Bağdat, silahlı gruplara yönelik müzakereleri dondurdu

İran'ın ‘hediyelerden’ kaçınma kararı

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Ebu Fedek ile birlikte (Arşiv - hükümet medyası)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Ebu Fedek ile birlikte (Arşiv - hükümet medyası)
TT

Bağdat, silahlı gruplara yönelik müzakereleri dondurdu

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Ebu Fedek ile birlikte (Arşiv - hükümet medyası)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Ebu Fedek ile birlikte (Arşiv - hükümet medyası)

Irak'ın silahlı grupların durumunu ele alma planları, ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle iletişim eksikliği, İran'ın ‘gereksiz’ kararlardan kaçınma kararı ve Şii güç dengesinde hesaplanmamış değişikliklerden duyulan korku nedeniyle durdu. Kaynaklar, silahsızlanma müzakerelerinin ‘göstermelik olabileceğini ve hiçbir şey amaçlamadığını’ doğruladı.

Irak dosyasıyla ilgili Iraklı ve Batılı kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Şii güçlerin meseleyi ‘yüzeysel’ olarak çözmenin tehditlerin üstesinden gelmek için yeterli olduğundan ya da hem Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) hem de silahlı gruplarda radikal reformlar yapmaya kararlı olduklarından tam olarak emin olmadıklarını söyledi.

Kaynaklar, Irak'taki yetkililerin geçen ay Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin aracılığıyla Haşdi Şabi ile silahlı gruplar arasında bir mesafe olduğunu kanıtlamak için büyük çaba sarf ettiklerini, ancak kampanyalarının ABD karar alma çevrelerini bu hipoteze ikna etmede başarılı olacağına dair garanti almış görünmediklerini açıkladı.

Iraklı siyasi çevreler silahlı grupların durumunu ele almak üzere ‘deneysel’ müzakereler başlattıklarını sızdırmışlardı. Yeni ABD politikasının dayattığı gelişmelere bağlı olarak bir tanesinin benimsenebileceği bir dizi yol ortaya koydular.

Kapıdan çıkıp pencereden girmek

Şu anda donmuş olduğu varsayılan müzakerelerde grupların durumunu ele almak için iki ana yol tartışıldı. Kaynaklara göre birincisi, ‘silahlı grupların kendilerini feshettiklerini ilan etmeleri ve silahlarını Haşdi Şabi’ye teslim ederek siyasi eyleme geçmeleri’. Ancak bu seçenek, Haşdi Şabi ile gruplar arasındaki yapının örtüşmesi nedeniyle krizi atlatacak gibi görünüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Iraklı siyasetçiler, ‘grupların silahlarının Haşdi Şabi'ye teslim edilmesinin siyasi oyunun anahtarlarını değiştireceğini, çünkü siyasi güçlerin uzun zamandır rakiplerine karşı avantajlı oldukları silah avantajından mahrum kalacaklarını’ ifade etti.

Silahlı gruplar bu seçeneğe şiddetle karşı olduklarını göstermeye çalışarak, devlet içindeki güvenlik kurumlarında kilit pozisyonlar elde etmek de dahil olmak üzere güçlü garantiler olmadan silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim etmeyeceklerini vurguladılar.

Şarku’l Avsat'a konuşan Batılı kaynaklar, ‘grupların silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim etmesine ilişkin müzakerelerin baskıyı hafifletmeye yönelik bir formaliteden ibaret olduğuna dair yeterince şüphe olduğunu’ söyledi.

Kaynaklar, gruplar ile Haşdi Şabi arasındaki örtüşmenin anlaşılmasının, grupların silahsızlandırılması ve silahların Haşdi Şabi’ye teslim edilmesi hipotezini zayıflattığına işaret etti. Bunu şu şekilde açıkladılar: “Devlet tarafından tanınan Haşdi Şabi, grupların militanlarına maaş ödeyen bir kurum ama sahadaki kararlarını kontrol eden bir kurum değil.”

scdvfgbhtyju
Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) üyeleri (Reuters)

Kaynakların açıklamasına göre, ‘Örneğin A Grubunun sahada 200 silahlı adamı var ve bunları grubun komutanı denetliyor, başka kimse denetlemiyor. Askeri emirleri veren ve bu gruba tahsis edilen konuşlanma alanı içinde onları bir yerden başka bir yere hareket ettirme kararlarını veren kişi odur, ancak bu kişiler Haşdi Şabi'nin kayıtlarında kayıtlıdır.’

Kaynaklar, “İki oluşum arasındaki bu karmaşık örtüşme biçiminde, hükümet tarafından tanınan yapının, emirlerini devlet dışındaki yetkililerden alan gruplar için yalnızca yasal ve mali bir kılıf olduğu söylenebilir” ifadesini kullandı.

Bu yapı, şu anda Ebu Fedek olarak bilinen Abdulaziz el-Muhammedavi tarafından yürütülen Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanlığı pozisyonu aracılığıyla kontrol ve koordine ediliyor.

Kaynakların ifadesine göre Ebu Fedek'in bu pozisyonda bulunması, koalisyonda yer alan tüm gruplar adına siyasi ve sahada karar verici olduğu anlamına gelmiyor; Ketaib Hizbullah’a liderlik etmesi nedeniyle ‘çok etkili bir koordinatör’ olduğu anlamına geliyor.

Kaynaklar, Irak dosyasıyla ilgilenen çevrelerin grupların kendilerini feshetme ve silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim etme’ yolunu ‘kapıdan çıkıp pencereden girmek’ olarak anladıkları sonucuna vardı.

Dolayısıyla grupların durumunu ele almak için ikinci bir yol daha var ki o da Haşdi Şabi'nin yapılandırılmasıyla birlikte onları dondurmak.

Haşdi Şabi'nin yapılandırılması ve grupların dondurulması

Iraklı kaynaklar bu sürecin, ordudan profesyonel bir subay olması gereken Haşdi Şabi başkanından başlayarak liderlik değişikliklerini ve hizipçi tugay komutanlıklarındaki yaklaşık 300 askeri pozisyonun değiştirilmesini içermesi gerektiğini söyledi.

Bu süreç umut verici ve güç dengesini değiştirmeye yönelik güçlü beklentiler sunsa da gruplar ‘Haşdi Şabi başkanı subayın’ özelliklerine ilişkin koşullar öne sürüyor.

Kaynaklara göre, ‘Haşdi Şabi'nin yeniden yapılandırılmasının, silahlı adam sayısındaki hayali enflasyonu ortadan kaldırarak, silahları hükümet depolarına kaydederek ve hizip komutanlarıyla doğrudan temas halinde olan eklemlere profesyonel subaylar getirerek maaş sisteminde kısmi reformlara yol açması bekleniyor.’

Ancak planın yarısı silahlı grupların çoğunluğu tarafından reddediliyor. Haşdi Şabi'nin başına üst düzey bir subayın atanması ‘İran Dini Lideri’ne sadık grupların liderlerinin kabul etmesi koşuluyla’ kabul edilebilir, böylece Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı'nın gruplara düşman olmayan ve direniş ekseninin özelliklerini anlayan yeni bir Haşdi Şabi Başkanı’yla çalışması sağlanır.

Kaynaklar, askeri kurumdan bu pozisyon için öne sürülen adayların ya İran Dini Lideri’ne çok sadık olduklarını ya da onu dikkate aldıklarını söyledi.

xscdfrgty
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi ve Genelkurmay Başkanı Korgeneral Abdulemir Yarullah ile birlikte (Irak Başbakanlık Ofisi)

Ancak iki hattın test edilmesine yönelik çalışmalar çeşitli nedenlerle durmuş durumda. Kaynaklar, ‘Haşdi Şabi ve grupların statüsüyle ilgili baskılara yanıt vermeme yönünde bir İran kararı alındığını’, zira Dini Lider Ali Hamaney'e yakın çevrelerin ‘gerekli ve hesaplı olmadıkça hediye vermeye gerek olmadığına’ inandığını bildirdi.

Dosyanın ele alınmasıyla ilgilenen Şii güçler, Trump yönetimiyle doğrudan iletişim eksikliği ışığında Irak'a yönelik dış tehditlerin kaynağını da yeniden tartışmaya başladı.

Kaynaklar, Trump yönetimi gruplara ilişkin tutumunu açıklamadan, uzun vadeli etkisi olacak hassas reformların yapılabilirliğine ilişkin soruları da içeren, grupların durumuna ilişkin iç tartışmaların bir bölümünü aktardı.

Siyasi elit, ‘İsrail'in Irak'taki mevzileri vurma tehdidi’ ile ilgili verileri dolaşıma soktu. Ancak Washington, sınır ötesi saldırılara karışan Iraklı gruplarla ilgilenmesi karşılığında bu planın uygulanmasını engelledi.

Bu senaryonun eski ABD Başkanı Joe Biden dönemine dayandığı, Trump yönetiminin ise Iraklı gruplar konusuna henüz ciddi bir şekilde eğilmediği görülüyor.

Irak müzakereleri, Koordinasyon Çerçevesi güçleri arasındaki çatışmaların dayattığı bir iç değişkenin etkisi altında donup kaldı. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile rekabet eden güçler, ‘grupların feshedilmesi ya da Haşdi Şabi’nin yapılandırılmasının’ Sudani'nin Ekim 2022'de göreve geldiğinde hayal bile etmediği büyük bir siyasi hediye olacağını düşünüyor.

Kaynaklara göre Şii partiler arasında, Haşdi Şabi'de ya da gruplarda yapılacak resmi reformların ‘bu yıl yapılması beklenen parlamento seçimleri öncesinde Sudani'nin kendi siyasi avantajı için kullanacağı bir boşluğa’ dönüşeceğine dair şüpheler var. Bu da gerekli adımların silahlı grupların saflarından gelmesi planlanan bir sonraki başbakana ertelenmesine neden olabilir.

Trump'ın Washington'da göreve başlamasından haftalar sonra Şii elitler artık beklendiği kadar baskı altında olmadıklarını düşünüyorlar. Ancak karar verme zamanı geldiğinde temel bir ikilemle karşı karşıya kalacaklar: Gruplar, devlete paralel kollar yapısını korurken nominal olarak dağıtılacak mı, yoksa daha fazla taviz vermeye mi zorlanacaklar?



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.