Türkiye SDG'ye yönelik operasyonlarını artırmaya devam ederken Suriye'nin doğusuna takviye birlikler gönderdi

Menbiç sınır kapıları kapatıldı. Ebu ez- Zindeyn'deki protestocular M4 karayolunu kapattı

Türkiye, SDG’nin kontrolünde bölgeleri hedef alıyor (KDSÖY - X)
Türkiye, SDG’nin kontrolünde bölgeleri hedef alıyor (KDSÖY - X)
TT

Türkiye SDG'ye yönelik operasyonlarını artırmaya devam ederken Suriye'nin doğusuna takviye birlikler gönderdi

Türkiye, SDG’nin kontrolünde bölgeleri hedef alıyor (KDSÖY - X)
Türkiye, SDG’nin kontrolünde bölgeleri hedef alıyor (KDSÖY - X)

Suriye'nin kuzeyindeki Rakka ilinin kuzeyindeki üslerine askeri takviyelerde bulunan Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altındaki bölgelere yönelik hava saldırılarını sürdürüyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri, cuma günü gece yarısından cumartesi sabahına kadar üç parti halinde silah ve lojistik malzeme, personel taşıyıcı ve ambulans yüklü 57'den fazla tırdan oluşan bir konvoyla askeri takviyelerde bulundu. Resulayn ve Tel Abyad'daki iki sınır kapısından giriş yapan askeri takviyeler, Rakka'nın kuzeyindeki Suluk beldesindeki ve diğer görev noktalarına dağıtıldı.

Türkiye, insansız hava araçları (İHA) ve topçu birlikleriyle geçtiğimiz çarşamba günü Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Genel Müdürlüğü'ne yönelik PKK’nı üstlendiği terör saldırısının ardından başlattığı operasyonda, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin (KDSÖY) SDG kontrolündeki bölgelerini bombalamaya devam ediyor.

KDSÖY İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) Medya Merkezi, Ankara'da TUSAŞ'a yapılan saldırının ardından Türkiye'nin 112'si İHA’lar ve savaş uçaklarıyla, 573'ü topçu bombardımanlarıyla olmak üzere 685 saldırı düzenlediğini açıkladı.

KDSÖY’e göre Türkiye'nin saldırıları 14'ten fazla kişinin ölümüne ve 40 kişinin yaralanmasına neden oldu. Petrol tesislerinin ve elektrik santrallerinin hedef alınması ise maddi kayıplara yol açarak insani krizi derinleştirdi.

Protestolar ve eleştiriler

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi SOHR tarafından aktarıldığına göre Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerinde yaşayanlar, Birleşmiş Milletlerin (BM) Kamışlı'daki karargâhı, Resulayn, Derbesiye ve Haseke kırsalındaki diğer bölgeler ile Halep'in doğusundaki El Bab kırsalında yer alan Arima beldesindeki Rusya’nın kullandığı askeri üssün önünde Türkiye’nin operasyonun ve Rusya'nın bu operasyona karşı sessizliğini kınayan protesto gösterileri düzenledi.

dcfv
Türkiye, sızmaları önlemek için Suriye sınırı boyunca bir duvar inşa etti (Milli Savunma Bakanlığı)

Öte yandan Türkiye'deki muhalefet kanadı, Suriye'nin kuzeyinden gelen teröristler tarafından son dönemde gerçekleştirilen terör saldırılarının ortaya çıkardığı güvenlik zafiyetlerini eleştirdi.

Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Meclis Grup Başkanvekili Murat Emir, TUSAŞ’ı hedef alan son terör saldırısındaki güvenlik zafiyetinin, hükümetin Suriye sınırına örülen duvarın aşılmaz olduğu iddiasına rağmen, teröristlerin Suriye'den Türkiye topraklarına sızabilmelerine ilişkin soru işaretlerini yeniden gündeme getirdiğini söyledi.

Emir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“Bugün herkesin savunma sanayimizin gözbebeği dediği bir kuruma birilerinin Türkiye'ye gözdağı vermek için saldırabileceğini öngörmek için gerçekten de istihbaratçı olmaya gerek yok. Teröristler Suriye'den rahatlıkla giriyorlar çünkü sınırlarımızı kevgire döndürdüler. Biz 'sınır namustur 'dedikçe, sınırları her gelenin rahatlıkla geçebileceği bir hale getirdiler. Suriye'den Ankara'ya kadar hiçbir önleme takılmadan rahatlıkla geliyorlar.”

Emir, sınırların kontrol altına alınması ve ülke içindeki hayati, stratejik ve hassas tesislerin güvenliğinin arttırılması için bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulması halinde partisinin katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladı.

TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısının ardından Türkiye'nin Suriye’deki operasyonlarını sürdüren Milli Savunma Bakanlığı tarafından cumartesi günü yapılan açıklamada SDG'nin en büyük bileşeni olan Kürt Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) 17 üyesinin Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekât bölgeleri ile Suriye'nin kuzeybatısındaki Menbiç'te etkisiz hale getirildikleri duyuruldu.

Öte yandan TSK ve Türkiye’ye yakın Suriye Milli Ordusu (SMO) gruplarının SDG ve Suriye rejimi güçlerinin bulunduğu bölgelerdeki yerleşim yerlerini topçularla bombalamasına yanıt olarak Azez ve Cerablus şehirlerinin yanı sıra Halep kırsalındaki Fırat Kalkanı harekat bölgesinde yer alan El Bab şehri Kürt güçlerinin ve Suriye rejimi güçleri tarafından topçularla bombalandı.

dverbt
Türkiye, çarşamba gününden bu yana SDG’nin Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda yer alan mevzilerini bombalıyor (X)

SOHR, SDG'ye bağlı Menbiç Askeri Konseyi güçlerinin, Türkiye'nin Halep kırsalındaki bölgelere yönelik kara ve hava saldırıları devam ederken SDG’nin kontrol bölgelerini Fırat Kalkanı harekat bölgesine bağlayan Ummu Calud ve Avn ed-Dadat sınır kapılarını tedbir amaçlı kapattığını bildirdi.

Halep'in doğusundaki El Bab şehrinde Fırat Kalkanı birlikleri ile Suriye güçlerinin bölgelerini birbirine bağlayan Halep-Lazkiye Uluslararası Karayolu’nun (M4) Ebu ez-Zindeyn sınır kapısını toprak yığınlarıyla kapatan bir grup gösterici, kamyonların ve araçların El Bab'a geçişini engelledi.

Bu durum, Suriye muhalefetine bağlı Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı’nın Lübnan'dan ve kontrolündeki Suriye bölgelerinden gelen sivillerin geçişi için sınır kapısını açma kararı almasına yol açtı.

Türkiye ile Rusya arasında Ankara-Şam normalleştirilmesine yönelik uzlaşı çerçevesinde Türkiye yanlısı muhalif grupların sınır kapısını açma girişimleri, bölge sakinleri ve SMO bünyesindeki bazı gruplar tarafından protesto edildi.



Savaştan sonra Gazze Şeridi'ni kim yönetecek?

Gazze şehrindeki Yermuk Stadyumu’nda oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze şehrindeki Yermuk Stadyumu’nda oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
TT

Savaştan sonra Gazze Şeridi'ni kim yönetecek?

Gazze şehrindeki Yermuk Stadyumu’nda oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze şehrindeki Yermuk Stadyumu’nda oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Hamas Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar'ın öldürülmesi, İsrail ile 2007'den bu yana bölgeyi kontrol eden Filistin hareketi arasındaki savaşın devam ettiği Gazze Şeridi'nin gelecekteki yönetimine ilişkin spekülasyonları yeniden alevlendirdi.

Filistinliler Gazze Şeridi'nin geleceğinin kendi meseleleri olduğu ve dışarıdan herhangi bir müdahaleyi kabul etmeyecekleri konusunda ısrar ederken, savaştan sonra Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmak üzere birçok isim konuşuluyor.

İsrail'in planı ne?

İsrail, savaştan sonra Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetiminde yer almasını reddediyor, ancak Gazze Şeridi'ni kendisinin yönetmek istemediğini de vurguluyor.

amas'ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar, 13 Nisan 2022 (AP)Hamas'ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar, 13 Nisan 2022 (AP)

Buna karşılık, İsrail'de aralarında hükümet üyelerinin de bulunduğu aşırı sağcı isimler, İsrail'in 2005'te Gazze Şeridi'nden çekilmesinin ardından kaldırılan yerleşim yerlerinin geri verilmesini öneriyor.

İsrailli bir güvenlik kaynağı geçtiğimiz günlerde AFP'ye yaptığı açıklamada, “Ordu gerektiği sürece orada kalacak. Güvenlik sağlandıktan sonra bir sonraki adımı düşünmenin zamanı gelecek. Şu anki amaç, Gazze Şeridi'ni ele geçirmek değil” ifadelerini kullandı.

Bazı İsrail medya organları savaş sonrası dönemde uluslararası güçlerin katılımından söz ederken, bunun Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için mali yardım mı, yoksa askeri varlık mı olduğunu belirtmedi.

Filistinlilerin rolü ne olacak?

Mahmud Abbas yönetimindeki Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'nde bir varlık göstermeye çalışıyor ve hükümet çalışanlarının halen görev yaptığı belediyeler aracılığıyla varlığını sürdürüyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde (Reuters)Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin savaşın sona ermesinin ardından kendisinin katılmayacağı ancak oluşumu konusunda kendisine danışılacağı bağımsız bir Filistin hükümetinin kurulmasını kabul ettiğini söyledi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas kısa süre önce yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Filistin devletinin sorumluluğu altında bulunduğunu belirterek, Gazze Şeridi'nin Batı Şeria'dan ayrılmasına yol açacak her türlü tedbiri reddetti.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden (ECFR) Muhammed Şehade, 2007'den bu yana Gazze Şeridi'nde çalışan çok sayıda hükümet çalışanına ve Hamas'ın Gazze nüfusunun büyük bir kesiminden aldığı desteğe işaret ederek, ‘Filistin Yönetimi'nin Hamas olmadan Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteremeyeceğini’ vurguladı.

srail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Bu arada, Gazze ile Mısır arasında bulunan ve şu anda İsrail ordusunun kontrolü altında olan Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması konusu, daha önce burada personeli bulunan Avrupa Birliği (AB) de dahil olmak üzere yabancı ortaklarla gayrı resmi olarak görüşülüyor.

Filistin Yönetimi bu sınır kapısında varlık gösterebilirse, ‘İsrail tankıyla’ girmekle suçlanmadan Gazze şehrine ulaşabilir.

Engeller neler?

İsrail'deki Avrupalı bir diplomat, “Sonun başlangıcıyla ilgili zorlu tartışmalara daha yeni başlıyoruz. İsrailliler Filistinli liderlerin ortaya çıkmasını istiyor ama bunu mevcut Filistin siyasi kanallarının dışında yapmaya çalışıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Bazı diplomatik kaynaklar AFP'ye yabancı ülkelerin ya da Constellis (eski adıyla Blackwater) gibi özel güvenlik şirketlerinin bölgede güvenliği sağlama ihtimalinin tamamen varsayımsal olduğunu vurguladı.

Şehade, ‘Arap ülkelerinin tereddütlü olduğunu, zira güçlerinin silahlı Filistin direnişiyle karşı karşıya kalmasının halkları nezdinde iyi karşılanmayacağının farkında olduklarını’ belirtti.

Filistin toprakları konusunda uzman bir araştırmacı olan Xavier Guignard, “Kimse güvenlik ve siyasi sorunları olan karmaşık bir yeniden yapılanma sürecinin merkezinde yer almak istemiyor ve kimse İsraillilere bağışçı olmak istemiyor” şeklinde konuştu.

Noria Research araştırma kuruluşunda çalışan Guignard, İsrail ordusu orada olduğu sürece Gazze Şeridi'nde bir yönetim sistemi arayışının erken olduğuna inanıyor. Guignard, “Bu askeri bir işgal ve ne kadar süreceğini bilemeyiz” ifadesini kullandı.

Kamuoyu yoklamalarına göre İsrailliler bir Filistin devletinin kurulmasına her zamankinden daha fazla karşı çıkıyor ve Filistin Yönetimi'nin geri dönmesine sıcak bakmıyor.

Guignard sözlerini şöyle noktaladı: “Gazze Şeridi'nde güçlendirilmiş bir Filistin Yönetimi doğal bir tepki olacaktır. Ancak bu İsrailliler için bir kırmızı çizgidir ve Gazze Şeridi ile Batı Şeria'nın yeniden birleşmesine izin verecek siyasi bir çözüme benzeyecektir.”