İranlı milislerin Deyrizor'daki yedi köy bölgesine girişi yasaklandı

Rus güçleri ABD'nin Suriye'nin doğusundaki tırmanışını sınırlamaya çalışıyor

Rus subaylar yardım dağıtmak için Deyrizor sakinleriyle birlikte (X)
Rus subaylar yardım dağıtmak için Deyrizor sakinleriyle birlikte (X)
TT

İranlı milislerin Deyrizor'daki yedi köy bölgesine girişi yasaklandı

Rus subaylar yardım dağıtmak için Deyrizor sakinleriyle birlikte (X)
Rus subaylar yardım dağıtmak için Deyrizor sakinleriyle birlikte (X)

Suriye'deki Rus güçleri, durumun Suriye'nin Filistin ve Lübnan'daki çatışmalara müdahil olmasına doğru kaymaması için çaba sarf ediyor. Kısa bir süre önce bölgeyi gezen Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu'ya göre ‘Ortadoğu'daki durum çok zor ve gergin. Bu noktada Suriye'nin bölgesel ortama yeniden entegrasyonunu sürdürmek önemli.’

Rusya'nın attığı adımlar arasında, Rus güçlerinin ‘yedi köy’ olarak adlandırılan bölgeyi Fırat'ın batısına bağlayan askeri köprü üzerinde bir kontrol noktası kurması, rejim ve Rus güçleri dışında İranlı milislerin ya da diğer askeri oluşumların köylere girmesini engellemesi de yer alıyor.

İran 2022 yılında, Fırat'ın batısında kontrol ettiği bölgelerle Fırat'ın doğusunda kontrol ettiği yedi köyü birbirine bağlayan bir köprü kurdu. Köprü, nehrin her iki yakasındaki milislerinin bölgeleri arasında silah sevkiyatı ve askeri teçhizat geçişini kolaylaştırmak için el-Huseyniye (Fırat'ın doğusu) ve el-Huveyka (Fırat'ın batısı) bölgelerini birbirine bağlıyor.

zascdvf
Irak Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) üyeleri, Irak-Suriye sınırındaki el-Kaim'de ABD tarafından düzenlenen hava saldırısının enkazını kaldırıyor. (Arşiv - AP)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynaklarına göre bu eylem, ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon ile İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı İranlı milisler arasında bölgedeki hedeflerin tekrar tekrar vurulmasının ardından geldi.

Deyrizor kırsalındaki yedi köy şunlar: es-Salihiye, Hatla, Hişam, Marat, Tabiye, Mazlum ve el-Huseyniye. Bunların hepsi rejimin kontrolü altında ve İranlı milislerle bağlantılı yerel unsurlar içeriyor.

Köprü, şehri yedi köye bağlayan önemli bir stratejik nokta. Rusya'nın bu hamlesi, bölgedeki askeri gerilimi azaltmak amacıyla sadece Rus güçlerinin ve rejim güçlerinin girip çıkmasına izin verilen bu köyler üzerinde askeri kontrol sağlamayı amaçlıyor.

İran yanlısı yerel milislerin iki üyesi çarşamba günü, 31 Ekim'de Deyrizor Askeri Havaalanı yakınlarındaki mevzileri hedef alan ABD öncülüğündeki bir hava saldırısında aldıkları yaralar nedeniyle öldü. Söz konusu milisler İranlı milislerle bağlantılı olan Hasan el-Gadban milislerine mensuptu.

wrgth
Suriye'nin doğusunda bulunan Deyrizor'da İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Fatımiyyun üyeleri (arşiv)

Son birkaç gündür ABD güçleri, İran destekli militanların bölge yakınlarındaki ABD üslerini hedef aldığı bahanesiyle Fırat'ın batısındaki yedi köy bölgesini ağır toplarla bombalıyor.

Yerel medya kaynaklarına göre Rusya, Suriye'de faaliyet gösteren Rus güçlerinin bir temsilcisi ile Deyrizor'daki DMO temsilcisi arasında 18 Ekim'de Devlet Güvenlik binasında yapılan bir toplantı sırasında DMO'dan Deyrizor Askeri Havaalanı yakınlarındaki İran'a bağlı milislerin karargahlarını ve Deyrizor kentindeki diğer bazı yerleri boşaltmasını istedi.

Rus medya çevreleri Şoygu'nun son haftalarda attığı adımların bölgedeki durumun Rusya'nın bölgedeki çıkarlarına ciddi zarar verebilecek büyük bir çatışmaya dönüşmesini önlemeye odaklandığını belirtiyor.

cdvfgbhy
Ulusal Savunma Güçleri milisleri Deyrizor kırsalındaki el-Meyadin'de bulunan karargahlarından birini boşalttı. (sosyal medya)

Suriye rejiminin kısa süre önce bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve kendisini savaşa sürüklemeye çalışan İsrail ile savaşa girmemek için güçlerine İranlı milislerin faaliyetlerini kısıtlama ve Suriye'deki ABD üslerini hedef almalarını önleme talimatı vermesi dikkat çekicidir. Suriye'deki Rus güçleri, sadece askeri olarak değil, aynı zamanda bölgedeki sivillerin gönlünü kazanmak için sağlık ve gıda yardımı dağıtarak Suriye'nin doğusunda, özellikle de Deyrizor vilayetinde varlıklarını giderek daha fazla tesis etmeye çalışıyor.

16 Eylül'de Şam'ı ziyaret eden Şoygu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile bir araya gelerek ‘uluslararası ve bölgesel güvenlikle ilgili bir dizi konuyu’, Suriye ile Rusya arasındaki ikili ilişkileri ve bunları güçlendirme olanaklarını ele aldı.

zxsdf
Rus subaylar yardım dağıtmak için Deyrizor sakinleriyle birlikte (X)

Son günlerde medya çevreleri, Moskova'nın Suriye'yi bölgede devam eden savaşın dışında tutmak için büyük siyasi çabalar sarf ettiğini, arabuluculuğu devreye sokmak ve Suriye rejimine İran'ın yanında çatışmaya girme konusunda açık işaretler göstermemesi için baskı yapmak üzere bazı Arap ülkeleriyle temaslarda bulunduğunu bildiriyor.

Çatışmalar ve güvenlik kaosu

Deyrizor vilayeti ve kırsalı, İran ve milislerinin Lübnan'daki savaş ve İsrail'in Hizbullah ile İran unsurlarını hedef almasıyla meşgul olması nedeniyle daha da kötüleşen güvenlik kaosuna tanık oluyor.

SOHR, Deyrizor kırsalının doğusunda rejim güçleri ve İranlı milislerin kontrolündeki bölgelerde yer alan El Bukemal kentindeki bir pazarda el-Hasun ve el-Muşahide aşiretleri mensupları arasında şiddetli bir tartışma çıktığını ve tartışmanın çatışmaya dönüştüğünü bildirdi. Anlaşmazlık, DMO'ya bağlı 47’nci Alay'ın kontrol noktasında yaşanan ve el-Hasun aşiretinin ileri gelenlerinden birinin kontrol noktasından geçerken milisler tarafından aranmayı reddetmesi üzerine tartaklanması, milislerden birini darp etmesi ve ardından evine kaçması olayından kaynaklanıyor.

İki taraf arasındaki gerilim, milislerin şahsın peşine düşmesi, evini kurşun yağmuruna tutması ve arabasını yakmasıyla şiddetlendi. Şahsın bazı akrabaları daha sonra el-Muşahide aşireti mensuplarının evlerine saldırdı ve evlerden birini ateşe verdi.

Çatışmalarda serseri bir kurşunun isabet ettiği bir öğretmen de dahil olmak üzere üç el-Muşahide aşireti mensubu yaralandı. Ardından aşiret lideri el-Hac Ebu İsa da dahil olmak üzere 47’nci Alay mensupları geniş bir alana dağıldı. Şu ana kadar can kayıplarına ilişkin teyit edilmiş bir bilgi bulunmazken, gelişmelerin nasıl sonuçlanabileceği beklentisiyle yerel halk arasında endişe hâkim.

2 Ekim'de Deyrizor kırsalının doğusunda bulunan el-Meyadin kentine bağlı Sabikhan beldesinde rejim güçleri ve müttefik milislerin kontrolündeki bölgelerde iki aile arasında makineli tüfeklerin de kullanıldığı aşiret çatışmaları yaşandı. Söz konusu çatışmada 4 kişi çeşitli yerlerinden yaralanarak tedavi için hastaneye kaldırıldı.



ABD seçimleri ile İsrail'e yanıt arasında İran

 Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)
Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)
TT

ABD seçimleri ile İsrail'e yanıt arasında İran

 Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)
Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)

Hasan Fahs

Bölgesel sahneye hakim olan benzeri görülmemiş yüksek tansiyona, İran'ın daha önce maruz kaldığı, başkent Tahran ile güneybatıdaki Huzistan ve batıdaki İlam şehirlerinin yakınındaki bazı askeri mevzi ve merkezlerin hedef alındığı saldırıya karşılık, İran'ın İsrail'e yönelik herhangi bir askeri operasyonun olası sonuçlarına rağmen, İran liderliğinin, yanıt sürecini ağırdan almayı tercih ettiği aşikar. Tahran'daki siyasi ve askeri düzeydeki tüm yetkililer, gerçekleşeceğini vurguladıkları bu yanıtın uluslararası kanunlar ve BM Antlaşması ile güvence altına alınan haklar çerçevesinde olduğunun altını çiziyorlar.

Bu ağırdan alma, yeni başkanın kimliğini ve Beyaz Saray'daki Oval Ofis’in koltuğuna kimin oturacağını belirleyecek bir seçim sürecinden geçen ABD yönetiminin yaşadığı bekleme sürecinden Tahran’ın yararlanmaması şeklinde ifade buldu.

Tahran, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile Demokrat aday Kamala Harris arasındaki başkanlık yarışında bir aktör ya da en azından kart olmamayı, taraflardan hiçbirine seçimlerdeki şanslarını iyileştirmek ve kararsız Amerikalı seçmeni etkilemek için, İsrail'in gerçekleştirebileceği herhangi bir askeri operasyonu sandıkta kullanma gerekçesi vermemeyi tercih etti. Buna rağmen her iki adayın da detaylarında, projelerinde ve planlarında, dış politikaya ilişkin programlarında, uluslararası güvenlik, İsrail ile ilişkiler, İran ile bölgesel silahlarının ve direniş eksenindeki müttefiklerinin Tel Aviv'e ve bölgedeki projelerine yönelik oluşturduğu tehdidin kaynaklarını ortadan kaldırıp, onu destekleme ve güvenliğini güçlendirme mekanizmaları ile ilgili görüşlerinde İran mevcuttu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu seçimlerin arifesinde bazı icraatlarda bulunarak, ABD’nin emaneti olarak nitelendirilen Savunma Bakanı Yoav Galant'tan kurtulmak ve yerine Dışişleri Bakanı Israel Katz'ı atamak amacıyla bir dizi görevden alma kararı aldı. Tahran bunu Netanyahu'nun iç saflarını iki yönde organize etmeye çalıştığı bir adım olarak okudu. Birincisi, kabinesi içinde İran rejimine karşı bir cephe açılmasını ve onunla doğrudan savaşı onaylayan sesleri baskın hale getirerek gerilimi tırmandırma tutumunu desteklemek. Savunma Bakanlığına getirilen Katz bu yaklaşımın ve özellikle de İran'ın nükleer programının yok edilmesi konusunun en önemli destekçilerinden biri. İkinci yön ise yeni başkanın belli olması ve seçimlerin bitmesi sonrasında Amerikan yönetiminin kendisine uygulayabileceği baskılarla yüzleşmeye hazırlanmak.

ABD seçimlerinde oy verme sürecinin sona erdiği söylenebilir ve sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun İran'ın bu seçimlerin oluşturduğu yüksek hassasiyetin, kesin sonuçların açıklanmasının gecikmesi durumunda sonuçların bir belirsizlik ve karmaşa çemberine girmesine neden olabilecek iki ana aday arasındaki yoğun ve yakın rekabetin farkında olduğu açık ve net.

ABD yönetiminin yaşayabileceği dengesizliğe rağmen, önümüzdeki yılın ilk ayının 20'sine kadar Beyaz Saray'da kalacak olan mevcut Başkan Joe Biden’ın, Kongre’nin onayını almak zorunda kalmadan askeri seçeneklere yönelme imkanı var. Amerikan Anayasası ona bu marjı tanıyor. Bu durum, İran ve liderliğinin İsrail saldırısına askeri bir karşılık verme kararı alması için bir fırsat oluşturabilir.

İran'ın fırsatı, ABD'nin temel ve önemli bir rol oynayacağı, yani Washington'un İsrail'in yanında doğrudan müdahalesiyle karşı karşıya kalacağı açık bir savaşa geçiş olasılığından endişe etmeden gerçekleştirdiği saldırıya yanıt olarak Tel Aviv'e misillemede bulunabilmesidir. Bu, Tahran'ın olası herhangi bir yanıtta Washington'un Tel Aviv'e sağlayabileceği yardımın boyutunu değerlendirmelerinin dışında bıraktığı anlamına gelmiyor. Ancak Tahran'daki liderliğin tahminleri, bu yardımın çatışmanın geniş ve açık bir çatışmaya dönüşmeden, iki taraf arasında savaşa yol açmayacak bir durak olarak kalmasını amaçlayacağı yönünde.

Buna ilaveten yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendisini veremeyecek. Bu, yeni yönetimin kurulduğu, son şeklini aldığı, iç ve dış programlarının özelliklerinin netleştiği tarihtir. Bunlar, bir yönetim kurulması, diplomasiye yön verecek ekibin ve Pentagon'daki askeri yapının başında kimin olacağının seçilmesi gerektiği için Trump'ın başkanlığı kazanması durumunda daha açık görülecek komplikasyonlardır. Onun aksine Harris’in dönemi, Demokratların yönetim programının devamı olacağından, kendisi için işler daha az karmaşık olacaktır.

İran liderliğinin son haftalarda yükselen ve İran’ın misillemede acele etmemesi, askeri ve siyasi kurumdaki ilgili İranlı yetkililerin doğruladığı gibi, saldırı Tel Aviv tarafından belirlenen hedeflere ulaşmadığından, İsrail'in saldırısına karşı her türlü askeri eylemden veya yanıttan vazgeçme seçeneğine yönelme çağrısında bulunan sesleri susturmayı başardığı söylenebilir. Dolayısıyla, yanıt verme hakkına ve bunu kullanmaya bağlı kalma kararı nihai gibi görünüyor. Keza bu, İranlı tarafların daha önce ima ettiği herhangi bir pazarlık veya anlaşma sürecine ya da  bazı bölgesel ve uluslararası tarafların sunduğu tekliflere tabi değil gibi görünüyor. Söz konusu taraflar, İran’ın yanıt vermekten vazgeçmesi karşılığında Gazze ve Lübnan'da eş zamanlı olarak ateşkes sağlanması için çalışmayı teklif etmişlerdi. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ifadesine göre Tahran'ın bu teklife karşı tutumu, Tel Aviv'in ateşkesi kabul etmesi halinde yanıtının  boyutunu küçültebileceği ve yoğunluğunu hafifletebileceği oldu.

ABD seçimleri sona erdi ve hiçbir adayın Ortadoğu'daki durumdan yararlanma ve bunu sandıkta kullanma imkanı kalmadı. Dolayısıyla İran'ın yanıtı için “geri sayımın” başladığı ve bilhassa İran yönetimi Beyaz Saray'a yerleşecek başkanın kişiliğiyle ilgilenmediği için önümüzdeki ayların iki taraf arasında daha “sıcak” geçebileceği söylenebilir. Zira ister Cumhuriyetçi ister Demokrat partilerin liderliğinde olsun Tahran ile Washington arasında yaşanan deneyim, Dini Lider'in onlarla güven inşa etme olasılığı üzerine bahse girmesine yardımcı olmuyor. Bu nedenle inisiyatif almayı, karar konusunda dizginleri eline almayı, İran karar alma merkezlerinde görülen tereddütleri “düşmanı cezalandırmanın ve ona sert bir darbe indirmenin gerekliliğini” vurgulayarak gidermeyi tercih etti. İran'a ve direniş eksenine yönelik her türlü saldırının sert ve yıkıcı bir yanıtla karşılık bulacağını” vurgulayarak çatışmanın kapılarını sonuna kadar açtı. Dini Liderin bu duruşu, Tel Aviv ile birlikte Washington’un, Tahran için birinci ve temel savunma hattını oluşturan Lübnan'daki Hizbullah'ın ortadan kaldırılmasında ısrar etmesi halinde, İran'ın pozisyonunu geliştirmeye ve gerilimi tırmandıracak daha fazla seçeneğe yönelmeye hazır olduğuna dair açık sinyaller taşıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Indepedent Arabia’dan çevrilmiştir.