Libya’da ‘bozguncular’ siyasi süreci onarmak amacıyla tehdit edildi

Siyasi çıkmazı ortadan kaldırmaya ve egemen kurumları birleştirmeye yönelik Libya-Türkiye görüşmeleri sürüyor.

Libya Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi, Büyük Trablus'un İleri Gelenleri ve Eşrafı Konseyi ile bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi, Büyük Trablus'un İleri Gelenleri ve Eşrafı Konseyi ile bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Libya’da ‘bozguncular’ siyasi süreci onarmak amacıyla tehdit edildi

Libya Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi, Büyük Trablus'un İleri Gelenleri ve Eşrafı Konseyi ile bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi, Büyük Trablus'un İleri Gelenleri ve Eşrafı Konseyi ile bir araya geldi. (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya’yı yönetenleri yavaş hareket etmekle suçlayan Libya Sosyal Konseyi, bu şekilde halkı kendi yöneticilerini seçmekten mahrum bıraktıklarını bildirdi. Konsey, bozguncular ve yalancılar olarak adlandırdığı kişileri ulusun siyasi yolunu onarmak için tehdit etti. Muhammed el-Menfi liderliğindeki Libya Başkanlık Konseyi, özgür seçimlere ve kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmak için tüm taraflarla istişareleri sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi.

Sukul Cuma ve Dört Bölge Sosyal Konseyi dün yaptığı açıklamada, ‘Libya halkını anayasal ve meşru haklarından mahrum bırakan tahrifat ve kasıtlı yavaşlatma’ olarak adlandırdığı durumları önümüzdeki günlerde ortadan kaldıracağını belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Menfi, ülke genelindeki sosyal konseyleri ve sadık ulusal liderleri ülkeyi kurtarmak için iş birliğine ve el ele vermeye davet etti.

İsim vermeden ülke liderlerine yönelik suçlamalarda bulunan Sosyal Konsey, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Hepsi makamlarında kalabilmek için uğraşıyor. Libyalıların parasını Libyalılara hiçbir şey sunmadan sömürüyorlar ve tüm halk onların yalan söylediğini biliyor.”

Fotoğraf Altı: Libya Devlet Yüksek Konseyi heyeti Türkiye'de görüşmeler gerçekleştirdi. (Libya Devlet Yüksek Konseyi)
 Libya Devlet Yüksek Konseyi heyeti Türkiye'de görüşmeler gerçekleştirdi. (Libya Devlet Yüksek Konseyi)

Libya halkının saygın bir yaşamdan ve adaletten mahrum bırakılmasının yanı sıra birçok bölgenin ikinci plana atılmasından bahseden Sosyal Konsey, bir vasisi ya da denetleyicisi bulunmayan Libya halkının isteklerini ve hatta ihtiyaçlarını dikkate almadan bu halkın imkanlarıyla istediklerini yapan hükümetlerin ardı ardına başa geldiğini vurguladı. Libya devletinin kurumsal yapısının parçalanmasına karşı uyarıda bulunan Sosyal Konsey, ‘vatandaşların mustarip olduğu yüksek enflasyon, yüksek fiyatlar ve zayıf hizmetlere, Libyalıların imkanlarını kontrol altında tutan her düzeydeki yaygın yolsuzluğun neden olduğuna’ dikkat çekti. Sosyal Konsey, yıllar boyunca farklı denetleyici kurumların raporlarıyla belgelenen bu yolsuzluğu ortadan kaldırmak için herhangi bir önlem alınmadığına işaret etti.

Diğer yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkan Yardımcısı ve Libya-Türkiye Dostluk Komitesi Başkanı Dr. Ömer el-Ubeydi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay ile TBMM’de bir görüşme gerçekleştirdi.

DYK’nin dün yaptığı açıklamaya göre taraflar, Libya'daki siyasi meselelere, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) ülkedeki rolüne, siyasi çıkmazın aşılmasına ve egemen kurumları birleştirme çabalarına değindi. Taraflar ayrıca tüm Libyalı kesimleri ulusal diyalog masasına getirme ihtimalini de masaya yatırdı.

DYK ofisinden yapılan açıklamada, Oktay’ın “Türkiye, Libya'nın istikrarını, birliğini ve refahını arzuluyor” sözleri aktarıldı.

Fotoğraf Altı: Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, İngiltere'nin Libya Büyükelçisi ile görüştü. (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, İngiltere'nin Libya Büyükelçisi ile görüştü. (Libya Başkanlık Konseyi)

Menfi, İngiltere'nin Libya Büyükelçisi Martin Longden ile gerçekleştirdiği görüşmede, Libya'daki son siyasi gelişmeleri ve mümkün olan en kısa sürede seçimlere gidilmesi konusunu ele aldı.

Libya Başkanlık Konseyi'nden yapılan açıklamada şu ifade yer aldı:

“Çarşamba akşamı gerçekleşen toplantıda, ulusal uzlaşı projesinde kaydedilen ilerleme ve önümüzdeki nisan ayında düzenlenecek olan kapsayıcı forumun hazırlıkları konuşuldu. Ayrıca kaynakların adil dağılımını sağlamak için açıklık, şeffaflık ve harcamaların rasyonelleştirilmesi noktasında İngiltere'nin, Libya Yüksek Finans Komitesi'ne verdiği destek de istişare edildi.”

Menfi, görüşme esnasında özgür, adil ve tüm Libyalıların razı olacağı seçimlere götürecek siyasi bir çözüme ulaşılması amacıyla taraflarla istişarelerin devam edeceğini vurguladı. Bu kapsamlı forumun ‘Libyalılar arasında hoşgörü ve merhametin yayılması adına yeni bir başlangıç olacağını’ kaydetti.

Libya Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi de çarşamba akşamı Büyük Trablus’un İleri Gelenleri ve Eşrafı Konseyi'nden bir heyetle bir araya geldi. El-Lafi’nin ofisinden yapılan açıklamada, toplantıda ulusal uzlaşı projesinin başarısına katkıda bulunmak üzere Konsey’in kapsayıcı ulusal konferansa katılma ihtimalinin ele alındığı belirtildi.

El-Lafi, sosyal barışın desteklenmesinde tüm Libyalılar için ulusal sahiplenme ile ulusal uzlaşma projesinin önemini vurguladı. Büyük Trablus’un İleri Gelenleri ve Eşrafı Konseyi ise Libya Başkanlık Konseyi'nin seçim haklarına erişmek için ulusal uzlaşma projesini başarıya ulaştırma çabalarını övdü. Ulusal proje aracılığıyla tüm siyasi taraflar arasında güvenin yeniden tesis edilmesine yönelik Libya Başkanlık Konseyi’nin tüm çabalarına desteklerini yinelediler.

Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından atanan Usame Hammad hükümetinin Sağlık Bakanı Osman Abdulcelil, bin 232 onkoloji hastası için 20 milyon dinarlık (bir dolar 4,84 dinara tekabül ediyor) fon ayrılacağını duyurdu. Bakanlığa göre bu, tedavi masraflarını karşılamak için eşyalarını satmak zorunda kalan hastaların ilaç satın alabilmelerini sağlayacak bir sübvansiyon olarak sağlanacak.

Abdulcelil, bakanlığının yardım alan hastaların listelerini, tam adlarını veya kimlik numaralarını açıklamadan hazırladığını ve listenin yalnızca hastalıklarıyla ilgili bilgilerle sınırlı olduğunu açıkladı. Hükümetin geçtiğimiz yıl Onkoloji Hasta Hakları Komitesi'ne 30 milyon dinar tahsis etmeyi kabul ettiğini, 20 milyon dinarın fiilen harcandığını, geri kalan 10 milyon dinarın ise yıl sonunda tahsis edildiğini ifade etti.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.