İsrail, Tiberya yakınlarına düşen ‘tanımlanamayan’ bir insansız hava aracına yanıt olarak Sayda'nın girişini hedef aldı

Hava saldırıları ilk kez Lübnan sınırına 50 kilometre uzaklıktaki Gaziye kentini hedef aldı.

Lübnan Sivil Savunma Birimi mensupları, İsrail'in Gaziye’ye düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (AP)
Lübnan Sivil Savunma Birimi mensupları, İsrail'in Gaziye’ye düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (AP)
TT

İsrail, Tiberya yakınlarına düşen ‘tanımlanamayan’ bir insansız hava aracına yanıt olarak Sayda'nın girişini hedef aldı

Lübnan Sivil Savunma Birimi mensupları, İsrail'in Gaziye’ye düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (AP)
Lübnan Sivil Savunma Birimi mensupları, İsrail'in Gaziye’ye düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (AP)

Saldırılarının kapsamını Lübnan'ın iç kesimlerine kadar genişleten İsrail, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez, Tiberya yakınlarına düşen ‘tanımlanamayan’ bir insansız hava aracına (İHA) yanıt olarak Sayda kentinin bitişiğindeki Gaziye şehrine iki şiddetli baskın düzenlendi. İsrail ordusu, Tiberya bölgesindeki düşüş koşullarını araştırdığını söyledi. Tıpkı geçen hafta Safad'ı vuran füzeler (hiç kimse bu füzelerin fırlatılmasının sorumluluğunu üstlenmedi ve fırlatılma koşulları şu ana kadar bilinmiyor) gibi, Tiberya’ya düşen İHA’nın da kime ait olduğu bilinmiyor.

Sosyal medya kullanıcılarının paylaştığı videolarda, İsrail uçaklarının Sayda'nın güney girişindeki Gaziye Otoyolu yakınlarına hava saldırısı düzenlediği sırada büyük bir patlama meydana geldiği ve alevlerin arttığı görülüyor. Daha önce yaklaşık üç kilometre güneyde başka bir patlama duyuldu. İsrail medyası, İsrail uçaklarının Gaziye'deki Hizbullah altyapısına iki bomba attığını bildirdi.

Sahadaki kaynakların Şarku’l Avsat’a verdikleri bilgiye göre bölgeye düzenlenen iki saldırıda bir lastik fabrikası, bir yağ fabrikası ve bir beton fabrikası hedef alındı. İlk saldırıda er-Rai Hastanesi'nin arkasındaki sanayi bölgesi hedef alındı. İkinci saldırıda ise otoyolun diğer tarafı vuruldu. Lübnan'ın en büyük sanayi bölgelerinden birini barındırdığı bilinen bu şehirde, sanayi tesisleri, beton fabrikası ve çimento fabrikası bulunuyor. Ayrıca hurda toplamak için hangarlar da var.

Akşam saatlerine kadar insan kayıplarına ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, Lübnan medyası bölgede çalışan Suriyeli işçiler arasında yaralanmalar olduğunu bildirdi.

FOTO: Gaziye sahilini hedef alan hava saldırısının ardından yangın çıktı. (AP)
Gaziye sahilini hedef alan hava saldırısının ardından yangın çıktı. (AP)

Söz konusu saldırı, Güney Otoyolu üzerinde yer alan Sayda ve çevresini hedef alan ilk saldırı olarak gerçekleşti. Ayrıca bu bölgede hedef alınan yerin en yakın sınır noktasından yaklaşık 50 kilometre uzakta olduğu belirtildi. Saldırıların, Sayda’nın kuzeyine ve Beyrut'un güney banliyölerine doğru derinlemesine genişlemesi, İsrail'in Filistinli liderleri takibinin bir parçası olarak kaydedildi.

İsrail Ordu Sözcüsü, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bugün öğleden sonra Tiberya bölgesi yakınlarında bulduğumuz bir düşman İHA’sının enkazının patlamasına karşılık olarak Sayda yakınlarında Hizbullah’a ait silah depolarını hedef aldık. Hizbullah'ın saldırılarına karşı güçlü bir şekilde karşılık vermeye devam edeceğiz.”

Tiberya'da tanımlanamayan İHA

İsrail basınında çıkan haberlere göre Hizbullah pazartesi akşamı itibarıyla İsrail bölgelerine yönelik herhangi bir askeri operasyon gerçekleştirdiğini açıklamazken, pazartesi sabahı Tiberya bölgesinde bir patlama duyuldu ve İHA olduğundan şüphelenilen bir cismin kalıntıları bulundu. İsrail polisi ve ordusu cismin kaynağına ilişkin soruşturma başlatırken, bunun Lübnan'dan sızan bir İHA olup olmadığı net olarak bilinmiyor. Olayın ardından İsrail ordusu, güvenlik durumunu değerlendirerek Yukarı Celile ve Lübnan sınırına komşu bölgelerdeki dört ana yol kavşağının kapatılmasına karar verdi.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Pazartesi sabahı Aşağı Celile'nin Erbil bölgesinde açık alanda bir İHA’nın kalıntıları görüldü. Aracın orduya ait olmaması muhtemel. Olayın koşulları araştırılıyor. İsrail ordusu ve polis güçleri olay yerinde.”

İHA olayı karanlıkta kalırken geçen hafta da Safed şehri yakınlarında bir askeri üs füzelerle vurulmuştu. Bu olayda bir kadın asker öldü ve sekiz asker de yaralandı. Ancak Lübnan'daki hiçbir taraf bu operasyonu üstlenmedi. Hedef alınan üssün Lübnan ile en yakın sınır noktasından 15 kilometreden daha uzakta olduğu bilinirken, bugün bu yaşananlara, Lübnan'a en yakın sınır noktasından en az 25 kilometre uzaklıkta bir yere düşen İHA olayı eklendi.

İsrail basınında yer alan haberlere göre Lübnan sınırındaki Zarit'te siren sesleri duyulurken, İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki çeşitli bölgelerde Hizbullah hedeflerini vurduğunu açıkladı. Keşif operasyonları sırasında düşman unsurun tespit edildiği bir binanın da hedef alındığını bildiren Adraee, savaş uçaklarıyla güneydeki ez-Zahira köyü civarında Hizbullah altyapısına yönelik operasyon düzenlendiğini ifade etti.

Son yirmi dört saat içinde Hizbullah’ın Aytarun bölgesindeki roketatar platformuna ve Adissa bölgesindeki askeri altyapısına saldırıldığını söyleyen Adraee, Lübnan'ın diğer bölgelerine de topçu ateşi açıldığını dile getirdi.

Ordu, pazar günü bir görsel istihbarat analistinin istihbarat toplama araçlarıyla Ayta eş-Şab bölgesinde Hizbullah’a ait askeri binaya giren bir unsuru izlediğini bildirdi. Yapılan açıklamada “Şahıs tespit edilir edilmez savaş uçakları harekete geçirildi ve kısa süre içinde saldırı düzenlendi” ifadesi yer aldı.

Batı ve orta kesimlerdeki köyler, işaret fişeği bombalarının atıldığı ve İsrail keşif uçaklarının Sur şehrine kadar tüm sınır bölgesi üzerinden uçtuğu temkinli ve gergin bir gece yaşadı.

Bu saldırılar, Lübnan topraklarında en az 11'i sivil olmak üzere 30'dan fazla Lübnanlının öldürülmesiyle sonuçlanan bir haftalık sürecin ardından geldi. Savaşın başladığı 8 Ekim'den bu yana bir haftadaki en yüksek ölü sayısı bu süreçte yaşandı. Yetkililer, İsrail'in üç gün süren gerilimde 55 konutu imha ettiğini söyledi. İsrail ordusunun hayati hedeflere yönelik gerçekleştirdiği saldırıların yanı sıra yolların kapatılması ve on binlerce kişinin faydalandığı sivil tesislerin zarar görmesi de söz konusu.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), “Mavi Hat'a komşu sınır köylerinde yaşayanların İsrail ordusunun sivilleri ve altyapıyı kasten hedef alması nedeniyle sıkıntı çektiğini” bildirdi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.