İran yanlısı en-Nuceba milisleri ‘ABD güçlerine karşı fırtına öncesi sessizlik’ aşamasında: “Savaş taktiklerini değiştirmemiz gerekiyor”

“Kardeşlerimizi korumak için operasyonları durdurmamız ve savaş taktiklerini değiştirmemiz gerekiyor”

TT

İran yanlısı en-Nuceba milisleri ‘ABD güçlerine karşı fırtına öncesi sessizlik’ aşamasında: “Savaş taktiklerini değiştirmemiz gerekiyor”

İran yanlısı en-Nuceba milisleri ‘ABD güçlerine karşı fırtına öncesi sessizlik’ aşamasında: “Savaş taktiklerini değiştirmemiz gerekiyor”

Irak’taki Hizbullah en-Nuceba Hareketi Genel Sekreteri Şeyh Ekrem el-Kaabi, dün ( Pazar) hareketin ABD üslerine yönelik saldırıların durdurulmasını ‘fırtına öncesi sessizlik’ olarak nitelendirdi.

Arap Dünyası Haber Ajansı’nın (AWP) aktardığına göre Kaabi, Şaban ayı vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Mevcut sakinlik, yeniden mevzilendirme ve konuşlandırma için yalnızca geçici bir taktiktir ve daha ziyade fırtına öncesi sessizliktir” dedi.

İran destekli silahlı bir hareket olan en-Nuceba Hareketi’nin Genel Sekreteri, ismini belirtmediği tarafları ‘ABD kuvvetlerine, direniş hakkında bilgi servis etmekle’ suçladı. Genel Sekreter, “Bu, kardeşlerimizi yeniden konumlandırıp korumayı, savaşın yöntem ve taktiklerini değiştirmeyi ve hazırlığı tamamlamayı gerektiriyor” dedi.

cfvd
İran’a sadık Irak Haşdi Şabi milisleri, Irak- Suriye sınırındaki el-Kaim’de düzenlenen ABD saldırısının enkazını kaldırıyor (Arşiv- AP)

En-Nuceba Hareketi, Hizbullah Tugayları ve Haşdi Şabi liderleri, ABD insansız hava araçları (İHA) ile gerçekleştirilen saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılar sonucu liderlerin birçoğu öldü.

Kaabi, “Sürprizler geliyor ve askeri tecrübesi veya kültürü olan herkes ne söylediğimizi, ne yaptığımızı anlıyor. Haşdi Şabi güçlerini, işgalcilerin aptallığını ve kafa karışıklığını gösteren ABD saldırılarından korumak ve uzaklaştırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

xdv df
Irak Haşdi Şabi milisleri, Irak’ın batısındaki son ABD saldırılarında öldürülenlerin fotoğraflarını taşıyor (EPA)

Irak silahlı gruplarından bir kaynak, bu ayın başında AWP’ye yaptığı açıklamada Kaabi’nin silahlı hareketin Irak ve Suriye’deki ABD kuvvetlerine yönelik saldırılarını durdurmak için siyasi ve diplomatik liderlerin arabuluculuğunu kabul etmediğini, ayrıca saldırıların durdurulması karşılığında bu güçlerin Irak’tan fiili olarak çekilmesi ve Gazze’deki savaşın durdurulması için bir takvim ilan edilmesini şart koştuğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Irak’taki silahlı hareketler 17 Ekim’de, Gazze’deki savaş devam ettiği sürece Irak ve Suriye’deki ABD güçlerini hedef alacaklarını duyurdular ve İsrail ordusunun Gazze’de yaptıklarında ABD’yi ortak olarak olarak gördüklerini belirttiler.

Kaabi, Irak hükümeti ile ABD güçlerinin ülkeden çıkarılmasına yönelik devam eden müzakerelere ilişkin tutumunu açıklarken, “İslami Direniş, her ne kadar hükümetin ABD’nin Irak’tan çekilmesine ilişkin bir program duyurma yönündeki müzakerelerini reddetmese de ancak biz, işgalci ABD’nin yalancı, düzenbaz ve kibirli olduğunu tasdik ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaabi mesajında ayrıca, “Bir cephede sakinleşme, diğer tarafta ise alevlenme kasıtlı, amaçlı ve koordineli bir stratejidir” değerlendirmesinde bulundu.

devre
Haşdi Şabi güçlerine ait bir araç, ABD’liler tarafından hedef alınan Hizbullah Tugayları liderinin aracını kaldırıyor (AFP)

5 Ocak 2020’de Irak Parlamentosu, uluslararası koalisyon güçlerinin ülkeden çekilmesini talep eden ve hükümet açısından ‘bağlayıcı’ olarak nitelendirdiği bir karar yayınladı. Bu karardan iki gün önce ise Haşdi Şabi Güçleri Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis ve İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınında suikasta uğradı.

Birkaç tur müzakere yapıldı, ancak dönemin Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin istifasının ardından müzakereler durduruldu. Müzakere turları geçtiğimiz Ağustos ayında yeniden başladı. Bu amaçla DEAŞ’ın tehlikelerini, askeri operasyonların niteliğini ve Irak’taki güvenlik güçlerinin yeteneklerini incelemek üzere üç teknik komite oluşturuldu.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.