Suriye'de “ertesi gün” için 4 senaryo

Ya yeni gerçeklik içinde çatışmaları durduran diplomatik bir başarı ya haritaları rejim lehine değiştiren bir karşı saldırı ya çözümleri dayatmak için devam eden savaşlar ya da Şam'ın düşmesi

Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)
Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)
TT

Suriye'de “ertesi gün” için 4 senaryo

Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)
Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)

İsmail Derviş

Suriye’de Halep şehrinin tamamını, İdlib’in geri kalanını ve Hama'nın kuzey kırsalını ele geçiren Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) başını çektiği silahlı muhalif grupların ani ve hızlı ilerleyişinin ardından, Suriye'nin kuzey ve orta kesimlerindeki çatışmalar beş gündür dünya basınında gündemin üst sıralarında yer alıyor.

Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) da eş zamanlı olarak Halep'in kuzey kırsalında rejim güçlerine ve Ankara tarafından PKK'nın uzantısı olarak kabul edilen Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı yeni bir operasyon başlattı. Rus savaş uçakları İdlib ve Halep'te birkaç hava saldırısı düzenlerken İran sahada değil ve diplomasiye yönelmiş durumda. Tüm bunlar çerçevesinde Suriye'de ‘ertesi gün’ nasıl olacak?

Olası senaryolar arasında cumartesi gününden itibaren yoğunlaşan diplomatik çabaların başarıya ulaşması ve yeni gerçeklik çerçevesinde bir ateşkes sağlanması, haritaları yeniden rejim lehine değiştirecek bir karşı saldırının başlaması, siyasi bir çözümün dayatılması için çatışmaların devam etmesi ve Şam rejiminin düşmesi şeklinde dört senaryo yer alıyor.

Diplomatik hamleler

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin bugünTürkiye'yi ziyaret edeceği ve bu ziyaret sırasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya gelerek Suriye'deki durumu ele alacağı bildirildi.

Arakçi, ABD ve İsrail'i Suriye'deki çatışmalarda büyük ilerlemeler kaydeden Suriyeli muhalif grupları desteklemekle suçladıktan sonra Şam'dan Ankara'ya geçmesi bekleniyor. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir Türk kaynak, bir güvenlik heyetinin cumartesi günü Şam'dan Türkiye'nin güneyindeki Antalya’ya geldiğini söyledi. Heyetin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yetkilileriyle bir araya gelerek muhalif grupların ilerleyişini durdurmak için bir anlaşmaya varmaya çalışması bekleniyor. Şarku’l Avsat’ın  Independent Arabia’dan aktardığı habere göre kaynak, Şam heyetinin bu görevinde başarılı olma ihtimalini zayıf görürken bir başka Türk kaynak da böyle bir heyetin Antalya’ya gelişinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Suriye topraklarının terörizme karşı korunması ve birliğinin sağlanması için desteklerini ifade eden bazı Arap ülkelerinden yetkililerle birkaç telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

 Mevcut gerginlik sırasında İran tarafından yürütülen diplomatik çabalara gelince, daha önceki deneyimleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye dosyasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile anlaşmayı tercih etmesi nedeniyle Türkiye ile bir anlaşmaya varmakta başarısız olduklarını kanıtladı. Putin ile Erdoğan arasında geçtiğimiz yıllarda yapılan görüşmeler, sahaya yansıyan ve Suriye'de dört yıl süren ateşkese katkıda bulunan çeşitli anlaşmalar ve sonuçlar elde etmeyi başardı. Dolayısıyla Rusya'nın diplomatik müdahalede bulunmaması ve Türkiye ile görüşmeler yapmaması halinde diplomatik kanalların Suriye'deki çatışmaları durdurma konusunda başarılı olması pek mümkün görünmüyor.

Karşı saldırı

Cumartesi gecesi ve pazar günü Hama kentindeki çatışmalar nispeten durma noktasına gelirken, Rus savaş uçakları İdlib ve Hama illerinin çeşitli bölgelerine hava saldırıları düzenledi. Suriye düzenli ordusu son birkaç gün içinde kaybettiği geniş alanları geri almak için karşı saldırı başlatmaya hazırlandığını duyurduysa da rejimin böyle bir karşı saldırısı ancak Rusya'nın yoğun hava desteğiyle birlikte başarılı olabilir.

Eski diplomat ve Rusya işleri uzmanı Rami eş-Şair, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Rus savaş uçakları Suriye halkına karşı operasyon düzenlemeyecek. Rusya'daki yetkililer Suriye'de yaşananların, Şam hükümetinin siyasi çözüm konusunda somut ilerleme kaydetmeyi ve tüm etnik ve mezhepsel bileşenleriyle Suriye halkının isteklerini karşılayacak yeni bir anayasa üzerinde anlaşmayı ertelemesinden kaynaklandığının farkında."

Independent Arabia'ya konuşan Şair, Astana Süreci'nin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya ve İran'ın geçtiğimiz yıllarda ateşkesin uygulanmasına katkıda bulunduğunu ve bunun amacının da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için Suriye'nin iç faktörlerini hazırlamak olduğunu, ancak Rusya'nın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in ve hükümetin bu çözüme doğru ilerlemeleri için herhangi bir katkıda bulunmadığını söyledi. Rusya Hava Kuvvetlerinin etkin bir müdahalede bulunmayacağını ve Suriye halkına karşı saldırı düzenlemeyeceğini düşünen Şair, “Bugün tek çözümün 2254 sayılı BMGK kararı uyarınca siyasi çözüme derhal geçilmesi olduğuna inanıyorum” diye ekledi.

Çatışmalar devam ediyor ve çözüm dayatılıyor

Bu senaryo, bugün sahadaki gerçekliğe en yakın olanı olsa da önümüzdeki günlerde ve saatlerde sürprizler devam edecek. Bu senaryoda muhalif gruplar Suriye'nin orta kesimlerinde, özellikle de Humus ve Hama vilayetlerinde yeni hedeflere yönelmeyi sürdürecek. Bu da rejimi siyasi bir çözüme zorlamalarını sağlayacak.

Independent Arabia'ya konuşan Türk akademisyen Umut Berhan Şen, Rusya ve İran için en önemli olanın Şam'ın düşmemesi olduğunu söyledi. Şen’e göre çatışmayı Şam'ın dışında tutmak muhalifler için bir güç ifade etse de rejimin düşmesine sebep olmuyor. Ancak muhalifler kontrolü ele geçirmeye devam eder ve Humus ve Hama'ya ulaşırsa bir çözümün dayatılmasına yol açabilir. Bu büyük ve ani ilerlemeden sonra Şam'ın artık oyalanacak zamanı kalmadı. Esed’in şimdi silah zoruyla Suriye muhalefetiyle ortak bir hükümet kurulmasını sağlayacak ve milyonlarca mülteciyi vatanlarına döndürecek siyasi bir çözüm için yeni adımlar atması gerekiyor.

Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halep'ten gelen videoları izledim. Herkes Halep halkının artık şehirlerine dönebildikleri için ne kadar mutlu olduklarını gördü. Peki Suriye hükümeti Halep’i kontrol ederken onlar hakkında soruşturma başlatmadan ya da onları tutuklamadan geri dönmelerine izin veremez miydi? Özetle artık Suriye'de çözüm zamanı geldi.”

Şam’ın düşmesi

Şam'ın düşmesi hiç kuşkusuz Suriye'de rejimin düşmesi anlamına geliyor. Bu senaryo henüz çok uzak ve hakkında konuşmak için çok erken olsa da olaylar okunup analiz edilebileceklerinden çok daha hızlı gelişiyor.

Bu senaryonun mümkün olduğunu, ABD ya da Uluslararası Koalisyona ait savaş uçaklarının bombardımanlar düzenleyerek Suriyeli muhaliflerin Şam'a girmesini sağlamasının ihtimal dışı olmadığını söyleyen Şen, “Şam’ı almak kolay değil, çünkü o başkent, rejimin kalesi. Muhaliflerin buraya girmesi rejimin sonu demek. Rejimin Suriye'nin kuzeyinden ve orta kesimlerinden çekilmesinden sonra Şam'ı daha da güçlendirmeye çalıştığına inanıyorum. Dolayısıyla muhalefetin eline geçmesi zor olsa da bu ancak ABD’nin ya da Uluslararası Koalisyonun desteğiyle mümkün” diye konuştu.

Türkiye, Suriye'deki çatışmanın patlak vermesinden bu yana Rusya ile müzakere halindeydi. Şimdi diplomatik olarak hareket eden taraf İran. Türkiye'nin İran ile anlaşması pek mümkün görünmüyor. Çünkü Türkiye ve İran ‘sınırlı bir dostluğa’ sahip olmalarına rağmen Suriye'de düşmanlar. Ancak nihayetinde eldeki göstergeler ister diplomasi yoluyla ister uluslararası ve askeri dayatmalarla olsun, Suriye'de siyasi bir çözümün yakın olduğuna işaret ediyor.



Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
TT

Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)

Mısır İçişleri Bakanlığı, suç odaklarına yönelik düzenlenen baskınlarda “çok tehlikeli” bir suçlunun etkisiz hâle getirildiğini açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, gerekli hukuki işlemlerin tamamlanmasının ardından Merkez Güvenlik Güçleri’nin de katılımıyla operasyon düzenlendiği belirtilerek, “Sohac vilayetinde gerçekleştirilen operasyonda, daha önce uyuşturucu, cinayet, silahlı gasp ve ruhsatsız silah bulundurma gibi suçlardan müebbet hapis cezasına çarptırılan çok tehlikeli bir suçlu, güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmada öldürüldü” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, söz konusu bölgelerdeki diğer şüphelilerin de yakalandığı, onların yanında 651 kilogramdan fazla çeşitli uyuşturucu madde ile 41 adet silahın ele geçirildiği aktarıldı.

İçişleri Bakanlığı, ele geçirilen uyuşturucu maddelerin toplam değerinin 77 milyon Mısır lirası olarak tahmin edildiğini bildirdi.


Orgeneral Burhan: HDK'nın lağvedilmediği hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)
TT

Orgeneral Burhan: HDK'nın lağvedilmediği hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan dün yaptığı açıklamada, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) lağvedilmesini ve silahlarının elinden alınmasını öngörmeyen hiçbir çözümü kabul etmeyeceklerini söyledi. Öte yandan HDK, Batı Kordofan eyaletinde, Sudan ordusunun son kalesi olan Babnusa kentindeki 22. Piyade Tümeni'nin kontrolünü ele geçirdiğini iddia ettiği videolar yayınladı.

Darfur Valisi Minni Arko Minnawi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu üyelerinden hayatını kaybedenler için düzenlenen anma töreninde bir konuşma yapan Orgeneral Burhan, savaşta, özellikle Darfur'un Faşir kentinde Sudan halkının kanının dökülmesinin kendilerine tek bir seçenek bıraktığını, onun da HDK'nın ortadan kaldırılması olduğunu söyledi. Orgeneral Burhan, “HDK’nın lağvedilmesini ve silahlarının elinden alınmasını öngörmeyen hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz” dedi. “HDK'dan intikam almalıyız” diye devam eden Orgeneral Burhan, HDK üyelerinin ‘Sudan'da yaşamayı hak etmediklerini’ belirtti.

dfvbg
Darfur Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Minni Arko Minnawi, Sudan'ın kuzeyindeki bir mülteci kampını ziyaret ederken, 26 Kasım 2025 (AFP)

Orgeneral Burhan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika ve Arap meseleleri konusunda üst düzey danışmanlığını yapan Massad Fares Boulos ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres’in Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra başta olmak üzere Sudan'ı ziyaret eden bazı uluslararası temsilcilere tutumunu bildirdiğini ifade etti.

Malik Akkar’ın konuşması

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Akkar, Sudan'ın ulusal birliği gerektiren ‘büyük zorluklarla’ karşı karşıya olduğunu belirterek, geçiş dönemi adaletinin gerçek ulusal uzlaşmayı sağlamanın tek yolu olduğunu belirtti.

Egemenlik Konseyi Basın Ofisi, Akkar'ın Darfur'da ‘barış ve barış içinde  bir arada yaşama’ konulu bir etkinlikte yaptığı konuşmada, sosyal barış ve barış içinde bir arada yaşamanın gerçek siyasi dönüşümün temeli olduğunu ve başkalarını kabul etmek, çeşitliliğe saygı duymak, nefret söylemini ve bölgeselciliği reddetmek ve Sudan'ın herkes için olduğu inancına dayanmadıkça hiçbir ulusal projenin başarılı olamayacağını söylediğini bildirdi. Konuşmasında ayrıca, “Geçiş dönemi adaleti, gerçek ulusal uzlaşmayı sağlamak ve vatandaşlar ile devlet arasındaki güveni yeniden tesis etmek için tek yoldur” diyen Akkar, hükümetin ‘hesap verebilirlik ve telafiyi sağlayan, çatışmaların etkilerini ele alan, trajedilerin tekrarlanmamasını sağlayan ve daha istikrarlı gelecek için sağlam bir temel oluşturan’ adil ve şeffaf bir sürece bağlı olduğunu vurguladı.

HDK’nın suçlamaları

Diğer yandan HDK, 22. Piyade Tümeni karargahını almayı başardığını ve Batı Kordofan eyaletindeki Babnusa şehrinin kontrolünü tamamen ele geçirdiğini duyurdu.

HDK tarafından dün yapılan açıklamada, ilan edilen ‘insani ateşkes’ taahhüdü bir kez daha vurgulanırken, ordunun ve müttefik grupların bunu Kuzey ve Batı Kordofan'daki bazı kasaba ve köylere ‘tekrar tekrar saldırılar düzenlemek’ için kullandığı öne sürüldü. Açıklamada, ‘Uluslararası Dörtlü’ ülkeleri ile bölgesel ve uluslararası kuruluşlara ‘bu saldırıları kınamaları’ çağrısı yapıldı.

dfgt
Darfur'dan Çad'ın doğusunda yerinden edilmiş kişiler için kurulan çadırların önünde oynayan çocuklar, 29 Kasım 2025 (Reuters)

Başkent Hartum’dan yaklaşık 700 kilometre uzaklıkta yer alan Babnusa, ülkenin batı, orta ve kuzey eyaletlerini birbirine bağlayan en büyük demiryolu merkezlerinden biri.

Çatışmalar ve saldırılar

Öte yandan Sudan ordusu, Abdülaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) güçleriyle yaşanan çatışmaların ardından Güney Kordofan eyaletindeki bir dizi kasabaya ilerlerken, bölgenin batısında Babnusa kentindeki ordu üssü çevresinde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

Ordu tarafından resmi bir açıklama yapılmazken, orduya yakın platformlar pazar günü, SPLM-N güçlerinin Nuba Dağları bölgesindeki dar bir şeritte bulunan Sanadra, Damra ve Tabsa beldelerine konuşlandırıldıkları görüntüleri yayınladı.

Bu yeni ilerleme, Sudan ordusunun Hilu'nun kontrolündeki bir kale olan Kauda şehrini hedef alan insansız hava araçlarıyla (İHA) hava saldırısı düzenlemesinden birkaç saat sonra gerçekleşti. Saldırıda 46'dan fazla kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

Güney Kordofan

SPLM-N'nin HDK ve Sudan Kurucu İttifakı'ndaki diğer askeri gruplarla güçlerini birleştirmesinin ardından, son aylarda Güney Kordofan eyaletinin geniş bir bölgesinde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

Sudan Kurucu İttifakı güçleri, Güney Kordofan şehirlerinin çevresindeki tüm bölgeleri etkin bir şekilde kontrol ederken, ticarete sıkı kontroller uyguluyor ve bölgesel başkent Kadugli'de kuşatma altında bulunan Sudan ordusu ve müttefik silahlı gruplara giden yolları ve ikmal hatlarını kesiyor.

SPLM-N daha önce eyaletin ikinci büyük şehri Dilling'e giden ana yolda bulunan Karkal ve Daşul bölgelerinin kontrolünü ele geçirmişti.

Sudan'daki temas hatları, sınırlı topçu bombardımanı ve orduya ait İHA’ların HDK mevzilerine düzenlediği saldırılar dışında geçtiğimiz hafta nispeten sakin geçerken, kuzey ve batı Kordofan'daki ana çatışma noktaları sakinliğini korudu.


İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini artırıyor

Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)
Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini artırıyor

Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)
Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)

İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini artırdı. İsrail ordusu, kuzeyde konuşlandırılan kuvvetlerinin "yüksek düzeyde savunma ve operasyonel hazırlık" içinde olduğunu duyurdu. İsrail ordusunun Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, "Düşmanın ilk saldırmasını bekleyemeyiz; inisiyatifi ele alıp herhangi bir tehdide karşı ilk savunma hattını oluşturmalıyız" dedi.

İsrail tehditleri karşısında, Lübnan'daki İslam ve Hristiyan mezheplerinin liderleri ülkelerinin davasını Papa 14. Leo'ya emanet ettiler. Onunla yaptıkları diyalogda, bir arada yaşama, siyasi istikrar ve barış vurgusu yaptılar. Yüksek İslam Şii Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, "Lübnan meselesini sizin ellerinize bırakıyoruz ki dünya, ülkemizin başta İsrail saldırganlığı olmak üzere biriken krizlerden kurtulmasına yardımcı olsun" ifadesini kullandı.

Papa, onlara "barışçıl" olmaları, hoşgörüsüzlüğe karşı çıkmaları, şiddeti yenmeleri ve dışlanmayı reddetmeleri çağrısında bulundu.