Muhammed bin Selman ve Trump iki ülke arasındaki ortaklığın genişletilmesini görüştühttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5104230-muhammed-bin-selman-ve-trump-iki-%C3%BClke-aras%C4%B1ndaki-ortakl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n-geni%C5%9Fletilmesini
Muhammed bin Selman ve Trump iki ülke arasındaki ortaklığın genişletilmesini görüştü
ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman’a ABD ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi istediğine dair güvence verdi
Başkanı Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman 2019 yılında bir araya geldikleri görüşmeden (AFP)
Muhammed bin Selman ve Trump iki ülke arasındaki ortaklığın genişletilmesini görüştü
Başkanı Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman 2019 yılında bir araya geldikleri görüşmeden (AFP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede ülkesinin ABD ile yatırım ortaklığını genişletmeyi istediğini ifade etti. Görüşmede ayrıca Ortadoğu'da barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması için iş birliğinin güçlendirilmesi ve terörle mücadeleye yönelik ortak çabalar ele alındı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ABD Başkanı Trump ile Beyaz Saray'a dönüşünün ardından bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in şahsi tebriklerini ileten Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan yönetiminin Trump’ın liderliğinde Amerikalılara ‘daha fazla ilerleme ve refah dileklerini’ iletti.
İki taraf ayrıca çeşitli alanlarda ikili ilişkilerin güçlendirilmesi konusunu da ele aldı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Trump yönetiminin ABD'de benzersiz ekonomik reformlar gerçekleştirme yeteneğine duyduğu güveni dile getirdi.
Suudi Arabistan'ın ABD ile yatırım ve ticaret ortaklıklarını büyüterek bu reformlardan faydalanmak istediğini belirten Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ülkesinin önümüzdeki dört yıl içinde 600 milyar dolar yatırım yapmayı planladığını ve ek fırsatların ortaya çıkması halinde bu rakamı arttırabileceğini vurguladı.
ABD Başkanı Trump ise tebrikleri için Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abbdulaziz’e ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a teşekkür ve takdirlerini ifade etti. Trump, iki ülkenin ortak menfaatlerine hizmet etmek üzere Suudi Arabistan ile iş birliğini arttırmayı ve çalışmaları yoğunlaştırmayı istediğinin altını çizdi.
Suudi Arabistan’dan bir kaynak Şarku’l Avsat’a, Başkan Trump'ın göreve başlamasından sadece iki gün sonra gerçekleşen bu telefon görüşmesinin, karşılıklı saygı ve ortak çıkarlara dayalı, seksen yılı aşkın süredir devam eden, stratejik bir ittifak olarak nitelendirilen Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinin gücünü yansıttığını söyledi. Kaynak, görüşmenin, iki liderin bu stratejik ilişkiyi güçlendirmeyi ve ülkelerinin çıkarlarını gerçekleştirmek üzere yeni ufuklara doğru ilerletmeyi istediklerinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Kaynak, Veliaht Prens Bin Selman’ın Trump ile telefon görüşmesi sırasında ülkesinin ABD ile yatırımlarını önümüzdeki dört yıl içinde 600 milyar dolara çıkarmayı istediğini dile getirmesiyle ilgili olarak ise “Suudi Arabistan'ın yeni ABD yönetiminin eşi ve benzeri görülmemiş bir ekonomik refaha ulaşabileceğine olan inancını yansıtıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başkan Trump'ın ilk başkanlık döneminde başlayan ekonomik ortaklıkların devamı niteliğinde olan bu yatırımlar, G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olarak Suudi Arabistan’ın tanık olduğu kalkınma reformu çerçevesinde, teknoloji transferini ve yerelleştirilmesini ve yeni iş olanaklarının oluşturulmasını teşvik eden gelecek vaat eden sektörlerdeki yatırım fırsatlarını içeriyor.”
Bu ortaklıklar sayesinde her iki tarafın da kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak milyarlarca dolar değerinde yatırımların yapılmasının beklendiğini ifade eden kaynak, bu adımın Suudi Arabistan'ın büyük hisselere sahip olduğu SoftBank'ın yapay zekâ (YZ) ile ilgili yatırımlara 500 milyar dolar ayırma hamlesiyle birlikte geldiğine dikkat çekti. Bu adımla ilgili olarak kaynak, “Askeri endüstriler, uzay araştırmaları, nükleer enerji ve yapay zekâ kullanımlarının geliştirilmesi gibi hayati alanların yanı sıra iki ülke arasındaki ekonomik ortaklıkta teknolojinin rolünü güçlendiriyor” şeklinde konuştu.
Tartus Limanı sözleşmesinin iptali Rusya'nın Suriye'deki projelerinin geleceğine ilişkin tartışmaları alevlendirdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5104278-tartus-liman%C4%B1-s%C3%B6zle%C5%9Fmesinin-iptali-rusyan%C4%B1n-suriyedeki-projelerinin-gelece%C4%9Fine
Tartus Limanı sözleşmesinin iptali Rusya'nın Suriye'deki projelerinin geleceğine ilişkin tartışmaları alevlendirdi
Lazkiye vilayetindeki Hmeymim Hava Üssü’nün girişi önünde yeni Suriye ordusundan bir asker, 29 Aralık 2024. (AFP)
Tartus Gümrük İdaresi Müdürü Riyad Cudi'nin Tartus Limanı’nın yönetimi için bir Rus şirketiyle yapılan anlaşmayı iptal etme kararı, bu hamlenin siyasi önemi ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde Rus şirketleriyle anlaşma imzalanan diğer projeler üzerindeki etkisi konusunda bir tartışma başlattı.
Rus devlet medyası, haberi, Şam'da hükümet düzeyinde resmi olarak teyit edilmeden önce duyurdu. Parlamento kaynaklarından gelen ilk tepkiler, bu hamlenin Moskova ile Şam arasındaki ilişkilerin geleceğini etkilemeyeceği yönündeydi. Bilgi sahibi kaynaklar ise imzalanan sözleşmelerin niteliği hakkında konuştu. Bu projelerin çoğu, özel şirketlere ve Esed'e yakın isimlere aitti.
Cudi kararında limanın tüm kaynaklarını Suriye hazinesine iade edeceğini ve ‘limanın yıpranmış makinelerinin rehabilite edilmesi, bina ve sahaların donatılması ve tüm ihtiyaçları karşılayacak ve limana hizmet edecek işçilerin güvence altına alınmasının yanı sıra çalışanların limanda yeniden işe alınacağını’ söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Davos Forumu'ndaki kaynaklardan aktardığına göre Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, ‘Suriye'nin ekonomik reform kapsamında devlete ait liman ve fabrikaları özelleştirmeyi, yabancı yatırımları davet etmeyi ve uluslararası ticareti teşvik etmeyi amaçladığını’ belirtti.
Rus şirketi Stroytransgaz, Tartus Limanı için 2019 yılında eski rejimle 49 yıllık bir yatırım sözleşmesi imzaladı. Taraflardan biri (eski rejim ya da Rusya) itiraz etmediği takdirde bu süre otomatik olarak 25 yıl uzatılacaktı.
O dönemde limanın ticari yatırımının, limana komşu Tartus Deniz Üssü’ndeki Rus askeri varlığıyla bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.
Anlaşma, ‘Rus şirketinin limanın altyapısını geliştirmek ve operasyonel gereksinimleri karşılamak için yaklaşık yarım milyar dolar yatırım yapacağını’ öngörüyordu.
Daha sonra Rus şirketin limanı geliştirmek için sözleşme şartlarına uymadığı anlaşıldı ve yeni yetkililer limanın yapısının aynı kaldığını doğruladı. Sözleşmenin feshedilmesi kararının doğrudan nedeni bu olabilir. Ancak bu karar, 2017 yılında imzalanan ve fosfat madenlerinin bakım ve rehabilitasyonunu ve Tedmur'daki eş-Şarkiye madenlerinden 50 yıl süreyle fosfat çıkarma hakkını öngören devasa fosfat sektörü yatırım sözleşmesi de dahil olmak üzere, Rus şirketlerinin Suriye'de imzaladığı diğer büyük sözleşmelerin geleceği hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor.
Ayrıca Rus şirketleri Suriye sularında ve Suriye çölünün bazı bölgelerinde petrol ve doğalgaz arama hakkını elde etti.
Rusya Federasyonu Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Alexei Chiba, Suriye'nin Tartus'ta Rusya ile yaptığı yatırım anlaşmasını iptal ettiğini, çünkü Rus şirketin yükümlülüklerini yerine getirmesinin zorlaştığını söyledi. Chiba, “Bunun Suriye'deki Rus askeri üsleriyle hiçbir ilgisi yok” dedi.
Anlaşmanın çökmesinin Rusya'nın ‘bir noktada limandaki bakım sorumluluğunu üstlenmesinden kaynaklandığını’ belirten Chiba, “Şimdi oradaki varlığımız keskin bir şekilde azaldı ve verdiğimiz taahhütleri yerine getirmemiz zorlaştı. Dolayısıyla bu bilgi askeri üslerimizle ilişkilendirilmemelidir, bu biraz farklı bir konu” ifadelerini kullandı.
Bu arada, Suriyeli yetkililerin birkaç haftadır limanın açılmasını bekleyen Rus kargo gemilerinin Tartus Limanı’na girmesine izin verdiği bilgisi ortaya çıktı. Sparta 2 kargo gemisi limana girmiş durumda, ikinci gemi ise denizde sırasını bekliyor. Bu girişin, Rusya'nın Tartus Deniz Üssü’nden transfer etmeye başladığı askeri teçhizatın yüklenmesini hızlandıracağı anlaşılıyor.
Öte yandan Şarku’l Avsat'ın görüştüğü bir Rus diplomatik kaynak, Stroytransgaz ve Tartus Limanı’nı işletme sözleşmesiyle ilgili ek ayrıntılara açıklık getirdi.
Kaynak, Rus şirketinin devlete değil özel sektöre ait olduğunu ve varlıklarının Rus ve Suriyeli ortaklar arasında eşit olarak paylaşıldığını söyledi. Dolayısıyla Rus tarafı hisselerin yüzde 50'sine sahipken, diğer yüzde 50'si eski rejime yakın Katerji Group'un Suriyeli şirketlerinden birine ait.
Katerji hisseleri
Kaynak şu açıklamayı yaptı: “Suriye’deki yeni yönetim tarafından atılan adım kaçınılmazdır. Bu adım, Suriye'deki eski rejim ile Rusya hükümetleri arasındaki projeler gibi gösterilerek sözleşmeleri imzalanan ama aslında Esed ailesine yakın özel şirketler ve sermaye tarafından düzenlenen tüm projeler için geçerli olacak.”
Kaynak, Tartus Limanı anlaşmasını imzalayan Rus şirketinin hisselerinin yarısının, geçen yıl Lübnan sınırına yakın bir bölgede İsrail tarafından düzenlenen saldırıda öldürülen iş adamı Muhammed Beraa el-Katırcı tarafından yönetilen Katerji Group'a ait olduğunu da belirtti. Kaynağa göre, el-Katırcı, Beşşar Esed için çeşitli şirketler yönetiyordu. Esed şirketi doğrudan Suriye Halk Meclisi'ne tavsiye etti ve Meclis de bu tavsiye üzerine Tartus Limanı yatırım sözleşmesini onayladı.
Kaynak, mevcut anlaşmanın iptalinin, yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve önceki rejimin yolsuzluklarıyla bağlantılı olan özel şirketlere mantıklı bir yanıt olduğunu ve Rusya-Suriye ilişkilerine bir yansıması olmadığını vurguladı.
Rus diplomatik kaynak, “Rusya'nın Suriye'deki Rusya-Suriye ortak anlaşmalarının ve projelerinin geleceğiyle ilgili hiçbir endişesi yok. Son yıllardaki bu projelerin çoğu özel projelerdir ve kaderlerine Suriyeliler karar vermelidir. Ancak eski rejime yakın iş adamlarını zenginleştirmek için kurulan pek çok şirketin faaliyetlerine son verileceği ya da kamu yararına hizmet etmek üzere menfaatlerinin transfer edileceği açıktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuların birçoğu, durumun istikrara kavuşmasının ve Suriye'deki yeni yönetim tarafından kararlaştırıldığı üzere geçici bir durumdan daha istikrarlı bir duruma geçişin hemen ardından Rus ve Suriyeli taraflar arasında kesinlikle ele alınacaktır. Tüm alanlarda iş birliğinin durumunun ve şeklinin ne olacağına dair değerlendirme yapmak için henüz çok erken, ancak Rusya her zaman Rusya ve Suriye arasındaki tarihi ilişkileri sürdürme ve geliştirme isteğini vurguluyor. Şimdi bu ara aşamada, mevcut durumun gereklerine göre, özellikle diplomatik, askeri ve güvenlik açısından sürekli iletişim kanallarımız var.”
Kaynak, ‘her düzeyde ve alanda resmi temasların ve hükümet heyetlerinin karşılıklı ziyaretlerinin, ilk tahminlere göre iki ay içinde başlatılacağına’ olan inancını dile getirdi.
Kaynak, “Rusya-Suriye ilişkilerindeki bazı acil konuların bir sonucu olarak, üst düzey bir Rus heyetinin yakında Şam'ı ziyaret etme olasılığı yüksek. Bu konu şu anda tarih ve gerekli düzenlemelerle ilgili karar alma masasında” dedi.