Fahri Kerim: El-Maliki Musul'u ‘bıçak sırtı’ olarak gördü

Talabani'nin kıdemli danışmanı Şarku’l Avsat’a, Obama'nın Celal Talabani’yi ‘İran'ın adamı’ olarak niteleyerek, Irak Cumhurbaşkanlığı’ndan nasıl uzaklaştırdığı ile ilgili konuştu.

Fahri Kerim: El-Maliki Musul'u ‘bıçak sırtı’ olarak gördü
TT

Fahri Kerim: El-Maliki Musul'u ‘bıçak sırtı’ olarak gördü

Fahri Kerim: El-Maliki Musul'u ‘bıçak sırtı’ olarak gördü

2006-2014 yılları arasında merhum Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin danışmanlığını yapan Fahri Kerim, eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'nin 2014'te DEAŞ Musul'u ele geçirmeden önce Musul'u ‘bıçak sırtı’ bir yer olarak gördüğünü ve terörizmin, milliyetçilerin ve Baasçıların yuvası olması hasebiyle Musul’dan şikâyet ettiğini belirtti. Kerim, Talabani’nin kendisine bu sözlerin uygunsuz olduğunu söyleyerek karşılık verdiğini ifade etti.

Şarkul Avsat’a verdiği röportajda Saddam Hüseyin rejimine karşı uzun yıllar boyunca yürüttüğü faaliyetlerden bahseden Kerim, 2003 yılında Saddam devrildikten sonra iktidar koridorlarında oynadığı roller hakkında konuştu.

Kerim, ‘İran'ın adamı’ olduğu bahanesiyle Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin ikinci dönem için adaylığını koymamasını isteyen bir Amerikan telefonunu bizzat aldığını doğruladı. Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın Talabani'yi görevinden ayrılmaya ikna etmeye çalıştığını dile getiren Kerim, Obama’nın görevi eski Başbakan İyad Allavi'ye vermek için türlü hileye başvurduğundan bahsetti. Buradaki amaç, İran'ı memnun etmek için başbakanlık makamını Nuri el-Maliki'nin elinde tutmaktı. Kerim, “Allavi'nin gelmesinden ise Maliki'nin kalmasını tercih etmekle hata ettiğimi kabul ediyorum” itirafında bulundu.

Irak Federal Mahkemesi'nin artık siyasi bir araç haline geldiği uyarısında bulunan Kerim, bu mahkemeyi önceki rejim dönemindeki Devrimci Komuta Konseyi’ne benzetenler olduğunu belirtti.

Röportajda ayrıca Talabani'nin kendisine Tahran ve Şam'da verdiği görevlerden bahseden Kerim, 2020 başlarında bir ABD saldırısında öldürülen General Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis ile yaptığı görüşmeler hakkında da konuştu.



Lübnan sınırı yakınlarındaki güvenlik operasyonu sırasında kaçırılan iki Suriye güvenlik gücü mensubu ‘serbest bırakıldı’

Suriye Genel Güvenlik İdaresi üyeleri bir güvenlik operasyonu sırasında (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye Genel Güvenlik İdaresi üyeleri bir güvenlik operasyonu sırasında (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Lübnan sınırı yakınlarındaki güvenlik operasyonu sırasında kaçırılan iki Suriye güvenlik gücü mensubu ‘serbest bırakıldı’

Suriye Genel Güvenlik İdaresi üyeleri bir güvenlik operasyonu sırasında (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye Genel Güvenlik İdaresi üyeleri bir güvenlik operasyonu sırasında (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye devlet medyası dün akşam, Lübnan sınırındaki bir köyde kaçakçılıkla mücadele operasyonu sırasında kaçırılan ve bir dizi ‘aranan adamla’ çatışan iki Suriye güvenlik gücü mensubunun ‘serbest bırakıldığını’ bildirdi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın devlet kurumlarından edindiği bilgiye göre, ‘Sınır Güvenlik Birimi, Suriye-Lübnan sınırında silah ve mal kaçakçılığı yapan bir grup aranan adam tarafından kaçırılan iki unsuru serbest bırakmayı başardı.’

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre, ‘Suriye-Lübnan sınırını kontrol altına almaya yönelik devam eden çabaların bir parçası olarak Sınır Güvenlik Birimi, silah ve mal kaçakçılığına yönelik çıkışları kapatmak amacıyla sınır köyü Havik'te kapsamlı bir operasyon başlattı.’

AFP'nin bildirdiğine göre, ‘Sınır Güvenlik Birimi güçleri ile aranan bazı şahıslar arasında çatışmalar yaşandı ve bu çatışmalar güvenlik güçlerinin iki üyesinin görevlerini yerine getirirken kaçırılmasıyla sonuçlandı. Yasa dışı kaçakçılık operasyonlarına karışan bir dizi aranan kişi gözaltına alındı. Çok miktarda silah ve kaçak mal ele geçirildi.’

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in 8 Aralık'ta Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların koalisyonunun saldırısıyla devrilmesinin ardından yeni yetkililer ‘eski rejimin kalıntılarını etkisiz hale getirmek’ amacıyla bir dizi güvenlik operasyonu yürüttü.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) geçtiğimiz ay Humus'un batı kırsalında yürütülen güvenlik operasyonları sırasında altı kişinin öldürüldüğünü bildirmişti.

SOHR, dünkü güvenlik operasyonunun ‘militanları, kaçakçıları, aranan uyuşturucu satıcılarını ve Hizbullah'a yakın kişileri kovmayı’ amaçladığını kaydetti.

Suriye güçlerinin ‘tanklar, zırhlı araçlar, insansız hava araçları (İHA) ve ağır silahlar kullandığını, mermilerin sivil bölgelere düştüğünü’ söyledi.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), Havik köyündeki çatışmalar sonucunda ‘Suriye ile sınır kasabası el-Kasr'ın eteklerine bir roket düştüğünü’ bildirdi.

Lübnan ve Suriye, özellikle ülkenin kuzeydoğusunda büyük ölçüde sınırlandırılmamış 330 kilometre uzunluğunda bir sınırı paylaşıyor ve bu da sınırı kaçakçıların, balıkçıların ve hatta mültecilerin sızması için kolay bir alan haline getiriyor.

Hizbullah, çatışmanın iki yılını doldurduğu 2013'ten bu yana Suriye ordusunu desteklemek için açıkça savaşmaya başladı. Şii nüfusun çoğunlukta olduğu ve bazılarında Lübnanlıların da yaşadığı köylerin yer aldığı Humus kırsalındaki Lübnan sınır bölgeleri, gerek savaşçıların nakli gerekse silah depolarının kurulması açısından Hizbullah için önemli bir lojistik merkez oldu.

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım aralık ayında Esed'in devrilmesinden sonra örgütün artık Suriye üzerinden askeri malzeme alamayacağını kabul etti.

Ocak ayında Şam'da bir araya gelen Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Lübnan Başbakanı Necib Mikati, iki ülke arasında on yıllardır süren belirsiz ilişkilerin ardından karşılıklı saygı ve ulusal egemenliğe dayalı ilişkiler kurma isteklerini yinelediler.

Her iki ülkenin yetkilileri, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerin varlığı, kara ve deniz sınırlarının belirlenmesi ve Suriye hapishanelerindeki Lübnanlı kayıp şahıslar meselesi de dahil olmak üzere çözüm bekleyen konuları çözüme kavuşturmayı umuyor.