başlı başına büyük bir sorundur, ancak plan bu konuya değinmemektedir.

Ben Caspit, şunları söyledi:

Bu plan İsrail'de, iş insanları grubu olarak adlandırılan bir grup tarafından gizlice formüle edildi ve resmi ABD forumlarına sunuldu. Bahse konu plan, Netanyahu'nun Orta Doğu'da kapsamlı bir çözüme yönelik ABD girişimiyle mücadelesinde bir deneme balonu görevi görüyor.

Güvenlik ve askeri personel, İsrail'in ve sakinlerinin güvenliği pahasına olsa da sonuçta Netanyahu'nun kişisel çıkarlarının belirleneceğine inanıyor.

Ben Caspit, Netanyahu'nun zamanının kısıtlı olduğunu ve mevcut mirasının 7 Ekim katliamı ve İsrail'in hiç şahit olmadığı bir felaket olduğunu bilmesine rağmen, büyük olasılıkla Gazze'deki savaşı sonlandıracak ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacak tarihi bir adıma doğru ilerlemeyeceğini söyledi.

Söz konusu plan, yetkililer tarafından önerilen pek çok plan arasında yer alıyor; bunların çoğu, ilk aşamada Hamas'ın iktidardan uzaklaştırılması ve gelecekte Gazze'nin yönetimine katılacak taraflarla mutabakata varılan belirli bir süre için İsrail askeri yönetiminin tesis edilmesini konu alıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, İsrail'in şu anda Batı Şeria'yı yönettiği gibi Gazze'yi de yönetmesini öneriyor, ancak İsrail'in, şu anda şekillenmekte olan, mahkumlarla ilgili anlaşmaya getirdiği engeller ışığında böyle bir öneriye ve diğer önerilere karşı yaygın bir muhalefet var. İsrailliler, arabulucuların güvencelerine rağmen esir anlaşmasının uygulanmayacağından endişe ediyor.

Yardım dağıtımı

Ayrıca Gazze'ye insani yardımın aktarılması İsrail'de birden fazla düzeyde anlaşmazlıklara yol açtı.

Hamas'ın elinde bulunan esirlerin aileleri, insani yardım dağıtımının engellenmesini talep ediyor ve tutuklular Gazze'de olduğu sürece kamyonların girişini engellemek için Kerem Şalom kapısı önünde gösteri yapıyor.

Bazıları, Hamas'ın yardım dağıtımı üzerindeki kontrolünü, hareketin konumu ve halk üzerindeki sivil kontrolü güçlendirmesinin bir aracı olarak görüyor.

Bu durum, ordunun, yetkili uluslararası gruplarla birlikte, yardım dağıtma sorumluluğunu Hamas'tan devralmayı sağlayacak bir plan geliştirmesini gerekli kılıyor.

Orduya göre, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden ve merkezinden başlayarak özel bir insani bölge kurulacak ve Gazzeli vatandaşlar buraya gelecek.

Eski IDF Operasyon Dairesi Başkanı İsrail Ziv, insani yardımın Hamas'ın sorumluluğundan alınması gerektiğini düşünüyor.

Ziv'e göre İsrail'in Hamas'ı kontrol edememesi açısından bugün Gazze'de geldiği durum, karar alıcıların yanlış bir strateji çerçevesinde çalışmasından kaynaklanıyor.

Ziv, "İsrail taktik savaştan stratejik savaşa geçmeli ve elindeki araçlardan yararlanmalı. Örneğin, Yahya Sinvar'ın 70 metre derinlikte yer altındaki varlığını kullanmalı ve onu ortadan kaldırmalı, sığınağını mezara dönüştürmeli. Böylece İsrail, pratikte sivil kontrolü ve insani yardım kontrolünü eline geçirerek onun elinden çok önemli bir aracı almış olacak. Bu durum bize Gazze'de ve kaçırılan insanlar konusunda çok yardımcı olacak" dedi.

Tünellere su pompalamak

Ordu, kara operasyonunun üçüncü aşamasının çatışmaların yoğunluğunun azaltılması ve birliklerin Gazze'den çekilmesiyle karakterize edildiğini duyurmasına rağmen, raporlar, Hamas'ın İsrail ordusunun çekildiği her alanda askeri yeteneklerini yeniden canlandırmak ve güçlendirmek için geri döndüğünü ileri sürdü.

İddialara göre orduya, çatışmaları yeniden yoğun bir şekilde yürütmesi ve askeri birliklerin faaliyetlerini sürdürmesi çağrısında bulunuldu.

İsrail'in yüzde 20'den fazlasını imha etmeyi başaramadığını itiraf ettiği tünellere gelince; ordu tünellere su pompalama planına geri döndü.

Ordu, askeri birimlerin, Güvenlik Bakanlığı ile işbirliği içinde, ordunun tünelleri etkisiz hale getirmek için kullanacağı çeşitli araçların bir parçası olarak, Gazze Şeridi'ndeki Hamas tünellerine yüksek oranda su pompalayacak araçlar geliştirildiğini açıkladı.

Orduya göre, yetenekler, mühendislik düzeyinde motorlar ve boruların kurulmasını ve orduyu tünellere ulaştıracak nozulları bulma çabasını içeriyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi planı "iyi" olarak nitelendirdi. Öte yandan önceki raporlar ordunun tünelleri sular altında bırakma planının başarısızlığını ortaya koyuyor.

İsrail muhalefeti ve özellikle de "Hamas" tarafından alıkonulan mahkumların ailelerinde, planın tünellerde alıkonulan rehinelerin ölümüne neden olabileceği endişesi hâkim.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Netanyahu: Ortadoğu'nun çehresini değiştireceğiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
TT

Netanyahu: Ortadoğu'nun çehresini değiştireceğiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün akşam yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarıyla ‘Ortadoğu'nun çehresini değiştirdiğini’ söyledi.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre Netanyahu, televizyon ekranlarından yayınlanan bir basın toplantısında, İran'a saldırının başlamasından bu yana elde edilen başarıları anlattı. Bunların başında İranlı üst düzey askeri ve güvenlik yetkililerinin öldürülmesinin geldiğini söyleyen Netanyahu, “Onları tek tek yok edeceğiz” diyerek tehditte bulundu.

İsrail, iki taraf arasında on yıllarca süren gölge savaşlarının ardından geçtiğimiz hafta cuma günü İran'ın çeşitli bölgelerindeki hedeflere sürpriz saldırılar düzenledi. İran ise İsrail'e füze saldırıları ile karşılık verdi. Bu durum daha geniş çaplı bir bölgesel çatışmanın patlak vereceği endişelerini beraberinde getirdi.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Aralarında genelkurmay başkanı, hava kuvvetleri komutanı ve iki istihbarat birimi komutanının da olduğu İran'ın güvenlik liderlerini ortadan kaldırdık. Onları tek tek ortadan kaldırmaya devam ediyoruz.

Üç ana hedefleri olduğunu söyleyen Netanyahu, bunları ‘İran’ın nükleer programını ortadan kaldırmak, balistik füze üretim kapasitesini yok etmek ve (İran'ın Ortadoğu'da desteklediği silahlı gruplara atıfla) terörün merkezini imha etmek’ şeklinde sıraladı. İsrail Başbakanı, “Bu hedefleri gerçekleştirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. ABD ile iyi bir koordinasyon içindeyiz” dedi.

İranlıların yönetimlerine bakış açılarının değiştiğini öne süren Netanyahu, onların, rejimin sandıklarından çok daha zayıf olduğunu fark ettiklerini ve bunun sonuçları olacağını düşündüğünü belirtti. İranlı yetkililere göre İsrail'in saldırılarında şimdiye kadar en az 224 kişi öldü. Ölenler arasında askeri komutanlar, nükleer bilim adamları ve siviller buluyor.

Öte yandan İsrail Başbakanlığı, cuma gününden bu yana İran'ın füze saldırılarında 24 kişinin öldüğünü açıkladı. Bu arada Netanyahu, ABD merkezli televizyon kanalı ABC News’e verdiği demeçte, İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'in öldürülmesinin İran ile çatışmayı sona erdireceğini söyledi.

Netanyahu, İran’ın Dini Lideri Hamaney’in ortadan kaldırılmasının ‘çatışmayı tırmandırmayacağını, aksine sona erdireceğini’ vurgulayarak İran'ı ‘terörizm ve yıkıcılık yaymakla’ suçladı. ABD'nin, İran'ın nükleer programını ortadan kaldırma çabalarında İsrail'i desteklemesinin kendi çıkarlarına olduğunu da sözlerine ekleyen İsrail Başbakanı, çatışmanın gerektiği kadar süreceğini ve İran'ın tehditlerinin bir şekilde ortadan kaldırılacağını belirtti.

Netanyahu, şunları söyledi:

İran sonsuz bir savaş istiyor ve bizi nükleer savaşın eşiğine sürüklüyor... Aslında İsrail'in yaptığı şey bunu engellemek ve bu saldırganlığa son vermek. Bunu ancak kötülüğün güçlerine karşı koyarak başarabiliriz.

İsrail ve İran, cuma gününden bu yana karşılıklı olarak hava ve füze saldırılarını sürdürüyor. Tel Aviv, İran'ın çeşitli askeri ve hayati öneme sahip hedeflerine saldırılar düzenlerken Tahran, İsrail'e yüzlerce balistik füzeyle birkaç dalga saldırı düzenledi. Bu saldırıların sonucunda İsrail’de cuma gününden bu yana en az 24 kişi öldü.