Sudan ordusu Nyala’yı bombaladı

Sudan ordusunun Nyala'yı varil bombalarıyla hedef alması sonucu onlarca kişi öldü

Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'da çatışmalar nedeniyle kullanılamaz hale gelen bir ilaç deposu. (AFP)
Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'da çatışmalar nedeniyle kullanılamaz hale gelen bir ilaç deposu. (AFP)
TT

Sudan ordusu Nyala’yı bombaladı

Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'da çatışmalar nedeniyle kullanılamaz hale gelen bir ilaç deposu. (AFP)
Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'da çatışmalar nedeniyle kullanılamaz hale gelen bir ilaç deposu. (AFP)

Sudan ordusuna ait savaş uçakları Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kontrol edilen Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala kentinde 100'den fazla sivili öldürdü ve yaraladı. Nil Nehri Eyaleti Valisi, Sudan'daki siyasi uygulamalarda bir ilk olan emsal bir kararla, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) tarafından temsil edilen siyasi muhalefete ve ‘hainler ve beşinci kol’ olarak adlandırdığı kişilere eyaleti terk etmeleri için 72 saat süre verdi.

Görgü tanıkları, Sudan ordusuna ait savaş uçaklarının Cuma günü er-Riyad, el-Mesani, el-Mustakbel, es-Selam, Hartum mahalleleri, ed-Derve şehir merkezi ve Nyala kentindeki 16'ncı Tümen Karargâhı’nı bombaladığını ve çok sayıda can kaybının olduğunu açıkladı. Ölü ve yaralı sayılarına ilişkin net rakamlar yayınlanmazken HDK sayının 118 ölü ve yaralıyı aştığını bildirdi. HDK, Sudan Ordusu'nun Güney Darfur eyaletindeki 16’ncı Tümeni’nin düşmesinin ardından geçen Ekim ayının sonunda Nyala şehrinin kontrolünü ele geçirdi. Daha sonra Kuzey Darfur eyaleti ve başkenti el-Faşir dışında geniş bir bölgeyi kontrol ederek Batı, Orta ve Doğu Darfur eyaletlerinin kontrolünü ele geçirdi.

(foto altı) Ülkenin doğusundaki el-Gadarif eyaletinde devriye gezen Sudan ordusu askerleri. (AFP)
Ülkenin doğusundaki el-Gadarif eyaletinde devriye gezen Sudan ordusu askerleri. (AFP)

Sosyal medya aktivistleri kadın, çocuk ve erkek cesetlerinin videolarını ve fotoğraflarını paylaşırken, bombardımanda hedef alınan evlerin büyük oranda tahrip olduğunu söylediler. Görgü tanıkları Nyala kentini hedef alan bombardımanın yoğun ve şiddetli olduğunu, Antonov uçaklarının kullanıldığını ve kentin mahallelerine onlarca varil bombası atıldığını anlattı. Bu saldırı, kentin geçen yıl 26 Ekim'de HDK’nin eline geçmesinden bu yana Sudan ordusu tarafından gerçekleştirilen en büyük hava bombardımanlarından biri oldu.

Kabile seferberliği ve muhalefete ayrılma çağrısı

Diğer yandan özellikle ülkenin kuzey eyaletlerinde Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) Teşkilatı’nın yürüttüğü aşiret ve bölgesel seferberliğin yoğunluğu arttı. Sosyal medyada, ‘Sudan Silahlı Kuvvetlerinin Destek ve Yardım Otoritesi’ olarak adlandırdıkları çerçeve kapsamında orduyu desteklemeye hazırlanan yüzlerce sivil erkeğin silah topladığı videolar yayınlandı.

Nil Nehri Eyaleti (kuzey) Valisi Muhammed el-Bedevi, Cuma günü Şendi şehrinde bulunan Üçüncü Piyade Tümeni karargâhında, silahlı halk kalabalığı önünde coşkulu bir konuşma yaparak, muhalefete eyaleti terk etmeleri için 72 saat süre verdi. El-Bedevi, “Herhangi bir haine, herhangi bir ajana, herhangi bir beşinci tabura veya asilerin işbirlikçisine ve suçluya mesaj gönderiyorum. Bunlar, üç gün içinde ayrılsa iyi olur. Bu ülkeye sızan ve bu sözlerimi duyan Kahatiler, çantasını hazırlamalı ve derhal eyaleti terk etmelidir” dedi.

(foto altı) El Cezire eyaletindeki çatışmalar binlerce Sudanlıyı Vad Medeni'den kaçmak zorunda bıraktı. (AFP)
 El Cezire eyaletindeki çatışmalar binlerce Sudanlıyı Vad Medeni'den kaçmak zorunda bıraktı. (AFP)

Kahati, Beşir rejiminin destekçileri tarafından ÖDBG’ye atıfta bulunmak için kullanılan bir terim. Aralık 2018’de eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir liderliğindeki Sudan’daki İslamcı yönetimi deviren halk devrimine öncülük eden koalisyon olan ÖDBG, savaşa karşı siyasi ve sivil muhalefeti temsil ediyor ve savaşın durdurulması çağrısında bulunuyor. El-Bedevi konuşmasında, Nil Nehri Eyaleti halkının ülkeyi ‘düşmanın pisliğinden’ (HDK kastediliyor) kurtarmaya hazır olduğunu söyleyerek, “Nil Nehri Eyaleti kırmızı çizgidir ve isyancılar için zor bir bölgedir” dedi. Ayrıca ‘büyük vatan hedefine’ karşı güvenlik duygusunun yükseltilmesi çağrısında bulundu.

Sivil aktivistlere yönelik tutuklamalar

Bu esnada Sudan ordusunun askeri istihbaratı, ülkenin birçok şehrinde, özellikle Mavi Nil, Sennar, Nil Nehri, Kassala ve Kuzey eyaletlerinde savaşın devamını reddeden çok sayıda sivil toplum aktivistini, insani yardım çalışanını, siyasi parti kadrolarını, acil servis odası çalışanlarını ve aktif gazetecileri tutukladı.

Beşir rejiminin destekçileri, ÖDBG’nin HDK’yi desteklediğini ve bunun onların ‘siyasi referansını’ temsil ettiğini öne sürüyorlardı. ÖDBG, hem ordu komutanı hem de HDK komutanıyla sivil yönetimin geri dönmesini ve HDK’nin orduya entegrasyonunu öngören bir çerçeve anlaşması imzalamıştı. Bu anlaşmaya, ne pahasına olursa olsun onu yıkmakla tehdit eden İslamcılar şiddetle karşı çıktı.

Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan savaş maya devam etme sözü verdi. (AFP)
Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan savaş maya devam etme sözü verdi. (AFP)

HDK’nin Vad Medeni şehrini ve El Cezire eyaletini ele geçirmesinden ve ordu tümeninin bu bölgelerden çekilmesinden bu yana, Beşir rejiminin destekçileri HDK’ye karşı koymak için sivil ve aşiret topluluklarını harekete geçirmeye çalıştı. Kampanyanın ‘bölgesel ve kabilesel’ bir karaktere sahip olması vatandaşların savaşın ordu ile HDK arasındaki bir savaştan ülkeyi parçalanmanın eşiğine getirecek bir iç savaşa dönüşeceği yönündeki korkularını artırdı.

Savaş karşıtları, Nil Nehri Eyaleti Valisi’nin açıkladığı şeyin ‘kesin olanı doğruladığını’ söylüyor. Zira onlara göre İslamcıların başlattığı savaş HDK’yi değil, Şanlı Aralık Devrimi’ni ve Devrimci Güçleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. Nil Nehri Eyaleti Valisi’nin devrim ve ÖDBG güçlerine ülkeyi terk etmeleri için üç gün süre vermesi, gerçek planın açığa çıkmasından başka bir şey değil.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.