Siyasal İslam'ın Tunus'taki yarım asırlık etkileri silinecek mi?

Nahda Hareketi'nin faaliyetleri azaldı ve liderleri hapishanelere girdikten sonra rolü azaldı

Kovuşturmalar Nahda liderlerini hapishanelere gönderiyor (Reuters)
Kovuşturmalar Nahda liderlerini hapishanelere gönderiyor (Reuters)
TT

Siyasal İslam'ın Tunus'taki yarım asırlık etkileri silinecek mi?

Kovuşturmalar Nahda liderlerini hapishanelere gönderiyor (Reuters)
Kovuşturmalar Nahda liderlerini hapishanelere gönderiyor (Reuters)

Hammadi Mimari

Tunus'ta siyasal İslam'ın tarihi, 1970’li yıllarda, ilk Tunus siyasi hareketinin oluşumuyla başladığı görülür. Bu hareket, ideoloji ve referans olarak İslam'ı benimseyen 'İslami Yön Hareketi' olarak biliniyordu, günümüzde ise ‘Nahda Hareketi' adını aldı. Bu dönemde, seküler ve modernist ideoloji gençlik topluluğunu etkisi altına alıyordu.

Tunus'taki siyasi İslam olgusu 50 yıldan fazla bir geçmişe sahip ve İslami bir hareketin kurulma fikri 1969 yılına kadar uzanıyor. Hareketin ilk toplantısı Nisan 1972'de düzenlenmiş olup 'İslami Cemaat' olarak adlandırıldı. Başlangıçta faaliyetleri düşünsel ve dini yanları kapsıyordu ve camilerde dini dersler düzenleyerek ve Kuran'ın korunması amaçlı derneklere katılarak gerçekleştiriliyordu.

O zamanın tek iktidar partisi olan Anayasal Sosyalist Parti, İslam Grubu'nun faaliyetlerini memnuniyetle karşıladı ve o dönemde ülkede muhalefete hâkim olan solla mücadelede onun desteğini gördü.

1970'lerin sonunda, hareketi kuran ilk konferans, hareketin temel yasasını onaylamak için gizlice düzenlendi.

1989 yılının Şubat ayında grup, dini temelde parti kurulmasını yasaklayan Partiler Yasası'na uyum sağlamak için adını ‘Nahda Hareketi’ olarak değiştirdi, ancak faaliyet izni alamadı.

Eski Tunus liderleri Habib Burgiba ve Zeynel Abidin Bin Ali dönemleri, Tunus'taki siyasi İslam için önemli zamanlardı. Gizli faaliyetlerden güvenlik takibine, sınırlı dönemlerde açık siyasi faaliyete kadar bir dizi evre geçirdi ve sonunda 2011'den sonra Tunus siyasi sahnesinde hüküm sürmeye başladı.

Bağımsız bir organ tarafından denetlenen ilk demokratik, çok partili seçimler, Nahda Hareketi'nin Ulusal Kurucu Meclis'te sandalyelerin çoğunluğunu kazanmasıyla sonuçlandı. Hareket, siyasi alanda yeni bir sayfa açtı.

fbfer
Tunus Nahda Hareketinin lideri Raşid Gannuşi hapiste (AFP)​​​​​

Farklı ittifaklarla ve bir aşamadan diğerine değişen siyasi, sosyal ve ekonomik bağlamlarda 10 yıldan fazla süren iktidarın ardından hareket, Tunusluların ekonomik ve sosyal refah taleplerine cevap vermeyi başaramadı. Cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırlandırıldığı ve Parlamentonun yetkilerinin güçlendirildiği değiştirilmiş parlamenter sistem ortamında hükümeti yönetmekte zorluklarla karşı karşıya kaldı.

O dönemde üç başkanlık olarak adlandırılan Meclis Başkanlığı, Hükümet Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı arasında yönetim krizi ve yetki çatışması ortaya çıktı. Bu çok yönlü ekonomik, sosyal ve siyasi kriz sonucunda Nahda Hareketi'nin popülaritesi azaldı. Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de, o zamanlar "olağanüstü önlemler" olarak adlandırılan adımları almaya zorlandı. Bu önlemler kapsamında, parlamento faaliyetlerini askıya aldı, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırdı, bunlar arasında parlamento başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi de vardı ve Hişam Meşişi hükümetini görevden aldı.

O tarihten bu yana Nahda Hareketi, bazı liderlerinin istifasının ardından partinin bütünlüğüyle ilgili bir takım iç zorluklarla ve hapishanede bulunan Raşid Gannuşi de dahil olmak üzere hareketin liderlerini hedef alan adli kovuşturmaların ardından dış zorluklarla karşı karşıya kaldı.

Tunus siyaset sahnesinde Nahda Hareketi’nin hem kavram hem de fiilen sona erdiğini kabul etmek mümkün mü? Yoksa farklı bir biçimde geri mi dönecek?

Tunus ve Tunusluların beklentileri

2011 sonrasında kendisini İslami referanslı, sivil, demokratik bir Tunus partisi olarak sunan Nahda Hareketi, 10 yıl boyunca siyaset sahnesine hâkim oldu. Ancak, anlaşmazlıkların parçaladığı genel siyasi iklimin yanı sıra, özellikle ileri derecelilerden gelen artan iş talebini karşılayabilecek zenginlik yaratamaması karşısında halkın ona yönelik hoşnutsuzluğu artmaya başladı.

Bu durum, Cumhurbaşkanı’nın Tunusluların çoğunluğu tarafından memnuniyetle karşılanan istisnai önlemler almasına yol açarken, ülkede yeni bir aşamaya giren siyasal İslam olgusu da geriledi.

Siyasal İslam'ın Tunus'ta sahnede yokluğuna ilişkin pozisyonlar, muhafazakâr bir eğilimi ifade ettiği için toplumda bu hareketin varlığının gerekliliğini görenler ile beklenecek bir fayda olmadığına inananlar arasında farklılık gösteriyor. Tunuslular, yönetme ve taleplerini yerine getirme konusundaki başarısızlığından sonra ondan vazgeçti.

Siyasal İslam olmadan

Tunus Üniversitesi Jeopolitik Bilimler Profesörü Rafaa et-Tabib, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada "Ülkedeki siyasi sahne İslami denklemin dışında yeniden inşa edilecek. Nahda Hareketi bu sahnede ne azınlık partisi olarak ne de egemen parti olarak etkili olmayacak" dedi. Bunu, Nahda Hareketi’nin iç örgütsel düzeyde dağılması ve popülaritesinin azalması ile Tunus halkının ona karşı duyduğu düşmanlığa bağladı.

Tabib, "Tunus'ta İslami kartın etkinleştirilmesi iç dinamiklerden ziyade jeopolitik bir mesele olduğunu hatırlatır. Bazı ülkeler, bu kartı yeniden etkinleştirmenin gerekli olduğunu düşündüklerinde, tekrar başvurabilecekleri bir jeopolitik araç olarak görüyorlar. İslamcıların 2011'de varlıkları yoktu, ancak dışarıdan gelen sistemlerinin etkinleştirilmesiyle dahil edildiler” dedi.

Tunus toplumundaki muhafazakâr eğilimler hakkında, Tabib, Siyasi İslam'ın Tunus toplumunun muhafazakâr eğilimini yansıtmadığını, ancak bu eğilimin Tarikî İslam (Sufi) ve Zeytuniye kitlesi tarafından yansıtıldığını, Siyasi İslam'ın ise ilişkisi olmayan bir toplumsal grubu kontrol etmeye çalıştığını belirtiyor.

Jeopolitik Bilimler Profesörü "İslami hareketin sesi zayıfladıktan ve ülkedeki etkisi ve varlığı azaldıktan sonra, Tunus'ta siyasal İslam'ın yok edilmesi siyasi bir karar değil, daha ziyade popüler bir karar olacaktır" şeklinde konuştu.

Siyasal İslam sahnenin önemli bir bileşenidir

‘Cumhuriyet İçin Kongre Partisi’nin Siyasi Büro Başkanı ve Nahda Hareketi ile hükümette (2011-2014) işbirliği yapan bir müttefik olan Semir bin Ömer, yaptığı açıklamada, her demokratik toplumun çok kültürlü olduğunu ve Tunus'taki Siyasi İslam'ın siyasi sahnenin bir parçası olduğunu, devrimin kazanımlarından birinin ise tüm siyasi partilerin normal bir şekilde faaliyet göstermeye başlaması olduğunu belirtti.

Ayrıca "Siyasal İslam, Tunus'taki hassas siyasi duruma rağmen hâlâ sahnede olan ve aktif olan çeşitli partiler tarafından ifade ediliyor" dedi.

Semir bin Ömer, “Genelde partiler, özelde ise mevcut iktidara karşı olanlar, merkez ve bölgesel merkezlerinin kapatılmasının ardından faaliyetlerini organize etmekte zorluk çeken Nahda Hareketi, faaliyet alanında zorluklarla karşılaşıyor ve bu da partilerin sahnedeki varlığını etkiliyor” dedi.

Siyasi İslam partilerinin rolünün siyasi bir kararla iptal edilemeyeceğini, zira 2011 öncesi ve sonrasında Tunus'ta kamuoyunun büyük bir kısmını ifade ettiklerini ve varlıklarını sürdüreceklerini vurguladı. Demokratik toplumların, sundukları siyasi teklifler ve programlar aracılığıyla hangi partilerin sahnede kalacağını, kimlerin olmayacağını belirleyen ve partilerin siyasi arenada hayatta kalma veya ortadan kaybolma yeteneklerini belirleyen unsurlar olduğuna dikkati çekti.

Partilerin Nahda'nın rahminden doğuşu

Siyasal İslam'ın sahnedeki varlığına son verme yaklaşımı ile partileri sundukları siyasi tekliflere göre yargılama yaklaşımı arasında, siyasal İslam'ın, Nahda Hareketi ile aynı ideolojiye dayanan partilerin filizlenebileceği geniş bir alan olduğuna inananlar var. Bu sembolik sermaye, eski kamu işleri yönetimi biçiminden kopan yeni bir yaklaşıma göre yönetiliyor.

Gazeteci ve eski Milletvekili Hişam el-Hacci, özel bir açıklama yaparak Tunus toplumundaki muhafazakâr eğilimin ve ilerici modernist eğilimin varlığını sürdüreceğine inanıyor. Hacci, Nahda Hareketi'ni Tunus toplumundaki bu muhafazakâr eğilimin siyasi bir ifadesi olarak değerlendiriyor ancak hareketin bugünkü durumu, siyasal İslam referansını taşıyan diğer siyasi hareketlerin ortaya çıkışını hızlandırabileceğini söylüyor. Eski vekiler göre bu, Nahda'dan türemiş olan ve Nahda'nın eski liderlerinden Abdullatif el-Mekki tarafından kurulan ‘Hizb el- A’mal vel-İncaz’ gibi Siyasi İslam referanslı başka siyasi akımların ortaya çıkabileceği anlamına geliyor. Bu parti, siyasi sahnede Nahda'nın yerini alabilir.

Hacci, hareketin bugün de sahnede olduğunu kabul ediyor, ancak siyasi sahneyi etkileme yeteneğinin büyük ölçüde zayıfladığını söylüyor. İktidarı kullanması nedeniyle kamuoyunun bir kısmının hareket hakkında olumsuz bir imaja sahip olması gerçeğine ek olarak, ittifak kurma ve harekete geçme yeteneğini de kaybetti.

Eski milletvekili ayrıca “Hareket hücrelerini yenileyebilir mi? Kendi öz değerlendirmesini yapıyor mu? Uluslararası düzeyde siyasal İslam üzerine oynanan bahis geçerliliğini koruyacak mı? Tunus'ta siyasal İslam'ın kaderini yalnızca bu soruların cevabı belirleyecek” dedi.

Tunus'ta Nahda Hareketi tarafından temsil edilen Siyasal İslam, tarihsel yolculuğunda bazıları uzun süreli, bazıları ise zamanla sınırlı olan pek çok tuzaktan kurtulmayı başardı. Bugün, ülkede belirgin siyasi ayrışma olmaması, siyasi partilerin rolünün gerilemesi ve halkın çoğunluğunun iktidardaki partilerin performansından memnuniyetsizliği gibi faktörlerle birlikte, ülkedeki siyasi parti haritasının gözden geçirilmesi ve Tunusluların ihtiyaçlarına uygun ve çeşitli teklifler sunması gerekliliği daha da acil hale geldi.

Independent Arabia’da yer alan bu makalenin çevirisi Şarku’l Avsat’a aittir.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe