Başkent Hartum'un merkezindeki çatışmalar gizlilik içinde yürütülüyor

Burhan, Cebel Muya’daki cephe hatlarında askerlerini ziyaret etti.

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 26 Eylül'de Hartum'da yaşanan çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (Reuters)
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 26 Eylül'de Hartum'da yaşanan çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Başkent Hartum'un merkezindeki çatışmalar gizlilik içinde yürütülüyor

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 26 Eylül'de Hartum'da yaşanan çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (Reuters)
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 26 Eylül'de Hartum'da yaşanan çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ordunun Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile günler süren şiddetli çatışmaların ardından geri aldığı Cebel Muya bölgesini ziyaret etti.

Sosyal medyada dün (Pazar) yayınlanan videolarda, Burhan'ın Cebel Muya'daki askerleri ziyaret ettiği ve arkasında bölgeye adını veren dağın bulunduğu görülüyor.

Başkent Hartum'un 250 kilometre güneyinde yer alan bölge, El Cezire, Sennar ve Beyaz Nil eyaletlerinin kesiştiği stratejik bir yer olması nedeniyle savaşın odak noktası haline geldi.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), Cebel Muya'daki güçlerinin yenilgiye uğratıldığını kabul ederek, Mısır ordusunu bölgeyi geri almak için savaş uçakları aracılığıyla Sudan ordusuna destek vermekle suçladı.

Egemenlik Konseyi medyası dün yaptığı açıklamada, Burhan'ın Kosti-Sennar eksenindeki güçleri denetlediğini ve ‘silahlı kuvvetlerin çökmüş isyancı milislerin kalıntılarına karşı kazandığı zaferde en büyük role sahip olan askerlerin yüksek moralini gözlemlediğini’ söyledi.

Açıklamada Burhan’ın, ‘silahlı kuvvetlerin, Genel İstihbarat ve Güvenlik Servisi'nden destekleyici güçlerin ve seferber olmuş halkın teröristlere (HDK milisleri) karşı ezici bir zafer kazandığı’ Cebel Muya bölgesini ziyaret ettiği bildirildi. Açıklamanın devamında Burhan’ın, ‘silahlı kuvvetler ve diğer düzenli güçlerin subay, astsubay ve askerlerini, isyancı güçleri yenmek ve güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak için gösterdikleri büyük fedakarlıklardan dolayı’ selamladığı belirtildi.

HDK halen Sennar ve El Cezire eyaletlerinin çoğunu ve Sennar kentindeki ordu güçlerini atlatarak Cebel Muya'nın kontrolünü ele geçirdikten sonra ele geçirdiği kuzey Beyaz Nil eyaletinin bazı kısımlarını kontrol ediyor. Ayrıca Singa kentindeki tümen karargahının yanı sıra Dinder, Suki kentlerini ve eyaletteki diğer bazı önemli kasabaları da kontrol altına aldı.

Burhan’ın ziyareti, ordunun HDK'nin yenilgiye uğratıldığını, bölgenin kurtarıldığını ve çok sayıda askeri teçhizatın ele geçirildiğini duyurmasının ardından gerçekleşti.

Diğer yandan Sudan Ordusu Komutan Yardımcısı Korgeneral Şemseddin el-Kebaşi, Sudan ordusunun iki eyalet arasındaki ana yolun kontrolünü tamamen ele geçirmesini sağlayan Beyaz Nil ve Sennar eksenindeki askeri operasyonların ilerleyişini denetledi.

dsvfb
Hartum'daki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv-Reuters)

Buna paralel olarak başkent Hartum'da ordu ile HDK arasında ‘şiddetli sokak çatışmaları’ yaşanırken, çatışmaların seyri ve üçüncü haftasına giren çatışmalarda kimin üstün olduğu konusunda her iki tarafta da aşırı belirsizlik ve gizlilik hâkim.

Bera bin Malik Tugayları tarafından desteklenen Sudan ordusu, tüm ağırlığını şehri yeniden ele geçirmeye veriyor. Raporlar, ordu güçlerinin Mavi ve Beyaz Nil'in birleştiği batı yakasındaki el-Mukrin bölgesinde ilerlediğini ve HDK'nin saklandığı bazı yüksek binaların kontrolünü ele geçirdiğini gösteriyor.

HDK’ye bağlı platformlar ordu güçlerinin Omdurman ile Hartum arasındaki Beyaz Nil Köprüsü'nü geçmeye yönelik yeni girişimlerinin püskürtüldüğünden ve ordu güçlerine ağır kayıplar verdirildiğinden bahsediyor.

Her iki taraf da savaş alanından video görüntüleri yayınlamaktan kaçınıyor. Ancak sahadan gelen veriler, ordu güçlerinin Hartum'un içlerine kadar girdiğini ve şehrin sokaklarında iki taraf arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını gösteriyor.

Bu arada Hartum Güneyi Acil Durum Odası, Sudan ordusuna ait savaş uçaklarının cumartesi günü merkez pazarına düzenlediği hava bombardımanında 23 kişinin öldüğünü ve 40'tan fazla kişinin yaralandığını duyurdu.

Acil Durum Odası’na göre, aralarında kritik vakaların da bulunduğu çok sayıda yaralı Hartum'un güneyindeki yakın hastanelerde tedavi altına alındı.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."