Hamas ve İsrail, ateşkes anlaşmasının önündeki ‘engelleri’ aştı… Anlaşmanın pazar günü yürürlüğe gireceği teyit edildihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5102309-hamas-ve-i%CC%87srail-ate%C5%9Fkes-anla%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1n-%C3%B6n%C3%BCndeki-%E2%80%98engelleri%E2%80%99-a%C5%9Ft%C4%B1%E2%80%A6-anla%C5%9Fman%C4%B1n
Hamas ve İsrail, ateşkes anlaşmasının önündeki ‘engelleri’ aştı… Anlaşmanın pazar günü yürürlüğe gireceği teyit edildi
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail sınırı yakınlarında düzenlenen bir askerî geçit törenine katılan Hamas mensupları, 19 Temmuz 2023. (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması için verdiği nihai onayın zamanlaması konusundaki belirsizliğin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, anlaşmanın pazar günü planlandığı gibi yürürlüğe girmesinin beklendiği bildirildi. Hamas tarafı da İsrail'in anlaşmanın şartlarını yerine getirmemesinden kaynaklanan ‘engellerin’ aşıldığını duyurdu.
Hamas tarafından yapılan açıklamada, tüm Filistinli gruplardan mahkûmların serbest bırakılmasını içeren bir takas anlaşması yapılmaya çalışıldığı ifade edildi.
Hamas, ilk aşamada serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların listesinin takasın aşamalarına ve prosedürlerine göre Mahkûmlar Ofisi tarafından yayınlanacağını bildirdi.
İsrail Güvenlik Kabinesi’nin anlaşmayı nihai olarak ne zaman onaylayacağı belirsizdi.
Netanyahu'nun ofisi
Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, “Esirler pazar günü yürürlüğe girmesi beklenen anlaşma çerçevesinde serbest bırakılacak” denildi.
Netanyahu'nun ofisinden daha önce yapılan açıklamada, son dakika engellerinin ‘15 aylık savaşı sona erdirecek ateşkesin İsrail tarafından onaylanmasını engellediği’ belirtilmişti.
Netanyahu bugün Güvenlik Kabinesi’ni toplayacağını ve ardından uzun süredir beklenen anlaşmayı onaylamak üzere Bakanlar Kurulu ile bir araya geleceğini duyurdu.
Anlaşma Gazze Şeridi'ndeki çatışmaları durduracak ve İsrail'in elindeki Filistinli mahkumların serbest bırakılması karşılığında Gazze Şeridi'ndeki onlarca esirin serbest bırakılmasını sağlayacak. Anlaşma aynı zamanda, yerinden edilmiş yüz binlerce Filistinlinin evlerine geri dönmesine olanak tanıyacak.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün, Gazze ateşkes anlaşmasını onaylaması halinde Netanyahu'nun koalisyon hükümetinden ayrılma tehdidinde bulundu.
SDG, DEAŞ tutuklularını güvenlik garantisi olmadan Şam'a teslim etmeyi reddediyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5102232-sdg-dea%C5%9F-tutuklular%C4%B1n%C4%B1-g%C3%BCvenlik-garantisi-olmadan-%C5%9Fama-teslim-etmeyi
SDG, DEAŞ tutuklularını güvenlik garantisi olmadan Şam'a teslim etmeyi reddediyor
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke'de bulunan el-Guveyran hapishanesindeki DEAŞ’lılar (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri'nden (SDG) bir yetkili, yeni Suriye yönetimiyle DEAŞ tutuklularının ve hapishanelerin yönetiminin Şam'a devredilmesine yönelik bir anlaşmanın varlığını yalanladı. Aynı zamanda yüzlerce Iraklının gruplar halinde, 3 binden fazla mültecinin de el-Hol ve Roj kamplarından 2025 yılı içinde Irak'a nakledileceğini doğruladı.
Bu gelişme, Iraklı bir yetkilinin Bağdat'taki yetkililerin SDG hapishanelerindeki 2 bin Iraklı tutukluyu geri göndermeye hazırlandığını açıkladığı ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi hapishanelerinde DEAŞ'dan yaklaşık 4 bin Iraklının tutulduğunu söylediği bir zamanda gerçekleşti.
SDG'nin ana omurgasını oluşturan YPG'nin medya direktörü Siyabend Ali Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeydoğusunda çoğu Suriyeli ve Iraklı olmak üzere 12 binden fazla DEAŞ militanının tutulduğu yaklaşık 26 hapishane bulunduğunu söyledi.
SDG medyasına göre, Özerk Yönetim hapishanelerinde yaklaşık 6 yıl önce Suriye'nin doğusundaki el-Bağuz kasabası savaşı sırasında gözaltına alınan yaklaşık 4 bin Irak uyruklu tutuklu bulunuyor.
Tutuklular, en büyüğü el-Guveyran olmak üzere, Özerk Yönetim'in kontrolü altındaki şehir ve kasabalardaki 26 cezaevine dağıtıldı. Haseke'nin merkezinde yer alan ve aralarında farklı milletlerden yabancıların da bulunduğu yaklaşık 5 bin tutukluya ev sahipliği yapan el-Guveyran hapishanesi beş yıl önce isyan ve silahlı ayaklanmaya sahne oldu.
YPG’nin medya yetkilisi, yeni Şam yönetimiyle el-Hol ve Roj kamplarındaki DEAŞ tutukluları ve aileleri gibi hassas konularda yapılacak müzakerelerin, ‘Özerk Yönetim bölgesindeki güvenlik durumunu korumak amacıyla ilgili tarafların çıkarlarına uygunluğunu sağlamak için kapsamlı müzakerelere ihtiyaç duyduğunu’ açıkladı.
ABD baskısı
Söz konusu açıklamalar, ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG hapishanelerinde tutulan DEAŞ tutukluları krizini çözmeye yönelik hamlelerinin arttığı bir dönemde yapıldı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, dün (Perşembe) Bağdat'ta düzenlenen bir toplantıda Iraklı yetkililere, Suriye'de SDG kontrolündeki hapishanelerde tutulan Irak vatandaşı DEAŞ tutuklularını teslim almaları çağrısında bulundu.
Kurilla'nın Bağdat hükümetine Iraklı militanları iade etme çağrısını yorumlayan Siyabend Ali, SDG'nin bu konuda DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ve Washington ile iş birliği yaptığını açıkladı.
Ali, “2024 yılı boyunca DEAŞ'dan yüzlerce Iraklı mahkûm ve el-Hol ve Roj kamplarından 3 bin 203 Iraklı mülteci, gruplar halinde Irak'a nakledildi. Önceki yıllarda daha küçük gruplar da vardı” dedi.
Ali, SDG liderliğinin DEAŞ tutukluları dosyasının ele alınmasında uluslararası insancıl hukuk standartlarına bağlı olduğunu ve kendi ifadesiyle ‘gelecekte alınacak her türlü kararın bölgenin istikrarının sağlanması ve her türlü terör tehdidinden korunması temelinde dikkatle değerlendirileceğini’ vurguladı.
2024 yılında SDG, DEAŞ saflarında savaşmakla suçlanan 300'den fazla Iraklı mahkûmu Irak hükümetine teslim etti. Bunlar arasında 2014 yılında Speicher katliamı olarak bilinen olayda Iraklı askerlerin toplu şekilde öldürülmesine karıştığından şüphelenilen örgütün iki lideri de bulunuyordu.
Irak'ın hazırlıkları
Bir güvenlik yetkilisi, Suriye'de tutulan 2 bin Iraklı DEAŞ tutuklusunun Irak Adalet Bakanlığı'na bağlı bir cezaevine nakledilmek üzere ülkelerine geri döneceğini açıkladı.
Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarlığı'ndan bir yetkili Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Iraklı tutukluların iadesinin ‘Iraklı yetkililerin Amerikalılarla ortaklaşa üzerinde çalıştığı güvenlik hazırlıklarına tabi olduğunu ve Suriyeli taraflarla temaslar çerçevesinde gerçekleştiğini’ söyledi.
Iraklı yetkili, Iraklı tutuklular arasında DEAŞ'ın önde gelen liderlerinin olup olmadığı konusunda konuşmayı reddetti, ancak ‘hepsinin ülkeye döneceğini ve Irak yargısına teslim edileceğini’ doğruladı.
Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım el-Araci'nin ofisinden yapılan açıklamaya göre, Suriye'deki Iraklı tutukluların dosyasından sorumlu Yüksek Komite dün, el-Araci ve İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri'nin de katılımıyla Göç ve Yerinden Edilmişler Bakanı Evan Jabro ile tutukluların iadesi için izlenecek mekanizmaları görüştü.
El-Araci'nin ofisinden yapılan basın açıklamasına göre Yüksek Komite, acil güvenlik değerlendirmesine dayanarak Iraklı DEAŞ mensupları dosyasını ele almak üzere bir dizi önemli karar aldı. Komite, tavsiyelerini Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'ye sunacak.
Bu hafta başında el-Araci, Irak'ın Suriye'nin kuzeydoğusundan 2 bin 600'den fazla aileyi ülkelerine geri gönderdiğini açıklayarak, DEAŞ tehdidinin devam ettiğine, güvenlik ve istikrarın arttırılması için uluslararası iş birliğine ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.
Kamplardaki mülteciler
Avrupa'daki SDG Koordinatörü Abdulkerim Ömer, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, yıllardır yönetimin kamplarında yaşayan Iraklı mültecilerin durumunu görüşmek üzere geçtiğimiz 2024 yılı boyunca Irak hükümetiyle birçok toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Ömer, “El-Hol kampı ve diğer bölgeler arasında dağılmış olan Iraklı mültecilerin sayısının yaklaşık 18 bin olduğu tahmin ediliyor. Ülkelerine dönmek isteyen çoğu kadın ve çocuk 10 binden fazla Iraklı kayıt altına alındı ve geçen yıl bölgelerimizi ziyaret eden Iraklı heyetlere isim listelerini teslim ettik” ifadelerini kullandı.
Ancak aile üyelerinden birinin DEAŞ'la bağlantılı olması nedeniyle güvenlik gerekçesiyle geri dönmeyi reddedenlerin geri dönüş listelerine kaydolmadıklarını belirten Ömer, “Özerk Yönetim geri dönmeleri için baskı yapmayacak ve bu kişilere uluslararası sözleşme ve anlaşmalara uygun olarak muamele edilecek” dedi.
Diğer yandan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Kürt grubun silahsızlandırılması için artan baskısı ve SDG bölgelerine kara saldırısı düzenleme tehdidinin bir parçası olarak, yeni Suriye yönetimine Suriye'de tutuklu bulunan DEAŞ militanlarını vatandaşı oldukları ülkelere teslim etme çağrısında bulundu.