Saddam Hüseyin rejiminin düşmesi sonrası Necef’teki Şii dini mercinin siyasi rolü

Necef’teki Şii dini merci, herhangi bir resmi kurumdan bağımsızdır

Necef’teki İmam Ali’nin türbesinden bir görünüm (Shutterstock)
Necef’teki İmam Ali’nin türbesinden bir görünüm (Shutterstock)
TT

Saddam Hüseyin rejiminin düşmesi sonrası Necef’teki Şii dini mercinin siyasi rolü

Necef’teki İmam Ali’nin türbesinden bir görünüm (Shutterstock)
Necef’teki İmam Ali’nin türbesinden bir görünüm (Shutterstock)

Şahed Deşti

Necef’teki Şii dini merci, temsil ettiği dini derinlik nedeniyle, Büyük Gaybet (Şiilikteki On İki İmam inancı temelinde On İkinci İmam’ın gözlerden ırak ve gizli bir şekilde yaşadığı anlamında kullanılan bir ifade/Gaybet-i Kübra/Büyük Gizlilik) döneminde Irak'ta Şiilerin en büyük dini mercisi kabul edilir. Dolayısıyla takipçilerinin Şii dini mercinin her açıklamasına ve fetvasına uyması ve ona göre hareket etmesi gerektiğini görüyoruz. Bu da Şii dini mercinin takipçileri üzerinde ne kadar güçlü bir nüfuza sahip olduğunu gösteriyor.

Irak'taki Şiilerin en büyük dini mercisi, kurulmasından bugüne kadar çeşitli roller üstlenmiştir. Rolü yalnızca fıkıh boyutuyla sınırlı kalmayan merci, Şii çevrelerdeki derinliği ve ağırlığı sayesinde sosyal, kültürel ve siyasi düzeylerde de rollere sahiptir.

Saddam Hüseyin rejiminin 2003 yılında düşürülmesi, ülkenin siyasi olarak istikrara kavuşması ve Şii dini mercilere yönelik ev hapsi ve suikastlar gibi zulümlerin ortadan kalkmasıyla Şii dini mercinin Irak siyasetinde rolünün ve etkisinin artmasına katkıda bulundu.

Aynı dönemde devlet kurumlarının çöküşünün ve Irak'ın yaşadığı siyasi, sosyal ve güvenlik sorunlarının yanı sıra Irak siyaset sahnesinde bir lider ve etkili bir ismin olmaması Şii dini mercinin siyasi rolünün ortaya çıkmasına yol açtı. Söz konusu faktörler, yabancı işgal yönetiminden kurtulmak için yeni bir anayasa çıkararak ve Irak'ta türünün ilk örneği olan erken seçimleri düzenleyerek Irak demokrasisinin temellerinin sağlamlaştırılmasında büyük bir rol oynayan Şii dini mercinin etkinliğini artırdı.

İç ve dış faktörler

Irak’ta 2003 sonrası getirilen siyasi sistemin şekli, Şii dini merciye siyaset sahnesinde daha fazla yer ve rol veren en önemli faktörlerden biri oldu. Çünkü güç ve otoritenin öne çıktığı eski hükümetlerin aksine yeni Irak siyasi sisteminin siyasi otoritenin rolünün azalmasına yol açan zayıflığı, Şii dini mercinin birçok siyasi meseleye müdahale etmesine ve bu meseleleri etkilemesine olanak tanıdı. Şii dini mercilerin tarihi boyunca, ne zaman siyasi sistem güçlü olsa Şii dini mercinin rolü o kadar zayıf, siyasi sistem ne kadar zayıf olsa Şii dini mercinin rolü o kadar güçlü olmuştur.

Irak’ı etkileyen yerel, bölgesel ve uluslararası faktörler her zaman siyasi otoritenin güçlü ya da zayıf olmasında etkili olmuştur. Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinden önceki Şii dini merci ile şu an Necef’teki Şii dini merci birbiriyle karşılaştırıldığında bu durum açıkça görülmektedir.

Şii dini mercilerin tarihi boyunca, mercinin etrafındaki ortamın, onun siyasi meseleleri ele almasındaki etkinliğini ve rolünü etkilediğini görüyoruz. Eski dönemlerde bazı Şii dini merciler ev hapsi, baskı, zulüm ve suikastlar nedeniyle siyasi meseleleri ele alamıyordu.

Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinin ardından şu anki Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani, dış siyasi rol oynadı ve bu rol kendinden önceki Şii dini merciden geri kalmadı.

Dolayısıyla şu an Irak'ta Şiilerin en büyük dini mercisi Ayetullah Ali es-Sistani, temsilcisi olduğu Necef'teki mevcut Şii dini mercinin siyasi konulara müdahalesini, halkın menfaatinin ön planda tutulması ve Şii dini merciye düşen meşru menfaatini koruması, yani velayet-i hassa meselesi olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Necef’teki Şii dini merci, siyasi meseleler (yani milletin tüm fertlerine ve işlerine yönelik ve kapsayıcı olan meseleler/velayet-i amme) ilkesini benimsememiştir.

Irak'ta dış politika kararlarını alma yetkisi resmi devlet kurumlarına aittir. Ancak dış politika kararlarını yönlendiren ve etkileyen resmi olmayan kurumlar da bulunur. Dış politika kararlarını yönlendirmede içeride güç sahibi olan baskı grupları (lobiler) ve kamuoyunun yanı sıra, çeşitli çevrelerden ve etnik kökenlerden ülkenin siyaset sahnesinde yer alan taraflar da dış politikanın gidişatını etkilemede önemli ve etkili bir role sahiptir.

Eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Necef'teki İmam Ali Türbesi'ni ziyaretinden bir kare, 26 Mart 1998 (AFP)
Eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Necef'teki İmam Ali Türbesi'ni ziyaretinden bir kare, 26 Mart 1998 (AFP)

Bu bağlamda Necef’teki Şii dini merciyi 2003 sonrası Irak dış politikasına yön vermede ve bu politikayı etkilemede rol oynayan en önemli gayri resmi kurumlardan biri olarak değerlendirebiliriz. Şii dini merci, Irak devletinde gayri resmi bir yapı olmasından ötürü karar alma düzeyinde değil, dış siyasi kararları yönlendirme düzeyinde oynadığı bu rolle, Irak'ın istikrarını ve egemenliğini tehdit eden genel meseleleri etkileyerek, Irak'ın bölgesel ve uluslararası hesaplaşma alanı haline gelmesini engelledi.

Necef’teki Şii dini merci tarihi boyunca dış platformlarda çeşitli roller üstlenmiştir. Sadece Irak'ın iç işleriyle ilgilenmekle kalmayan Şii dini merci, başta tüm dini mercilerin dikkatini çeken Filistin meselesinin yanı sıra Tömbeki (Tütün) Ayaklanması, İran Meşrutiyet Devrimi ve İran Anayasa Devrimi başta olmak üzere birçok olayda rol oynadı. Şii dini merci, ülkenin yöneticisine baskı yapma amaçlı dini fetvalar, kınama açıklamaları yayınlayarak ya da siyasi teoriler oluşturarak diğer dış meselelerde de roller üstleniyor.

Şii dini mercinin Baas Partisi hükümetleri döneminde dış siyasetteki rolü sona erdi. Ancak Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinin ardından şu anki Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani, dış siyasi rol oynadı ve bu rol kendinden önceki Şii dini merciden geri kalmadı.

Şii dini merci, Necef'teki merkezinden yapılan açıklamalarla, Ayetullah Ali es-Sistani’nin temsilcileri tarafından verilen Cuma hutbeleriyle ya da Sistani’nin devlet liderleriyle bir araya geldiği özel görüşmelerle Irak'ın dış politika kararlarını etkilemeye çalıştı.

Yukarıda bahsettiğimiz bu araçlar ve yöntemler, Irak'ın dış politikasına ilişkin konularda Şii dini mercinin görüşüyle devletin görüşü arasında meselelerin boyutuna ve mahiyetine göre değişen derecelerde etkili oldu ve görüşleri yakınlaştırdı. Bu ise Şii dini mercinin Irak'ın iç politikasına ilişkin meseleler üzerindeki etkisini yansıtıyor. Dış siyasi kararların alınmasında yetki sahibi olmadığından bu normal olabilir.

Şii dini merci, dünyanın çeşitli ülkelerinden takipçileri olması nedeniyle güçlü bir dini etkiye sahip oldu.

Burada Şii dini mercinin dış meseleler üzerinde etkisinin ve ilgisinin, iç meselelere olan etkisinden ve ilgisinden ayrı tutulamayacağı belirtilmeli. Irak meselesinin uluslararasılaşması için anayasa ve seçimler gibi birçok iç mesele dış meselelerle kesişiyor. Dolayısıyla iç politikanın istikrarı, Irak dış politikasının başarısında ve istikrarında etkili oluyor.

Öte yandan dış kararları alma yetkisinin sahibi, Şii dini mercinin dini fetvalarla kitleleri harekete geçirerek dış politika kararlarındaki dengeyi değiştirebileceğinin ve karar vericiyi halkın beğenmediği herhangi bir dış siyasi karar almaktan caydırmak için baskı yapmak üzere kitleleri harekete geçirebileceğinin farkındadır. Bunun bir örneği olarak, 2014 yılında DEAŞ'ın Irak'ın kuzey ve batı bölgelerindeki coğrafi ilerleyişinin ardından Şii dini merci tarafından verilen fetva, tüm mezheplerden Irak halkını harekete geçirmişti.

Sınırların ötesine geçti

Bazıları siyasi, insani, ekonomik, dini vb. yönlerde ilgi alanlarına ve hedeflerine göre değişen çeşitli çevrelerden devlet dışı aktörlerin sayısının artmasıyla birlikte, bu aktörlerin toplumsal gelişmelere ayak uydurarak ve medya etki araçlarını artırarak coğrafi sınırların ötesinde etki sahibi olmuşlardır. Şii dini merci de bu konuda bir istisna olmamakla birlikte, takipçileri üzerindeki coğrafi sınırlarının ötesindeki güçlü dini ve siyasi etkisi nedeniyle ulusötesi bir kurum haline gelmiş durumdadır.

Şii dini merci, dünyanın çeşitli ülkelerinden takipçileri olması nedeniyle güçlü bir dini etkiye sahip oldu. Dolayısıyla Şii dini mercinin belirli bir ülkede merkezileşmesi, yalnızca bu ülkede yaşayan takipçilerinin meseleleriyle ve onların coğrafi alanlarıyla ilgilenmesi mümkün değil. Dünyanın farklı ülkelerinden takipçilerine öncülük edenler ona atıfta bulunduklarından, bu durum ona ulusötesi bir etki kazandırdı. Hangi fıkhi temellere dayanırlarsa dayansınlar dini mercilerin hepsinin takipçileri üzerinde dini etkileri vardır. Bu durum, On İki İmamcı mezhepler arasında da bilinir.

Şii dini merci tarihi boyunca yerel ve uluslararası siyasi meselelerde etkili roller üstlenmiştir.

Şii dini mercinin siyasi etkisi ise dini merciler arasındaki fıkhi farklılıklara bağlıdır. Velayet-i amme ilkesini benimseyen bir dini mercinin takipçileri üzerinde askeri ve mali açıdan açık bir siyasi etkisi vardır. Özellikle Körfez ülkelerinde çok sayıda takipçisi olan Necef’teki Şii dini merci, velayet-i amme ilkesini benimseyen dini mercilerin aksine, tavsiyelerde bulunma ve rehberlik etme dışında diğer ülkelerdeki kamu meselelerine karışmaktan kaçınıyor. Yaşadıkları ülkelerin yasalarının ihlal etmenin caiz olmadığı yönünde bir fetva yayınlayarak, takipçilerini bulundukları ülkelerin kanunlarına uymaya çağıran Necef’teki Şii dini mercinin etkisi bu yüzden Irak'ın iç işleriyle ilgili meselelerle sınırlıdır.

Bahsettiğimiz üzere Şii dini merci, diğer kurumlardan farklı bazı özelliklere sahip olan, ancak resmi olmayan kurumlardan biridir. Bağımsızdır ve hiçbir hükümet kurumuna bağlı değildir. Necef’teki İlmiyye Havzası çalışmalarını organize edecek heyetlerinin de olduğu idari bağımsızlığa sahiptir. Şiiliğin Caferiyye koluna göre şeri hakları ve el-Ahmas (beşte birler) ilkesi yoluyla mali olarak da bağımsızdır. Şii dini merci, aynı zamanda bilgiye ihtiyaç duyulduğunda ve bir dini mercinin nasıl seçileceği açısından da benzersizdir. Bu da Şii dini merciye diğer oluşumlarda olmayan bağımsız bir karakter ve etkili bir dini liderlik kazandırdı.

Farklı roller üstlendi

Şii dini merci hiçbir zaman modern tarzda bir kurumsal sisteme dönüşmeden, miras aldığı geleneksel dini eğitim sistemiyle, Irak’ta ve uluslararası siyasi meselelerde etkili roller üstlendi. Şii dini mercinin, dini ve kültürel kurumlarının dünyanın çeşitli ülkelerine yayıldığı ve örneğin, en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan ve 1998 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından genel danışman olarak tanınan tek Şii kuruluş olan Hoyi Vakfı gibi Ayetullah Ebu'l-Kasım Hoyi’den miras aldığı kurumlar aracılığıyla kademeli bir kurumsal gelişmeye tanık olduğu da inkar edilemez.

Şii dini merci ayrıca yurtdışında kendisine bağlı kurumlar, dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan din adamları ve buralardaki çalışmalarının yanı sıra Irak siyasetiyle ilgili olan politikacılar aracılığıyla medya ve uluslararası ilişkiler alanında da çeşitli kollar kurmuştur. Bu da Şii dini mercinin genel olarak uluslararası ilişkilerde, özelde ise Irak siyasetindeki rolünü teyit ediyor. Bu ise Şii dini merci ne kadar şeri sabiteleri koruyan kurumsal bir sistem olursa, rolünün ve çeşitli düzeylerdeki uluslararası varlığının da o kadar büyük olacağı anlamına geliyor.

Necef’teki dini merci, şu an birçok farklı zorlukla karşı karşıya. Bu zorlukların başında da Irak'ın siyasi istikrarı geliyor. Bu yüzden siyasi sahne müdahalesinden bu yana, özellikle son zamanlarda Temsilciler Meclisi ile Irak hükümeti arasında bazı siyasi tutumlarda ve meselelerde tartışmalara tanık olduğumuz Irak'ın iç durumunun istikrarını korumaya çalışıyor. Söz konusu tartışmalar, Irak halkının hayat şartlarının iyileştirilmesi ve değişimin yanı sıra siyaset, kamu hizmetleri ve ekonomi alanlarında reform talebiyle kitlesel gösteriler için sokağa dökülmelerine neden oldu.

Şii dini mercii sessizliğini korurken, birliğin sağlanması ve kan dökülmesinin önlenmesi adına müdahale etmemeyi ve taraf tutmamayı tercih etti. Bunun yanında bazı siyasi partilerin, Şii dini mercinin siyasi durumun iyileştirilmesi ve yolsuzlukla mücadele ile ilgili talimatlarına uymaması, farklı mezheplerden tüm siyasilere kapılarını kapatmasına ve dini mercilerin görüşlerinin ve önerilerinin aktarıldığı yayın araçlarından biri olarak kabul edilen cuma hutbelerinde siyasi mesaj vermeyi bırakmasına yol açtı.

Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani’nin 2021 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani’nin 2021 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)

Şii dini mercinin karşı karşıya olduğu bir diğer zorluk ise son dönemde Irak'ın istikrarını ve egemenliğini tehdit eden sorunlardan biri olan Irak topraklarındaki bölgesel ve uluslararası gerginlikler ile çatışmalar. Iraklı yetkililerin Uluslararası Koalisyon güçlerinin Irak topraklarından ayrılmasının yollarını aradığı bir dönemde bölgedeki çatışmalar da arttı.

Öte yandan özelde Irak'ın ve genel olarak ise tüm dünyanın karşı karşıya olduğu yerel, bölgesel ve uluslararası zorluklar da Şii dini mercinin karşılaştığı zorluklar arasında yer alıyor. Bu da Şii dini merciyi doğrudan katılım, özel görüşmeler ve yönlendirici açıklamalarla medya kuruluşlarını yoğun bir şekilde harekete geçirmeye ve sahada geniş bir yer tutmaya itti.

Diğer taraftan Şii dini mercinin Irak halkının genel çıkarları gereği siyasi konulara müdahalesi, bazılarının din ile siyaseti birbirinden ayırma ilkesini benimsemesi ve rolünü fıkhi konularla sınırlandırması yönünde çağrıda bulunmasına neden oldu. Fakat Şii dini mercii farklı düşünüyordu. Necef’teki Şii dini mercinin çalışma yöntemine ve sistemine katılsak da katılmasak da nispeten de olsa Irak'ta güvenlik ve istikrarı sağlamayı başardığı bir gerçek.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Cezayir savunma yasasını yeniden düzenliyor: Genel seferberlik ilanı mı, önleyici bir tedbir mi?

Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)
Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)
TT

Cezayir savunma yasasını yeniden düzenliyor: Genel seferberlik ilanı mı, önleyici bir tedbir mi?

Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)
Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Ali Yahi

Cezayir'in Genel Seferberlik Yasası, onu şaşırtıcı olarak görenlerle normal olarak değerlendirenler arasında tartışmalara yol açmaya ve soru işaretleri yaratmaya devam ediyor. Taslağın nedenleri ve boyutları, Sahel bölgesi ve Kuzey Afrika'daki hızlı bölgesel dönüşümler ve güvenlikle ilgili zorluklar çerçevesinde tartışılmaya devam ediyor.

Yasa tasarısı meclise hava edildi

Cezayir hükümeti, bir hafta önce Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısında geniş bir şekilde tartışıldıktan sonra pazartesi günü 69 maddeden oluşan genel seferberlik yasa tasarısını meclise havale etti. Çoğu kişi değerlendirme ve okumalarında, seferberlik kavramını silahlı kuvvetlerin kabiliyetlerini herhangi bir tehlikeye karşı mücadelede gerekli seviyeye yükseltmekle ilişkilendirse de belirli bir seferberlik türünden bahsetmedi. Ancak medyada siyasi, sivil ve askeri olmak üzere seferberliği tüm boyutlarıyla kapsayan genel seferberlik ifadesini kullandı.

Yasa tasarısı, ülkenin istikrarına, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir potansiyel tehdide karşı savunma kapasitesinin güçlendirilmesi çalışmaları çerçevesinde ordu, devlet kurumları, ulusal kurum ve kuruluşlar ve tüm ulusal ekonomi için, kamu ve özel sektörün katılımıyla barıştan savaşa etkin geçişin sağlanması ve tüm ulusal kapasitelerin savaş çabalarının emrine verilmesi amacıyla genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını öngörüyor.

Mekanizmalar ve metinler

Yasa tasarısında mekan ve zaman açısından sınırlı bir tehdide karşı koymak için kısmi seferberlik planlarının ya da savaş çabalarına katkıda bulunan araçların sevk ve idaresinden, halk savunma önlemlerinin uygulanmasından sorumlu olan Milli Savunma Bakanlığı'nın denetimi altında tüm bakanlıkların ve sivil toplumun katılımıyla genel seferberlik planlarının uygulanmasına yönelik mekanizmalar tanımlanıyor. Genel seferberlik durumunda İnsanlar, mallar ve hizmetler savaş çabalarını desteklemek için kullanılır ve ordunun ihtiyaçlarıyla ilgili ürünlerin ve tüketim maddelerinin ihracatına kısıtlamalar getirilir.

Yasa tasarısının metnine göre genel seferberlik, ülkenin anayasal kurumlarına, bağımsızlığına veya toprak bütünlüğüne yönelik yakın bir tehdit olması ya da fiili yahut yakın bir saldırı olması durumunda, Bakanlar Kurulu'nda Cumhurbaşkanı'nın kararıyla kararlaştırılır ve seferberlik hali aynı mekanizma tarafından sona erdirilir.

sadfgh
Genel seferberlik planı Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanır (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, genel seferberlik için ulusal stratejinin ana eksenlerini ve özel direktiflerini belirleme yetkisine sahip. Genel seferberliğin hayata geçirilmesi açısından, duruma göre başbakan, hükümet üyelerinin kendi yetki alanlarındaki faaliyetlerinin genel seferberlik ulusal stratejisi doğrultusunda koordinasyonunu, yönlendirilmesini ve kontrolünü sağlarken, genel seferberliğin hazırlanması ve uygulanmasıyla ilgili tüm faaliyetlerin genel denetimi Milli Savunma Bakanı'ndadır.

Seferberlik hazırlığı

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre  yasa tasarısı seferberliğin hazırlık aşamasında, ilgili bakanlıklar tarafından özel planların hazırlanmasını ve Milli Savunma Bakanlığı'nın genel seferberlik için genel planı hazırlayarak cumhurbaşkanının onayına sunmasını öngörüyor. Kritik makamlardaki kişilerin emekliliklerinin askıya alınması, halk savunma tedbirlerinin uygulanması, kişilerin ve mülklerin zapturapt altına alınması ve savunma ihtiyaçlarıyla ilgili kalemlerin ihracatına kısıtlamalar getirilmesi gibi adımlar atılarak insan ve malzeme rezervleri oluşturulur ve sivil toplum katılım görevi konusunda duyarlı hale getirilir.

İçişleri Bakanlığı, vatandaşlar ve seferber edilen maddi kaynaklar hakkında güncel bir veri tabanı oluşturarak ve sivil toplumu ve vatandaşları genel seferberlik durumlarında sorumlulukları ve görevleri konusunda duyarlı hale getirerek yerel toplum yetkililerinin yetkili askeri makamlarla koordinasyonunu sağlar. Sanayi Bakanlığı ise Milli Savunma Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla iş birliği içinde, sivil sanayi üretimini ordunun ihtiyaçlarına ve savaş çabalarına uygun hale getirmekle görevlidir.

Dışişleri Bakanlığı, yurt dışındaki vatandaşları genel seferberlikteki rollerinin önemi konusunda duyarlı hale getirmekle sorumludur. Saldırı veya yakın bir tehdit durumunda seferberliğe başvurmanın meşruiyeti konusunda kamuoyunu ve uluslararası ve bölgesel kurumları duyarlı hale getirmeye çalışır.

Yasa tasarısı hakkında

Yasa tasarısı, Cumhurbaşkanı’nın Yüksek Güvenlik Kurulu'nu dinledikten ve Millet Meclisi Başkanı ile Ulusal Halk Meclisi Başkanı'na danıştıktan sonra Bakanlar Kurulu'nda genel seferberlik kararı alabileceğini öngören Anayasa'nın 99’uncu maddesine dayanıyor. Bu madde, 97’nci maddeden 102’nci maddeye kadar genel seferberliği düzenleyen ve meşrulaştıran maddelerden sadece biridir.

dfgthy
Cezayir parlamentosu yasa hakkında karar verdi (AFP)

‘Genel seferberlik’ ifadesi, bir devletin ordusunun savaş veya yarı-savaş durumuna dönüştürülmesi ve devletin ekonomisinin, kurumlarının, yeteneklerinin, maddi ve insan kaynaklarının ve yasalarının uzun süreli bir savaşın gerekliliklerini sağlamak ve hedeflerine ulaşmak için yeniden yapılandırılması olarak tanımlanıyor. Cezayir, 1962 yılında bağımsızlığına kazandığından bu yana ‘özel veya kısmi’ iki seferberlik vakası dışında anayasal konseptine uygun olarak genel seferberlik ilan etmedi. Bu iki vakadan biri Fas ile 1963 yılındaki Kum Savaşı, ikincisi ise 1990'lı yıllardaki güvenlik krizi olarak da bilinen Kara On Yıl’dı.

Afet veya olağanüstü hal

Siyaset sosyolojisi araştırmacısı Dehu bin Mustafa, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu'nun yetkisi dahilinde olmayan genel seferberlik ilan etmediğini, ancak meclise sunulmak üzere genel seferberlik yasasını onayladığını söyledi. Dünyadaki her ülkenin tehditlere ya da savaşa karşı hazır olması gereken bir seferberlik kanunu olduğunu belirten Bin Mustafa, Cezayir'de 1986 yılının mart ayında çıkarılan 05/86 sayılı seferberlik yasasının, ihtiyat kanununun değiştirilmesi ve teknolojik ve siyasi değişikliklerle uyumlu hale getirilmesi için değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Bin Mustafa, sebeplerin bilinmediğini ya da saldırı yahut savaşla yüzleşmeye hazır olma, potansiyel dış tehditler ya da buna ilişkin sinyaller veren düşmanca eylemler olduğunu ve batı ve güney sınırlarında gerginlik işaretleri olduğunu açıkladı.

Yasanın duyurulma şeklinin kafa karışıklığına neden olduğunu söyleyen Bin Mustafa, medya ile yetkililerin yasanın içeriğini ve hedeflerini netleştirmesi gerektiğini belirterek, “Meclise sunulan seferberlik yasasını farklı kılan, savaş durumu ve barış durumundan savaş durumuna geçişle sınırlı olması, savaş çabasını ve bunu destekleyecek mekanizmaları tanımlaması ve afet ya da olağanüstü durumları içermeden milli seferberlik stratejisinin ana eksenlerini tanımlayan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesinin çıkarılmasını onaylamasıdır” yorumunda bulundu.

Ulusal seferberlik stratejisinin entelektüel, kültürel, medya, ekonomik, sosyal, siber, sağlık ve yasal seferberliği kapsayacağını belirten Bin Mustafa, bunun da devleti, kaynaklarını ve toplumları bir savaş durumuna hazırlamak ve bu önlemleri test edip değerlendirmek anlamına geldiğini söyledi.

Dünyanın her ülkesinde bir seferberlik kanunu olduğu için bu kanunun savaş anlamına gelmediğini, ancak amacının siyasi belirsizlik ve uluslararası çalkantı ve gerginlikler çerçevesinde hazırlıklı olmayı sağlamak olduğunu söyledi.

Milli Savunma Bakanı

Cezayir anayasasına göre Cumhurbaşkanı olan Milli Savunma Bakanı, meclise sunulan taslağa göre ilgili bakanlarla koordinasyon içinde, genel seferberlik planını harekete geçirmekten, ordunun çalışmalarını desteklemekten ve hayati önem taşıyan malzemelerin tüketimini rasyonel hale getirmekten sorumludur. Ayrıca İçişleri Bakanlığı ile iş birliği içinde hayati ve hassas tesislerin korunmasının güçlendirilmesi de sorumlulukları arasında yer alır.

xsdfgrt
Yasa tasarısı, genel seferberliğin etkinliğinin korunmasını vurguluyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Milli Savunma Bakanı, genel seferberlik sırasında adil bir tazminat ödenmesini sağlayarak, seferberlik ve savaş hâline ilişkin kişi, mal ve hizmet ihtiyaçlarının ordunun yararına yurtiçi kaynaklardan karşılanması yetkisine sahip. Söz konusu amaçların bu amaçlar dışında kullanılması ve savunma ihtiyaçlarıyla ilgili sarf malzemelerinin özel izin alınmadan ihraç edilmesi yasaktır.

Ceza yönü de var

Yasa tasarısında cezai yönler de mevcut. Genel seferberliğin etkinliğini korumak için ağır cezalar öngören yasa tasarısına göre seferberlik ve savaş hali için kullanılacak malları istismar eden veya bunu yapma yetkisini kötüye kullanan herkes üç yıldan 10 yıla kadar hapis ve 1 milyon dinara (yaklaşık 70 bin dolar) kadar para cezasına çarptırılır. Doğru bilgi vermeyen ya da seferberlik için tasarlanan ekipmanı gizlemeye çalışan herkes iki aydan üç yıla kadar hapis ve 300 bin dinara (2 bin 100 dolar) kadar para cezası ile cezalandırılır.

Seferberlik, halk savunma tedbirlerini uygulamayı reddetme ya da silahlanmayla ilgili yetkisiz açıklamalarda bulunanlar iki aydan bir yıla kadar hapis ve 100. Bin dinara (700 dolar) kadar para cezası alır.