İsrail’de "yerleşimcilerin Filistinliyi kaçırdığı" senaryolu tatbikat, tartışmaya yol açtı

İsrail ordusunun, Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Batı Şeria’da bir Filistinliyi kaçırdığı varsayılan tatbikat, aşırı sağcı bakanların ardından Başbakan Binyamin Netanyahu'nun da tepkisini çekti

(AA)
(AA)
TT

İsrail’de "yerleşimcilerin Filistinliyi kaçırdığı" senaryolu tatbikat, tartışmaya yol açtı

(AA)
(AA)

İsrail ordusu, yakın zamanda işgal altındaki Batı Şeria’da fanatik Yahudi yerleşimcilerin bölge sakini bir Filistinliyi kaçırdığı senaryolu bir tatbikat düzenledi. Tatbikattan paylaşılan görüntülerde Yahudi yerleşimcilerin bir Filistinliyi kaçırdığı, yerleşimci rolündeki askerlerin “düşman” yazılı yelekler giydiği görüldü.

İsrail basınındaki haberlere göre, İsrail ordusu, tatbikatın 100 kadar senaryo arasında “en aşırıları arasında” yer aldığını, düşman unsurların yerleşimci olarak işaretlenmesinin "yanlış" olduğunu belirterek, bunun için özür diledi.

İsrail siyasetinde aşırı sağdan tepki

Filistinlilere yönelik ırkçı söylemleri nedeniyle hüküm giymiş, sabıkalı aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “yerleşimcileri düşman olarak yansıtan subayların ahlaki olarak kör olduklarını” savundu.

Yahudi yerleşimcilerin destekçisi Maliye Bakanı aşırı sağcı Bezalel Smotrich de tatbikata karışan yetkililerin “görevlerine devam edemeyeceğini, yerleşimcilerin, hayatı ve güvenliğinden sorumlu olamayacağını” belirtti.

Netanyahu da tepki gösterdi

İsrail Başbakanı Netanyahu da yaptığı yazılı açıklamada, “Bu kurgusal senaryo gerçeklikten uzak. Batı Şeria’nın sakinleri (yerleşimciler), bunların çoğunluğu İsrail’in savunması için savaşıyor ve canlarını veriyor. Bu durumda Batı Şeria’daki kardeşlerimize karşı bu duyarsızlığı kabul etmeyeceğim.” ifadesini kullandı.

AA'nın, Başbakan Netanyahu’nun açıklamasını sorduğu ordu sözcülüğü ise yanıt vermedi.

Fanatik Yahudi 3 yerleşimci, Haziran 2014’te işgal altındaki Doğu Kudüs yakınlarında 16 yaşındaki Filistinli Muhammed Ebu Hudayr isimli genci kaçırdıktan sonra yakarak öldürmüştü. Olayın ardından gerek işgal altındaki Doğu Kudüs gerekse Batı Şeria genelinde Filistinliler ve İsrail güçleri arasında kitlesel olaylar çıkmıştı.



Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail destekli bir Amerikan örgütünün mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlamasından bu yana, Gazze'de insani yardım konvoyları ve yardım dağıtım merkezlerinin yakınında 613 kişinin öldüğünü tespit etti.

UNHCR sözcüsü Ravina Shamdasani, komisyonun herhangi bir tarafı cinayetlerden sorumlu tutamayacağını söyledi. Ancak Shamdasani, “İsrail ordusunun Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlileri bombaladığının ve ateş ettiğinin açık olduğunu” söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

Shamdasani, “Cinayetlerin kaçının (Gazze İnsani Yardım Örgütü) tesislerinde, kaçının konvoyların yakınında meydana geldiğinin henüz belli olmadığını” belirtti.

Gazetecilere konuşan Shamdasani, rakamların 27 Mayıs'tan 27 Haziran'a kadar olan dönemi kapsadığını ve o tarihten bu yana “başka olayların da yaşandığını” söyledi. Bu bilgileri BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin (OHCHR) durumla ilgili bir iç raporuna dayandırdığını ifade etti.

Shamdasani. standart denetimler yoluyla derlenen rakamların muhtemelen resmin tamamını ortaya koymadığını ve “BM ekiplerinin bölgelere erişememesi nedeniyle, burada neler olup bittiğini asla tam olarak bilemeyebileceğimizi” söyledi.