Esir takası anlaşması: Hamas müzakerelerde manevra yaparken İsrail askeri baskı uyguluyor

Netanyahu son gelişmeleri görüşmek üzere bakanlarıyla bir araya geldi. Bin 200 Filistinlinin serbest bırakılması bekleniyor

Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)
Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)
TT

Esir takası anlaşması: Hamas müzakerelerde manevra yaparken İsrail askeri baskı uyguluyor

Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)
Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)

Emal Şehade

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Tel Aviv'de gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun müzakere heyetini apar topar Katar'a göndermeyi kabul etmesinden sonra, İsrailliler arasında kısa süre içinde bir anlaşmaya varılabileceğine dair büyük bir iyimser hava hâkim oldu. Ancak siyasetçiler ve müzakerelerin gidişatını bilen bazı askeri ve güvenlik kurumlarından yetkililer, müzakerelerde bir ilerleme olmadığını vurguladılar.

Esir takası müzakerelerine katılmak üzere Doha'ya gidecek İsrail heyetinde İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Şefi David Barnea, İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar ve İsrail ordusunda kayıp kişiler ve esirlerden sorumlu komutan Nitzan Alon’un yanı sıra Netanyahu'nun siyasi danışmanı Ofir Falic, Başbakan'ın müzakere oturumlarına katılması için ısrar ettiği kişi. Heyete dahil edilmesine yönelik protestolara rağmen, bazıları bunu bir yandan Netanyahu ile müzakere heyeti arasındaki güven eksikliği, diğer yandan da Netanyahu'nun gündeme getirerek anlaşmanın ilerlemesine engel teşkil ettiği bazı noktalarda, aralarında anlaşmazlık olduğu yorumlarının yapılmasına yol açtı.

Bu hızlı adımlar, özellikle Witkoff'un Tel Aviv'de ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'a girmeden önce bir anlaşmaya varılması gerektiğine dair verdiği mesajın ardından atıldı. Mesaj, İsrail'in Trump'ın 20 Ocak'tan önce bir ateşkes anlaşmasına varılması talebine karşı gösterdiği iyimserlik ve duyarlılıkla, Trump'ın Beyaz Saray'a girmesine yedi gün kala bunu başarmanın imkânsızlığı arasındaki uçurumu derinleştirdi.

Netanyahu bir önceki müzakere turunda, esir takası listesine İsrailli rehinelerden dokuzunun eklenmesi konusunda ısrar etmiş, çeşitli arabulucuların ve Washington'ın baskıları sonucunda bu konuda anlaşmaya varılmıştı. Netanyahu, Witkoff ile yaptığı görüşmesinde, İsrail ordusunun Philadelphia (Selahaddin) Ekseni’nden ikinci aşamanın sonunda çekilmesi şartıyla, ikinci aşamanın birinci aşamanın uygulanması sırasında müzakere edilmesini kabul ettiğini belirtti.

Müzakerelerin gidişatı hakkında bilgi sahibi olan birçok İsrailli yetkili, başlıca konularda halen bir mutabakat olmadığını ve anlaşmaya yönelik herhangi bir ilerlemenin ancak Hamas'ın savaşın durması şartından ya da Netanyahu'nun savaşı sürdürmekten geri adım atması halinde gerçekleşeceğini ve şimdiye kadar taraflardan hiçbirinin böyle bir taviz vermediğini belirtti.

Müzakerelerin başarılı olmasının Hamas'a bağlı olduğunu söyleyen Netanyahu'ya yakın bir isim, “Bugünlerde, birçok ayrıntıyı barındıran karmaşık bir anlaşmanın imzalanması ve uygulanması için anlaşmanın tüm yönleriyle uğraştık. Anlaşmayı sonuçlandırmaya yakın olduğumuzu umuyoruz, ancak henüz imza aşamasına gelmediğimizi, bunun da büyük ölçüde Hamas'a bağlı olduğunu ve tüm konuların masada olduğunu ve Hamas’ın şimdi bir sonraki adımı atması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

defvrgtbyh
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)

Öte yandan İsrail'de Netanyahu'nun ikinci aşamanın sonunda İsrail ordusunun Philadelphia Ekseni’nden çekilmesini kabul edeceği yönündeki söylemlerin savaşı sona erdirmeyi hala reddettiğinin bir göstergesi olduğunu düşünenler var. Zira şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işarete rastlanmadı.

İsrailli müzakere heyetinin bir anlaşmaya varmadan geri dönmemesini isteyen rehinelerin aileleri Netanyahu'yu anlaşmayı engellemekle suçlarken, yakınları, anlaşmanın ilk aşamasına dâhil edilmeyen rehinelerin aileleri ise kapsamlı ve acil bir esir takası anlaşmasıyla savaşın sona erdirilmesini talep etti. Rehinelerin aileleri, böyle bir anlaşmaya varılmamasının, yakınlarının Hamas tünellerinde ölüme mahkûm edilmesi anlamına geleceğini söyleyerek doğrudan Netanyahu'yu suçladılar.

İsrailliler pazar günü müzakerelerin ilerletilmesi için çabaların yoğunlaştırıldığını açıklarken müzakerelere yakın bir kaynak, önümüzdeki günlerin belirleyici olacağını söyledi. İsrail müzakere heyetinin adımlarını, arabulucuların yanı sıra Witkoff ve Brett McGurk ile koordinasyon içinde attığını söyleyen kaynak, “ABD’nin mevcut ve gelecek yönetimleriyle çok iyi çalışıyoruz. Bu da uzlaşının sürekliliğini sağlıyor. Her iki tarafla da tam bir anlayış var” şeklinde konuştu.

Aralarında müebbet hapis cezasına çarptırılanların da olduğu bin 200'den fazla Filistinli mahkûm

Anlaşmanın ilk aşamasında İsrailli esirlerden 33’ünün serbest bırakılması planlanıyor. Ancak bunların kaçının canlı kaçının ölü olduğu henüz bilinmiyor. İsrailliler, üzerinde anlaşmaya varılacak formüle göre serbest bırakılacak Filistinli mahkûm sayısını belirlemek için canlı ve ölü mahkûmlarla, siviller ve askerler arasında ayrım yapılmasını bekliyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre konu hakkında konuşan Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris, anlaşmaya varılacağına dair temkinli bir iyimserliğe sahip olduklarını söyledi.

Faris, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrailliler ve özellikle de İsrail Başbakanı ile daha önceki müzakerelerde edindiğimiz tecrübeler, Netanyahu’nun son dakikada bile olsa anlaşmayı engelleyecek adımlar atıp atmayacağını merak etmemize neden oluyor. Netanyahu’ya göre hükümetinin devamlılığı, şahsi ve siyasi çıkarları ile hükümet koalisyonunun korunması hala diğer tüm kararların üstünde.”

İsrail'in Hamas'ı taviz vermeye ve İsrail'in şartlarını kabul etmeye zorlamak için askeri baskı politikasına rağmen, Netanyahu ve hükümetinin savaşı durdurmayı kabul etmekten başka çaresi olmadığını söyleyen Faris, “Netanyahu, Doha'da gerçekleşen bir önceki müzakere turunda dokuz İsrailli rehinenin daha salıverilecekler listesine eklenmesi konusunda ısrar etmişti” dedi. Faris’e göre 10 gün önce varılması beklenen anlaşmanın gecikmesinin nedeni de buydu.

Yetkililere göre Witkoff'un Tel Aviv ziyaretinin ardından Netanyahu, ikinci aşamanın, birinci aşamanın uygulanması sırasında müzakere edilmesini ve İsrail ordusunun ikinci aşamanın sonunda Philadelphia Ekseni’nden çekilmesini kabul etti.

Ancak bu şart, başlı başına bir engel teşkil ediyor. Bir anlaşmaya varma ihtimalinin her zamankinden çok daha yakın olduğunu belirten Faris, bin 200 Filistinli mahkûmun serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varılmasının ardından kısa süre önce eklenen İsrailli dokuz rehineye karşılık serbest bırakılacak Filistinli mahkûm sayısını beklediklerini söyledi.

Öte yandan esir takasına ilişkin nasıl bir denklemin olduğu bilinmiyor. Çünkü mevcut aşamada kadın askerlerin de aralarında olduğu yaşayan ya da ölmüş olan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması da bu denklemde yer alıyor. Oysa daha önce üzerinde anlaşılan formüller yalnızca yaşayan İsrailli rehineleri kapsıyordu.

Filistin Esirler Cemiyeti’nin, İsrailli dokuz rehinenin daha serbest bırakılması formülü üzerinde anlaşmaya varılması beklentisi çerçevesinde üzerinde çalışmaya başladığı isimlere göre, İsrail hapishanelerindeki bin 200 Filistinli mahkûmdan 200’ü ömür boyu hapis cezasına çarptırılan mahkûmlar. Bunlardan bazıları Filistin topraklarının ve söz konusu ülkeler olan Mısır, Katar ve Türkiye'nin dışına sürgün edilecek. Faris’e göre buna karşı çıkılmasına ve mahkûmların Batı Şeria, Kudüs ve Gazze'deki memleketlerine dönmek istemelerine rağmen, İsrail'in sürekli tehditleri karşısında yurtdışına çıkmak en iyi seçenek olabilir.

Yine bu bin 200 Filistinli mahkûm arasında Gilad Şalit anlaşmasıyla serbest bırakılan ve İsrail tarafından yeniden tutuklanan 48 mahkûm da bulunuyor ve bunların tamamı kadın, çocuk, yaşlı ve hastalardan oluşuyor. Geriye kalan mahkûmlardan 86’sı kadın ve 326’sı çocukken uygun tıbbi tedaviden mahrum bırakıldıkları cezaevlerindeki insanlık dışı koşullar nedeniyle durumları her geçen gün kötüleşen çok sayıda hasta mahkûm da listede yer alıyor.

Ancak Hamas'ın üst düzey üyelerinden mahkûmları ya da 7 Ekim 2023'te tutuklananlar bu listede yer almayacak.

Hamas'a ödül

Diğer taraftan birçok kişi Trump'ın Beyaz Saray'a girmesine yedi gün kala bir anlaşmaya varılabileceğine şüpheyle yaklaşırken Netanyahu, hükümetini oluşturan koalisyon üyelerinin anlaşmaya tamamen karşı çıkması nedeniyle, hükümetinin tamamen dağılması ihtimaliyle karşı karşıya. Netanyahu, esir takası anlaşmasının onaylanması halinde Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve diğer bakanların hükümetten ayrılabileceği yönündeki spekülasyonların ardından Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile dün acil bir görüşme gerçekleştirdi.

c svfbrgtyh
Rehinelerin aileleri, Netanyahu hükümetine savaşı durdurması çağrısında bulundu (AFP)

Smotrich'in kalması Netanyahu'nun hükümetini sürdürmesini sağlayacağından Netanyahu, anlaşmanın onaylanması halinde Smotrich'in tutumunu ve partisinin bu durumda hükümetten çekilip çekilmeyeceğini anlamaya çalışıyor.

Netanyahu'nun yakın çevresine göre iki taraf arasındaki en iyi anlaşma, Smotrich'in anlaşmaya karşı oy kullanması olacak, ancak hükümette kalması için bu henüz garanti değil.

İsrail Yerleşim ve Ulusal Vizyon Bakanı Orit Struck, anlaşmayı ‘terörizm için bir ödül’ olarak nitelendirdi. Netanyahu’ya kendisine karşı gelmemesini söyleyen Struck, “Kırmızı çizgilerimizi biliyor, Hamas'la anlaşma yok, ordu çekilmeyecek ve Gazze'deki savaş sona ermeyecek” diye konuştu.

Bu arada bir yandan kapsamlı ve acil bir anlaşma yapılması ve savaşa son verilmesi çağrısında bulunanlar Gazze'deki çatışmalara ilişkin veriler sunarken Netanyahu hükümeti, Gazze'deki çatışmaları yoğunlaştırarak Hamas'a şartlarını kabul etmesi için askeri baskı politikasını sürdürüyor.

İsrail ordusu dün 188. Tugayı Lübnan'dan Cibaliye’ye nakletti ve müzakerelerin başarısız olması halinde geniş çaplı askeri operasyona hazırlandığını duyurdu.

İsrail ordusundan gelen tehditler İsrail'de öfkeye yol açarken, savaşa son verilmesi çağrısında bulunanlar, son bir hafta içinde 10 askerin öldürüldüğünü, onlarcasının yaralandığını ve her ay en az bin yaralı askerin ağır travmalar nedeniyle rehabilitasyon merkezlerine başvurduğunu gösteren verilere atıfta bulunarak tepki gösterdiler.

İsrailli askeri Uzman Amos Harel'e göre İsrailli yetkililerin açıklamalarının tersine, Gazze'deki savaşın hiçbir gerçek faydası bulunmuyor. İsrail ordusundaki ölümlere ve yaralanmalara ilişkin verilerin ciddi boyutlarda olduğunu belirten Harel, “İsrail ordusunun Hamas'a ağır bir bedel ödettiği doğru ama tam bir askeri zaferin yakınından bile geçmiyor. Dahası uzun ve acımasız bir yıpratma savaşında ağır kayıplar veriyor” yorumunda bulundu.

Anlaşmanın, Gazze'de farklı bir siyasi gerçeklik oluşturma sürecinin başlangıcı olabileceğini ve ABD ile ılımlı Arap ülkelerinin de çözüme dahil edebileceklerini söyleyen Harel, “Bu büyük bir kumar, ancak kan dökmeye devam etmekten daha iyi. En azından Hamas yeniden saldırırsa, İsrail’in ona karşı savaşı sürdürmesi için gerekçesi olacak” değerlendirmesinde bulundu.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe