ABD vetosu ateşkesi engelledi

Suudi Arabistan, Cezayir’in önerisinin boşa çıkarılmasından dolayı duyulan üzüntüyü açıkladı.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a sığınan yerinden edilenler zor şartlar altında yaşıyor. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a sığınan yerinden edilenler zor şartlar altında yaşıyor. (Reuters)
TT

ABD vetosu ateşkesi engelledi

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a sığınan yerinden edilenler zor şartlar altında yaşıyor. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a sığınan yerinden edilenler zor şartlar altında yaşıyor. (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Gazze'de hemen uygulanması gereken bir ateşkes sağlamayı amaçlayan karar tasarısını veto etti. Yerine geçici bir süreliğine bile olsa ‘ateşkes’ terimini içeren alternatif bir metin sundu.

Washington dün Gazze'de ‘insani nedenlerle derhal ve kalıcı bir ateşkes’ talep eden, Cezayir'in Arap desteği ile hazırladığı karar tasarısını veto etti.  ABD, ‘mümkün olan en kısa sürede bir geçici ateşkes’ öneren ve İsrail'i, Refah'ın güneyinde büyük bir askeri operasyon gerçekleştirmesi durumunda, bölgedeki Filistinlilerin komşu ülkelere sürülmesi riski konusunda açıkça uyaran tasarıya karşı alternatif bir metin sundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD’nin vetosu, Güvenlik Konseyi'nde bulunan Cezayir, Rusya, Çin da dâhil olmak üzere birçok ülke tarafından geniş çapta kınandı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Cezayir'in Arap ülkeleri adına sunduğu karar tasarısının veto edilmesinden dolayı krallığın duyduğu üzüntüyü bildirdi ve Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliği koruma sorumluluklarını güvenilir ve çifte standartlara yer vermeden yerine getirebilmesi için daha önce hiç olmadığı kadar reforma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Suudi Arabistan, Gazze Şeridi ve çevresindeki insani durumun kötüleşmesi ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden askeri operasyonların tırmanışı konusunda uyarıda bulundu ve bu durumun, Filistin meselesinin barışçıl çözümüne ve ilgili uluslararası kararlara göre diyalog ve barışçıl çözüm çağrılarına hizmet etmediğini belirtti.

Diğer yandan İsrail dün Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını genişletti ve bir süredir devam eden saldırılarına paralel olarak, Gazze'nin kuzeyindeki Zeytun Mahallesi’ne yeniden girdi.

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil ebu Rudeyne, ABD’den savaşa derhal son verilmesi için müdahale etmesini talep ederken İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, ‘savaşın yakın zamanda sona ermeyeceğini’ vurguladı.

Bu arada Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, Gazze'de gerilimin artmaya devam etmesinin bölgesel istikrara olan etkileri konusunda uyarıda bulundu ve Gazze'de bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varılması ve İsrail ile Hamas arasında bir esir takası anlaşmasının tamamlanması yönünde Mısır'ın aracılık çabalarının devam ettiğini söyledi.  Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye başkanlığındaki bir Hamas heyeti, Gazze'deki durum hakkında Mısır yetkilileriyle görüşmek üzere dün Kahire'ye gitti.



Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.