Şam’ın sömürge yıllarında Farsça ve Rusçanın egemenliği

Moskova, resmi müfredata kendi dilini dayatırken Tahran enstitüleri Suriyelileri endişelendiriyor.

Şam Üniversitesi’ndeki İlahiyat Fakültesi. (Şarku’l Avsat)
Şam Üniversitesi’ndeki İlahiyat Fakültesi. (Şarku’l Avsat)
TT

Şam’ın sömürge yıllarında Farsça ve Rusçanın egemenliği

Şam Üniversitesi’ndeki İlahiyat Fakültesi. (Şarku’l Avsat)
Şam Üniversitesi’ndeki İlahiyat Fakültesi. (Şarku’l Avsat)

Suriye Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed, 2023 yılı yazının sonunda Suriye Devlet Başkanı ile Çin'e yaptığı ziyaret sırasında Pekin'deki Yabancı Araştırmalar Üniversitesi'nde Arap çalışmaları öğrencilerine “Dili işgal etmek, bilinci işgal etmenin, dolayısıyla bağımsız karar almayı işgal etmenin, toplumları yok etmenin, kimliklerini silmenin en kısa yoludur” demişti.

Esed’in bu toplantıda anadile bağlılık konusunda gösterdiği ilgi, Rusya'nın Suriye devlet okullarının müfredatında Rusça dilinin öğretilmesi yönündeki dayatmasının dokuzuncu yılına girmesinden sonra gerçekleşti. Bu, Suriye toplumuna nüfuz etmek ve hükümet kontrolündeki bölgelerde eğitime hakim olmak için İran'la yoğun bir rekabetin olduğu bir dönemde geldi. Söz konusu durum, Suriye toplumuna nüfuz etme ve hükümet kontrolündeki bölgelerde eğitimi bir etki alanı oluşturmak için bir araç olarak kullanma yarışında İran ile yoğun rekabetin ortasında meydana gelirken, eğitim sürecinin kötüleşmesiyle birlikte, anadilde eğitim de dahil olmak üzere kültürel ve toplumsal dayanaklarla askeri etkiyi güçlendirme amacını taşıyor,

Rus hakimiyeti

Her ne kadar Tahran, Suriye'de Farsça eğitimini yayma çabalarına Rusya'dan yıllar önce başlamış olsa da Moskova, 2015'teki askeri müdahalesiyle birlikte hükümetin eğitim alanına sızarak İran’a karşı galip geldi.
Rusya, temel eğitim kademelerinde İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra kendi dilini de isteğe bağlı ikinci dil olarak kabul ettirmeyi başardı. Bugün, aradan geçen dokuz yılın ardından Moskova'nın çok yol kat ettiği söylenebilir. Rusça eğitim projesi, 2015 yılında deneysel olarak başlatıldığında sahil bölgesinde yaklaşık 400 öğrenciye uygulandı. Suriye hükümetinin raporlarına göre, yedinci yılın tamamlanmasıyla birlikte proje, hükümetin kontrolündeki bölgelerde 12 ile dağılmış 217 okulu kapsayacak şekilde genelleştirildi. Suriye hükümetinin raporlarına göre, öğrenci sayısı 35 bini aştı, öğretmen sayısı ise 200'e ulaştı.

Devlet eğitiminin işgali

İran, Rusya'nın izinden gitmeye ve Tahran ile Şam arasındaki anlaşmanın uygulanmasıyla birlikte Farsçanın, hükümetin eğitim müfredatına dahil edilmesini dayatmaya çalıştı. Buna, bilimsel, eğitimsel, pedagojik alanlarda uzmanlık ve deneyimlerin paylaşılması, teknik ve mühendislik hizmetlerinin sağlanması ve okulların yenilenmesi de dahil. 2021 yılında, Tahran yalnızca restore edip yeniden faaliyete geçirdiği devlet okullarında Farsça eğitim zorunluluğunu getirdi. Son beş yılda Şam üniversiteleri, Humus'taki Baas Üniversitesi ve Suriye Askeri Fakültesi'nde Farsça öğretimi için merkezler açılmaya başlandı. Bu merkezlere, Humeyni Medresesi’ne bağlı merkezler ve onun Suriye illerindeki şubeleri de dahi edildi. Şam'ın Zeynelabidin semtindeki Hüseyniye el-Mehdi, Seyyide Rukayye Üniversitesi, Tartus ilindeki El-Hacce Merkezi ve bazı İran üniversitelerinin şubeleri açıldı. Bunlar arasında, Terbiyyeti Müderris Üniversitesi, El-Mustafa Üniversitesi, El-Farabi Üniversitesi, İslami Azad Üniversitesi ve İslam Doktrinleri Koleji var. İran, ayrıca faaliyetlerini Deyrizor ilinde, özellikle de İran'ın siyasi ve kültürel bölgesi olarak kabul edilen Irak sınırına komşu el-Bukemal ve el-Meyadin şehirlerindeki nüfuz alanlarına yoğunlaştırdı.

Yoksulluğa açılan kapı

2018 yılından bu yana, DEAŞ’ın bölgeden kovulmasından sonra, Deyrizor, el-Meyadin ve el-Bukemal şehirlerinde, Farsça öğretimi ve İran dini düşüncesinin öğretilmesine yönelik çok sayıda okul, anaokulu ve kültür merkezinin açılışına sahne oldu. Bunlar, Şam, Lazkiye ve sahil şehirlerinde İran Kültür Müşavirliği tarafından açılan merkezlerdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) geçen Mayıs ayında yayınladığı bir raporda, Deyrizor ilindeki düşük maaşlar ve yolsuzluk nedeniyle eğitim sisteminin bozulması ve öğretim elemanı sıkıntısının, Tahran'ı, eğitim sektörüne sızmaya motive ettiği belirtildi.
Gözlemevi'nin raporuna göre, İran'ın eğitim ve kültür merkezleri, gençler üzerinde büyük bir etkiye sahip olan bir canlanma yaşıyor, bu da endişe yaratıyor. Deyrizor’daki birçok okulun yıkılmasına neden oldu, diğer okullar ise uygun derslikler, laboratuvarlar ve kütüphaneler gibi temel olanaklardan yoksun.

Çocuk ve gençlerin ilgisini çekiyor

Deyrizor'daki yerel kaynaklar, Tahran'ın, Suriye'nin doğusundaki kontrolü altındaki bölgelerdeki yoksulluk durumunu ve yaşanan krizi istismar ederek, maddi yardımlar, aylık maaşlar, yemek kolileri ve eğlence gezileri sağlayarak çocukları ve genç kadınları kendi kurdukları eğitim merkezlerine çekmeye çalıştığını belirtti. Ayrıca hemşirelik, ilk yardım, elektrikli cihazların bakımı, muhasebe kursları, işletme yönetimi gibi ücretsiz mesleki eğitim kursları ve ‘gençleri güçlendirme’ konusunda uzmanlaşmış merkezler tarafından düzenlenen diğer kurslar da düzenleniyor.

Kimliğinin açıklanmasını tercih etmeyen aynı kaynaklara göre 9-15 yaş arası çocuklara yönelik, el-Bukemal şehrinde üç, el-Meyadin şehrinde 500'ün üzerinde öğrencisi olan bir okul bulunuyor.
Deyrizor kırsalında ve Rakka'da hükümet kontrolündeki bölgelerdeki Farsça eğitim merkezlerinin yanı sıra, el-Meyadin'deki Parlak Işık Merkezi ve el-Bukemal'deki Kardeşlik Merkezi de yer alıyor.
Kaynaklar, İran'ın bu merkezlere ders vermek üzere Arapça konusunda uzman Arap ve İranlı Şii öğretmenleri getirdiğini, ayrıca İran veya Suriye'de Farsça öğretecek Suriyeli öğretmen yetiştirmeye yönelik kurslar düzenlediğine dikkat çekti. Suriye okullarındaki Rus öğretmen ihtiyacını karşılamak için Suriyeli öğretmenleri Rusça'yı ve öğretim yöntemlerini öğrenmeleri için Moskova'ya gönderiliyor.

Tahran, kültürel ve sosyal faaliyetler aracılığıyla ‘yerel toplumsal bir kaynak oluşturarak, milislerine yerel askerler sağlayan bir ‘kuluçka ortamı oluşturmayı’ amaçlıyor.

Suriye’deki nüfusun dili

Rusça

2015’te, Suriye sahil bölgesinde 400 öğrenci

2025’te 35 bin öğrenci

Hükümetin yönetimi altındaki 12 il, 217 okul

Farsça

2021 yılında Tahran,  Şam Bölgesinde beş devlet okuluna Farsçayı dayattı

-Şam Üniversitelerindeki merkezler, Humus’taki Baas Üniversitesi, Suriye Askeri Fakültesi

- Humeyni Medresesi’ne bağlı merkezler ve ona bağlı Suriye’nin tüm illerindeki şubeler

- Suriye’de Zeynelabidin mahallesindeki Hüseyniye el-Mehdi

- Seyyide Rukayye Üniversitesi

- Tartus ilindeki el-Hacce Merkezi

İran üniversiteleri

Irak sınırına komşu el-Bukemal ve el-Meyadin şehirlerinde

Farabi Üniversitesi, İslami Azad Üniversitesi, İslami Mezhepler Fakültesi, el-Mustafa Üniversitesi, Terbiyyeti Müderris Üniversitesi.

Dini faaliyetler ve mesleki kurslar

17 yaşındaki Deyrizorlu Hazem savaş dolayısıyla derslerinde geri kaldığını ve bu yıl hazırlık belgesini alabildiğini söylüyor. Hazem, bu yıl hazırlık belgesi alan ve Deyrizor kentindeki İran Kültür Merkezi'nin hizmetlerinden yararlanan yaklaşık 130 erkek ve kız öğrenciden biri. Merkezde Farsçanın yanı sıra İngilizce de öğretiliyor. Ayrıca erkekler için elektrikli cihaz bakımı ve demircilik kursları, kadınlara yönelik ise güzel sanatlar, yemek pişirme ve dikiş dersleri veriliyor. Hazem, merkezin öğrencilerine aylık 30 bin Suriye lirası (3 dolardan az) tutarında maddi yardım sağladığını belirterek “Az da olsa en önemli şey parasız eğitimdir” dedi. İran merkezlerinde eğitime paralel olarak seminerler ve dini kültür faaliyetleri de düzenleniyor. Hazem, İran'ın hizmet ve yardımlarından yararlananların çoğu kişiyle birlikte bazen bu faaliyetlere katıldığını söylüyor.

Şarku'l Avsat
Şarku'l Avsat

İran kültür merkezleri, Baas Partisi'ne bağlı ‘Gençlik’ ve ‘Öncüler’ gibi kuruluşlarla iş birliği yaparak okul ve üniversite öğrencilerini yarışma ve gezi gibi kültürel faaliyetlere, Şii dini etkinlik ve kutlamalarına katılmaya teşvik ediyor.

Eğitim karşılığında gıda

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Deyrizor'daki Arap aşiretlerden bazıları, İran'ın bölge halkının eğitimine yoksulluk kapısından sızacağı yönündeki korkularını dile getiriyor. Deyrizor kırsalındaki El-Muhassanlı Muhammed açıklaamsında “Bazıları yardım almak amacıyla çocuklarını İran okullarında okutmayı kabul ediyor. İran kültürüne sevgi duyulmuyor ama bu, İran kurumlarının çocuklar ve gençler üzerinde uyguladığı beyin yıkamayı engellemeyecek” dedi.

Şam'daki diğer kaynaklar ise şu açıklamada bulundu:

“İran'ın kendi kültürünü doğu vilayetine yayma şansını azalttığını, çünkü halkın çoğunluğu Sünni Arap olduğu için oradaki ortam tarihsel olarak Fars kültürüne karşı. Özellikle Rusya'nın eğitim alanında rekabet alanına girmesiyle birlikte, İran için güvenli ve emniyetli bir sosyal kuluçka ortamı oluşturamazlar.”

Kaynaklar ayrıca Rusya'nın bu eğitim yılı başında, Deyrizor'daki öğretmenlere üç ton kırtasiye ve Rusça öğretim kitapları içeren yardımlar sağladığını belirtti. Bu yardımlardan yaklaşık 300 kadın ve erkek öğretmen yararlandı.

Rusça Farsçadan önde

Kaynaklar, İran'ın eğitim deneyimini Rusya'nın Suriye’deki deneyimiyle karşılaştırdı. İran'ın savaş yıllarında Suriye kıyı kırsalında açtığı İran şeriat okulları başarısız oldu. Bölge sakinlerinin Şiiliğin yayılmasından şikayet etmesi üzerine, Suriye Vakıflar Bakanlığı'nın resmi Suriye İlam Hukuku müfredatının öğretilmesini zorunlu kılması nedeniyle 2017 yılında kapatıldı. Bu nedenle karşılaştırma dengesi, okullarda ve eğitim merkezlerinde göreceli bir talebin görüldüğü ve yüzdelerin elbette bir bölgeden diğerine değiştiği Rusya eğitim deneyimi lehine dönüyor. Bu oranlar, Rus kuvvetlerinin konuşlandığı kıyılarda artıyor ve hem pazarlarda hem de halka açık yerlerde bölge sakinleri ile Rus askeri personeli arasında sık sık sürtüşme yaşanıyor.
Aynı durum, bir sanayi ve ticaret şehri olan Halep için de geçerlidir; öğrenciler, eğitimlerini tamamlamak için Rusya'ya seyahat etme veya Suriye'deki Rus limanlarında, havalimanlarında ve sanayi yatırımlarında çalışma fırsatı bulmak için Rus dilini yararlı bir faktör olarak görüyor.

Diğer yandan Rus askerlerinin belirli nokta ve lokasyonlarda bulunduğu Şam kırsalı ve ülkenin güneyindeki Suveyda'da da Rusça öğrenmeye talep azalıyor.  İran'a yönelik düşmanlık, Rusya'ya yönelik endişeyle kıyaslanamasa da her iki ülke de Esma Esed’in söylediği şeyi uyguluyor. Esma Esed, Pekin’de şunları söylemişti:

“Dili işgal etmek, bağımsız karar alma mekanizmalarını işgal etmenin, toplumları yok etmenin, kimliklerini silmenin en kısa yoludur. Hepimiz insanların ulusal kültürlerini silmeye yönelik girişimlerle karşı karşıyayız.”



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.