Sami işkence görüntüleriyle nasıl yaşadığını Şarku'l Avsat'a anlattı: Esed kurbanları dışarıdan, bizi ise içeriden lekeledi

Sami olarak bilinen Usame Osman, Şarku'l Avsat ile yaptığı röportaj sırasında (Şarku'l Avsat)
Sami olarak bilinen Usame Osman, Şarku'l Avsat ile yaptığı röportaj sırasında (Şarku'l Avsat)
TT

Sami işkence görüntüleriyle nasıl yaşadığını Şarku'l Avsat'a anlattı: Esed kurbanları dışarıdan, bizi ise içeriden lekeledi

Sami olarak bilinen Usame Osman, Şarku'l Avsat ile yaptığı röportaj sırasında (Şarku'l Avsat)
Sami olarak bilinen Usame Osman, Şarku'l Avsat ile yaptığı röportaj sırasında (Şarku'l Avsat)

“Sezar Dosyaları” olarak bilinen Suriye işkence dosyalarının ‘kaçakçısı’ Usame Osman, Şarku'l Avsat'a  verdiği kapsamlı röportajın son bölümünde, ‘arkadaşım gibi’ olana kadar kurbanların fotoğraflarıyla yıllarca nasıl yaşadığını anlatıyor.

İlk başlarda fotoğrafların önünde nasıl ağladığını, “ama sonra duyarsızlaştığını” anlatan Osman: “Ağlarken hala insan olduğuma emindim ama bu fotoğraflara sadece bir fotoğraf aramak için bir tür duyarsızlıkla bakmaya başladığımda, kendimi kendime yabancı hissettim... Beşşar Esed kurbanların dış görünüşünü, bizim ise içimizi bozdu” dedi.

Şarku'l Avsat aracılığıyla kimliğini açıklamadan önce 11 yıl boyunca “Sami” kod adıyla tanınan Osman, “En çok acı veren şey, bir kurbanın yakınlarının onu fotoğraflardan tanıdıklarını ve ‘Allah'a şükür öldü ve bekleme acısından kurtulduk’ dediklerini duymak... Bir anne ya da eş bunu yürek parçalayıcı bir acıyla söylüyor” şeklinde konuştu.

27 bin fotoğraf arasında dikkatini çeken ayrıntılara da değinen Sami şu ifadeleri kullandı: “Güvenlik görevlileri kurbanın göğsünde Beşşar Esed'in büyük bir dövmesinin bulunduğu birden fazla fotoğraf ya da işkencenin etkisiyle parçalanmış cesetlerin önünde sanki turistik bir bölgedeymiş gibi gülümsemeleri acı vericiydi."



ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
TT

ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin yaptığı açıklamada, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra DEAŞ’ın yeniden büyük bir tehdit oluşturmasını önlemek için ABD'nin Suriye'de asker bulundurmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

Austin, görevden ayrılmadan önceki Associated Press'e (AP) dün verdiği röportajında, özellikle on binlerce eski DEAŞ üyesinin ve aile üyelerinin kaldığı gözaltı kamplarının güvenliğini sağlamak için ABD askerlerine halen ihtiyaç olduğunu vurguladı. Tahminlere göre söz konusu kamplarda 8 bin ile 10 bin arasında DEAŞ üyesi bulunuyor ve bunların en az 2 bini ‘çok tehlikeli’ olarak değerlendiriliyor.

Yaklaşık 50 ortak ülkeyle Ukrayna'ya askeri yardım konusunu görüşmek üzere gittiği Almanya'daki Ramstein Hava Üssü'nde konuşan Austin, “Suriye’nin korumasız bırakılması halinde DEAŞ savaşçılarının yeniden ortaya çıkacağını düşünüyorum” dedi. ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, 2018 yılında ilk başkanlık döneminde Suriye'deki tüm askerleri geri çekme girişiminde bulunmuş, bu durum dönemin Savunma Bakanı Jim Mattis'in istifasına yol açmıştı. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) geçtiğimiz aralık ayı başlarında Esed'e karşı Şam’a doğru ilerlerken Trump sosyal medya hesabından, ABD ordusunun çatışmalardan uzak durması gerektiğini belirten bir paylaşımda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın  edindiği bilgiye göre ABD'nin DEAŞ’la mücadele misyonu kapsamında Suriye'de yaklaşık 2 bin askeri bulunuyor. Bu rakam yetkililerin yıllardır 900 olduğunu söylediği asker sayısından önemli bir artış anlamına geliyor. ABD askerleri 2015 yılında DEAŞ’ın Suriye'nin büyük bir bölümünü işgal etmesinin ardından buraya konuşlandırılmıştı. ABD askerlerinin Suriye’de devam eden varlığı, 8 Aralık'ta Esed rejiminin yıldırım saldırıyla devrilmesi ve ailesinin onlarca yıllık iktidarına son verilmesinin ardından sorgulanmaya başlandı.