Eski Lübnan Başbakanı Hariri, babası Rafik Hariri’nin Hizbullah tarafından öldürüldüğünü yineledi

Eski Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri, babası Rafik el-Hariri’nin Hizbullah mensupları tarafından öldürüldüğünü yinelerken, kendisinin şu anda siyasete geri dönmeyeceğini söyledi

Saad el-Hariri (AA)
Saad el-Hariri (AA)
TT

Eski Lübnan Başbakanı Hariri, babası Rafik Hariri’nin Hizbullah tarafından öldürüldüğünü yineledi

Saad el-Hariri (AA)
Saad el-Hariri (AA)

Hariri, babasının başkent Beyrut’ta öldürülmesinin 19. yıl dönümü dolayısıyla Suudi Arabistan merkezli Al Hadath televizyon kanalına açıklamalarda bulundu.

Babasının öldürülmesi ve olayın üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen faillerin adalet önüne çıkarılmadığının altını çizen Hariri, şunları kaydetti:

Lübnan devleti olarak failleri tutuklayamadık ancak (Rafik Hariri’yi) öldürenler Hizbullah üyesi oldukları malum. Yakalamadık çünkü ülkede bir iç savaşın çıkmasını istemedik. Faillerin bir kısmı daha sonra Suriye’de öldü.

İsrail ordusu ve Hizbullah arasında Lübnan’ın güneyinde 8 Ekim 2023’ten bu yana yaşanan çatışmalar ve olası topyekün savaş ihtimalini değerlendiren Hariri, “Netanyahu farklı bahanelerle savaşı Lübnan’a taşımak istiyor ancak Hizbullah ya da İran ise İsrail ile savaş istemiyor.” dedi.

Hariri, Ocak 2022’de bıraktığı siyasi hayatına geri dönecek misiniz sorusuna ise “Şu an için kararımdan geri adım atmayacağım. Her şey vaktinde güzel.” yanıtını verdi.

Lübnan'ın tarihi siyasi suikastlarla dolu

Jeopolitik konumu, çok parçalı etnik ve dini yapısı göz önüne alındığında iç siyasi çekişmelerin eksik olmadığı Lübnan'ın tarihinde siyasi suikastlar önemli bir yer tutuyor.

Orta Doğu'da siyasi suikastların en çok yaşandığı ülke olarak dikkati çeken Lübnan'da Fransa'nın manda yönetiminden kurtularak bağımsızlığına kavuştuğu 22 Kasım 1943'ten bu yana iki cumhurbaşkanı ve 3 başbakanın yanı sıra çok sayıda siyasetçi, din adamı ve gazeteci suikast sonucu hayatını kaybetti.

Refik Hariri suikastı

Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri, 2005'te bomba yüklü araçla düzenlenen suikast sonucu korumaları ve yardımcılarıyla hayatını kaybetmişti.

Lübnan hükümeti, ülkedeki bölünmüşlük ve karışıklığı da dikkate alarak Hariri suikastı konusunu Birleşmiş Milletlere (BM) devretmişti. BM Güvenlik Konseyi de 29 Mart 2006'da Uluslararası Lübnan Mahkemesinin kurulmasına karar vermişti.

Haziran 2007'de statüsünün yürürlüğe girmesinden sonra 1 Mart 2009'da çalışmalarına başlayan Uluslararası Lübnan Mahkemesi, suikastın faili Selim Cemil Ayyaş hakkındaki kararını 11 Aralık 2020'de açıklamıştı.

Mahkeme, Hariri ve beraberindeki 21 kişinin ölümünden sorumlu tutulan ve gıyaben yargılanan Hizbullah örgütü üyesi Ayyaş'ı 5 kez müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.

Mahkemeyi ve kararını kabul etmeyen Hizbullah örgütü, suikastı İsrail'in işlediğini öne sürerek söz konusu mahkemenin kararlarıyla kendisinden intikam alındığını iddia ediyor.



Libya’da Trablus’tan yetkililer, Gençlik Bakanlığı'na yönelik ‘silahlı saldırı’ karşısında sessizliğini koruyor

Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)
Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)
TT

Libya’da Trablus’tan yetkililer, Gençlik Bakanlığı'na yönelik ‘silahlı saldırı’ karşısında sessizliğini koruyor

Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)
Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Gençlik Bakanlığı binasına ‘silahlı saldırı’ düzenlendiği yönündeki iddialara ilişkin Trablus’taki güvenlik yetkilileri ve siyasetçiler sessizliğini koruyor.

Libya Ulusal İnsan Hakları Kurumu, geçici Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) sessizliği karşısında Trablus'taki Gençlik Bakanlığı binasına pazartesi günü yasadışı bir silahlı grup tarafından düzenlenen silahlı saldırı hakkında güvenilir ilk bilgileri büyük endişeyle takip ettiğini ve izlediğini açıkladı.

Olayı ‘kınanacak bir suç eylemi’ olarak nitelendiren ve bakanlık çalışanlarının güvenliği, emniyeti ve hayatlarının tehlikeye atıldığını vurgulayan Ulusal İnsan Hakları Kurumu, “Bu saldırılar, tehditler ve yasadışı eylemler, genel olarak kamu ve özel kurumları etkiliyor ve Libya Ceza Kanunu'nun 177’nci maddesine göre cezalandırılan suçlar teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.

Ulusal İnsan Hakları Kurumu, başsavcılıktan ‘silahlı saldırı, sindirme ve silahlı terör eylemleri gerçekleştiren yasadışı silahlı gruplar hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatılmasını ve bu olaydan sorumlu olanların adalete teslim edilmesini’ istedi.

Geçtiğimiz mayıs ayının ortalarında, Libya Ulusal Meclisi tarafından görevlendirilen hükümet, ‘Trablus'taki Libya Merkez Bankası binasına yapılan silahlı saldırıyı’ kınadı.

Hükümet o sırada doğrudan UBH’ye bağlı bir silahlı grubun banka merkezine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskında nakit kasaları ve elektronik sistemler dahil olmak üzere çeşitli önemli mekanizmalar hedef alınırken kamu fonlarını ve taşınır malları çalma girişiminde bulunuldu.

Öte yandan UBH geçici hükümetinin İçişleri Bakanlığı, Kriminal Soruşturma Teşkilatı Teknik İşler Müdürlüğü'ne bağlı güvenlik denetim ve patlayıcı imha ekibinin 115 mm ve 100 mm kalibrelik iki adet patlamamış mermi ele geçirdiğini açıkladı. Bakanlık açıklamasında, mermilerin, eski 7 Nisan kampının arkasındaki Sirac bölgesindeki bir arazide bulunduğunu kaydetti.

Bakanlık, denetim ekibinin Ayn Zara-Kabailiye bölgesindeki Ömer bin Hattab Camii yakınlarında bulunan ‘şüpheli nesne’ ihbarını da değerlendirdiğini ve bunun bir RPG tipi roket olduğu tespit edilerek güvenli bir şekilde nakledilip imha edildiğini belirtti.