Yaşanmaz bir enkaz şehri: Han Yunus

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinde yol açtığı yıkımın oranı yüzde 85'e ulaştı.

Han Yunus kentindeki yıkımın oranı yüzde 85'e ulaştı. (İndependent Arabia)
Han Yunus kentindeki yıkımın oranı yüzde 85'e ulaştı. (İndependent Arabia)
TT

Yaşanmaz bir enkaz şehri: Han Yunus

Han Yunus kentindeki yıkımın oranı yüzde 85'e ulaştı. (İndependent Arabia)
Han Yunus kentindeki yıkımın oranı yüzde 85'e ulaştı. (İndependent Arabia)

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi tarafından yapılan analizlere göre Han Yunus'ta 144 bin binanın tamamen yıkıldığı ve 175 bin binanın da kısmen hasar gördüğü tahmin ediliyor.

Üç ay süren çatışmaların ardından İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinden çekildi ve geride büyük bir yıkım bıraktı. Bu, 7 Ekim 2023'te başlayan savaş sırasında İsrail ordusunun işgal ettiği Gazze Şeridi'nin geri kalanıyla kıyaslandığında şimdiye kadarki en büyük yıkımdı.

Gazze Şeridi'nin en büyük şehirleri

Han Yunus, İsrail ordusunun 3 Aralık'ta işgal etmeye başladığı kuzey vilayeti (Beyt Hanun, Beyt Lahya, Cibaliye Mülteci Kampı ve diğer küçük bölgeleri içerir) ve Gazze şehrinden sonra Gazze Şeridi'nde işgal ettiği üçüncü bölge.

Han Yunus, coğrafi alan bakımından Gazze Şeridi'nin en büyük şehri olup en fazla konuta ve en geniş tarımsal alana sahip. İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi lideri Yahya es-Sinvar'ın yaşadığı bu kenti, Gazze'den sonraki ikinci kale olarak görüyor.

Han Yunus'taki çatışmalar en uzun süren çatışmalar oldu. İsrail ordusu burada kesintisiz olarak yaklaşık 103 gün boyunca kapsamlı ve şiddetli askeri operasyonlar yürüttü. Diğer yandan İsrail güçleri ile kuzey ve Gazze vilayetlerindeki silahlı gruplar arasındaki ağır çatışmalar yaklaşık 34 gün sürdü ve insani ateşkesle noktalandı, ardından ordu daha az şiddetli bir aşamaya geçti.

Haftalarca süren şiddetli çatışmaların ardından İsrail tankları Han Yunus şehrinden çekildi. Bu geri çekilme aniden ve hiçbir uyarı yapılmadan bir gecede gerçekleşti.

FOTO: Han Yunus, şehir olma özelliğini kaybedip moloz yığını haline geldi. (İndependent Arabia)
 Han Yunus, şehir olma özelliğini kaybedip moloz yığını haline geldi. (İndependent Arabia)

Tankların geri çekilmesi kentte yaygın bir yıkımın yaşandığını ortaya koyarken, fotoğraflar İsrail ordusunun hedef aldığı binaların büyük yıkımının boyutlarını gözler önüne serdi. Bu durum bölgeyi yaşamaya ve yerleşime elverişsiz bir hale getiriyor.

En yıkıcı olan

Şarku’l Avsat’ın Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi’nden aldığı  verilere göre şehrin başına gelen yıkım oranı yüzde 85'e ulaşarak Gazze Şeridi’ndeki en yüksek yıkım oranı oldu. Kuzeydeki yıkım oranı yüzde 60'a, Gazze’de ise yüzde 69'a ulaştı.

Saddam el-Ağa, Han Yunus kentinin en büyük caddesi olan Celal Caddesi’nde dolaşırken kendi yaşadığı bölgeyi inceliyordu. Elleriyle moloz yığınına dönüşmüş alanı işaret ederek, “Bu yıkılmış yerin ortasında evim, yanında dükkanlarım, bir cami ve bir üniversite yerleşkesi vardı. Ama şimdi hiçbirinden eser yok” dedi.

Saddam, “Belki de yanılıyorumdur ve burası evimin bulunduğu yer değildir. Aslında tüm bölge bir moloz yığınına dönüşmüş. Bundan sonra Han Yunus'ta yaşamak zor olacak. Sanırım evimin ve komşumun evinin yeri konusunda onunla aynı fikirde olmayacağım. Tüm bölge moloz yığınına dönüşmüş ve ayırt edici özellikleri bozulmuş” diye ekledi.

Saddam'a göre İsrail Gazze Şeridi'ni yaşanmaz bir yer haline getirmek istiyor. Ondan sonra da halk zaten gönüllü olarak göç edecek. Saddam, “Evim ve işyerim yıkıldı. Çocuklarımı kaybettim. Savaş bittikten sonra Gazze Şeridi'nde bir saat bile kalmayacağım. Hemen ayrılacağım” ifadelerini kullandı.

Sokaklardaki cesetler

Ordu Han Yunus'tan çekilir çekilmez ilk müdahale ambulansı ve acil durum ekibi (Filistin Kızılayı, Sivil Savunma ve kurtarma ekipleri) şehre girdi ve burada sokaklara dağılmış cesetleri gördü.

Sağlık görevlisi Şadi et-Tayf, “Han Yunus'ta tuhaf bir şey fark ettik. Cesetlerin çoğu sokaklardaydı. Belki de bu, İsrail ordusunun sahada infaz yaptığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Et-Tayf, “Ekiplerimiz cesetleri enkaz altından çıkarmakta büyük zorluklarla karşılaştı. Zira bu iş ağır ekipman gerektiriyor. Enkazdan ve yollardan çıkarılan cesetler çoğu durumda çürüme belirtileri gösteriyor” dedi.

“Sivil savunma ekiplerinin evlerin enkazını kaldırmak ve kurbanları çıkarmak için ağır ekipmana ihtiyacı var, ancak bu ekipman şu anda mevcut değil” diyen et-Tayf, ‘ordunun çekilmesinden sonra ortaya çıkan yıkımın boyutunun çok şok edici olduğunu’ belirtti.

Yaşamın temellerini yok etmek

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite’ye göre İsrail ordusu Han Yunus'ta binlerce evi yıkarak şehri moloz yığınına çevirdi ve yaşanmaz hale getirdi.

Es-Sevabite, “İsrail ordusu pazarları, dükkanları, klinikleri, tıp merkezlerini, okulları, bazı üniversite binalarını ve onlarca restoranı yok etti. Evlere gelince, çoğu moloz yığınına dönüştü” dedi.

Es-Sevabite, “Tıbbi tesisler ve altyapı da yıkımdan kurtulamadı. Ordu Nasır ve el-Emel Enstitüsü gibi hastaneleri hedef aldı. Yolları, su, elektrik, telekomünikasyon ve internet ağlarını havaya uçurdu” ifadelerini kullandı.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi tarafından yapılan analizlere göre Han Yunus'ta 144 bin binanın tamamen yıkıldığı ve 175 bin binanın da kısmen hasar gördüğü tahmin ediliyor. Bu da şehirdeki binaların yüzde 85'ine tekabül ediyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari kentte yaşanan yıkıma ilişkin şunları söyledi: “Kuvvetlerimiz tüm Hamas savaşçılarını ve saklandıkları altyapıyı hedef aldı. Hamas karargahlarını kasıtlı olarak sivil bölgelerde kuruyor.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Trump'ın “son” uyarısı, Gazze’de ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı sona erdirecek mi?

İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)
İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)
TT

Trump'ın “son” uyarısı, Gazze’de ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı sona erdirecek mi?

İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)
İsrail'in Gazze'nin er-Rimal Mahallesi’nde Filistinli mültecilerin kaldığı çadırların yakınlarındaki bir binaya düzenlediği saldırı sırasında yükselen duman (AFP)

Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması yönündeki çabalarda ABD’nin ivmesi artıyor. Son olarak ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'tan İsrail'in kabul ettiğini doğruladığı kapsamlı bir öneriyi kabul etmesini istedi. Trump, bu öneriyi Hamas’a yönelik ‘son uyarı’ olarak değerlendirdi.

Hamas ise bu öneriye yanıt vermedi. Hamas, bu öneriden aylar önce, ABD'nin savaşı sona erdirme sözünü yerine getirmeden, geçtiğimiz nisan ayında ABD vatandaşı İsrailli rehine Edan Alexander'ın serbest bırakılması için Washington ile bir anlaşma imzalamıştı.

Bu senaryonun geleceği hakkında Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Washington'ın ciddiyetini ve ‘yakında’ kısmi veya kapsamlı bir ateşkesin sağlanabileceğini düşünenler ile yakın zamanda bir anlaşma olasılığı olmadığını düşünenler olarak ikiye bölünmüş durumda. Onlar bunu Hamas için en önemli pazarlık kozunu elinden alacak ve savaşın devam etmesini engellemeyecek bir tuzak olarak görüyorlar.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social'da pazar günü yaptığı bir paylaşımda şunları söyledi:

“Herkes rehinelerin eve dönmesini ve bu savaşın sona ermesini istiyor. İsrailliler benim şartlarımı kabul etti, şimdi Hamas'ın da bunları kabul etme zamanı geldi.”

Trump, Hamas’ı “Bu son uyarım. Bundan sonra başka uyarı olmayacak” diye uyardı.

Bu açıklama, 18 Ağustos'ta Hamas’ın kabul ettiği, ancak ABD'nin yorum yapmadığı ve İsrail'in onaylamadığı Mısır-Katar önerisine yanıt vermemesinin yanı sıra Hamas'ın önerdiği bazı maddeleri de reddetmesinin ardından Washington'ın geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında İsrail ile birlikte Doha'daki ileri düzey müzakerelerden çekildiğini açıklamasından bu yana beş gün içinde attığı bazı adımlardan sadece biriydi.

sdfdd
İsrail’in düzenlediği hava saldırısı sonrası Gazze şehrinin er-Rimal Mahallesi’ndeki bir binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail Yayın Kurumu (IBA) pazar günü, ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un müzakereleri sürdürmek amacıyla bir aracı aracılığıyla Hamas'a ön genel ilkeleri ilettiğini bildirdi. Bu ilkeler arasında kapsamlı bir anlaşma önerisi de yer alıyor.  Netanyahu'nun yakın arkadaşı olan İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bu hafta bazı görüşmeler için Washington'a gitmesi bekleniyor.

ABD’nin bu yeni adımı Trump'ın cuma gecesi ABD'nin Hamas ile ‘çok yoğun müzakereler’ yürüttüğünü ve Hamas'ın tüm rehineleri serbest bırakması gerektiğini söylemesinin ardından attı.

Trump’ın açıklamalarından bir gün önce ABD'nin Hamas ile ilişkilerinden sorumlu koordinatörü Bashar Bahbah televizyon ekranlarında bir açıklama yaptı. Bahbah, ABD'nin savaşı sona erdirmek ve Gazze'de tutulan tüm rehineleri serbest bırakmak için kapsamlı bir anlaşma hazırladığını doğruladı. Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel’den aktardığına göre Witkoff perşembe günü Paris'te Katarlı yetkililerle ateşkes konusunu görüştü.

Öneri uyarınca, Gazze şehrinde devam eden askeri operasyonun durdurulması karşılığında, 48 rehine ve yaralı ile birlikte binlerce Filistinli mahkum anlaşmanın ilk gününde serbest bırakılacak. İsrail televizyon kanalları Kan 12 ve Kanal 13 pazar günü, Trump’ın önderliğinde savaşı sona erdirmek için acil müzakerelerin başlayacağını duyurdu.

Mısır Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Halid Ukkaşe, Mısır'ın Witkoff ile yaptığı son görüşmelerin ardından ABD'nin müzakere masasına geri dönmesiyle Trump'ın bu kez ciddi olduğunu düşünüyor. Washington'ın üçlü arabuluculukta kilit bir rol oynadığını belirten Dr. Ukkaşe, savaşı sona erdirmek için uluslararası baskıların artması ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantılarının birkaç hafta sonra başlayacak olması ve bu toplantılarda Filistin devletinin tanınması olasılığı göz önüne alındığında, Washington'ın bir anlaşma yoluyla savaşı sona erdirmekle daha fazla ilgilenebileceğini belirtti.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, Trump'ın ilk kez bu tür açıklamalarda ve tehditlerde bulunmadığını ve Hamas'ın, özellikle Washington'ın savaşı sona erdirme sözünü tutamadığı ve geçtiğimiz mart ayında İsrail'in ocak ayında varılan ateşkesi ihlal etmesine sessiz kaldığı Edan Alexander anlaşmasıyla ilgili krizin ardından, Trump'ın sözlerine güvenmediğini düşünüyor. Nazzal, anlaşmanın hayata geçmeyeceğini, özellikle de Netanyahu'nun rehineleri geri alıp İsrail'i tekrar savaşa sokmak için bir tuzak kuruyor gibi göründüğünü ifade etti.

Çatışmanın taraflarına gelince, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Hamas'ın uzlaşmaz tutumunu sürdüreceğini öngörürken, Trump'ın önerisini ciddi olarak değerlendireceğini açıkladı. Ancak Kanal 13, Hamas'ın öneriye ilişkin olumlu mesajlar gönderdiğini ve öneriyi kategorik olarak reddetmediğini vurguladı.

Bu arada İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, sosyal medya platformu X hesabından dün yaptığı bir paylaşımda, Hamas'ın teslim olmaması halinde yok edileceği tehdidinde bulunarak, bunun Hamas'a yönelik ‘son uyarı’ olduğunu belirten Trump'ın açıklamasını yineledi.

ık
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Kahire'de ABD Merkez Komutanlığı Komutanı General Brad Cooper ile bir araya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı ve Katarlı arabulucular ise Trump'ın açıklamalarına henüz yanıt vermediler. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Kahire'de ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Brad Cooper ile yaptığı görüşmede, ‘acil ateşkes sağlanması amacıyla Mısır, ABD ve Katar tarafından yürütülen arabuluculuk çabalarının önemini’ vurguladı.

Dün Brezilya'da düzenlenen BRICS zirvesine telekonferans aracılığıyla katılan Sisi, Mısır'ın Gazze Şeridi’nde acil ateşkesin sağlanması, insani yardımın ulaştırılması ve rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması için yoğun çabalar sarf ettiğini ve Gazze Şeridi’nin yönetimi ve yeniden inşası için hazırlıkların başlaması konusunda çalışmalar yaptığını doğruladı.

Dr. Ukkaşe, Hamas'ın özellikle arabuluculardan Mısır’a yeni bir senaryoya kapıyı aralaması için baskı yaptığından, Hamas'ın yakın zamanda bir anlaşmayı kabul edebileceğine dair işaretler olduğunu düşünüyor. Dr. Ukkaşe’y göre Hamas, talep ettiği garantiler konusunda tavizler verdi ve bu gelişmeler çerçevesinde kısmi veya kapsamlı bir anlaşmanın yakında sağlanması bekleniyor.

Öte yandan Nazzal, Hamas'ın Trump'ın şartlarına yumuşak tavizlerle değil, özel çekincelerle yanıt vereceğini, çünkü tavizlerin son aşamasına geldiğini ve yeni bir tuzağa düşmek ya da en önemli ve güçlü kozlarını kaybetmek istemediğini düşünüyor. İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşı sürdüreceğine inanan Nazzal’a göre Hamas'ın Trump'ın önerisini reddetmesi beklendiğinden bu sadece bir örtbas ve gerilimi meşrulaştırma girişiminden ibaret kalıyor.

Yaklaşan bir sonraki aşamada kısmi veya kapsamlı bir anlaşma yapılmayacağını öngören Nazzal, Gazze'deki durumun ve orada yaşanan gelişmelerin bir sonraki aşamayı belirleyeceğini ve müzakere masasına giden yolu değil, bir anlaşmaya giden yolu açacağını vurguladı.


Tunus, Gazze'ye giden yardım filosuna ait bir teknenin İHA saldırısına uğradığı haberini yalanladı

Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)
Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)
TT

Tunus, Gazze'ye giden yardım filosuna ait bir teknenin İHA saldırısına uğradığı haberini yalanladı

Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)
Sidi Bou Said Limanı açıklarında Küresel Sumud Filosu gemilerinden biri (Reuters)

Tunus, bu sabaha karşı İspanya'dan Gazze'ye yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nun başkent Tunus yakınlarında demirlemişken gemilerinden birinde bir insansız hava aracı (İHA) ile vurulduktan sonra yangın çıktığı iddiasının ‘gerçeği yansıtmadığını’ ve ‘düşmanca bir eylem veya dış saldırı olmadığını’ vurguladı.

Tunus Ulusal Muhafız Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve Fransız Haber Ajansı AFP tarafından yayınlanan bir açıklamada, bazı sosyal medya sayfalarında bu geminin bir İHA tarafından hedef alındığına dair dolaşan haberlerin tamamen asılsız olduğu belirtildi.

Açıklamada ön soruşturmalara göre yangının nedeninin gemide bulunan can yeleklerinden birini tutuşturan çakmak veya sigara izmaritinden çıkan kıvılcım olduğu kaydedildi.

Açıklamada, ‘düşmanca bir eylem veya dışardan bir saldırı olmadığı’ vurgulandı.

Gazze'ye yardım ve aktivistleri taşıyan Küresel Sumud Filosu’nun, pazartesi gecesi ile salı sabahı gemilerinden birinin İHA saldırısına uğradığını ve gemide yangın çıktığını duyuruldu, ancak Tunus, bunu yalanladı.

İsrail’in Filistin topraklarına uyguladığı ablukayı kırmak amacıyla İspanya'nın Barselona kentinden yola çıkan filo, gemilerinden birinin Sidi Bou Said Limanı yakınlarında İHA ile vurulduğu ve bunun sonucunda gemide yangın çıktığınu duyurdu.

AFP muhabiri, geminin etrafını saran birkaç tekne gördüğünü, ancak yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Filo, yangın çıktığında teknede altı kişinin bulunduğunu, hepsinin de güvende ve sağlık durumlarının iyi olduğunu açıkladı.

Filo, teknenin maddi hasar gördüğünü de ekleyerek, Gazze'de ‘insani yardım koridoru açmak ve Filistin halkının devam eden katliamına son vermek için yürüttüğü görevi engellemeye yönelik saldırı eylemlerini’ kınadı.

Reuters muhabiri, olayın ardından Sidi Bou Said Limanı önünde onlarca kişinin toplandığını, Filistin bayrakları salladığını ve ‘Özgür Filistin’ sloganları attığını bildirdi.

hvh
Sidi Bou Said Limanı dışında Filistin bayrakları taşıyan protestocular (EPA)

Filoda insani yardım malzemeleri ve Filistin yanlısı aktivistler bulunuyor.

Filonun eylül ayı ortalarında Gazze'ye varması bekleniyor. İsrail, geçtiğimiz haziran ve temmuz aylarında bu girişime katılan aktivistlerin Filistin topraklarına deniz yoluyla yardım ulaştırma girişimlerini iki kez engellemişti.

Küresel Sumud Filosu, kendi internet sitesinde kendisini ‘hiçbir hükümet veya siyasi partiye bağlı olmayan bağımsız’ bir kuruluş olarak tanımlıyor.


Bin 800 sinemacıdan Gazze nedeniyle İsrail film kurumlarını boykot etme kararı

Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)
Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)
TT

Bin 800 sinemacıdan Gazze nedeniyle İsrail film kurumlarını boykot etme kararı

Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)
Film yıldızı Olivia Colman da bu isimler arasında yer alıyor (Reuters)

Aralarında Hollywood yıldızlarının da olduğu bin 800'den fazla sinema sanatçısı ve yapımcı dün, İsrail'in Filistinlilere karşı ihlallerinde suç ortağı olduklarına inandıkları İsrailli film şirketleriyle çalışmayacaklarına dair bir ortak bildiri yayınladı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik askeri saldırısı ve çocuklar da dahil olmak üzere açlık çeken Filistinlilerin görüntüleri küresel öfkeye yol açarken, Gazze'deki insani krizin kötüleşmesi üzerine bazı şirketler İsrail hükümetiyle olan bağları nedeniyle boykot ve protesto çağrılarıyla karşı karşıya kaldı.

Söz konusu ortak bildiride şu ifadeler yer aldı:

“Apartheid rejimi sürerken filmlerini Güney Afrika'da göstermeyi reddeden United Filmmakers Against Apartheid (Apartheid'a Karşı Birleşik Film Yapımcıları) örgütünden esinlenerek, Filistin halkına karşı soykırım ve apartheid suçuna ortak olan İsrail film kurumları (festivaller, sinemalar, yayıncılar ve yapım şirketleri dahil) ile çalışmayacağımızı, bu kurumların filmlerini göstermeyeceğimizi taahhüt ediyoruz.”

Ortak bildiride kimsenin İsraillilerle çalışmayı bırakmaya zorlanmadığını, aksine film endüstrisi çalışanlarını İsrail'in insan hakları ihlallerine ortak olan İsrail kurumlarıyla çalışmayı reddetmeye çağırdığını belirtildi.

İsrail film kurumlarının Filistinlilerin maruz kaldığı ihlalleri ‘gizlemeye veya haklı göstermeye’ katkıda bulunduğu belirtildi.

Reuters’ın aktardığına göre ortak bildiride İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin yasadışı olduğuna dair Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) geçtiğimiz yıl verdiği kararı ve İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırısının soykırıma eşdeğer olduğuna dair birçok insan hakları uzmanının ve araştırmacının değerlendirmelerine atıfta bulunuldu.

Ortak bildiride taahhütte bulunan aktörler arasında Olivia Colman, Emma Stone, Mark Ruffalo, Tilda Swinton, Riz Ahmed, Javier Bardem ve Cynthia Nixon da yer alıyor.

xcdfrgth
Mark Ruffalo (Ruetes)

İsrail hükümeti daha önce İsrail kurumlarını boykot etme çağrılarını ‘ayrımcılık’ olarak nitelendirerek reddetmişti.  İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas üyelerinin düzenlediği ve İsrail’in açıkladığı rakamlara göre bin 200 kişinin ölümüne ve 250'den fazla kişinin rehin alınmasına neden olan saldırının ardından Gazze'deki eylemlerinin ‘meşru müdafaa’ olduğunu söylüyor.

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırı on binlerce kişinin ölümüne, Gazze'nin tüm nüfusunun yerinden edilmesine ve kıtlığa neden oldu.

Geçtiğimiz hafta, geçen yıl Gazze'de İsrail güçleri tarafından öldürülen beş yaşındaki Filistinli küçük bir kızı anlatan ‘The Voice of Hind Rajab’ (Hİnd Receb’in sesi) filmi, Venedik Film Festivali'nde büyük beğeni topladı. Filmin yapımcıları arasında Brad Pitt ve Joaquin Phoenix yer alıyor.