Libya Başsavcısı Sur: Kamuoyunu yatıştırmak için çıkarılan yasalar var

Söz konusu yasaların, insan hakları ve kamu özgürlüklerinin garantilerini göz önünde bulundurmadığı vurgulandı.

Trablus, ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ uluslararası bilimsel konferansına ev sahipliği yaptı. (Yüksek Devlet Konseyi)
Trablus, ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ uluslararası bilimsel konferansına ev sahipliği yaptı. (Yüksek Devlet Konseyi)
TT

Libya Başsavcısı Sur: Kamuoyunu yatıştırmak için çıkarılan yasalar var

Trablus, ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ uluslararası bilimsel konferansına ev sahipliği yaptı. (Yüksek Devlet Konseyi)
Trablus, ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ uluslararası bilimsel konferansına ev sahipliği yaptı. (Yüksek Devlet Konseyi)

Libya Başsavcısı Sadık es-Sur, ülkesinde birçok yasanın hızla çıkarılmasına tepki göstererek söz konusu yasaların amacının ‘kamuoyunu ya da bir kısmını memnun etmek ve acil meseleleri çözmek’ olduğunu vurguladı. "Bu tür yasalar, insan hakları ve kamu özgürlüklerinin garantilerini dikkate almıyor" dedi.

Sur, Trablus'ta salı günü düzenlenen ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ başlıklı uluslararası bilimsel konferansta konuştu. Terörle mücadele, siber suçlar, büyü ve büyücülükle mücadele gibi bazı yasalara dikkat çeken Sur, ‘bu yasaların bilimsel ve teknik normları gözetmeden, herhangi bir çalışma veya araştırma yapılmadan çıkarıldığını’ ifade etti.

Trablus, ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ başlıklı uluslararası bilimsel konferansa ev sahipliği yaptı. (Yüksek Devlet Konseyi)
Trablus, ‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ başlıklı uluslararası bilimsel konferansa ev sahipliği yaptı. (Yüksek Devlet Konseyi)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Libya Başsavcısı tarafından eleştirilen ve Libya Temsilciler Meclisi tarafından zaman içinde aralıklı olarak çıkarılan bu yasalar, muhalif siyasetçiler ve uluslararası kuruluşlardan itirazlarla karşılandı.

İnsan hakları alanında çalışmalar yürüten Human Rights Watch örgütü Nisan 2023'te, 2022 yılı için çıkarılan siber suçlarla mücadele yasasının ‘ifade özgürlüğünü kısıtladığını’ belirterek, Libya Temsilciler Meclisi'ne bu yasayı iptal etme çağrısında bulunmuştu. Örgüt, Birleşmiş Milletler’den dört uzman, söz konusu yasanın ifade özgürlüğü, mahremiyet hakları ve topluluk oluşturma hakkını ihlal ettiğini belirterek yasayı eleştirmiş ve iptal edilmesi gerektiğini bildirmişti.

Başsavcı konuya dair şunları söyledi:

“Acil ihtiyaçları karşılamak veya kamuoyunu ya da bir kısmını memnun etmek amacıyla çıkarılan, 'kriz yasaları' olarak adlandırabileceğimiz yasalar mevcut. Bu yasalar polisin yetkilerinin genişletilmesi, ağır cezalar verilmesi ve özgürlüklere müdahale edilmesi gibi çeşitli kusurlar barındırıyor."

Başsavcı, herhangi bir yasanın çıkarılmasında göz ardı edilemeyecek temel unsurların olduğuna işaret ederken söz konusu yasaların kamu düzenini koruma kavramına dayandığını ancak ‘değerleri ve menfaatleri koruma zorunluluğunu ihmal ettiğini’ belirtti. Yasama ve araştırma merkezleri arasında ‘uyumun önemini’ vurguladı.

‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ uluslararası konferansı Trablus'ta düzenlendi. (Yüksek Devlet Konseyi)
‘Ceza Adalet Sistemi: Değerlendirme ve Düzenleme’ uluslararası konferansı Trablus'ta düzenlendi. (Yüksek Devlet Konseyi)

Trablus'taki El-Mahari otelinde düzenlenen konferansın açılışına, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekala, Yüksek Mahkeme Başkanı Danışman Abdullah ebu Ruzeyze, mahkeme ve savcılık başkanları, birçok hâkim, üniversite dekanları, avukatlar, savcı yardımcıları ve hukuk ve insan hakları alanında uzmanlaşmış kişiler katıldı.

Sur söz konusu isimlere hitaben yaptığı konuşmada ayrıca ‘toplumsal davranışın düzenleyicisi olarak ceza kanununun, yaşayan toplumun vicdanında kök salmış değer ve çıkarlardan türetilmesi gerektiğini’ söyledi.



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.