Burhan'ın ‘hayırları’ Cidde Platformu müzakerelerinin kaderini nasıl etkiler?

Hızlı Destek Kuvvetleri bunları ‘moral yükseltmek’ için yapılan açıklamalar olarak nitelendirdi.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)
TT

Burhan'ın ‘hayırları’ Cidde Platformu müzakerelerinin kaderini nasıl etkiler?

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında bu ay Cidde’de yapılması beklenen müzakerelerin kaderi, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın çarşamba günü yaptığı ve “HDK yenilgiye uğratılana kadar müzakerelere, barışa ve ateşkese hayır” gibi üç maddeyi içeren sert açıklamalarının ardından belirsizliğe sürükleniyor.

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello, Sudan'la ilgili Cidde Platformu müzakerelerinin Mayıs ayında yeniden başlayacağını bildirdi.

Üst düzey siyasi ve diplomatik kaynaklar, Burhan'ın açıklamalarını “sahadaki askerlerini harekete geçirmek için yapılan bir konuşmadan başka bir şey değil” olarak nitelendirdi. Kaynaklar, Perriello’nun daha önce belirlediği süre olan bu ay içerisinde Cidde Platformu müzakerelerine geri dönülmesi için iki taraf arasında ‘masa altında gizli müzakereler yürütüldüğünü’ açıkladı.

Burhan, çarşamba günü Egemenlik Konseyi'nin medya platformları tarafından da yayınlanan konuşmasını, ülkenin kuzeyinde bulunan Nil Nehri eyaletindeki ordu güçlerini teftiş ettikten sonra gerçekleştirdi.

Burhan, “Terörist isyancı milislere (HDK) karşı mücadelemiz, bu ülke bu suçlu isyancılardan kurtarılana kadar durmayacaktır. Bu onurlu ülkeyi yok eden, vatandaşların mallarına saygısızlık eden, en iğrenç ihlalleri gerçekleştiren ve Hartum, el-Cuneyne ve El Cezire'de özgür kızlarımıza tecavüz eden bu canileri mağlup edene kadar mücadeleyi bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

HDK Sözcüsü el-Fatih Kuraşi ise Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Burhan'ın konuşmasının art arda yenilgiler alan güçlerinin moralini yükseltmeye yönelik olduğunu” söyledi.

Kuraşi, Burhan'ın ‘ordunun genel komutanlığını kuşatan ve başkanlık sarayı ile başkent Hartum'un merkezindeki stratejik askeri bölgeleri kontrol eden HDK'yi yenemeyeceğine’ inanıyor. Kuraşi, HDK liderliğinin “Sudan halkının çektiği acılara son vermek için uzlaşma ve barıştan yana olduğunu ve hedeflerinden birinin de savaşı sürdürmemek olduğunu” ifade etti.

“HDK delegasyonu her an Cidde müzakerelerine katılmaya hazırdır” diyen Kuraşi, Sudan ordusunun savaşı sürdürmeye karar vermesi halinde güçlerinin ‘hazır ve sahada konuşlanmış’ olduğunu vurguladı.

HDK Sözcüsü, Burhan’ı karar alırken, ülkeyi yönetmek üzere yeniden iktidara gelmek için savaşı sürdürmek isteyen Müslüman Kardeşler'den (Sudan İslamcı hareketi) müttefiklerinden etkilenmekle suçladı.

Kuraşi, “Sudan Ordu Komutanı’nın savaşı sürdürecek askeri kapasiteye sahip olmadığını ve kuvvetlerinin son iki gün içinde Kordofan ve El Cezire eyaletlerinde büyük yenilgiler aldığını bildiğini” belirtti.

Diğer yandan adının açıklanmasını istemeyen siyasi kaynaklar “Burhan'ın çağrılarının Sudan ordusundaki gerileme durumunu yansıttığını ve yeterli askeri destek bulamadığını, bu nedenle Rusya ile ilişkileri düzeltmek için son hamlelerinin geldiğini ve asıl amacının HDK'ye karşı savaşı sürdürmek için savaş pozisyonunu güçlendirmek üzere Rusya’dan askeri destek almak olduğunu” söyledi.

Kaynaklar Burhan'ın askeri gerilimi artırma açıklamasını, “uluslararası ve bölgesel toplumdan karşı tarafın (HDK) Cidde Platformu'nda üzerinde anlaşmaya varılanlara uyacağına ve müzakere masasına dönmesinin önünü açacağına dair garanti arayışı” olarak yorumladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan diplomatik kaynaklar, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden savaşı durdurmak için Cidde Platformu'ndaki görüşmeleri sürdürmek üzere dolaylı istişareler yapıldığını belirterek, arabulucuların ‘tarafları kısa süre içinde doğrudan müzakere masasına itmek için yoğun baskı uyguladığını’ bildirdi.



Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in yerleşimcilerin idari gözetimini iptal etme kararının onları daha fazla suç işlemeye teşvik ettiği ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Bakanı'nın ‘Filistinli vatandaşlara karşı suç ve ihlal işleyen yerleşimcilerin idari tutukluluk hallerinin kaldırılmasına yönelik kararını, tutuklananların sayısı çok az olmasına rağmen, ciddi bir endişeyle karşıladıklarını’ bildirdi.

Bakanlık, bu kararın aşırılık yanlısı yerleşimcileri ‘Filistinlilere, topraklarına ve mülklerine karşı terör uygulamaya teşvik ettiğini ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, ‘yerleşimci milislerin terörizmini engellemek, devam eden cezasızlıklarına son vermek ve Filistin halkını işgalcilerin tecavüzünden korumak için etkili uluslararası eylem’ çağrısında bulundu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı uygulamasına son verme kararı aldığını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada, ‘Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistinli terör tehditlerine maruz kaldığı ve yerleşimcilere karşı haksız uluslararası yaptırımların uygulandığı bir gerçeklikte, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı kararlarının kullanımını durdurmaya karar verdiğini’ belirtti.

AFP'nin aktardığına göre Katz, “İsrail devletinin yerleşim sakinlerine karşı bu tür tehlikeli bir adım atması uygun değildir” dedi.