Şam'daki yeni yönetim ile Kürtlerin çoğunluğunu oluşturduğu "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) arasındaki müzakere kanallarının kapandığı, Türkiye'nin Kürt bileşenine silahsızlandırılması yönündeki baskısının arttığı görülüyor.
Bilgili kaynaklar, "SDG"nin yakın zamanda geçici hükümet üyeleriyle görüşmek üzere Şam'a temsilci gönderdiğini, ancak başarısız olduklarını ve "Heyet Tahrir el Şam"ın artık "fiili otorite" haline geldiğine daha da ikna olduklarını belirtti. Gözlemciler, SDG'nin Şam'ın sessizliği ile Ankara'nın baskısı arasında sıkışıp kaldığını düşünüyor.
Sahada ise Münbiç, Kobani (Ayn el Arab) ve diğer bölgelerde çatışmanın tarafları SDG ile kısa süreli ateşkes vardı. Ancak Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, "(Heyet Tahrir el Şam) (SDG)'nin silahlarını barışçıl bir şekilde bırakmasını istediğini" söylemelerine rağmen, "sahadaki durumun çok temkinli olduğunu ve her an çatışmaların patlak vereceği korkusunun" altını çizdi.
SDG ile Türkiye müttefiki Milli Ordunun Münbiç'teki temas alanlarında, Tişrin Barajı'na yaklaşımlarda, Tel Temir bölgesinde ve M4 yolu üzerindeki çeşitli noktalarda farklı yoğunluklarda çatışmalar yaşanıyor.
Siyasi kaynaklar, Fransız heyetlerinin Kürt gruplarına SDG, Kürt Ulusal Konseyi ve kendilerini “bağımsız” olarak tanımlayan yerel Kürt güçleri arasında bir “anlaşma taslağı” hazırlamaları için baskı yapmak üzere Özerk Yönetim bölgelerine geldiğini, ancak bu girişimlerin başarısız olduğunu belirtti.
Kaynaklara göre SDG, “adını değiştirmeyi ve yeni Savunma Bakanlığı bünyesinde askeri bir güç olmayı, Kandil (Kuzey Irak) ve PKK’den ayrılmayı ve Suriyeli olmayan Kürt savaşçıları ülkelerine geri göndermeyi” kabul etmeyerek reddetti.