Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi Türkiye’nin PKK’yı tasfiye anlaşmasına dahil oldu

Bağdat'tan gelen teknik heyet, Ankara'da ‘kara ve demiryolu bağlantı noktalarını’ görüştü

Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’nin başlangıç noktası olan Büyük Fav Limanı'nın havadan görüntüsü (Arşiv - Reuters)
Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’nin başlangıç noktası olan Büyük Fav Limanı'nın havadan görüntüsü (Arşiv - Reuters)
TT
20

Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi Türkiye’nin PKK’yı tasfiye anlaşmasına dahil oldu

Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’nin başlangıç noktası olan Büyük Fav Limanı'nın havadan görüntüsü (Arşiv - Reuters)
Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi’nin başlangıç noktası olan Büyük Fav Limanı'nın havadan görüntüsü (Arşiv - Reuters)

Bağdat ile Ankara arasında PKK ile mücadeleye ilişkin yapılan güvenlik görüşmeleri, Irak'ın bölgesel ticarete yönelik Kalkınma Yolu Projesi’nin geleceğiyle ilgili müzakerelere dönüştü.

Irak Başbakanlığı Ulaştırma İşlerinden Sorumlu Müsteşar Nasır el-Esedi başkanlığındaki Irak heyeti, Kalkınma Yolu Projesi’nin uygulanabilirliğini görüşmek üzere dün (Salı) Ankara'ya geldi. Irak'ın Ankara Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamaya göre heyette diğer yetkililerle birlikte proje yöneticisi Sefa Cebbar Nasır da bulunuyor.

Açıklamada, Irak heyetinin Türk yetkililerle birlikte Kalkınma Yolu Projesi’nin uygulanabilirliğinin yanı sıra, iki ülke arasında bağlantı noktaları oluşturmaya yönelik prosedürleri ve ikili anlaşmaları görüşeceği belirtildi.

Görüşmeler, daha önce Bağdat ve Ankara'da yapılan ve son gelişme ve çalışmaların görüşüldüğü toplantıların devamı olarak gerçekleşti.

Türkiye ve Irak ulaştırma bakanları geçtiğimiz ay Ankara'da toplantı gerçekleştirdiler (Ulaştırma Bakanlığı)
Türkiye ve Irak ulaştırma bakanları geçtiğimiz ay Ankara'da toplantı gerçekleştirdiler (Ulaştırma Bakanlığı)

Ulaştırma İşlerinden Sorumlu Müsteşar Esedi, geçtiğimiz cumartesi günü Türkiye ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada, proje çerçevesinde yolun ve bağlantı noktalarının inşasına başlamak için Türkiye ile gerekli prosedürlerin ve anlaşmaların sağlandığını, projenin plana göre 2028 yılı ortalarında tamamlanacağını söyledi.

Esedi, Irak heyetinin Bağdat ve Ankara'da aylık toplantılar yaptığını, projenin başlatılması konusunda mutabakata varıldığını ve bağlantı noktalarını belirlediğini belirtti. Esedi, Büyük Fav Limanı'nın açılmasıyla birlikte, Kalkınma Yolu ile limana giden demiryolu ve kara yolu tamamlanana kadar yerel karayolu ve demiryolu ağı kullanılacağını, bu çerçevede Türkiye’den bir heyetin Büyük Fav Limanı’nı ziyaret ederek son gelişmeler ve çalışmalar hakkında bilgi aldığını ifade etti.

Öte yandan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Iraklı mevkidaşı Rezzak Muheybes es-Sadavi ile 2 Şubat'ta Ankara'da projedeki gelişmelerin ele alındığı bir görüşme gerçekleştirdi.

Bakan Uraloğlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, şu an iki ülke arasındaki en önemli konunun Kalkınma Yolu Projesi olduğunu, mevcut durumu ele aldıklarını ve Irak tarafının bu konuda büyük ilerleme kaydettiğini söylemişti.

Bugün Ümit Burnu'ndan yaklaşık 45 günde, Kızıldeniz'den ise yaklaşık 35 günde yapılan nakliyelerin Kalkınma Yolu Projesi bittiğinde sadece 25 günlük bir sürede yapılabileceğini belirten Bakan Uraloğlu, “Çalışmalarımıza gece gündüz devam ediyoruz. Bu yıl içinde projenin finansmanı ve ihaleleri konusunda gelişmeler görmeyi umuyoruz” dedi.

Uraloğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Mevkidaşımla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın (önümüzdeki nisan ayında yapılması planlanan) Irak ziyareti sırasında bazı kararların alınabilme imkanını görüştüm. Projenin gidişatının devamında ülkemizde yapmamız gereken çalışmalar hakkında bilgi verdik. Bunun için projeyi hızlı bir şekilde hayata geçiriyoruz.

Üç saç ayağı

Diğer taraftan Kalkınma Yolu Projesi’nin, Büyük Fav Limanı, demiryolları ve otoyollar olmak üzere üç saç ayağından oluştuğunu açıklayan Irak Ulaştırma Bakanı Sadavi, Büyük Fav Limanı’nın yüzde 85, demiryollarının yüzde 55 ve otoyollarının da yüzde 35 oranında tamamlandığını belirtti.

Iraklı bakan şunları söyledi:

İki ülkede karşılıklı ofis açılması konusunda anlaşmaya vardık. Türkiye’nin Bağdat’ta, Irak’ın da Türkiye’de bir ofisi olacak. Sadece Kalkınma Yolu ile ilgilenmek üzere çalışacaklar. Demir yolu ve limanlar konusunda ün yapmış, beceri kazanmış Türk firmaları ile de görüşmeler konusunu gündeme aldık. Irak olarak bu firmaların deneyimlerinden de yararlanmak isteriz.

Ulaştırma Bakanlığından kaynaklar, bakanların görüşmede iki ülke arasında karayolu taşımacılığının kolaylaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmasını kararlaştırdıklarını söylediler.

Kalkınma Yolu Projesi, karayolu ve demiryolu ile Basra Körfezi’nden Türkiye’ye, Irak içinde bin 200 kilometre uzunluğundaki bir ağ üzerinden Türkiye’nin demiryolu ağına bağlanacak.

Bütçesi yaklaşık 17 milyar dolar olan projenin üç aşamada tamamlanması planlanıyor. Bu aşamaların ilki 2028 yılında, ikincisi 2033'te, üçüncüsü ise 2050 yılında sona erecek.

Öte yandan 19 Aralık’ta Ankara’da yapılan ilk toplantının ardından dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat ve güvenlik teşkilatlarının başkanları düzeyinde yapılan toplantının ardından aynı düzeydeki ikinci toplantı 14 Mart’ta Bağdat’ta gerçekleşti. Toplantıda, Türkiye ile Irak arasında terörle ve PKK’nın Kuzey Irak'taki faaliyetleriyle mücadelenin yanı sıra ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında ortak komitelerin kurulması kararları alındı.

PKK sorunu

Türkiye, Kuzey Irak'ta PKK sorununu bitirmek ve Suriye'de yaptığına benzer şekilde derinliği 30 ila 40 kilometre arasında olan bir güvenlik kuşağı oluşturmak istiyor. Bu süreçle Kuzey Irak'ta PKK ile Suriye'nin kuzeyinde Halk Savunma Birlikleri (YPG) arasındaki bağı kesmek istiyor.

Türkiye’nin güneyindeki sınır bölgelerinde bulunan tepelerden birinde nöbet tutan Türk askerleri (Milli Savunma Bakanlığı)
Türkiye’nin güneyindeki sınır bölgelerinde bulunan tepelerden birinde nöbet tutan Türk askerleri (Milli Savunma Bakanlığı)

Türk kaynaklara göre Bağdat, terör örgütü olarak sınıflandırdığı ve Irak’ı da tehdit eden PKK tehdidinin su, enerji ve yol konularını da içeren kapsamlı bir çerçevede ortadan kaldırılması için iş birliği yapmaktan çekinmiyor. Ankara ise bunu memnuniyetle karşılıyor.

Türk ve Iraklı heyetler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nisan ayında Irak'a yapması planlanan ziyarette imzalanması beklenen ve tüm bu konuları kapsayan stratejik mutabakat zaptını hazırlamaya çalışıyorlar.



Berri, Lübnan’daki Şii toplumunun ‘anahtarına’ nasıl sahip oldu?

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)
TT
20

Berri, Lübnan’daki Şii toplumunun ‘anahtarına’ nasıl sahip oldu?

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın İsrail'in Lübnan'a açtığı savaşın ortasında Meclis Başkanı ve Emel Hareketi lideri Nebih Berri'ye ateşkes müzakereleri için yetki verdiğini açıklamasından bu yana Berri neredeyse tek başına ‘Lübnan Şiilerinin anahtarını’ elinde tutuyor.

Eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği ve Hizbullah’ın askeri ve siyasi açıdan ağır darbeler aldığı o günden bu yana yaşananlar, Hizbullah liderlerinin ve yetkililerinin hem siyasi hem de askeri ‘cephelerdeki’ varlıklarının azaldığını gösteriyor. Berri, ilk aşamada söylendiği gibi sadece Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini değil, aynı zamanda Hizbullah'ın askeri cephaneliğinin tasfiyesini de öngören ve şu anda Lübnan Ordusu aracılığıyla sahada uygulanmakta olan ateşkes anlaşmasının uygulanmasına ilişkin müzakerelere liderlik etti.

sfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Hizbullah medyası)

Kasım bir konuşmasında Berri'ye şöyle seslendi: “Ağabeyimiz Sayın Nebih Berri'nin liderliğine güvenimiz tamdır. Siz Sayın Genel Sekreter Seyyid Hasan Nasrallah'ın gözünde en büyüksünüz ve bilin ki herkesin gözünde de en büyük kardeşsiniz.”

Bu güven pratikte Hizbullah liderlerinin ve milletvekillerinin davranışlarına da yansımış durumda. Söz konusu güven, Lübnan içindeki ve dışındaki yetkililer tarafından, özellikle de yakın zamanda yetkililerinin, silahsızlanma konusunda Hizbullah’la diyaloğu yürüten ve Lübnan'a gelen tüm yetkililer ve delegelerle görüşen Berri'ye güvendiklerini ve görüşmelerinin çoğunun bu konuya odaklandığını söyledikleri aktarılan ABD tarafından hissediliyor.

dfrgt
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi. (AFP)

Şii Emel Hareketi'ndeki parlamenter kaynaklar Şarku’l Avsat'a bu konuda açık konuştu: “Hizbullah savaş sırasında Berri'ye ateşkes kararı alma yetkisi vermişti. Nevvaf Selam başkanlığındaki hükümetin kurulması ve Merkez Bankası Başkanı’nın atanması da dahil olmak üzere çeşitli aşamalara dönüşen iç siyasi meselelerin Berri'ye emanet edilmesi çok kolaydı. Bu, parlamentoda 15 milletvekili ile temsil edildiği için Hizbullah’ın bir görüşü olmadığı anlamına gelmiyor, ancak iki parti arasında sürekli bir koordinasyon ve istişare var.”

dfghyt
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, birkaç ay önce Lübnan'daki cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmek için harekete geçen beş üyeli komitenin temsilcilerini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)

Kaynaklara göre bu durum, Hizbullah yetkililerinin üst düzey ve tehditkâr konuşmalarında gözle görülür bir düşüşün yaşandığı, pozisyonlarının artık ‘genel’ olarak tanımlanabilecek ve esas olarak Hizbullah’ın anlaşmanın gerçekliğiyle henüz yüzleşmediği çevresine ve güney halkının halen tazminat ve yeniden inşanın başlamasını beklediği bir dönemde gelecek aşamadaki misyon ve rolündeki değişikliklere yönelik hale geldiği bir döneme denk geliyor ki ‘mevcut aşamada Hizbullah yetkililerini meşgul eden ve tüm dikkatini odaklamasına neden olan konu’ da bu.

thyu
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Baabda Sarayı'ndaki bir toplantı sırasında Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Salam ile birlikte (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Dizginlerin Berri'ye devredilmesi sadece siyasi retorikle sınırlı değil, Şii ikilinin bakanlarının hükümet performansında da açıkça görülüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan bilgi sahibi kaynaklar, “Eskiden son sözü partili bakanların söylediğini düşünürdük ama bugün kabinede gündeme gelen her konunun Meclis Başkanı tarafından karara bağlandığı ve her iki partiye mensup bakanların da buna uyduğu açıkça görülüyor” ifadelerini kullandı.

Bu performans, özellikle 4 Mayıs'ta yerel seçimler için geri sayım başlarken, seçim işleri için de geçerli. Emel Hareketi, Hizbullah ile koordinasyon halinde, seçimlerin neredeyse imkânsız olduğu güney köylerinin çoğunda ‘oy arayarak’ seçim hazırlıklarını yönetiyor.

Milletvekillerine ulaşmaya çalışan birden fazla parlamento kaynağına göre, mücadelenin ‘sıcak’ olduğu Beyrut'ta bile Şii seçmenlerin kararı Berri'ye bağlı.

grthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Berri'nin başkanlığını yaptığı Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu’ndan parlamento kaynakları bunu yalanlamıyor ve şunları söylüyor: “Belediye seçimlerinde 1998'den beri yürürlükte olan uzlaşının devam etmesi kararlaştırıldı. Böylece beldelerdeki dağılım Hizbullah ve hareket arasında kalacak.”

Parlamento kaynakları, gelecek yıl yapılacak parlamento seçim yasasına gelince, Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu milletvekillerinin daha önce Hizbullah'tan tam onay alan ve ‘Lübnan'ın tek bir seçim bölgesi olmasına’ dayanan bir öneri sunduklarını belirtti. Kaynaklar, “Seçim yasasında iki parti konuya Ulusal Mutabakat Belgesi doğrultusunda yaklaşmayı kabul ediyor” dedi.

Yaklaşan parlamento seçimleri, ölü ve yaralı sayısı ya da kontrolü altında olduğu düşünülen bölgelerde neden olduğu yıkım miktarı açısından büyük kayıplara yol açan son savaşın ardından, Şii ikili ve özellikle de Hizbullah için bir halk referandumu olacak.