Afrika'da Cezayir-Fas kutuplaşmasının tezahürleri ve nedenleri

İki ülke arasındaki rekabet, Afrika kıtasında en fazla nüfuzu elde etmek için yoğunlaşıyor

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 27 Ağustos 2022. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 27 Ağustos 2022. (AFP)
TT

Afrika'da Cezayir-Fas kutuplaşmasının tezahürleri ve nedenleri

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 27 Ağustos 2022. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 27 Ağustos 2022. (AFP)

Rebia Hurays

Cezayir ve Fas'ın Afrika kıtasına yönelik diplomatik hareketi, iki ülke arasında, yatırımlar için verimli bir alan haline gelen ve tüm dünyaya yön verebilecek Afrika sahasında en fazla etkiyi elde etme yönündeki yoğun rekabeti yansıtıyor. Örneğin dünya altın rezervlerinin yarısına sahip olan Afrika, aynı zamanda dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 15'ine ve maden rezervlerinin yüzde 32'sine sahip.

Fas'ın Afrika'nın derinliklerinde Cezayir ile rekabet etme girişimleri bugün açık bir diplomatik çatışmaya dönüştü. Moritanya Dışişleri Bakanı ve ardından Meclis Başkanı üst üste yaptıkları iki ayrı ziyarette Cezayir'deki yetkililerle yoğun görüşmelerde bulundu. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun da onlarla görüştü. Bundan yalnızca birkaç gün sonra Moritanya Dışişleri Bakanı Muhammed Salim Veled Merzuk, Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita tarafından Rabat'ta kabul edildi.

Afrika derinliğine olağanüstü ilgi

Bugün görünen o ki Cezayir ve Fas, başta ABD, Rusya, Çin ve diğerleri olmak üzere birçok büyük dünya gücü tarafından dostane ve memnuniyetle karşılanan bir konuk haline gelen ‘Güney’ ile ilişkileri güçlendirmenin yanı sıra tamamen siyasi ve ekonomik amaçlar doğrultusunda Afrika kıtasındaki ilişkilerini sağlamlaştırmaya ve Afrika'nın derinliklerindeki nüfuzunu güçlendirmeye çalışıyor. Bu ülkelerin her birinin Afrika'yla diplomasi konusunda özel bir yöntemi var. En zengin, değerli ve nadir malzemeleri içermesi nedeniyle onu dünyanın bir sonraki pazarı veya Alibaba'nın hazinesi olarak görenler olduğu gibi, onu politik olarak sömürmek isteyenler de var.

Ülkede iktidara gelişinden bu yana Tebbun, son yirmi yıldaki kayda değer düşüşün ardından Afrika kıtasına geri dönme konusunda benzeri görülmemiş bir ilgi gösterdi. Bunun için devasa bir diplomatik mekanizma seferber edildi ve cumhurbaşkanı adına yeni danışman ve temsilci pozisyonları oluşturuldu. Bu amaçla Afrika kıtasında yatırım yapmak üzere geçtiğimiz yıllarda oluşturulan Uluslararası Dayanışma ve Kalkınma Ajansı'na bir milyar dolar tahsis edildi.

Ancak yol asfaltlanmayacak veya kırmızı halılarla döşenmeyecek gibi görünüyor. Zira Fas'ın Afrika'nın derinliklerindeki ülkelerle yakınlaşma çabası ve ayrıca bölgesel ve uluslararası güçlerden gelen güçlü rekabetin varlığı nedeniyle engeller ve zorluklar mevcut.

Afrika üzerindeki çatışma, nüfuz alanları üzerinde tarihi ve kültürel rekabeti temsil ediyor. Söz konusu çatışma bu yüzyılın başında daha da yoğunlaştı.

Öncelik ekonomi

Ouargla Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü Mebruk Kahi, Afrika'daki Cezayir-Fas rekabeti hakkında şunları söyledi: “Öncelikle bunun tarihsel bir çatışma ve nüfuz alanları üzerindeki rekabet olduğunun farkına varmamız gerekiyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın başında, Afrika yeni büyük güçlerin, özellikle de Çin, Türkiye, ABD ve Rusya'nın gözdesi haline geldikçe bu durum daha da şiddetli hale geldi.”

Cezayir'in Afrika derinliğine açılmaya çalıştığı bir dönemde Kahi şunu belirtti: “Fas, özellikle Avrupa’ya ve eski sömürgeci güçlere karşı kendisini bir alternatif ve gerçek bir ortak olarak sunmaya çalışıyor. Belki de bu, Afrika Sahel ülkelerinden geçen Trans-Sahra Doğal Gaz Boru Hattı konusunda en açık şekilde görülüyor.”

Al Majalla'ya konuşan Kahi bu konuyu şöyle detaylandırdı: “Cezayir projesi 1970’li yılların sonunda düşünülmeye başlandı ve Fas bu yüzyılda rekabete girdi. Ayrıca Nijerya'daki Lagos'tan Cezayir'in başkentine kadar uzanan, Batı ile Kuzey Afrika'yı birbirine bağlayan Trans-Sahra Doğal Gaz Boru Hattı Projesi de son aşamada olup, Sahel ülkeleri ile Afrika'yı Akdeniz limanlarına bağlayacak ve Çin İpek Yolu'nun bir parçası olacaktır. Buna karşılık Fas, Afrika Sahel grubu ülkelerinin Atlantik Okyanusu'ndan faydalanmasını sağlayacak bir girişim sundu.”

Kahi'ye göre tüm bu göstergeler, “Fas'ın dar manevra alanına rağmen şu anda Afrika'nın derinliklerinde geniş bir nüfuza sahip olan rakibi Cezayir ile rekabet etme çabasını” doğruluyor.

Kahi sözlerini şöyle sürdürdü: “Rekabetin hem iki ülkenin gelecekteki ilişkilerine hem de bölgenin sorunlarına bakışına yansımaları olacak. Özellikle bu rekabetin her iki ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet etmek için kullanıldığı düşünüldüğünde, krize yakın zamanda bir çözüm beklemek pek mümkün değil. Örneğin Fas, rekabeti kendi siyasi amaçlarına hizmet edecek şekilde dönüştürmek ve Batı Sahra ihtilafına ilişkin konumunu ve vizyonunu güçlendirmek için çalışıyor. Fas'ı Afrika'ya bağlayan tek yol olan Guerguerat kriziyle bunu açıkça gördük. Cezayir ise şu anda bölgenin istikrarını ve Afrika Sahel ülkelerinin kalkınmasını desteklemek amacıyla rekabeti dönüştürmeye odaklanıyor.”

xasd sf
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita (sağda), 22 Ocak 2024'te Rabat'taki Dışişleri Bakanlığı binasında Moritanya Dışişleri Bakanı Muhammed Salim Veled Merzuk (solda) ile bir araya geldi. (EPA)

Cicel Muhammed es-Sıddık bin Yahya Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Abdurrefik Keşut, olup biteni ‘rekabet’ olarak adlandırmayı reddetti. Keşut, Al Majalla’ye verdiği demeçte, “Olanları rekabet olarak tanımlayamayız. Daha ziyade Cezayir'in Afrika'da büyüyen rolü için Fas'ın rekabeti olarak tanımlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

Fas'ın Afrika'ya yatırım yapması Cezayir'in bölgedeki rekabet gücünü zayıflatabilir.

Keskin diplomatik kutuplaşma

Keşut sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun bir tezahürü olarak Afrika ülkeleri diplomatik anlamda kutuplaştı ve bu ülkeler, Afrika Birliği (AfB) üyeliği de dahil olmak üzere birçok konuda Cezayir'in önerilerini kabul etmekten caydırıldı. Bu konular arasında ekonomi de var ki, Cezayir bugün Afrika'nın zenginliklerinin Afrikalılara verilmesini savunuyor. Fas ise uluslararası güçlerin bölgede varlığını teşvik ederek onlara teknolojiden faydalanmaları konusunda diplomatik destek sağlıyor. Bunların arasında parayla ilgili olanlar da var ki, gerçekler de bunu ortaya koyuyor. Bugün Fas, parasını Afrika'ya yatırmaya çalışıyor, bu da oradaki mali dengeyi etkileyebilir ve Cezayir'in bölgedeki rekabet gücünü zayıflatabilir.”

Bu rekabet, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nda da (ECOWAS) yer alıyor. Keşut, “Fas, ECOWAS’a katılmak için bir talepte bulundu. Bu, Cezayir'in güçlü bir alternatif Mağrip birliği kurma çabalarını baltalayan veya zayıflatan bir adım olarak gördüğü bir hamle” ifadelerini kullandı.

Bu diplomatik hareketin tezahürleri arasında Keşut şunu belirtti: “Fransa gibi bazı uluslararası güçlerin gerilemesi ve boşluğu doldurma politikası, Afrika ülkeleriyle güçlü bağları olan güçlerin önünü açtı. Burada Cezayir ve Fas, bunları telafi etme olasılığı en yüksek ülkeler olarak geliyor. Ancak Fas'ın Cezayir'i Afrika derinliğine itme girişimleri, Fas'ın Cezayir'in bölgedeki boşluğu dolduran en şanslı ülke olduğu inancına dayanarak ortaya çıktı.”

Yeni İpek Yolu, Cezayir'e Afrika'nın en büyük limanı olan Hamdaniye Limanı’nı kazandırıyor.

Ekonomik ve siyasi nedenler

Keşut’a göre, Cezayir'in AfB'deki etkisi de Fas'ın birliğe geri dönmesi için temel bir motivasyon oluşturuyor. Bu aynı zamanda, diplomasisi aracılığıyla birçok Afrika meselesini ve krizini çözmedeki başarısı nedeniyle Cezayir'in etkisini azaltmaya yönelik bir başka girişim olarak kabul ediliyor. Bu krizler arasında Etiyopya-Eritre çatışması da var. Ayrıca Cezayir, Rönesans Barajı krizini çözmek için bir çıkış noktası arayışında daha fazla ilerledi.

Aynı konuyla ilgili eski Milletvekili Muhammed Hadibi ile yapılan röportajda Hadibi şu ifadeleri kullandı: “Batı Sahra'da savaşın kızışması ve 13 Kasım 2020'de silahlı mücadelenin yeniden başlamasıyla iki ülke arasındaki kutuplaşma daha karmaşık ve yoğun hale geldi. Bu, Amerikan dergisi Foreign Policy'nin durumun bölgesel boyuttan uluslararası boyuta genişleyebileceğini söyleyerek altını çizdiği bir konu.”

Hadibi’ye göre “Batılı güçlerle yaptığı hareketler ve ittifaklar, yeni Cezayir otoritesini, geleneksel nüfuzunu sürdüreceği ve Afrika kıtasında konsolidasyonunu sağlayacak pragmatik bir bakış açısı oluşturacağı, ortamın gereklerine uygun bir mekanizma yaratmaya itti.”

Hadibi, Fas'ın Afrika bölgesindeki izolasyonunu derinleştiren şeyin “büyük başkentlere yönelik hareketler ve Cezayir'in ekonomik bloklara katılma girişimi” olduğuna dikkat çekti. Çin ile imzalanan stratejik anlaşmalardan bahseden Hadibi sözlerini şöyle noktaladı: “Bunlardan en önemlisi, Çin'in Yeni İpek Yolu projesinin bir parçası olan ve Cezayir'e Afrika'nın en büyük limanını kazandıran Hamdaniye Limanı’dır. Bunun Cezayir ekonomisine ve ülkenin bölgesel, Akdeniz ve Afrika duruşuna olumlu yansımaları olacak.”

* Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.