Kedi besleme ve kadınların çalışmasına ilişkin fetvalar Mısır'da ‘sosyal medya eleştirilerine’ yol açtı

Mısır Evkaf Bakanı Usame el-Ezheri cami avlusunda bir kediyi besliyor. (El-Ezheri’nin Facebook sayfası)
Mısır Evkaf Bakanı Usame el-Ezheri cami avlusunda bir kediyi besliyor. (El-Ezheri’nin Facebook sayfası)
TT

Kedi besleme ve kadınların çalışmasına ilişkin fetvalar Mısır'da ‘sosyal medya eleştirilerine’ yol açtı

Mısır Evkaf Bakanı Usame el-Ezheri cami avlusunda bir kediyi besliyor. (El-Ezheri’nin Facebook sayfası)
Mısır Evkaf Bakanı Usame el-Ezheri cami avlusunda bir kediyi besliyor. (El-Ezheri’nin Facebook sayfası)

Mısırlı vaizlerin kediler de dahil olmak üzere evcil hayvan besleme ve kadınların çalışması konusunda verdiği fetvalar, Mısır'daki sosyal medya kullanıcıları arasında geniş çaplı eleştiri ve tartışmalara yol açtı. Konuya dair Mısır'ın fetva kurumu Daru’l İfta'dan da bir yanıt geldi.

Mısırlı vaiz ve el-Ezher’de dinler ve mezhepler araştırmacısı olan Abdullah Ruşdi'nin adı, sosyal medya hesaplarında çalışan kadınlarla ilgili art arda yaptığı paylaşımların ardından trend oldu.

Ruşdi bir paylaşımında ‘işini ve patronuna itaat etmeyi kocasına itaat etmekten daha önemli gören kadını’ eleştirerek, ‘kocanın işten daha önemli olduğunu’ vurguladı.

Bir başka paylaşımında ise eşinden küçümseme gören kocaya ‘karısını hayatından çıkarması’ talimatını verdi. Bu paylaşımlar sosyal medyada çok sayıda etkileşim alarak hızla yayıldı.

Bir grup vaizin söylediklerini kınayarak, onu sözlerini geri almaya çağırdı. Bazıları ise söz konusu paylaşımın yazarının tartışmalı ifadeleri, görüşleri ve fetvalarıyla pek çok krize yol açtığına ve hakkında kadınlara hakaret ettiği ve mezhep çatışmasını körüklediği gerekçesiyle bir dizi şikâyette bulunulduğuna dikkat çekti.

Dün (Salı) Mısır'ın fetva kurumu Daru’l İfta’nın resmi sayfalarında yayınlanan ve kadınların ailelerini geçindirmek için çalışmalarının hükmünü açıklayan bir yazıyı paylaşan bazı kişiler ise ‘kendisini ya da evini geçindirmek için çalışmaya giden bir kadının büyük bir ecir ve sevap kapısına sahip olduğunu’ belirtti.

Karşı görüştekiler ise kadının çalışmasının ‘sadece ihtiyaç’ halinde olabileceğini ve kadın için evinin ‘öncelikli’ olduğunu savunarak vaizin görüşünü haklı buldular. Aynı zamanda Ruşdi'nin bahsettiği örneklerin ‘toplumdaki çoğunluğu temsil etmeyen vakalar’ olduğuna dikkat çektiler.

Diğer taraftan Mısır Evkaf Bakanlığı şeyhlerinden biri olan vaiz Muhammed Ebu Bekir, kedi beslemenin hükmünü açıkladığı tartışmalı bir fetva yayınladı ve kedilerin yiyecekleri için para harcamanın caiz olmadığını belirtti.

Bir televizyon programında kedilerin evlerde değil sokaklarda olması gerektiğini savunan şeyh, kedi maması için harcanan paranın ihtiyaç sahibi insanlara verilmesi gerektiğine işaret etti.

Çok sayıda sosyal medya fenomeni fetva sahibini eleştirip tepki gösterirken, bazıları da fetva verenlerden hesap sorulmasını talep etti.

Yorumların büyük bir kısmında hayvanlara merhamet ve şefkat göstermenin önemi vurgulanarak, bir köpeğe su verdiği için cennete giren adam ile bir kediye işkence ettiği için cehenneme giren kadının hikayesi hatırlatıldı.

Bazı sosyal medya fenomenleri, Daru’l İfta tarafından yayınlanan ve kedilerin beslenmesini ve bakımını caiz gören fetvayı paylaştı.

Geçtiğimiz hafta Mısır Baş Müftüsü Dr. Nezir Ayyad, ‘Daru’l İfta'nın vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak ve özgünlük ile çağdaşlık arasında bir denge sağlamak için doğru şeriat ilmine dayanan ve çağdaş gelişmeleri dikkate alan fetvalar vermeye kararlı olduğunu’ vurguladı.

Ayyad, Mısır Temsilciler Meclisi Din İşleri Komitesi Başkan Yardımcısı ve El-Ezher Üniversitesi eski Rektörü Dr. Usame el-Abd ile yaptığı görüşmede şunları söyledi: “Her zaman fetva mekanizmalarını geliştirmeye ve onları çağdaş gerçekliğimize daha uygun hale getirmeye çalışıyoruz. Bu da fetvanın insanları iyiye ve doğruya yönlendirmedeki ve ulusun ve milletin genel çıkarını sağlamadaki rolünü arttırmaya katkıda bulunuyor.”



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24