Mai İbrahim
Dünyada ya da bir ülkede ne zaman önemli bir siyasi olay olsa dünyanın dört bir yanındaki karikatüristler bunu hiciv barındıran karikatürleriyle ifade etmek için adeta yarışırlar. Arap ve uluslararası basında her zaman var olan karikatür sanatı şimdi de sosyal medyada kendine yer buldu.
Suriye sahnesindeki son büyük gelişmeler ve Beşşar Esed rejiminin çöküşüyle birlikte, ister bireysel ister bir gazetede olsun, çizerlerinin ideolojilerine göre olayı farklı yönelimlerde ifade eden birçok karikatür ortaya çıktı.
Beşşar Esed, çoğu kan ve kafatası gibi sembollerin olduğu görsellerle bir tiran ve diktatör olarak tasvir edilen karikatürlere konu olurken karikatüristler, başta Sednaya Hapishanesi olmak üzere, devrik Suriye Devlet Başkanı Esed rejimi tarafından uygulanan çeşitli baskı türlerine de çizimlerinde yer verdiler.
İroni ve hiciv için ilham kaynağı
Suriye'de Esed rejiminin halkı kontrol altında tuttuğu korku ve baskı ortamı, rejimin düşüşünün Suriyeli kitleler arasında sevinçle karşılanmasının ana nedenlerinden biriydi. Öyle ki bu baskı sanatçıların ülkenin durumunu ve kötüye giden gerçekliğini ifade etmelerini engelledi. Aynı zamanda Beşşar Esed'in olayların hızlanmasıyla beklenmedik bir şekilde aniden kaçması, Suriye tarihinde belirleyici bir an olarak karikatüristlerin odaklandığı bir nokta oldu.
Suriyeli karikatürist Alaa Rustem, Esed'in kimseye söylemeyecek kadar aşağılayıcı bir şekilde ani ve şok edici bir an olarak kaçışını ve Moskova'ya insani uçuşunu anlatıyor. Bu sahneyi karikatür sanatıyla ifade eden Rüstem, bu hikayedeki (kaçıştaki) her şeyin karikatürize edildiğini ve elleri masum insanların kanıyla lekelenmiş, ilk ve son hedefi koltuk ve para olan bir rejimin başıyla alay edilmesine ilham verdiğini söylüyor.
Dünyanın dört bir yanındaki karikatüristlerin çoğu, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Suriye'nin yağmalanan fonlarıyla kaçışını ve İran ile Rusya'nın onu son anda terk edişini resmetti. Diğerleri ise Esed'in heykelinin, rejimin çöküşünün sembolik bir imgesi olarak, uzun boynuna dolanmış iplerle yıkıldığı anı çizdi.
Rüstem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriyeliler 54 yıl boyunca siyaset, firari devlet başkanı Beşşar Esed ve babası Hafız Esed hakkında evlerinde bile alçak sesle, imalarla ve mırıldanmalarla konuşabildi. Birisi sık sık evin duvarlarını işaret ederek ve Suriye'deki istihbarat servislerinin gücünü ifade etmek için ünlü bir ifade olan ‘duvarların kulağı var’ sözünü söyleyerek sohbeti bitirirdi. Esed rejimi düştüğünde, bu Suriye halkının hayatında ve tarihinde bir dönüm noktası oldu. Esed'in istihbarat aygıtının Suriyelilerin boyunlarında, enselerinde ve ağızlarında sallanan korku ve dehşete dair popüler efsane de onunla birlikte düştü.”
Farklı meseleler
Rusya'nın Beşşar Esed'e ve rejimine verdiği destek yıllarca ve hatta Esed'in düşüşünden sonra da karikatürlerde yer aldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Esed'ın düşüşü döneminde sanatçılar tarafından çizilen birçok eserde önemli bir faktördü. Örneğin The Economist dergisi, Putin ve Esed'i, Esed'in Moskova'ya gelişinin ardından elleri kanlı bir şekilde kucaklaşırken gösteren bir karikatür yayınladı. ABD merkezli The Dallas Morning gazetesi, Putin'in Rusya'ya elleri kanlı bir şekilde gelen Esed'i karşılarken ona sakin olmasını ve gidip ellerindeki kanı yıkamasını söylediği bir karikatürü okuyucularıyla paylaştı.
Birçok karikatürde Suriye'nin geleceği ve kaderi ile ilgili korkular ve çeşitli ülkeler arasındaki anlaşmazlık gibi önemli konular da yer aldı. Financial Times, mevcut durumu ve bu ülkenin kaderi ile ilgili endişeleri yansıtan bir karikatür yayınladı. Karikatürde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye haritasını çekiştirirken ve her ikisi de haritayı ele geçirmek isterken resmedildi.
Arap meselelerine her zaman ilgi duymuş bir karikatürist olan Carlos Latuff'un çizdiği karikatürde de Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Suriye haritasını Türkiye, İsrail ve ABD’yi temsil eden üç bıçakla kesilen bir pasta gibi tutuyor.
İngiltere’nin günlük gazetelerinden The Guardian’da Suriye kriziyle ilgili olarak, Beşşar Esed'i Moskova'daki yeni oturma odasında, Şam'dan Rusya'nın başkentine gönderilen ve bazıları kanla lekelenmiş kutularla ve bavullarla çevrili bir kanepede otururken gösteren bir karikatür başta olmak üzere çok sayıda karikatür yer aldı.
Beşşar Esed'in heykelinin devrildiği görüntü, uluslararası basın tarafından yayınlanan birçok karikatürde yer aldı. Muhalif grupların Şam'a girişinin ilk günlerinde Washington Post gazetesi Esed'in heykelinin devrilmesini tasvir eden ve yönetiminin sona erdiğine işaret eden bir karikatür yayınlarken, Fransa’nın günlük gazetelerinden Le Monde de aynı fikir üzerinden heykelin kaidesinin altında çok sayıda kafatası çizerek halk kitleleri tarafından devrilen heykelin rejimin işlediği vahşetlere ve suçlara işaret ettiğini yazdı.
İkonik kareler öne çıkarıldı
Esed rejiminin düşüşünün tasvir edildiği karikatürleri yorumlayan Ürdünlü karikatürist Imad Haccac, “Suriye meselesiyle ilgili çizilen karikatürleri tüm yönleriyle takip eden biri olarak, karikatürlerin odak noktasının devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed ve özellikle de diğer liderlerin heykellerinin yıkıldığı benzer sahneleri anımsatan, yönetimin çöküşünün bir işareti olarak heykellerin yıkıldığı ikonik kareler olduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
Haccac, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı karikatüristler Suriye'deki durumu Arap Baharı'nın bir devamı ya da uyanışı olarak gördü ve devrilen devlet başkanlarının ve Suriye halkının devam eden acılarının onlarca yıl süren domino etkisinin bir devamı olarak değerlendirdi. İnsani boyuta ve zorla yerinden edilme, hapishanelerde çekilen acılar, işkence ve her türlü baskı da dahil olmak üzere Suriyelilerin çektiği acılara da odaklanılıyor. Sahada hareketlilik devam ediyor. İster Arap dünyasında ister uluslararası arenada olsun karikatüristler halen Şam'dan art arda gelen sahnelere odaklanmaya devam ediyor. Belki de çoğunlukla dikkat çekilen kutlama sahnesi, bu devrimci geçişi ve Esad'ın diktatörlük döneminin sona ermesini kutlarken, aynı zamanda önümüzdeki günlerde Suriye'nin geleceğine ilişkin birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor.”
Özgürlük ortamı
Diğer sanatlar gibi karikatür de özgürlüğün ve kendini ifade edebilmenin olduğu bir ortama ihtiyaç duyar. Suriye'de sadece karikatürde değil, tüm sanat dallarında birçok yaratıcı insan için böyle bir ortam yoktu. Güvenlik birimlerinin kıskacı ve baskı, genel olarak kültürel ve sanatsal ürünler üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Beşşar Esed'in hapishanelerinde işkence altında öldürülen Suriyeli karikatürist Ekrem Raslan gibi karikatüristler de dahil olmak üzere birçok yaratıcı insan, ülkedeki gerçekliği ve görüşlerini ifade ettikleri için ağır bedeller ödediler.
Raslan dışında başka karikatüristler de öldürüldü, tutuklandı ve her türlü güvenlik kısıtlamasına maruz kaldı. Suriyeli karikatürist Fahd el-Behadi, Suriyeli karikatüristlerin Esed rejimi ve onu destekleyeni milislerin suçlarını ifşa etmek için acı hicivleri kullanmada başarılı olduklarını, bazılarının doğrudan çizimi kullandığını ve bu yüzden yüksek bir bedel ödediğini, bazılarının ise kendilerini ve ailelerini korumak için semboller kullandığını açıkladı. Esed rejiminin düşmesiyle birlikte karikatüristlerin fikirlerini özgürce ifade etmelerini engelleyen korku duvarının yıkıldığını söyleyen Behadi, “Rejimin dramatik düşüşü, korkunç suçların işlendiği Sednaya Hapishanesi’nden tutukluların serbest bırakılmasıyla ve insanların sevinçle sokaklara dökülmesiyle Suriye’deki ve yurt dışındaki karikatüristler olayları karikatürleriyle ifade etmek için adeta seferber oldular. Ben de 13 yıl boyunca takma isimle karikatürler çizdikten sonra hayatımda ilk kez gerçek ismimle Beşşar Esed ile ilgili bir karikatür çizdim” diye konuştu.
Suriyeli karikatürist sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vatanımı terk etmediğim ve göç etmediğim için olaylara ilk elden tanıklık ettim ve Suriye halkına karşı işlenen ihlalleri ve suçları izledim. Devrimin başlangıcında tutuklandığım ve rejimin hapishaneleri ile güvenlik birimleri arasında gidip geldiğim için Suriye halkına karşı işlenen ihlalleri ve suçları yerinde gözlemledim. Hücrelerde ve sokaklarda Suriye gerçekliğini tüm çıplaklığıyla ve acılarıyla yaşadım. Bu evreyi tüm gerçekliğiyle deneyimledim. Vicdanımın dikte ettiklerini resmettim. Birçok tacize ve tehdide maruz kaldım. Ama bu karanlığın sona ereceğine ve yeni bir şafağı kendi gözlerimizle göreceğimize dair umudum hep vardı. Karikatürlerimde uluslararası sessizliğin korkunçluğunu, siyasi muhalefeti ve savaş nedeniyle kötüleşen ekonomik durumu eleştirdim. Bazılarında terör örgütü DEAŞ’a odaklandım. Ancak karikatürlerim çoğunlukla rejimin ve müttefiklerinin varil bombaları, kimyasal silahlar ve gözaltı merkezlerindeki cinayetler gibi suçlarıyla ilgiliydi. Güvenlik kıskacı nedeniyle tabloyu iyi aktaramadık, ama ülkemde yaşananların gerçekliğine ışık tutabildik.”
Suriyeli sanatçılara özgürlük
Esed rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriye'deki karikatüristler için büyük bir kırılma yaşandı. İlk günlerden itibaren başta Suriyeli karikatüristler olmak üzere Arap karikatüristler olayı dile getirmeye başladı. Suriyeli karikatürist Nidal Dib, Beşşar Esed'i eşine tutukluların etinden yemek hazırlayan bir kasap olarak çizdi.
Suriyeli sanatçı Kamiran Şemdin, Sednaya Hapishanesi'ni metal teneke kutular şeklinde, ancak bazılarının cesetleri olmak üzere tıka basa tutuklularla dolu olarak resmetti. Firas Başi, ülkenin yeniden yapılanma ihtiyacına bir gönderme olarak yeniden başlatma düğmeli bir Suriye haritası çizdi. Bu tür örnekler çok, ama çoğu Esed'in zulmünü tasvir etmekten Suriye'nin bir sonraki aşamadaki kaderi hakkında endişelenmeye kadar uzanıyor.
Suriyeli karikatürist Fahd el-Behadi, son olaylarla ilgili çalışmalarının ‘tutuklular, kayıp kişiler ve toplu mezar manzaraları karşısında hüzünle karışık sevinç ve zafer dolu çizimler olduğunu’ söyledi. Karikatürlerinde savaş ve yıkım yılları boyunca bastırılan zulmü göstermek istediklerini belirten Behadi, “Tüm çizimler, zalimin düştüğü o büyük günde Suriyelilerin kalbinden geçenleri yaratıcı bir şekilde ifade etti” dedi.
Behadi, şöyle devam etti:
“Yeni yönetimin görüş ve düşüncelerini tam olarak ifade edilebilmesi için çalışacağına dair verdiği sözlerle önümüzdeki dönemin daha iyi olacağına inanıyorum. Siyasi ve askeri durum tam olarak istikrara kavuşmadığı için ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz. Fakat yeni Suriye'nin demokrasi ve düşünce özgürlüğü için bir platform olmasını ve kültürel ve medeniyet rolünü yeniden kazanmasını istiyor ve umuyoruz.”
Şarku’l Avsat’ın Indepedent Arabia’dan aktardığı analize göre Ürdünlü karikatürist İmad Haccac, Suriye temasının kendisi için her zaman mevcut olduğunu ve Esed rejiminin düşmesiyle sona eren kanlı süreç de dahil olmak üzere aşamalardan geçtiği için bir miktar gerileyen devrimin başlangıcından bu yana her zaman yanında yer aldığını söyledi. O dönemde iktidardaki rejimin sembolü olarak Basil el-Esed'in bindiği atın ikonik görüntüsü de dahil olmak üzere birçok çizim yaptığını söyleyen Haccac, Suriye'nin artık özgür olduğunun, atın özgür olduğunun ve ona binen bir diktatörün olmadığının göstergesi olarak atı binişiz olarak çizdiğini ifade etti.
Haccac, şunları söyledi:
“Bir gecede kaçan diktatör Beşşar Esed'in kaçışını resmettim. Arkasında babasının (Hafız Esed) heykelinin başını sürükleyerek çöp kutusuna benzeyen bir helikoptere koşarken çizdim. Böylece tarihin çöplüğünde olacaklarını gösterdim. Esed'i ayrıca ülkesinden kaçtığı sırada parasıyla koşarken, ona ulaşmak isteyen kırmızı bir dalga tarafından kovalanırken çizdim. Bu kırmızı dalga Suriyelilerin kanını ifade ediyor. Kaçsa bile onların kanının onu kovalayacağını söylüyor. Suriye halkının yaşadığı bu anı yakalamaya çalışıyorum. Geleceğin ne getireceğini bilmiyoruz, ama bu kanlı ve baskıcı rejim çöktüğü için mutluyuz.”