Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktaları

Trump, Gazze sakinlerinin Mısır ve Ürdün'e yerleştirilmesini önerdi

Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
TT

Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktaları

Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)

Filistinlileri topraklarından sürmek, Nekbe'den (1948) bu yana İsrail'in aklından çıkmayan bir hayal. Bu fikir zaman zaman içeriden, zaman zaman da müttefiki ABD tarafından yeniden gündeme getiriliyor. Son girişim, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi sakinlerini işgal altındaki Filistin topraklarına sınırı olan iki Arap ülkesi Mısır ve Ürdün'e yerleştirme önerisi oldu.

Şarku’l Avsat'ın gözlemlerine göre bu çağrılar resmî açıklamalar ve planlar arasında, özellikle de ABD-İsrail arasında değişiklik gösterdi. Söz konusu çağrılar genellikle uygulanmadı ve bazılarına, özellikle 7 Ekim 2023'te Gazze savaşının patlak vermesinden bu yana, Mısır-Ürdün-Arap kamuoyunun reddi eşlik etti.

Trump'ın cumartesi günü ortaya koyduğu öneri, Mısır'da halk ve medya tarafından reddedildi. Filistinli tarihçi Abdulkadir Yasin, “Filistinlileri yerinden etme planları ilk değil ve son da olmayacak” dedi. Yasin, ‘ister Filistin direniş hareketlerinden ister Arap halklarından gelsin, bu projelere yönelik gayri resmi retlerin artacağı’ öngörüsünde bulundu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Yasin, Filistinli mültecilerin Arap ülkelerine yerleştirilmesine yönelik projelerin, özellikle 1953'ten itibaren, o dönemde ‘Sina Planı’ olarak bilinen projenin yanı sıra Lübnan, Suriye ve Irak'taki Filistinli mültecileri yerleştirmek için Suriye'nin kuzeyindeki ‘el-Cezire Projesi’ ve Filistinlileri Ürdün Nehri'nin doğu ve batı kıyılarına yerleştirmek için ‘Johnson Projesi’ ile tekrarlanan tarihi bir varlığa sahip olduğunu söyledi.

Yasin, “Washington ve müttefiki İsrail, resmi Arap reddinin yanı sıra özellikle Filistinliler tarafından halk reddiyle karşılaşan bu projelerin arkasında tarihsel olarak ve defalarca yer aldı” dedi.

Filistinliler, 1948 yılında İsrail devletinin ilan edilmesiyle birlikte anavatanlarından ‘zorla yerinden edilme’ deneyimini yaşadı. Ertesi yıl Birleşmiş Milletler (BM), Filistinlilerin ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) kurdu.

Tarihçi Abdulkadir Yasin'e göre, 1953 yılında Washington tarafından desteklenen ve ‘Filistinlilerin Mısır'ın o bölgesine göç ettirilmesini’ içeren Sina Planı uygulamaya kondu. Temmuz 1967'de İsrailli siyasetçi ve subay Yigal Allon, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır'a sürülmesini amaçlayan bölgesel bir çözümü dayatmak için ülkesinin kabinesine bir plan sundu, ancak bu plan gün ışığına çıkmadı.

6ujık8
Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki enkaz yığınlarının yanından geçen Filistinli bir çocuk (AFP)

1970 yılında, İsrail ordusunun Güney Bölgesi komutanı ve daha sonra başbakan olan Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ni nüfustan arındırma ve yüzlercesini o dönemde İsrail işgali altında olan Sina ve el-Ariş'e yerleştirme planını kabul etti. Bu plan başarılı olamadı.

Planlar 2000 yılında da devam etti. İsrailli komutan Giora Eiland, Mısır'a verilecek tavizler karşılığında Kahire'nin Sina'da kurulacak bir Filistin devleti lehine toprak tavizi vermesini içeren bir proje sundu. Bu proje 4 yıl sonra Kudüs İbrani Üniversitesi'nin eski Rektörü Yehoshua Ben-Arieh tarafından tekrarlandı ve uygulama tartışmalarından da çıkmadı.

Trump'ın ilk döneminde (2017-2020), 2018'de medyada Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan bir Amerikan planı kapsamında Filistinlilerin yerlerinden edileceği konuşulmaya başlandı. Mart 2019'da Ürdün Kralı 2. Abdullah ‘alternatif vatan’ ve yeniden yerleşim fikrini reddetti. Mısırlı yetkililerin ve medyanın yerinden etme planlarının reddine ilişkin tekrarlanan tutumlarının ortasında, Filistin ve Kudüs'ün kırmızı çizgi olduğunu vurguladı.

Trump anlaşmayı 2020'deki ilk döneminde ‘Refah için Barış’ başlığı altında resmen açıkladı, ancak Araplar tarafından açıkça reddedildi. Dönemin ABD başkanı başkanlık seçimlerini rakibi Joe Biden'a karşı kaybedince anlaşma hayata geçmedi.

Misgav Enstitüsü tarafından 17 Ekim 2023'te yayınlanan ve Filistinlilerin Mısır'a sürülmesi çağrısında bulunan bir makalenin ortaya koyduğu gibi, Gazze savaşı, İsrail'in ‘yerinden etme planına’ geri dönmesi için yeni bir istasyondu. Aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich 14 Kasım’da ‘Gazze Araplarının gönüllü olarak göç etmesi ve dünya ülkelerine yerleştirilmesi’ çağrısında bulundu.

2024 yılının başlarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, İsrail Kanal 12 televizyonunun o dönemde İsrail'de ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Arap ülkelerine göç ettirilmesi’ konusunda yaptığını söylediği görüşmelerle ilgili haberini yalanladı. Aynı yılın kasım ayı sonlarında Smotrich, Gazzelileri iki yıl içinde göç etmeye teşvik etme çağrısını yineledi.

Son olarak cumartesi günü Trump, başta Hamas olmak üzere Filistinlilerin yaygın reddi karşısında Mısır ve Ürdün'ün Gazze Şeridi'nden daha fazla Filistinli mülteci kabul etmesi için bir girişimde bulundu. Bu girişim, istifa eden İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in başını çektiği İsrail sağı tarafından geniş ölçüde desteklendi.



El Kassam Tugayları, askeri komutanı Muhammed ed Dayf'ın öldürüldüğünü duyurdu

El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde bugün televizyonda yayınlanan bir konuşma sırasında
El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde bugün televizyonda yayınlanan bir konuşma sırasında
TT

El Kassam Tugayları, askeri komutanı Muhammed ed Dayf'ın öldürüldüğünü duyurdu

El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde bugün televizyonda yayınlanan bir konuşma sırasında
El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde bugün televizyonda yayınlanan bir konuşma sırasında

Hamas hareketinin askeri kanadı El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, bugün Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda El Kassam Tugayları askeri komutanı Muhammed ed Dayf ve yardımcısı Mervan İsa'nın öldürüldüğünü duyurdu.

Ebu Ubeyde televizyonda yayınlanan konuşmasında ayrıca Han Yunus Tugayı komutanı Rafi Selame, insan gücü komutanı Raed Thabet, silah ve savaş hizmetleri komutanı Gazi Ebu Tamaa'nın yanı sıra hareketin askeri konsey üyeleri Ahmed El Gandur ve Eymen Nevfal'in de öldüğünü duyurdu. Ubeyde, tam olarak ne zaman öldürüldükleri hakkında bilgi vermedi.

Ölen komutanların “El Kassam Tugayları” tarafından yayınlanan fotoğrafı

Ölen komutanların “El Kassam Tugayları” tarafından yayınlanan fotoğrafı

Ebu Ubeyde, “[El Kassam Tugayları] sisteminin Gazze'deki savaş boyunca bir saat bile liderlik boşluğu yaşamadığını” ve “bir liderin yerini birçok liderin, bir şehidin yerini ise binlerce şehidin aldığını” vurguladı.

Bu açıklamanın “gerekli tüm prosedürler tamamlandıktan ve savaş ve saha koşullarının getirdiği tüm güvenlik uyarıları ele alındıktan ve gerekli doğrulama yapıldıktan, ilgili tüm önlemler alındıktan sonra” yapıldığını belirtti.

İsrail ordusu 1 Ağustos'ta yaptığı açıklamada ed-Dayf'ın temmuz ayında Gazze'nin Han Yunus bölgesine düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü duyurdu.

Muhammed El Dayf'ın "El Kassam Tugayları" tarafından yayınlanan bir fotoğrafı

Muhammed ed Dayf'ın "El Kassam Tugayları" tarafından yayınlanan bir fotoğrafı

Ordu, sözcüsü Avichai Adraee tarafından “X” platformunda yayınlanan Arapça bir açıklamada bulundu: “İstihbarat teyidinin ardından Savunma Güçleri ve Genel Güvenlik Servisi Muhammed ed-Dayf'ı ortadan kaldırdı” denildi. Açıklamada, ‘savaş uçaklarının Muhammed ed-Dayf'ın bulunduğu yerleşkeyi tam isabetle vurduğu’ vurgulandı.

Ed-Dayf'ın “Hamas'ın iki numaralı ismi ve 7 Ekim kanlı katliamının başlatıcılarından ve planlayıcılarından biri” olduğuna dikkat çeken ordu, “savaş uçaklarının hem Muhammed ed Dayf''ın hem de birkaç hafta önce ortadan kaldırıldığı doğrulanan Hamas'ın Han Yunus Tugayı komutanı Rafi Selame'in saklandığı yerleşkeye doğru bir şekilde saldırdığını” belirterek, “Ed-Dayf ve Selame ile birlikte bir dizi başka sabotajcının da ortadan kaldırıldığı” belirtildi.

Muhammed ed Dayf kimdir?

Gazze Şeridi'ndeki savaştan önce aile üyeleri ve Hamas'tan küçük bir grup dışında kimse "Ed-Dayf"ı tanımıyordu ve çoğu bir noktada nerede olduğunu bilmiyordu. Bu durum, İsrail'in 2023'ün sonunda fotoğrafını kamuoyuna yayınlamasına kadar devam etti ve bu onun 4 numaralı fotoğrafı oldu. Birincisi çok yaşlı ve genç bir adamı gösteriyor, ikincisi maskeli birini, üçüncüsü onun gölgesinin resmi ve dördüncüsü halka açık bir yerde gri saçlı, açık sakallı ve tek gözlü bir kişinin yanında ve sakin bir pozisyonda.

İsrail tarafından 2023 yılında yayınlanan varsayımsal görüntüsüİsrail tarafından 2023 yılında yayınlanan varsayımsal görüntüsü

Ras ed-Dayf 1990'ların ortalarından beri İsrail tarafından aranmaktadır. 1996'da Başbakan olan Şimon Peres, Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'tan onu tutuklamasını istemiş, Arafat ise onu tanımıyormuş gibi isme şaşırdığını ifade etmiş ve Peres daha sonra Arafat'ın onu koruduğunu, sakladığını ve hakkında yalan söylediğini anladığını belirtmiştir.

Gerçek adı Muhammed Diyab İbrahim el-Masri'dir ve “ed-Dayf” olarak tanınmaktadır. 1965 yılında el- Kubeybe kasabasından Filistinli bir mülteci ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kampına yerleşti. Çok yoksul bir ailede büyüdü ve ailesine destek olmak için geçici olarak okulu bırakmak zorunda kaldı. Babasıyla birlikte iplikçilik ve döşemecilik yaptı, ardından küçük bir kümes hayvanı çiftliği kurdu ve İsrail tarafından aranmaya başlamadan önce şoför olarak çalıştı.

Büyüdüğü mahalledeki arkadaşları onun yumuşak huylu, esprili, neşeli, iyi kalpli ve içe dönük biri olduğunu söylüyor. Ed-Dayf 1987 yılının sonunda camilerle olan ilişkisi sayesinde Hamas'a katıldı. Eğitimine geri döndü ve Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde eğitim aldı. 1988 yılında fen bilimleri alanında lisans derecesiyle mezun oldu.

1989 yılında İsrail tarafından tutuklandı ve Hamas’ın askeri koluna çalıştığı suçlamasıyla 16 ay boyunca işgal hapishanelerinde yargılanmadan tutuklu kaldı. Dayf hapishaneden çıktıktan sonra beraberindekilerle birlikte el Kassam’ı kurdu. 1990’lı yıllarda İsrail’e karşı sayısız operasyona katıldı ve yönetti.

Filistin Yönetimi Dayf’ı Mayıs 2000’de İsrail'in talebi üzerine tutukladı. Yetkililerle ilişkileri gelişmiş ve iyi olup, anlaşmalar kapsamında tutuklanmıştı.

2002 yılında el Kassam'ın başkomutanı Salah Şehade’nin öldürülmesinin ardından el Kassam Tugayları’nın komutasını devraldı. İlk suikast girişimine 2001 yılında maruz kaldı ancak hayatta kaldı. Bir yıl sonra bir Apache helikopterinin Dayf’ın aracına iki füze atması ile ikinci bir suikast girişimine maruz kaldı. İçlerinden biri Dayf’ı yaraladı ve Hamas lideri Doktor Abdulaziz er-Rantisi (2004’te suikasta kurban gitti) tarafından bilinmeyen bir yerde tedavi edildi.