Gazze'deki "güvenli bölgelerde" yer kalmadı: Her geçen gün daha da kötüleşiyor

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 480'i çocuk, 10 bin 980'i kadın 40 bin 223 Filistinli öldürülürken, 92 bin 981 kişi yaralandı (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 480'i çocuk, 10 bin 980'i kadın 40 bin 223 Filistinli öldürülürken, 92 bin 981 kişi yaralandı (AFP)
TT

Gazze'deki "güvenli bölgelerde" yer kalmadı: Her geçen gün daha da kötüleşiyor

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 480'i çocuk, 10 bin 980'i kadın 40 bin 223 Filistinli öldürülürken, 92 bin 981 kişi yaralandı (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 480'i çocuk, 10 bin 980'i kadın 40 bin 223 Filistinli öldürülürken, 92 bin 981 kişi yaralandı (AFP)

Filistinliler, Gazze Şeridi'ndeki "güvenli insani bölgeler" dolduğu için İsrail saldırısı riski altındaki alanlarda kalmak zorunda.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin aktardığına göre, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından belirlenen bu bölgelerde ciddi bir yer sıkıntısı yaşanıyor. 

Yetkililer, güvenli bölgelerde kalacak yer olmadığı için sivillerin IDF'nin tahliye kararlarına rağmen riskli bölgelerde kalmak zorunda olduğunu belirtiyor.

Adının paylaşılmasını istemeyen Gazze'deki bir BM yetkilisi, Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'a şunları söylüyor: 

Yer yok ve insanlar bunu bildiği için olduğu yerden kıpırdamıyor. Çadırlara erişim yok, bu yüzden bir yer bulsanız bile barınmak çok zor ve koşullar çok kötü.

IDF, saldırı düzenleneceğini bildirerek Deyr El Balah kentindeki sivillerden bölgeyi terk edip El Mavasi'deki güvenli bölgeye gitmesini istemişti. Ancak İsrail ordusu, hafta sonu yayımladığı tahliye duyurusunda, Gazzelilerin El Mavasi'deki bazı bölgeleri terk etmesini de istemişti.

"Durum her geçen gün daha da kötüleşiyor" diyen BM yetkilisi, El Mavasi'de su kaynaklarının yetersiz olduğunu, sağlık hizmetlerinin neredeyse durduğunu ve bulaşıcı hastalıkların arttığını belirtiyor. 

İsrail ordusunun kararıyla güvenli bölgelerin daraltılması da büyük bir sorun yaratıyor. Mevcut güvenli bölgeler Gazze Şeridi'nin sadece yüzde 11'ini kapsıyor. IDF, bazı alanların Hamas militanları tarafından kullanıldığını ve güvenli bölgelerin bu nedenle daraltıldığını savunuyor. 

Filistinliler için güvenli bir yer kalmadığını söyleyen BM yetkilisi, şöyle devam ediyor: 

Bölgelerin daraltılması, aşırı kalabalıklaşma, artan güvensizlik, yetersiz altyapı ve süren çatışmalar göz önüne alındığında, burada yaşamak zorunda kalan yüz binlerce kişi için korkunç insani durum daha da kötüleşiyor.

Tahliye kararlarıyla kaçmak zorunda kalanlar arasında yardım kuruluşu çalışanları da var. Sınır Tanımayan Doktorlar'dan Jacob Greener, "İnsanların sürekli olarak zorla yerlerinden edilmesi insanlık dışıdır" diyor.

BM'nin verilerine göre, yaklaşık 2,1 milyon kişinin yaşadığı Gazze Şeridi'nde 1,9 milyon kişi savaş nedeniyle yerinden edildi.

İsrail'in kara ve hava operasyonları sürerken, henüz ateşkes görüşmelerinde somut bir ilerleme kaydedilemedi. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), ABD'nin silah tedariki üzerinden İsrail'e baskı uygulamaya çalıştığını fakat bunda başarılı olamadığını yazıyor.

Washington, İsrail'e toplam değeri 20 milyar doları aşan silah ve mühimmat satışına geçen hafta onay vermişti. 

WSJ'ye konuşan ve kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen Amerikalı yetkililer, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu hamleyle, İran veya Hizbullah'tan gelecek bir misillemeye karşı İsrail'i savunduğunu göstermeyi amaçladığını belirtiyor. 

Kaynaklar ayrıca Biden'ın bu adımla İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ateşkes anlaşmasını imzalamasını sağlamayı hedeflediğini de söylüyor. 

Fakat eski İsrail Başbakanı Ehud Barak hükümetinin danışmanlarından Daniel Levy, bu stratejini ters tepebileceğine dikkat çekerek "Washington silah sağladığında Netanyahu kazandığını ve Amerika'yı her zaman yaptığı gibi idare edebileceğini düşünüyor" diyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan başka bir yetkiliyse Gazze'deki sivil ölümlerinin Biden yönetimini rahatsız ettiğini fakat İsrail'e silah satış politikasında bir değişime yol açmadığını söylüyor.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, Wall Street Journal



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24