Hizbullah Ruveysat el-Karn bölgesini füzelerle hedef aldı

İsrail'in Lübnan'ın Kafr Şuba köyünü bombalaması sonucu yükselen dumanlar (EPA)
İsrail'in Lübnan'ın Kafr Şuba köyünü bombalaması sonucu yükselen dumanlar (EPA)
TT

Hizbullah Ruveysat el-Karn bölgesini füzelerle hedef aldı

İsrail'in Lübnan'ın Kafr Şuba köyünü bombalaması sonucu yükselen dumanlar (EPA)
İsrail'in Lübnan'ın Kafr Şuba köyünü bombalaması sonucu yükselen dumanlar (EPA)

Lübnan Hizbullah'ı dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, savaşçılarının "işgal altındaki Lübnan'ın Şebaa Çiftlikleri'ndeki (Ruveysat el-Karn) bölgesini füzelerle hedef aldığını ve doğrudan vurduğunu" duyurdu.

Hizbullah, dün öğleden sonra, İsrail'in Nakura donanma üssünü, düşman subay ve askerlerinin mevzilerini ve yerleşim yerlerini doğrudan hedef aldığını ve bunları vurarak bölgeyi ateşe verdiğini, birçok ölü ve yaralı olduğunu açıkladı.

Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı’nın (NNA) haberine göre İsrail'e ait bir insansız hava aracı Lübnan'ın güneyindeki Hula kasabasına saldırdı. İsrail'e ait bir insansız hava aracı Lübnan'ın doğusundaki Batı Bekaa'da yer alan Sahmar kasabasında bir motosikleti hedef aldı.

Alman Haber Ajansı'na (DPA) göre İsrail topçusu güneydeki Nakura ve Alma el Şaab kasabalarının eteklerini bombaladı.

İsrail savaş uçakları dün öğleden sonra güney Lübnan'daki Aytarun kasabasını hedef alan bir saldırı başlattı. İsrail güçleri ise Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila kasabasına bir makineli tüfeklerle ateş açtı.

Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgeleri, İsrail'in Gazze'ye savaş ilan ettiği 8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında güvenlik gerilimine ve çatışmalara sahne oluyor.



Suriyeli çocukların yabancılaşması ebeveynlerinin tecrit edilmişlik duygusunu ikiye katlıyor

Ebeveynlerin ayrılık acısının hikayesi, çocuklarının yolculuğa çıkma düşüncesiyle başlıyor (AFP)
Ebeveynlerin ayrılık acısının hikayesi, çocuklarının yolculuğa çıkma düşüncesiyle başlıyor (AFP)
TT

Suriyeli çocukların yabancılaşması ebeveynlerinin tecrit edilmişlik duygusunu ikiye katlıyor

Ebeveynlerin ayrılık acısının hikayesi, çocuklarının yolculuğa çıkma düşüncesiyle başlıyor (AFP)
Ebeveynlerin ayrılık acısının hikayesi, çocuklarının yolculuğa çıkma düşüncesiyle başlıyor (AFP)

Sena eş-Şami

Suriyeliler saatlerini durdurup yerine kalplerini koydular ve eskiden gerçek olan bir serabı beklemeye başladılar. Ancak bugün bu serap, saatleri, günleri ve yılları uzatan bir yalnızlığa ve bekleyişe dönüştü. Bir zamanlar evlerini hayatla ve sesleriyle dolduranlar, bu sesleri de yanlarına alıp yollara düştüler. Birçok Suriyeli anne ve baba, güneşin ülkesinde savaştan ve sonuçlarından uzak bir yaşam arayışıyla başka ülkelere giden çocuklarıyla vedalaştı.

Yolculuk ve acı ayrılık

Suriye’de ayrılık acısının hikâyesi bir uçağın havalanması ya da bir otobüsün ufukta kaybolmasıyla değil, yolculuğa çıkma düşüncesiyle başlıyor. Oğlu Yusuf'u birkaç kez gitmekten vazgeçirmeye çalışan Basime, bir süre önce kızıyla vedalaşırken oğlunu yanında kalmasıyla teselli buldu. Fakat çocuklarının bitmek bilmeyen yolculuk arayışları, hayatlarını çocuklarının gözünden gören anne ve babaların yüzlerine adeta bir tokat gibi iniyor.

Suriye'deki yeni nesil, özellikle de lise ve üniversite yılları savaşla geçen gençler, tüm yaşananlara tepkili. Birçoğu, özellikle de büyük şehirlerde, bir orada bir burada gerçekleşen bombardımanlardan kurtulduktan sonra yaşadıkları bu travma yüzünden ülkelerinde kalmakla gitmek arasında seçim yapamaz hale geldiler. Çünkü gitmek bir araya geldikleri her seferinde gündemlerinin en önemli maddesi olmuştu.

Ekonomi eğitimini tamamlayan Yusuf, ailesinin yanında kalabilmek için bir süre yaptığı işi çalkantılı ekonomik ve sosyal duruma uydurmaya çalışsa da tüm çabalarına rağmen yaşadığı acıyı uzun süre gizlemeyi başaramadı. Annesi bir gün onun ağladığını duyunca büyük bir şok yaşadı. Bu yüzden ülkeden gitmeyi isteyen oğlunu desteklemek zorunda kaldı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Abdullah ve Ragide, üç oğulları yurtdışına gittikten sonra Şam'da kedileriyle birlikte yalnız yaşamaya başladılar. Oğulları gittikten sonra evleri onlar için en yalnız, ama en sıcak yer haline geldi. Abdullah, “Oğullarımın bu kadar çabuk gideceğini ve hayatımızın mutlak bir sessizliğe bürüneceğini bilseydim, işimi bırakıp emekli olmazdım. Çünkü yalnızlık ve beklemekle geçen saatler, kalan yıllarımızı yiyip bitiriyor” dedi.

Yalnızlık ve bekleyiş

Yalnızlık ve bekleyişle geçen saatler kalplerini yoruyor, çocuklarına, onların seslerine, hareketliliklerine ve gürültülerine, eskiden onları rahatsız eden ve sinirlendiren her şeye artık büyük bir özlem duyuyorlar. Eskiden çocuklarının dağıttıklarını toplamaktan duyduğu yorgunluk ve bitkinlikten şikâyet eden Ragide, şimdi bu yorgunluğu özlüyor. Gülerek “Oğlum Visam'ın her yere fırlattığı çantalarını yerine koymayı özlüyorum. Kızım Sarah'ın ıvır-zıvır, kitap, defter, kalem ve makyaj malzemesi alma takıntısını özlüyorum. Küçücük odası ağzına kadar doluydu ve ben çok meşgul olduğumda benden odasını düzenlemesine yardım etmemi isterdi” diyor.

Şam'dan Hama'ya taşınan Ebu Mecd ailesi üç erkek çocuğa sahipti. Ancak savaş, Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) tarafından vurularak öldürülen oğullarından birini onlardan çaldı. Diğer ikisi de okumak ve çalışmak için Almanya'ya gitmesiyle anne ve babaları yalnız kaldı. Evini öldürülen oğlunun fotoğraflarıyla dolduran anne Fadiya, “Sanki hiç çocuğum olmamış gibi, savaş en büyük oğlumu benden aldı. Diğer iki oğlum kendilerine bir gelecek kurmak için yurtdışına gitti. Bugün yalnızım, günlerimi işte ve ailemle geçirmeye çalışıyorum, ama zamanımın çoğunu evde iki oğlumdan telefon bekleyerek geçiriyorum” dedi.

İletişim araçları mesafeleri kısaltıyor

Bu durum, gözlerini sosyal medyadan ayırmayan ve çocuklarının işlerini bitirip onları aramasını bekleyen çoğu ebeveyn aynı durum geçerli. Bazıları çocuklarıyla konuşmak için akrabalarıyla iletişim kurmaya çalışıyor ve ayrıntılı bilgiler edinmeye çalışıyor. Bazıları hala çocuklarının önemli eşyalarını saklıyor, temizliyor, düzenliyor ve eşyalarıyla hala etkileşim halinde olduklarını hissetmenin bir yolu olarak onlara dokunuyor. Basime hala çocuklarının odasını olduğu gibi tutuyor. Yusuf’un küçük masası hala onun eşyalarıyla, Belçika'da evli olan kızının dolabı hala onun kıyafetleriyle dolu. Kızının sevdiği şeylerden satın alıp onları ziyaret edene kadar onun için saklıyor.

Visam, saatlerce bekleyen anne ve babası Abdullah ve Ragide'yi WhatsApp üzerinden görüntülü aradı. Anne ve babası onun aramasını sevgi sözcükleriyle ve sıcak bir karşılamayla yanıtladı. Ardından onlarla konuşurken yaptığı ev işleri anne ve babasını güldürdü. Suriye'den ayrılan genç erkeklerin çoğu ev işlerine alışık değildi. Başta anneleri olmak üzere kendilerinden ev işlerine yardımcı olmaları için yapılan her talepten kaçıyorlardı. Ancak yakınlarıyla yaptıkları bu telefon görüşmeleri, yabancılaşmamaları ve en küçük ayrıntıdan en büyüğüne kadar hayatlarının tüm sorumluluklarını üstlenmeleri için eğitilmeleri gerektiğini ortaya koydu. Görüntülü konuşma sırasında Visam, ebeveynleriyle konuşması uzun süreceği için bir yandan kıyafetlerini katlarken ve ütülenmesi gerekenleri düzenlerken daha önce annesine bıraktığı bir sürü işi bitirebiliyor.

Tecridin kırılması

Her ne kadar iletişim araçları mesafeleri kısaltmış ve ebeveynlerin çocuklarını görmelerine ve hayatlarının bazı ayrıntılarını paylaşmalarına yardımcı olmuş olsa da, onları kucaklama ve onlarla yan yana yaşama özlemlerini tatmin etmiyor. Onları yılda bir ya da iki kez de olsa görme umuduyla yaşıyorlar, özellikle de seyahat edebilenler... Ebu Mecd ailesinin oğlu da böyle yaptı. Bir gece karşılarına çıkarak anne babasını şaşırtan oğlu için babası, “Vail tecridimizi kırdı ve bize bir bayram hediyesi gibi geldi” ifadelerini kullandı.

Bu tecrit sadece ebeveynlere yönelik değil. Yolculuğu ve evlerinden uzak kalmayı hiç deneyimlememiş olan çocukları da kimseye güvenemedikleri yabancı bir ülkede, ebeveynlerinin yanlarında olmasına duydukları ihtiyaç ve özlemle çetin anların yanında destek ve güç duygularını kaybetmiş, acı veren yabancılaşma duygularının eşlik ettiği hayal kırıklıkları yaşıyorlar. Bu da bir fırsatını bulduklarında birkaç günlüğüne bile olsa geri dönme düşüncesini güçlü bir ihtiyaç haline getiriyor.

Yusuf da anne ve babasını şaşırtan, kalplerine yeniden neşe, günlerine yeniden hayat getiren Vail’in iki yıl önce yaptığını yaparak bu yaz onları ziyaret etmeyi planlıyor. Annesi, onun ilgi ve sevgiye, kendisinin de barınak, güvenlik ve şefkate olan ihtiyacını telafi etmek umuduyla, Yusuf'un sevdiği en lezzetli yemekleri ve tatlıları yapmak için hazırlık yapıyor.

Para birlikte geçirilen anları satın alamaz

Çocuklar, her ne kadar tarihinin en büyük ekonomik enflasyonunu yaşayan bir ülkede hayatta kalmalarına yardımcı olmak için Suriye'deki ebeveynlerine para gönderiyor olsalar da para onların kahkahalarını ve tutkularını geri getirmiyor. Abdullah, “Birçok kişi bana çocuklarımızın bize gönderdikleriyle maddi olarak iyi durumda olduğumuzu söylüyor. Ama bilmiyorlar ki çocuklarımız olmadan hayatımızın ne tadı ne tuzu var. Her gün onlardan bir telefon gelmesini bekleyerek ve onlarla görüşmeyi umarak yaşıyoruz. Artık bizim için bir sığınak ve aynı zamanda bir hapishane haline gelen evlerimizden dışarı çıkmıyoruz, çıksak da özellikle bir takım vesilelerle ve belli bir amaç için onlara ulaşmaya, onlarla anılarımızı ve gittikleri ülkede gezdikleri yerleri paylaşmaya çalışıyoruz” diyor.

Aynı yalnızlık Humuslu Mustafa'yı da çocuklarının yurtdışına gitmesi ve eşinin ölümünden sonra bulmuş. Bu durum onu hayvanlarla ilgilenmeye, bazı sokak köpekleri ve kedilerine bakmaya ve onlara yiyecek vermeye itmiş. Ancak Mustafa’yı bir hafta önce arkadaşıyla vedalaşıp süt almaya gittikten sonra bir daha gören olmadı. Bunun üzerine onu aramaya başladılar. Cesedini terk edilmiş bir binada, köpekleri beslemek için peşinden koşarken düştüğü dar bir çukurda buldular. Yurtdışındaki çocukları babalarının ölüm haberiyle şok olurken bu haber sevenlerini de üzdü.