Hizbullah mezhep dengesini ortadan kaldırarak Lübnan'ın kimliğini tehdit ediyor

İsrail'e karşı devam eden gerilim, sınır kasabalarını ve bu kasabaların bombardımandan kaçan Hıristiyan nüfusunu etkiledi, yerinden edilme ve göç oranları arttı.

Pek çok Hıristiyan evlerinin ateş altında kalmasından korkuyor. (AFP)
Pek çok Hıristiyan evlerinin ateş altında kalmasından korkuyor. (AFP)
TT

Hizbullah mezhep dengesini ortadan kaldırarak Lübnan'ın kimliğini tehdit ediyor

Pek çok Hıristiyan evlerinin ateş altında kalmasından korkuyor. (AFP)
Pek çok Hıristiyan evlerinin ateş altında kalmasından korkuyor. (AFP)

Lübnan'ın Hıristiyan kasabası Rimeyş, Gazze Şeridi'ndeki savaştan beri ilk Paskalya Bayramı’nı kutlarken, bölge sakinleri Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmanın kendilerini kontrol edemedikleri bir savaşın içine sürüklediğini söylüyor.

Güney Lübnan'ın başka yerlerindeki pek çok Hıristiyan gibi, bölge sakinleri de evlerinin ateş hattına girmesi ve ailelerinin İsrail sınırı yakınlarındaki atalarından kalma köylerini terk etmek zorunda kalmalarından korkuyor.

Birkaç gün önce bir Rimeyş sakini, kasabanın içinden İsrail'e roket atmaya çalışan bir grup silahlı adamla çatıştı. Belediye Başkanı Milad el-Alem ve Rimeyş sakinleri, bazı sakinlerin uyarı olarak kilise çanlarını çaldığını ve silahlı adamların roketleri başka bir mahalleden fırlatmak üzere harekete geçtiğini söyledi.

Milad El-Alem, son altı aydır istedikleri şeyin tarafsız kalmak olduğunu, çünkü herhangi bir karşılık verilmesi halinde ağır kayıplar yaşanacağını söyledi.

Hizbullah, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşında müttefiki Hamas'a destek vermek amacıyla 8 Ekim'de Lübnan'ın güneyindeki tepelerden ve köylerden İsrail'e roket atmaya başladı.

Köylülerin hoşnutsuzluğu, Lübnan ordusunu aşan tartışmalı bir silah cephaneliğine sahip olarak ve savaş ve barış kararlarına hükmederek devletin rolünü zayıflatmakla uzun süredir grubu suçlayan Hıristiyan din adamları ve Hizbullah karşıtı politikacıların eleştirilerini yansıtıyor.

Hizbullah'ı eleştirmekten korktuğu için adının açıklanmasını istemeyen 40 yaşındaki bir Rimeyş sakini, “Bizim bu savaşla hiçbir ilgimiz yok. Hizbullah bizi evsiz mi bırakmak istiyor?” ifadelerini kullandı.

Lübnan'daki devlet kurumlarının çoğu üzerinde etkisi olan Hizbullah, savaşçılarının Rimeyş'ten roket atma girişiminde bulunduğunu yalanladı.

Bir düzineden fazla dini mezhep, Lübnan'da hassas ve kırılgan denge içinde bir arada yaşıyor. Bu durum, üst düzey devlet makamlarını, mezhepsel aidiyete göre dağıtan mezhepçi kota sisteminde de kendini gösteriyor.

Ancak Maruni Hıristiyanlara ayrılan en üst iki makam olan Cumhurbaşkanlığı ve Merkez Bankası Başkanlığı makamları, sırasıyla Ekim 2022 ve Temmuz 2023'ten bu yana kimin doldurması gerektiği konusundaki fikir ayrılıkları nedeniyle boş.

Yerinden edilme ve göç

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca yaşanan çatışmalar ve zorluklar nedeniyle yüz binlerce Lübnanlı ülke içinde yerinden edildi ve yabancı ülkelere göç etti. 15 yıl süren iç savaşta kimlik temelinde cinayetler ve adam kaçırmalar yaşandı. Geçtiğimiz Ekim ayında çatışmaların patlak vermesinden bu yana ise yaklaşık 90 bin kişi Güney Lübnan'dan göç etti.

Güneydeki bir seçim bölgesini temsil eden ve Hizbullah karşıtı Lübnan Kuvvetleri Partisi’ne mensup Hıristiyan Milletvekili Gade Eyyub, “Hıristiyanların Hizbullah'a karşı durduğunu, çünkü Hizbullah'ın varlıklarına tecavüz ettiğini ve savaşın Lübnan'daki siyasi farklılıkları derinleştirdiğini” söyledi. Eyyub, “Şimdi soru şu: Birlikte bir ülke inşa etmeye devam edebileceğimiz ortak bir zemin var mı?”

Bombardımandan en çok etkilenen bölge, Rimeyş de dahil olmak üzere yaklaşık 12 Hıristiyan kasabasını içeren sınır şeridi. Bu kasabalar zeytinlikler, çam ağaçları ve tütün tarlalarıyla dolu tepelerde yer alıyor. Ancak bu bölgeler, bombardıman nedeniyle artık ekim ya da hasat için çok tehlikeli.

Lübnan'ın güney sınırına yaklaşık dört kilometre uzaklıkta bulunan Kuleya kasabasında yerel bir yetkili olan Joseph Selame, “Tanrı'ya şükür köyün merkezindeyiz ve hiçbir şey olmadı. Ancak 500-600 metre öteden gelen bombardıman geçim kaynaklarımızı etkileyip tamamen yok ettiğinde çok zarar gördük” ifadelerini kullandı.

Lübnan, 2019'da başlayan mali çöküşten zaten büyük zarar görüyor. Turistlerin bombardıman nedeniyle uzaklaşması, dükkanların ve okulların kapanması ya da çatışmalar nedeniyle yerlerinden olan binlerce insanın barınma sorunuyla, ağırlıklı olarak Şii olan güneydeki kasabalar daha da fazla acı çekiyor ve yerel halk arasında Hıristiyanların göç edeceği korkusuna yol açıyor.

Selame, “Hıristiyanlar genel olarak ne yazık ki savaş ve kötü ekonomik durum olmadan ülkeyi terk ediyor. Artık savaş hikayesi arttı ve bu çocuklarımızı göç etmeye teşvik ediyor. Zira bu ülkede kalmak istemiyorlar. Hıristiyanlar diğerlerinden daha fazla dayanamıyor, çünkü bu ülkede çok fazla sorun var” dedi.

Diğer yandan Lübnan'ın önde gelen Hıristiyan din adamları haftalık vaazlarında alarma geçtiler. Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai, Gazze savaşının başlarında Lübnan'ın savaşa müdahil olmaması çağrısında bulundu ve yakın zamanda savaşın Hıristiyanlara ‘dayatıldığını’ söyledi.

Yükselen öfke

Bu ayın başlarında Beyrut Rum Ortodoks Metropoliti Başpiskopos İlyas Avde, “Bir grup Lübnanlının diğer herkes adına karar vermesi ve tüm Lübnanlıların kabul etmediği ve çıkarlarına uymayan kararlar alması caiz midir?” diye sordu.

Öfke arttıkça, Hizbullah'ın başlıca Hıristiyan müttefiki Özgür Yurtsever Hareket, Hizbullah ile yaklaşık yirmi yıllık ittifakının ‘sarsıldığını’ söyleyerek eleştirilerini yoğunlaştırdı.

Özgür Yurtsever Hareket lideri Cibran Basil, “Ortaya çıkan asıl mesele, Lübnan'ın savunulmasının ötesine geçerek, karar verme yetkisine sahip olmadığımız bir çatışmaya dahil olmaktır” dedi.

Söz konusu ittifak, Hizbullah'a geleneksel tabanının dışında dini bir topluluktan destekçi sağladı. Ancak iki müttefik son iki yılda Lübnan'ın bir sonraki cumhurbaşkanının kim olacağı da dahil olmak üzere birçok konuda ayrıştı.

Carnegie Ortadoğu Merkezi'nden Michael Young, Basil'in yorumlarının bir çatlak sinyali vererek Hizbullah'a karşı bir koz elde etme çabası olduğunu, ancak aynı zamanda Hıristiyanların statükodan duyduğu memnuniyetsizliği de yansıttığını ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analiz habere göre Young, “Hıristiyan toplumu arasındaki ruh hali neredeyse sistemden psikolojik bir kopuş. Sistemde söz sahibi olmadıklarını düşünüyorlar ve bu bir dereceye kadar doğru. Zira Hizbullah sistemin büyük bir bölümünü kontrol ediyor” değerlendirmesinde bulundu.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."