Libya: Ortak Askeri Komite'nin rolündeki azalışın nedenlerine ilişkin sorular

Politikacılar bunu, ülkenin batısındaki milislerin etkisine bağlıyor

 Nazuri ve Haddad, AFRICOM tarafından Afrika ülkelerinin savunma bakanları ve genelkurmay başkanları için düzenlenen konferansa katıldı. (Libya Ulusal Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı)
Nazuri ve Haddad, AFRICOM tarafından Afrika ülkelerinin savunma bakanları ve genelkurmay başkanları için düzenlenen konferansa katıldı. (Libya Ulusal Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı)
TT

Libya: Ortak Askeri Komite'nin rolündeki azalışın nedenlerine ilişkin sorular

 Nazuri ve Haddad, AFRICOM tarafından Afrika ülkelerinin savunma bakanları ve genelkurmay başkanları için düzenlenen konferansa katıldı. (Libya Ulusal Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı)
Nazuri ve Haddad, AFRICOM tarafından Afrika ülkelerinin savunma bakanları ve genelkurmay başkanları için düzenlenen konferansa katıldı. (Libya Ulusal Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı)

Libyalı siyasetçiler ve akademisyenler, 5+5 Ortak Askeri Komitesi'nin rolünün azaldığı konusunda görüş ayrılığına düştüler. Bu durum, ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) tarafından Afrika ülkelerinin savunma bakanları ve genelkurmay başkanları için Botsvana'da düzenlenen konferansa üst düzey askeri liderlerin katıldığı bir dönemde gerçekleşti.

Libya Temsilciler Meclisi (TM) Üyesi Ali et-Tikbali, ‘son aylarda Ortak Askeri Komite'nin rolü ve yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya'dan çıkması gibi ele aldığı önemli dosyalar hakkındaki konuşmaların önemli ölçüde azaldığına’ dikkat çekti. Tikbali ayrıca, ‘Askeri Komite’nin orduyu birleştirme amacının bir parçası olarak silahlı oluşumları dağıtma ve silahsızlandırma çabalarıyla ilgili konuşmalarda da düşüş yaşandığını’ belirtti.

5+5 Ortak Askeri Komitesi, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutanlığı’na bağlı beş askeri personel ile Batı Bölgesi Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı diğer beş askeri personelden oluşuyor.

Ekim 2020'de komite üyeleri Birleşmiş Milletler (BM) misyonu himayesinde kalıcı bir ateşkes anlaşmasına vararak, Nisan 2019'dan beri ülkenin doğusu ve batısı arasında devam eden silahlı çatışmayı sona erdirdi.

Eski Libya Savunma Bakanı Muhammed el-Bergusi, 5+5 Ortak Askeri Komitesi’nin rolünün azaldığı yönündeki önceki argümana katıldığını belirtti. Bergusi, komitenin rolünün azalmasını, ‘batı bölgesindeki silahlı oluşumların hakimiyetiyle fiilen çatışmasına, siyasi güçler arasındaki gerilimden ve hükümetin iktidar mücadelesinden etkilenmesine’ bağladı.

Ayrıca, uluslararası çatışmaların Afrika kıtası üzerindeki etkisine ve bazı Afrika ülkelerinde Sudan yüzünden patlak veren silahlı çatışmalara dikkat çeken Bergusi, tüm bunların komitenin çalışmaları üzerinde etkisi olduğunu dile getirdi.

Bergusi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘silahlı grupların davranışları nedeniyle batı bölgesinde tanık olunan güvenlik gerilimlerinin askeri kurumun birleştirilmesi yolunu daha da karmaşık hale getirdiği’ uyarısında bulundu. Bergusi, Libya krizinin tarafları arasındaki gerilimin halen siyasi boyutla sınırlı olduğunu ve kalıcı ateşkes anlaşmasını tehdit eden herhangi bir silahlı çatışmaya dönüşmediğini belirtti.

Görsel kaldırıldı. Nazuri ve Haddad (Libya Ulusal Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı)

Bergusi, bu oluşumların artan silah cephaneliği ve daha fazla genç unsuru kendilerine çekmelerini sağlayan mali kapasiteleri ışığında Batı Bölgesi'ndeki Genelkurmay Başkanlığı'nın sahip olduklarıyla kıyaslayarak şu soruyu sordu: “Askeri kurumun birleştirilmesine yönelik prosedürlere tabi olmalarını nasıl bekleyebiliriz?”

Ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin Genelkurmay Başkanlığını yapan Abdurrazık en-Nazuri ve Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, geçtiğimiz hafta sonu Botsvana'da AFRICOM tarafından düzenlenen konferansa katıldı.

Bergusi, Haddad ve Nazuri'nin konferansa davet edilme nedeninin ‘Washington'un Libya, Cezayir ve Nijerya sınır bölgesinde konuşlanacak doğu ve batı güçlerinden oluşan ortak bir askeri güç kurma çabası’ ile ilgili olabileceğini düşünüyor.

Bergusi, “Washington, Rusların aynı kritik sınır bölgesinde konuşlu LUO Genel Komutanlığı ile koordineli bir askeri güç oluşturabileceğine inanıyor. Bu nedenle LUO güçlerini Ruslar yerine kendilerine katılmaya çekmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Silphium Araştırma ve Çalışmalar Vakfı Başkanı Cemal Şeluf, AFRICOM'un Nazuri ve Haddad'ı davet etme isteğinin, ‘Washington'un doğudaki ve batıdaki tüm Libyalı taraflara açık ve özellikle uluslararası çevrelerde Libya sahasının Rusların tekelinde olduğuna dair tekrarlananların doğru olmadığını kanıtlayan bir mesaj’ olduğuna inanıyor.

Şeluf, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, toplantının askeri kurumların birleştirilmesi sürecini yeniden canlandırması ihtimalini dışlayarak, “Libya ordusu, özellikle de 5+5 Komitesi üyeleri arasında herhangi bir anlaşmazlık yok” dedi. Şeluf, Kahire, Cenevre ve Sirte'deki önceki toplantılara ve Nazuri'nin daha önce Trablus'u ziyaret etmesine işaret etti.

Şeluf, “Herhangi bir anlaşmanın sonuçları, Libya'nın batısını temsil eden ve oradaki Genelkurmay Başkanı’na bağlı askeri personelin, oluşumların etkisi ve silahlarının gücü nedeniyle bunları uygulayamaması nedeniyle her zaman engellenmiştir” dedi.

Libyalı siyasi analist Muhammed Mahfuz ise önceki görüşlere katılmayarak, AFRICOM'un Nazuri ve Haddad'ı askeri konferansa katılmaya davet etmesinin ardında siyasi ya da askeri amaçlar olduğunu düşünüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Mahfuz, davetin, askeri kurumun bölünmüşlüğü nedeniyle yapıldığını, Washington'un, askeri kurumları birleştirme ya da ortak bir askeri güç oluşturma konusunu yeniden canlandırma arzusunu destekleyecek herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Mahfuz, “Ordunun birleşeceğini varsayarsak, sadakatini borçlu olacağı ve emirlerine itaat edeceği siyasi otorite nerede?” diye sordu.

Batı bölgesindeki silahlı oluşumları 5+5 Ortak Askeri Komitesi’nin planlarını engellemekle suçlamayı reddeden Mahfuz, ‘ana nedenin krizin tarafları arasındaki siyasi irade eksikliği ile sınırlı olduğuna’ inanıyor.

‘Seçimler yapılmadan ve güçlü bir birleşik hükümet kurulmadan Libya'nın, askeri ve güvenlik kurumlarının gerçek anlamda birleşmesine tanık olamayacağını’ belirten Mahfuz, ‘Gazze Şeridi'ndeki durum gibi bölgedeki diğer yakıcı meselelere kıyasla Libya dosyası uluslararası gündemde gerilediği için seçim hakkının halen çok uzakta olduğuna’ inanıyor.



Irak, PKK'yı Bağdat'ta operasyon planlamakla suçluyor

Irak İçişleri Bakanlığı bugün (pazartesi) Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında üç PKK'lının yakalandığını duyurdu. (Irak Haber Ajansı - INA)
Irak İçişleri Bakanlığı bugün (pazartesi) Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında üç PKK'lının yakalandığını duyurdu. (Irak Haber Ajansı - INA)
TT

Irak, PKK'yı Bağdat'ta operasyon planlamakla suçluyor

Irak İçişleri Bakanlığı bugün (pazartesi) Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında üç PKK'lının yakalandığını duyurdu. (Irak Haber Ajansı - INA)
Irak İçişleri Bakanlığı bugün (pazartesi) Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında üç PKK'lının yakalandığını duyurdu. (Irak Haber Ajansı - INA)

Irak hükümeti, Erbil, Duhok ve Kerkük vilayetlerinde meydana gelen yangınların arkasında PKK mensuplarının olduğunu resmen açıkladı ve PKK'nın başkent Bağdat'taki bazı bölgelerde terör eylemleri gerçekleştirmeyi planladığını duyurdu.

Irak İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Mikdad Miri, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanlığı ile Bağdat'ta düzenlenen ortak basın toplantısında, “Erbil, Duhok ve Kerkük vilayetlerinde meydana gelen yangınlara karışanlar, Irak İçişleri Bakanlığı ile IKBY İçişleri Bakanlığı arasında dikkatli takip, olağanüstü çaba ve koordinasyonla gerçekleştirilen dikkatli bir operasyonla gözaltına alındı” dedi. Miri, gözaltına alınların ‘PKK mensubu olduklarını’ belirtti.

Miri sözlerini şöyle sürdürdü: “Üç kişi gözaltına alınmış olup, Federal İstihbarat ve Soruşturma Teşkilatı'nda soruşturma altındalar ve yargılanacaklar. İki şüpheli Kerkük vilayetinde, bir şüpheli de Diyala vilayetinde yakalandığı için bu kişilerin gözaltına alınması üst düzey bir koordinasyonla gerçekleştirildi. Kerkük, Duhok ve Erbil'de meydana gelen yangınların ardından, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve İçişleri Bakanı Abdulemir eş-Şammari'nin gözetiminde gerçeğe ulaşmak için bir görev gücü oluşturuldu. Yangınlar, hemen tutuşmayan, ancak saatler sonra tutuşan şekerleme kutularına hamur yerleştirilerek tespit edilmesi zor bir şekilde gerçekleştirildi. Kayıpların milyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.”

Ekibin ‘suçla ilgili ipuçlarını bulduğunu’ belirten Miri, ‘kaliteli bir operasyonla faillerin yakalandığını ve itiraflarının kaydedildiğini, zira ellerinde mağaza ve alışveriş merkezlerini yakmakta kullanılan kimyasalların da bulunduğunu’ bildirdi.

Bağdat'ta karışıklık çıkarmak için planlandı

Irak İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, tutuklananların itiraflarına göre, ‘Irak'ın iki komşu ülkesini hedef almayı planladıklarını ve ayrıca Ceyhan petrol boru hattını hedef almayı planladıklarını’ belirtti. Iraklı yetkili PKK'nın hangi iki ülkeyi hedef aldığını belirtmezken (muhtemelen Türkiye bunlardan biri), PKK üyelerinin ‘Sadr, Şurca ve Bağdat'taki diğer bölgelerin yanı sıra Erbil'deki bölgeleri ve elektrik iletim hatlarını hedef almayı planladıklarını’ söyledi.

Diğer taraftan IKBY İçişleri Bakanlığı Divanı Genel Müdürü Hemın Mirani, geçtiğimiz dönemde Erbil, Kerkük ve Duhok'ta meydana gelen yangınlarla ilgili ayrıntıları açıkladı. Bağdat'taki İçişleri Bakanlığı merkezinde düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Mirani, yangınların amacının ‘ekonomiye ve halkın gücüne darbe vurmak ve onları hükümete karşı öfkelendirmek olduğunu’ ifade ederek, ‘itiraflar sonucunda bu olayların arkasında PKK’nın bulunduğunu tespit ettiklerini’ söyledi. Mirani, “Burada bulunan suçlulardan Fahrettin Ahmed ismindeki kişi olayın denetimini yapıyordu ve 70'inci askeri birlikte (Kürdistan Yurtsever Birliği peşmergesi) çalışıyor. Diğer fail Muhammed Necat Hüseyin ise Terörle Mücadele Servisi'inde subay. Bunlar Süleymaniye'de PKK'dan eğitim aldı” ifadelerini kullandı.

Terörist mi yasaklı mı?

Mirani'nin Kürtlerin çoğunlukta olduğu üç vilayette (Erbil, Duhok ve Kerkük) çıkan yangınlardan PKK'yı sorumlu tutan açıklamasına paralel olarak Erbil Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Şahvan Said Salih de basına yaptığı açıklamada, ‘Erbil vilayetinde son altı ayda 928 yangın çıktığını ve yanan yerlerin çoğunda herhangi bir itfaiye ve sivil savunma sistemi bulunmadığını’ duyurdu. Salih, “Yangınların bir kısmı ihmal ve tedbirsizlikle ilgiliydi. İtfaiye ekipleri yangınların ardından nedenleri araştırmak için çalıştı. Takip komitelerinin güvenlik gereksinimlerini sıkılaştırabilmesi için tüm raporlar ilgili makamlara sunulacak” ifadelerini kullandı.

Türkiye PKK'yı terör örgütü olarak sınıflandırırken, Irak sadece yasaklı parti olarak sınıflandırıyor. PKK ilk kez Irak'ın başkenti Bağdat'ta, özellikle de Bağdat'ın doğusundaki Sadr ya da Bağdat'ın Rusafa tarafındaki en işlek ticari pazarı Şurca gibi nüfusun en yoğun olduğu bölgelerde yangınlar çıkarmak ve operasyonlar planlamakla suçlanıyor ki bu da Irak hükümetinin çalışmalarını sekteye uğratmak için karışıklık çıkarmayı amaçlayan yeni planlar peşinde olduğu anlamına geliyor.