Fareler, akrepler ve hamamböcekleri Gazzelileri kuşatıyor

BM yetkilisi Gazze sakinleri için ‘kesin olan tek şeyin' ölüm olduğunu söyledi

Gazze Şeridi'ndeki Batı Deir el-Balah kampında yerinden edilenler arasında Filistinli bir çocuk (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Batı Deir el-Balah kampında yerinden edilenler arasında Filistinli bir çocuk (AP)
TT

Fareler, akrepler ve hamamböcekleri Gazzelileri kuşatıyor

Gazze Şeridi'ndeki Batı Deir el-Balah kampında yerinden edilenler arasında Filistinli bir çocuk (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Batı Deir el-Balah kampında yerinden edilenler arasında Filistinli bir çocuk (AP)

İsrail'in amansız bombardımanından kaçamayan Gazze'deki 2,4 milyon Filistinli için ölümün “tek kesinlik” olduğunu söyleyen bir BM yetkilisi, bölge sakinlerinin yerlerinden edildikleri her yerde fare, akrep ve hamamböceği gördüklerini belirterek bölgede artan çaresizlikten söz etti.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) sözcüsü Louise Wateridge Gazze'den AFP'ye konuştu: “İnsanlar gerçekten de ölümü bekliyormuş gibi hissediyor. Bu durumda kesin olan tek şey ölüm gibi görünüyor” ifadesini kullandı.

Wateridge iki haftadır Gazze Şeridi'nde bulunuyor ve savaş devam ederken insani krize, ölüm korkusuna ve hastalıkların yayılmasına tanıklık ediyor.

İsrail hava saldırılarının defalarca hedef aldığı Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat bölgesinden şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde güvenli hiçbir yer yok. Durum kesinlikle yürek parçalayıcı.”

 İsrail güçleri, savaşın başladığı Ekim ayından bu yana kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ni havadan, karadan ve denizden bombalayarak büyük bir bölümünü harabeye çevirdi.

Şu anda 11. ayında olan savaş, ciddi bir insani krize neden oldu ve birçoğu defalarca yerinden edilen yüz binlerce insan temel gıda maddelerinden ve temiz içme suyundan yoksun kaldı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Wateridge şunları söyledi: “Hastalıkların yayılması ve hijyen açısından eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıyayız. Bu kısmen İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukadan kaynaklanıyor.”

Hamas Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in saldırıları, bombardımanı ve kara operasyonları Gazze'de en az 40,173 kişinin ölümüne neden oldu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu bildirmekte.

Gazze Şeridi'nde on binlerce insan, İsrail roketlerinin hedefi haline gelen okullara sığınmış durumda.

İsrail ordusuna göre Hamas bu okulları komuta merkezi olarak kullanıyor, ancak örgüt bu suçlamayı reddediyor.

Wateridge, “Okul bile artık güvenli bir yer değil... Görünüşe göre artık her zaman cepheden birkaç blok ötedesiniz,” dedi. Wateridge, İsrail ordusunun “sürekli” tahliye emirlerine yanıt vermekten bıkmış olan ve sayıları giderek artan Gazzelilerin, taşınmaya isteksiz olduğunu belirtti.

Wateridge şöyle açıkladı: “Kendilerini kapalı bir döngü içinde takip ediliyormuş gibi hissediyorlar... Seyahat etmek zor, özellikle de sıcakta çocuklar, yaşlılar ve engellilerle.”

AFP'nin görüştüğü pek çok Gazzeli aile, çadırları ve eşyalarından geriye kalanlarla birlikte daha fazla hareket etmek istemediklerini söyledi. Uçaklardan atılan haritalar da dahil olmak üzere İsrail'in tahliye emirlerinin net olmamasını ve Gazze'de sürekli internet erişiminin olmaması, elektrik kesintileri ve telekomünikasyon sorunları nedeniyle iletişimin zorlaşmasını eleştirdiler.

Hâlâ hareket halinde olanların gittikleri her yerde “sıçanlar, fareler, akrepler ve hamamböcekleri olduğunu” söylediğini aktaran Wateridge, bu böceklerin “bir barınaktan diğerine hastalık taşıdığını” belirtti.

Geçtiğimiz hafta Gazze Sağlık Bakanlığı 25 yıl sonra ilk kez çocuk felci vakası görüldüğünü açıkladı.

Wateridge, BM'nin çocukları aşılamak ve çocuk felcinin yayılmasını önlemek amacıyla çadırdan çadıra geçmek için İsrail'den yeşil ışık beklediğini söyledi.

Görüşmelerde aylardır bir ilerleme sağlanamamış olsa da Wateridge, Gazzelilerin “ateşkes için her zaman umutlu” olduğunu ve “müzakereleri yakından takip ettiklerini” ifade etti.

Uluslararası arabulucular (ABD, Katar ve Mısır) bir ateşkes anlaşmasına varmak amacıyla bu günlerde Kahire'de yeni bir görüşme turu düzenlemeye hazırlanıyor.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.