İsrail’in savunma sistemleri Hizbullah’ın İHA’larıyla baş edemiyor mu?

Tel Aviv, kuzey cephesindeki eşi ve benzeri görülmemiş gerilim ve Hizbullah'ın İHA’ları karşısında tedirgin. İsrail ile Sırbistan arasındaki silah anlaşmaları arttı.

Güney Lübnan'dan fırlatılan roketlerin Yukarı Celile'deki Safed kenti eteklerine düşmesinin ardından çıkan yangını söndürmeye çalışan bir yangın söndürme uçağı (AFP)
Güney Lübnan'dan fırlatılan roketlerin Yukarı Celile'deki Safed kenti eteklerine düşmesinin ardından çıkan yangını söndürmeye çalışan bir yangın söndürme uçağı (AFP)
TT

İsrail’in savunma sistemleri Hizbullah’ın İHA’larıyla baş edemiyor mu?

Güney Lübnan'dan fırlatılan roketlerin Yukarı Celile'deki Safed kenti eteklerine düşmesinin ardından çıkan yangını söndürmeye çalışan bir yangın söndürme uçağı (AFP)
Güney Lübnan'dan fırlatılan roketlerin Yukarı Celile'deki Safed kenti eteklerine düşmesinin ardından çıkan yangını söndürmeye çalışan bir yangın söndürme uçağı (AFP)

Emel Şehade

İsrail, dün kuruluşundan bu yana yaşadığı en uzun savaşın 250’nci gününü geride bırakırken, Lübnan topraklarından fırlatılan 200'den fazla roket ve insansız hava aracı (İHA) ile hedef alındı. İsrail’in kuzeyinde, Lübnan sınırı yakınlarındaki Hayfa şehrine kadar sirenler susmadı.

Bu eşi ve benzeri görülmemiş miktardaki roket ve İHA ile gerçekleştirilen saldırı, Safed, Akka, Nahariya, Tiberya ve Golan Tepeleri’ne kadar geniş bir alanı kapladı. Söz konusu bölgelerin sakinleri olağanüstü hâl kapsamında güvenli yerlere sığınmak zorunda kaldı.

Böylece savaşın 250’nci günü Hizbullah'ın İsrail'in Meron ve Amiad askeri üslerine onlarca roket ve İHA ile saldırmasının ardından, kuzey cephesinin durumunda bir dönüm noktası oldu.

İsrail'in Lübnan'a saldırması ve aralarında Talib Abdullah’ın da bulunduğu dört Hizbullah liderinin öldürülmesine misilleme olarak gerçekleştirilen saldırı, geçtiğimiz yıl ekim ayında kuzey cephesinin her iki tarafında çatışmaların başlamasından bu yana gerçekleşen en şiddetli saldırıydı.

Güvenlik kaosu

İHA’ların yaygınlaşması ve bunların tespit edilip karşı konulamaması, hava savunması da dahil olmak üzere tüm İsrail güvenlik kurumları arasında kaos yarattı. Askeri yetkililer, Tel Aviv'in, Hizbullah'ın cephaneliğine karşı savunmasız olduğunu ve bunlara karşı koyabilecek savunma sistemlerine sahip olmadığını itiraf etti. Uçaksavar füzeleri de dahil olmak üzere gelişmiş füzeler de İsrail için en az İHA’lar kadar büyük bir sorun teşkil ediyor.

İsrailli yedek Tuğgeneral Zvika Haimovich, ‘İHA’lar savaşı’ olarak adlandırdığı bu duruma karşı bir çözüm bulmak için acil ve hızlı adımlar atılması gerektiğini belirterek, “Açıkça söylemek gerekirse, Hizbullah İHA’lar dünyasında çok büyük bir güç. Bunu günlük olarak görüyoruz. Bu saldırılar Hizbullah'ın sahip olduğu İHA’ların miktarını, büyüklüğünü ve kapasitesini yansıtıyor. Gerçek şu ki, böyle bir İHA’lar savaşı ile yüzleşmeye hazır değildik. Hizbullah, bizi bu hazırlıksız halimizde İHA’larla bizi şaşırttı” ifadelerini kullandı.

cfv
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Zibqin bölgesine düzenlediği hava saldırısı sonrası yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah'ın çeşitli hedefleri olan büyük bir İHA cephaneliğine sahip olduğunu vurgulayan Haimovich, “Tespit edilememeleri nedeniyle şu an için en büyük sorun onlar (İHA’lar). Mevcut durumun devam etmesi Hizbullah'a karşı herhangi bir caydırıcılık yaratmamıza yardımcı olmayacak” diye konuştu.

Öte yandan İsrail, Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaş ve savaş suçu işlediği suçlamaları nedeniyle bazı ülkelerin silah tedarikini durdurmasının ardından orduya askeri teçhizat ve silah sağlamak için gelişmiş savunma sistemleri edinmenin yollarını arıyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre İsrailli silah şirketleri, Hizbullah'ın İHA’larına karşı koyabilmek için mevcut sistemleri geliştirmeye çalışıyor.

Sihirli bir çözümü yok

İsrail ordusu, kuzey sınırının her iki tarafında da tırmanan gerilimin ardından yayınladığı bir raporda, Hizbullah tarafından kullanılan İHA’lara karşı bir çözümü olmadığını ve mevcut füze sistemlerinin roketleri ve füzeleri engellediği gibi İHA’ları da engelleyemeyeceği belirtildi. Raporda ayrıca, İHA’ların hedeflerine ulaşmalarından önce imha edilmesi için savunma sistemlerini harekete geçirmek amacıyla yapılan dört girişimin de başarısız olduğu itiraf edildi.

Ordu raporunda, İHA’ların küçük boyutu, hedefe ulaşmadan önceki uçuş süresi ve hedeflenen yerlerin arazisi gibi çeşitli faktörlerin İHA’ya karşı koymayı imkânsız hale getirdiği belirtiliyor.

İsrail Ordu Radyosu’nun bildirdiğine göre 120 kilometreden fazla bir alana yayılan kuzey sınır bölgesinin arazi yapısının da bunda etkisi var. Burası hava savunma sistemleri için son derece zor olan karmaşık bir topoğrafyaya sahip. Radyo, Hizbullah’ın İHA’ları araziyi, vadileri ve tepeleri iyi kullanarak tespit edilmesi daha zor güzergahlar üzerinden uçurduğuna dikkati çekti.

Önceki saldırılardan ders çıkarıp buna göre hareket etme çabası

İHA’lar savaşının kapsamı daha da genişlemeden önce acil çözümler bulunana kadar ordu, çeşitli ülkelerdeki İHA saldırılarından çıkarılan derslerden faydalanmaya çalışıyor.

Çözümlerden biri, düşman uçakları durdurmak için kullanılan M61 Vulcan uçak topları. İsrail ordusu, tehditle başa çıkmanın ilave bir yolu olarak kuzey sınırındaki çeşitli yerlere Vulcan bataryaları yerleştirmeye başladı.

İsrail ordusunun silah sıkıntısı, yedek askerlerin ailelerinin savaşa son verilmesi çağrısında bulunduğu ve karar alıcılar üzerinde baskı aracı olarak çocuklarının Gazze'yi terk etmelerini ve savaşmaya devam etmemelerini istediği bir dönemde, Gazze ve Lübnan cephelerinde savaşmaya devam etme kararı konusunda da büyük bir ikilem oluşturuyor. Bu husus, silah sıkıntısı ve ordunun Gazze ve Lübnan'da savaşmaya devam etmek için en az 15 muharip birliğe ihtiyaç duyması çerçevesinde savaşın mevcut durumunun da bir yansıması oldu.

Sırbistan'ın silah desteği

İsrail gazetesi Haaretz’in Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı (BIRN) ile birlikte yürüttüğü özel bir araştırma, Sırbistan'dan İsrail'e yapılan silah ihracatının Gazze'deki savaşın patlak vermesinden bu yana büyük oranda arttığını ortaya koydu.

Araştırma, şubat ayında İsrail'in Sırbistan'dan yarım milyon euro (yaklaşık 540 bin 725 dolar) değerinde silah aldığını gösteren, Sırbistan'ın vergi ve ihracat kayıtlarına dayanıyordu. Bir ay sonra 14 milyon euro (yaklaşık 15 bin 140 dolar) değerinde bir anlaşma yapıldı ve 26 Mayıs'ta silahlar İsrail’e ait üç uçakla taşındı.

zxcdvfb
Güney Lübnan'dan atılan roketlerin Golan Tepeleri'nin Banyas bölgesine isabet etmesinin ardından bir tarlada alevler yükselirken, yangını izleyen bölge sakinlerinden Dürzi erkekler, 9 Haziran 2024 (AFP)

Araştırmaya göre Sırbistan'dan yapılan satışlar, dünya genelinde yapılan pek çok çağrıya rağmen arttı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (BMİHYK) başta olmak üzere uluslararası kurumlar ‘uluslararası hukukun ihlal edilmeye devam edilmesine’ yardımcı olan İsrail'e silah ihracatının durdurulması çağrısında bulundular.

Araştırmada Sırp dış politika analisti Bosko Jaksic’in, İsrail’e silah tedarikini Sırbistan için silah ticaretinin ötesinde jeopolitik kazanımları olduğunu söylediği aktarıldı. İsrail’in verileri, son savaşın patlak vermesinden bu yana Hamas ve Hizbullah'a karşı yüz binlerce füze, roket, bomba ve anti-füzenin eşi ve benzeri görülmemiş yoğunlukta kullanılmasından dolayı bu kullanımı telafi etmek için çoğu ABD'nin dünya genelindeki stratejik silah depolarının olduğu konumlardan olmak üzere, çeşitli bölgelerden havalanan 200'den fazla uçağın İsrail Hava Kuvvetleri'nin Nevatim Hava Üssü’ne indiğini gösteriyor.

Mücadeleyi genişletme kararı

Güvenlik yetkililerine göre İsrail ordusunun savaş ekipmanı eksikliği ve giderek artan ağır kayıpları, Tel Aviv'in kuzey cephesindeki savaşı Lübnan'a doğru genişletme kararını belirleyecek.

İsrail’de yayınlanan bir raporda, Lübnan’a karşı bir savaşın, ekonomik faaliyetlerde beklenen önemli düşüş nedeniyle, devlet hazinesine girmeyecek miktarların yanında doğrudan askeri harcamalar ve Hayfa şehrine kadar tüm kuzey nüfusunun tahliyesi de dahil olmak üzere İsrail'e ağır ekonomik kayıplara mal olacağı belirtildi.

İsrail merkezli ekonomi gazetesi TheMarker'a göre kuzey cephesindeki mevcut çatışmaların devam etmesi, özellikle de savaşın sonu görünmediğinden mali açığı daha da artıracak.

Bölgesel bir savaşa dönüşmesi beklenen savaşın Lübnan'a doğru genişleme riski konusunda emniyet yetkililerinin ve askeri yetkililerin uyarılarını aktaran gazete, “Cephanelikler boşalıyor ve kredi notu düşüyor. Ekonomi durgunlaşıyor ve uluslararası arenada zorluklarla karşılaşıyor. Bir sonraki savaşta, savaşın bedeli her İsraillinin yaşam standardına ciddi zarar vereceğinden, hükümetin bu savaşı finanse etmesi daha da zorlaşacak. Bu durum ekonomiyi uzun yıllar sürecek bir durgunluğa ya da yavaş bir toparlanmaya ve İsrail ile Batı ülkelerinin ekonomileri arasındaki uçurumun açılmasına neden olacak” ifadelerine yer verdi.

Reichman Üniversitesi Aaron Enstitüsü'nün tahminlerine göre bu yıl ekonomik büyüme, eksi yüzde iki olarak gerçekleşecek. Bu ise on milyarlarca şekel vergi geliri kaybı anlamına geliyor.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.